Güney Kürdistan’da tartışmaları süren yeni anayasa dair Kürdistan Toplum Hareketi (Tevgera Azadi) Eşbaşkan Yardımcısı Hüseyin Kerkuki demokratik bir anayasanın Kürdistan bölgesindeki partiler arası anlaşmazlıkları çözeceğini, demokratik bir anayasayla Kürtlerin büyük kazanımlar elde edeceğini belirtti.
Kerkuki hareket olarak Güney Kürdistan bölgesi açısından başkanlık sistemi yerine demokratik parlamenter sistemin daha uygulanabilir bir sistem olduğuna dikkat çekerek, “Bölge başkanı da parlamento tarafından seçilmeli. Yetkileri sınırlandırılmalı, başkan erkek ise yardımcıları kadın, başkan kadın ise yardımcıları erkek olmalı. Bu şekilde temsiliyette eşitlik bir nebze de olsa sağlanmış olur” diye konuştu.
Siz bölgede tartışmaları süren yeni anayasa için bir taslak hazırladınız. Neden böyle bir taslağı hazırlama gereği duydunuz? Taslağınızı hazırlarken nasıl bir yöntem uyguladınız?
Biz Tevgera Azadi olarak Güney Kürdistan Federe bölgesinde anayasa hazırlanırken kendi önerilerimizi, anayasaya dair projemizi hazırlık komitesine sunmayı siyasi ve toplumsal demokrasi mücadele eden bir hareket olarak kendi halkımıza karşı bir görev olarak gördüğümüzden dolayı böyle bir taslağı hazırlama ve anayasa hazırlık komisyonuna sunmayı gerekli gördük.
Bunun için bir süre önce kendi içimizde bir hazırlık komitesi kurduk. Bu komite daha önce var olan anayasa taslağını incelemeye aldı. Bölge halklarının çıkarına olmayan, özgürlüğüne ve bölgenin demokratik yapısına uygun olmayan maddeleri tespit edip, yeni ve demokratik bir anayasa için bir hazırlık yaptık. Komisyonumuz bu çalışmasının geniş çaplı yürüttü. Görüşmeler, incelemeler yaptı. Bu kapsamlı çalışma sonunda ortaya çıkardığımız ve hareket olarak demokratik bir anayasaya dönük projemizi içeren taslağı kamuoyuyla paylaştık ve bunu aynı zamanda komisyona da sunduk.
Yine uzman kişilerle çok yönlü tartışmalarımız oldu, görüş ve önerilerinden faydalandık. Toplumun farklı kesimleriyle de değişik düzeylerde görüşmeler yaptık. Halkın taleplerini, bölgenin ihtiyaçlarını tespit edip en demokratik olacak, ihtiyaçlara gerçekten cevap verebilecek kapsamda bir taslak hazırlamayı ön gördük.
Yeni anayasa hangi ihtiyaçtan ortaya çıktı?
Şimdi 2009’da kabul edilmiş olan anayasa taslağına yönelik birçok çevrenin ciddi eleştirileri vardı. Eğer mevcut anayasayla devam edilseydi siyasi ve hukuki olarak, demokratik yapı olarak bölgede ciddi sorunlar yaşanmaya başlayacaktı. Böyle gidemeyeceği, mevcut gidişatın önüne geçmenin var olan anayasayla mümkün olmayacağı, bununla bölge demokrasinin gelişmeyeceği açıkça görüldü ve parlamentoda yeni bir anayasanın hazırlanması için komisyon kuruldu. Bu olumlu ve önemli bir gelişmeydi. Halkta da olumlu tepkiler aldı.
Demokratik bir anayasa açısından sizce esas alınması gereken temel hususlar neler, bunları öneri projenizde nasıl ifadeye kavuşturdunuz?
Bizim hazırlık komisyonuna verdiğimiz taslakta dört temel başlık halinde bu hususları ifadeye kavuşturduk. Bunlar; ulusal bölüm, demokratik bölüm, idari bölüm ve demokratik yönetimin temel ilkeleri.
Güney Kürdistan Irak’a bağlı bir federal bölgedir. Fakat bugün yaşanan gelişmeleri de dikkate aldığımızda Güney Kürdistan bölgesinin kendi özgünlüklerinin dikkate anayasal ifadeye kavuşturulması Irak anayasasına da aykırı değildir. Bugün hem Ortadoğu hem de Kürdistan Federe Bölgesi’nde yaşananları da dikkate alarak doğruları ifade etmek ve ona göre duruş göstermek gerekir. Bunun için taslağın ulusal bölümünde daha çok Kürt ulusunun bugün içinden geçtiği duruma dikkat çekildi.
Demokratik bölümde; parlamentonun ve sorumlulukları dile getirildi. Konjonktürel durum da göz önünde bulundurularak parlamentodaki tüm farklı etnik ve dinsel grupların ortaklaşması ve özgürce iradelerini ortaya koymaları gerekir.
‘YEREL YÖNETİMLER GÜÇLENDİRİLMELİ’
İdari bölümde, yerelin söz ve yönetim hakkı açısından güçlendirilmesi gerekir. Merkezi yönetim yerine yerel yönetimin güçlendirildiği bir yönetim modeli oluşturulmalı. Yine burada en fazla gündemde olan statüleri tartışma konusu olan Şengal ve Kerkük’ün özel ele alınması gerekir. Çünkü bu alanlar farklı dini ve etnik kimliklerin bir arada olmasından kaynaklı daha fazla önem arz eden yerler. Bu yerler hem ekonomik açıdan hem de idari açıdan bileşenlerinin söz ve karar organı olması, dolayısıyla bu alanlarda yaşayanların karar verme süreçlerinde söz sahibi olması esas alınmalı. Tabi bu yerler Kürdistan bölgesine bağlı özel statülere kavuşması gereken yerler olmalı. Biz hareket olarak bunun doğru şey olacağına inanıyoruz.
KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ ESAS OLMALI
Ortak ilkeler etrafında demokratik eşit katılımcılığın esas alındığı bölümde ise herkesin eşit oranda siyasal ve toplumsal yaşama katılımı esas alındı. Bu özellikle erkek egemen siyasetin ve kültürün hakimiyetine karşın kadının eşit oranda katılımını esas almaktadır. Şimdi bir çok çevre bu hususun uygulanmasının oldukça zor olduğu görüşünde, ancak biz böyle düşünmüyoruz. Aksine demokratik bir kültürün ve sistemin gelişmesi açısından hayati ve uygulanabilir olduğunu düşünüyoruz. Yine anayasanın dinsel hakimiyet içermemesi, aksine tüm inançların, eşit düzeyde temsil gördüğü, hepsine özgürce yaşam imkanı bulduğu bir mahiyette olması gerekir.
PARLAMENTER SİSTEM ESAS ALINMALI
Bölgenin parlamenter sistemle mi yoksa başkanlık sistemiyle mi yönetilmesi gerektiği bu süreçte en fazla tartışılan husus. Sizin bu yönlü öneriniz, görüşünüz nedir?
Biz bölgenin parlamenter sistemle yönetilmesinin daha demokratik olacağına, demokrasinin bu şekilde daha fazla gelişebileceğine inanıyoruz. Bu sadece sayın Mesut Barzani’nin yeniden seçilip seçilmemesine ilişkin tartışmalardan kaynaklı değildir. Biz parlamenter sistemin güçlendirilmesi gerektiğine, bunun bölge yönetimi ve demokrasisi açısından daha doğru olacağını düşündüğümüzden anayasa önerimizde de buna vurgu yaptık.
BÖLGE BAŞKANI PARLAMENTO TARAFINDAN SEÇİLMELİ
Biz bölge başkanının da parlamento tarafından seçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Taslağımızda bunu da belirttik. Çünkü parlamento başkanı seçerse aynı zamanda onu denetleme mekanizması rolünü de görür. Zaten yetkileri sınırlandırılır. Ancak halk tarafından seçildiğinde kontrol mekanizması oluşmaz. Hem başkanın hem de başkan yardımcılarının parlamento tarafından seçilmesi, görevlendirilmesi gerekir. Dikkat edin demokratik açıdan gelişmiş yerlerin hepsinde parlamenter sistem daha etkilidir. Bir de bizim projemizde şu ayrıntıya da yer verildi. Eğer bölge başkanı erkek olursa yardımcısı kadın olmalı, eğer kadın ise yardımcısı erkek olmalı. Bu demokratik temsiliyet açısından da bizce gerekli bir durumdur.
Sizce belirlenen sürede anayasanın hazırlanıp onaylanması mümkün mü?
Bence eğer hazırlık komisyonunda yer alanlar işlerini disiplin içinde yürütürlerse belirlenmiş süre içerisinde anayasayı hazır duruma getirirler. Kaldı ki 25 yıldır anayasasız yönetilen bölgemiz açısından bu durum artık kabul edilebilir bir durum değildir.
İÇ SORUNLARIN AŞILMASI ANCAK ANAYASA İLE OLUR
Bölge partileri yaptıkları açıklamalarda bir uzlaşı içinde olmadıkları görülüyor ve bölge başkanı Mesut Barzani, Ağustos ayının 20’sinde bölge başkanının seçilmesi gerektiğini açıkladı. Bu durum gidişatı nasıl etkiler?
İçinden geçtiğimiz dönemin hassasiyetleri dikkate alınarak bölge partilerinin ortak tutum sahibi olmaları gerekir. İç çekişmeleri, anlaşmazlıkları bir an önce aşmaları gerekir. Güney Kürdistan’da önemli bir ekonomik kriz yaşanıyor. Yine DAİŞ saldırılarıyla önemli güvenlik sorunlarını yaşıyor.
Şimdi Goran Hareketi ve YNK başkanlığa dair kendi projelerini geliştirdiler. Bana göre sayın Mesut Barzani’nin Ağustos’un 20’ine kadar bölge başkanı seçimleri yapılması gerekir, demesi bir tepkiden ortaya çıktı. Biz tepkiler üzerinden bu tür şeylerin gelişmesini çok doğru bulmuyoruz. Çünkü sadece Güney Kürdistan değil, tüm Kürdistan parçalarında çok önemli ve ciddi gelişmeler yaşanıyor. Rojava’da Kürtler DAİŞ’e karşı ciddi bir başarı sağladılar. Kuzey Kürdistan’da HDP ciddi bir başarı elde etti. Güney Kürdistan’da da bizim partiler arası anlaşmazlık ve çelişkileri mutlaka bir kenara bırakmamız gerekir. Ancak maalesef mevcut tartışmalar güney Kürdistan’a hizmet etmeyen, geriye çeken tartışmalardır.
İşte sözünü ettiğimiz tüm bu sorunlar yine Güney Kürdistan hükümetinin Bağdat hükümetiyle ekonomik, siyasi olarak yaşadığı tüm sorunlar ancak tüm partilerin ortaklaşması ve demokratik bir anayasaya göre hareket etmesiyle mümkün olur. İç siyasi çekişmeler de yine demokratik bir anayasayla mümkün olur. Bu açıdan anayasanın mutlaka bir an önce hazırlanması gerekir.