KCK: Görkemli direnişi selamlıyoruz

KCK: Görkemli direnişi selamlıyoruz

KCK Yürütme Konseyi Başkanlıðı, Diyarbakır’da 14 Temmuz’da devlet güçlerinin halka ve seçilmişlere yönelik saldırısına sert tepki gösterirken, “Kürt siyasetçilerinin, halkımızın ve dostlarının sergilediði bu görkemli direnişi saygıyla selamlıyoruz” dedi.

KCK, 14 Temmuz’da Diyarbakır’da yaşananlar, Suriye’deki Kürt organizayonların ortak çatı altında birleşmeleri ve Rusya’nın Kürt siayetçi Mecit Gümüş’ü Türkiye’ye teslim etmesi konusunda açıklamalarda bulundu.

DÝRENÝŞ YÜKSELTÝLMELÝ

KCK, şöyle dedi: “14 Temmuz’da DTK ve BDP tarafından yapılması öngörülen “Özgürlük için Demokratik Direniş Mitingi” sömürgeci AKP devleti tarafından yasaklanmasına raðmen halkımız bu yasaðı tanımamış, 14 Temmuz günü Önder Apo’nun ve Kürdistan’ın özgürlüðü için Kürdistan’ın dört bir yanından ve Amed’in tüm cadde ve sokaklarından harekete geçmiştir. AKP devleti halkımızın bu görkemli katılımı karşısında, tam bir sömürgeci faşist zihniyetle halkımıza ve seçilmiş temsilcilerine karşı alçakça bir saldırıya geçmiş ve tam bir vahşet uygulamıştır. Ancak AKP devletinin polis sürülerinin tüm vahşi saldırılarına raðmen yüz binlerce yurtsever sokak sokak, cadde cadde direnmiş, 14 Temmuz direnişçilerinin bilincini, ruhunu ve direngenliðini Amed sokaklarında kahramanca sergilemeyi başarmıştır. Bir kez daha Önderliðinin özgürlüðü için her şeyi yapmaya ve başarmaya hazır bir halk olduðunu, bundan hiçbir biçimde geri adım atmayacaðını ortaya koymuştur. Öncelikle Kürt siyasetçilerinin, halkımızın ve dostlarının sergilediði bu görkemli direnişi saygıyla selamlıyor ve bu serhildanda yaralanan insanlarımıza acil şifalar diliyoruz; halkımızı, yaralanan ve esaret altına alınan yurtseverlerimizle dayanışmaya ve başlattıkları bu görkemli direnişi farklı platformlarla yükseltmeye çaðırıyoruz.

AKP devletinin Önder Apo üzerinde uyguladıðı aðırlaştırılmış tecrit işkencesine, Kürt siyasetine dönük siyasi soykırım operasyonlarına ve gerillayı imha operasyonlarına raðmen Kürdistan halkı 14 Temmuz günü her zamankinden daha fazla bir kitlesellik ve kararlılıkta Önder Apo’nun özgürlüðü için serhildana kalkmıştır. Sömürgeci ve ırkçı bir zihniyete sahip olan AKP, bu direnişi kırmak için silahlar da dahil olmak üzere elindeki tüm bastırma araçlarını en vahşi bir biçimde kullanmasına raðmen halkımızın direnişini bastıramamıştır. Kürdistan halkı 14 Temmuz günü, artık Önder Apo’nun esaretine tahammülünün kalmadıðını ortaya koymuş ve sömürgeci AKP devletinin Kürdistan’daki varlıðını meşrulaştırmak için sergilediði politikalara aðır bir darbe vurmuştur. Artık Kürdistan halkı hiçbir biçimde Türk sömürgeciliðinin Kürdistan’da bir zulüm ve soykırım biçiminde süren ve sürdürülmek istenen varlıðını kabul etmeyecektir. Kürdistan halkının, Önder Apo ve Kürdistan’ın özgürlüðü dışında hiçbir gündemi yoktur.

Halkımızın Büyük 14 Temmuz Ölüm Orucu Direnişi’nin 30. yılında serhildan ruhuyla harekete geçtiði bu görkemli direniş, aynı zamanda Kürt siyasetini iradesizleştirme, parçalama ve geri adım attırma çabalarına karşı da bir darbe olmuştur. Çünkü Kürt halkının siyasi temsilcileri bir fedakarlık ve kararlılıðı sergilemiş ve her koşul altında halkıyla birlikte olacaklarını bir kez daha herkese göstermişlerdir. 14 Temmuz Amed direnişiyle, AKP siyaseti boşa çıkarılmış ve sonuçsuz bırakılmıştır.

