KCK Ýnanç Komitesi'nden Ramazan mesajı

KCK Ýnanç Komitesi'nden Ramazan mesajı

KCK Ýnanç ve Azınlıklar Komitesi, Ramazan ayı dolayısıyla yayınladıðı mesajda, "Sorunların, şiddet yerine diyalog yöntemiyle ve kardeşlik hukuku çerçevesinde çözülüp, üzerinde Ezan-ı Şerif okunan topraklarda sonsuza kadar barışın hüküm sürmesini temenni ediyoruz" dedi.

KCK Ýnanç ve Azınlıklar Komitesi’nin Ramazan ayı mesajı şöyle: “Her ibadet, dünya işlerinden bir nebze de olsa uzaklaşarak, kendi iç dünyamızda tefekküre dalmamızın bir biçimidir. Yüce Allah’ın huzurlarındaki bu ibadet anlarında, günlük amellerimizin muhasebesini yapar, bunların, Ýslam’ın gerekleriyle ne kadar baðdaştıðını düşünürüz. Birine bir haksızlık yapmışsak ya da birinin kalbini kırmışsak,onu, o ibadet anında hatırlarız. Çünkü her ibadet, yüce Allah’ın, doðru ile yanlışları, tekrar tekrar bize hatırlatmasının biçimleridir. Eðer bizlerde, kalbi temiz müminlerisek, hemen o ibedet sonrasında, bize gösterilen yanlışlıkları gidermeye çalışır, doðruları da daha kuvvetlice uygulamaya devam ederiz .

Bu anlamıyla, içerisine girdiðimiz Ramazan ayı, yüce Allah’ın huzurlarında, kendi geçmişimizin muhasebesini yaptıðımız, en büyük tefekkür zamanıdır. Bu ayda tefekkür, neredeyse günün yirmi dört saatine yayılmakta, yapılan en küçük hata ve yanlışlıklarda hatırlanarak, bunların giderilmesi çabasına girilmekte, bu hata ve yanlışlardan dolayı da Allah’tan baðışlanma dilenmektedir. Bu mübarek ayın sonunda yapılan bayramlaşma ise, eski hesapların kapanarak, herkesin hakkına kavuştuðu yepyeni bir dönemin başlangıcı sayılmaktadır. Bu biçimiyle de birey ve toplum, bozulmalara karşı, kendilerini sürekli olarak tamir ederek yeniden üretmektedirler.

Kendilerini ve toplumlarını, sürekli olarak bu ibadet ve tefekkürlerle tamir edip yeniden üretemeyenler, yok olmaya mahkumdurlar. Ýşledikleri suç ve günahları görmeden ve tefekküre dalmadanÝbadet edenler, ancak Ýslam dinini anlamayan münafıklardır. Bunların kimler olduklarını anlamak için, hükümranlık sahalarındaki birey ve toplumların ne durumda olduklarına bakmak yeterlidir. Eðer bir yerde zulüm, bir önceki Ramazandan daha fazlaysa, daha çok insan açsa, hırsızlık, yolsuzluk ve faiz önceki Ramazanlara göre artmışsa, orada ya hiç tefekkür etmeyenlerin ya da tefekkürsüz ibadet eden münafıkların hükümranlıðı var demektir.

Türkiye’de son on Ramazandır, ibadet ettiði halde tefekkür etmeyen bir hükümet iş başındadır. Allah katında sevabı ya da günahı nedir? Diye sormadan, topluma karşı her türlü zulüm, şiddet ve adaletsizliði uygulamaktadırlar. Yaptıkları işlerin, Allah’ın kelamı ve Hazreti Peygamberin uygulamalarıyla uyumlu olup olmadıðını bile düşünmemektedirler. Sadece dünya malı ve iktidarının peşine düşerek, büyük hesap gününü unutmaktadırlar. Bunlar,biriktirdikleri günahların, servet ve iktidarlarından onlarca kat daha aðır bastıðını göremeyecek kadar Allah’ın adalet terazisine de yabancıdırlar. Allah onlara, tefekkür edebilecekleri kadar sabır, günah ve suçlarının muhasebesini yapabilecekleri kadar da feraset versin!

Kalbi temiz olan Müslüman toplum, her zaman olduðu gibi, bu Ramazan orucunda da büyük bir yoðunlaşma ve kendisiyle hesaplaşma içerisine girecektir. Ramazan boyunca, daha önce kırılan kalpler onarılacak, haksızlık yapılmışsa hak teslim edilecek, yoksula yardım, düşküne de el verilecektir. Toplum, en karmaşık sorunlarını Ramazan sofrası hatırına çözecek, bu sofralarda, geleceði için hayırlı olacak işler yapmak üzere de el ele verecektir. Zira Müslüman toplum, bu mübarek ayda yapılan her iyilik ve doðrunun Allah katında, normal zamanlardan çok daha makbul olunacaðını, kötlük ve yanlışların da daha aðır biçimlerde cezalandırılacaðını bilmektedir.

Başta Suriye olmak üzere, bölgemizin her köşesinde ciddi sorunların yaşandıðı bir döneme tekabül eden bu mübarek ay vesilesiyle, herkesi bir nebze de olsa ellerini dünya işlerinden çekip, derin bir tefekküre dalarak, kendi kendisiyle bir vicdan muhasebesine girmeye çaðırıyoruz. Sorunların, şiddet yerine diyalog yöntemiyle ve kardeşlik hukuku çerçevesinde çözülüp, üzerinde Ezan-ı Şerif okunan topraklarda sonsuza kadar barışın hüküm sürmesini temenni ediyoruz. Tüm müminlerin yaptıkları ibadetin kabulünü Allah’tan niyaz ederiz.”