Fethullah Gülen ve AKP basını, her zaman olduðu gibi, Önder Apo’nun ve Kürdistan’ın özgürlüðü için ayaða kalkan halkımızın 14 Temmuz ruhunu serhildanlaştıran bu duruşunu tam bir ahlaksızlık ve özel savaş zihniyetiyle çarpıtarak görmezden gelmiştir. Sömürgeci polis sürüsünün, yediden yetmişe, kadın-çocuk ve seçilmiş demeden tüm insanlarımıza en alçakça bir biçimde saldırmasını gizlemeyi ve perdelemeyi kendisine bir görev bilmiştir.

ÝŞKENCECÝLERDEN HESAP SORMAYA ÇAÐIRIYORUZ

Yurtsever Kürdistan halkı, Önder Apo’nun aðır tecrit altında Ýmralı Ýşkence Sistemi’ne karşı insanlık direnişini sergilediði ve gerillanın mücadeleyi yükselttiði bir ortamda sömürgeciliðin bütün uygulamalarına karşı yüz binlerle Amed’de bir kez daha “Êdî Bes e!” demiştir. Tüm halkımızı, Önder Apo’nun üzerinde uygulanan tecrit işkencesinin birinci yıl dönümüne girmekte olduðumuz bugünlerde, Önder Apo’nun Ýmralı’da yükselttiði direnişi tamamlamaya ve özgürlüðünü saðlayıncaya kadar direnişini yükseltmeye, işkencecilerden hesap sormaya çaðırıyoruz.”

SURÝYE’DEKÝ KÜRTLERÝN TEK ÇATI ALTINDA BÝRLEŞMELERÝ ÖNEMLÝ BÝR GELÝŞME

KCK, Suriye’deki Kürt organizasyonların birleşmesi konusunda şunları ifade etti: “Sömürgeciliðin Kürt birliðini parçalamaya dönük geliştirdiði bütün oyun ve girişimlerine raðmen, Batı Kürdistan’da bulunan Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi ile Batı Kürdistan Halk Meclisi çatısı altındaki tüm siyasi partilerin Hewlêr’de yürüttükleri tartışmalar ardından birlik oluşturmaları, bu parçadaki halkımızın başarısı açısından önemli bir gelişmedir. Halkımızın bu parçada kendi aralarında tartışarak oluşturdukları birlik ve kamuoyuna yansıyan protokol, Suriye’de demokrasinin gelişmesi ve Kürt halkının statü kazanmasında önemli bir rol oynayacaðına inanıyoruz. Hareket olarak, oluşturulan bu birliði desteklediðimizi ve bunun giderek tüm Kürtler arasında bir birliðe dönüştürülmesi gerektiðini vurgulamak istiyoruz.”

RUSYA’YA SERT KINAMA

Rusya’yı kınayan KCK, bu konuda şöyle dedi: “Bütün yaşamını halkının özgürlüðüne adayan, bunun için her türlü fedakarlıðı sergileyen deðerli bir Kürt siyasetçisi olan Mecit Gümüş, Rusya Federasyonu tarafından AKP hükümetiyle yapılan gizli ve çirkin bir pazarlık sonucu geçen hafta Türk devletine teslim edilmiştir. Bir Kürt siyasetçisinin tutuklanarak Türkiye’ye teslim edilmiş olması açıkça uluslararası yasaların çiðnenmesi anlamına gelmektedir. Biz, Rusya Federasyonu Hükümeti’nin bu tutumunu kınıyor, Kürt halkına düşmanlık anlamına gelen bu siyaset anlayışından vazgeçmeye çaðırıyoruz. Kökeni tarihin derinliklerine dayanan ve haklı-meşru bir davayı yürüten Kürdistan halkının temsilcilerine karşı geliştirilen bu yaklaşımın haklı hiçbir gerekçesi olamaz. Demokrasiden ve insan haklarından yana olan hiçbir devlet mazlum Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı bu tarz bir yaklaşımı geliştiremez. Rusya’nın, halkımızın yürüttüðü haklı özgürlük mücadelesine karşı Sömürgeci Türk devletinin Kürdistan’da uyguladıðı soykırımcı ve inkarcı rejime cesaret vermekten başka bir anlama gelmeyen bu gayri-ahlaki tutumu Rusya halkına da hiçbir şey kazandırmayacaktır. Rusya’nın tarihinde Türk devletiyle birliktelik içinde, Kürt halkının iradesini ve özgürlük direncini kırmaya yönelik birçok benzer politik tutumun olduðu bilinmektedir. Türk devletinin Kürdistan’daki katliamlarına onay anlamına gelen bu yaklaşımın Rusya halklarının çıkarına da olmayacaðı açıktır. Bu nedenle Rusya’daki demokratik kamuoyunun ve insan haklarından yana olan tüm kesimlerin Rusya Federasyonu hükümetinin bu haksız-çıkarcı tutumuna karşı sessiz kalmamaya, Kürt halkıyla dayanışmaya, Rusya devletini de tutarlı bir devletin geleneðinde olmayan bu gayrı ahlaki tutumundan vazgeçmeye çaðırıyoruz.”