KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, Lice’deki asker saldırısı ardından AKP hükümeti ve yerel yetkililerin karakol inşaatına yönelik tepkileri “manipüle” etmesine sert tepki gösterdi. Esrar iddialarına “baştan aşağı bir çarpıtma ve yalan” diyen KCK, hükümeti bu iddialarını ispatlamaya davet etti.

28 Haziran günü Lice’de karakol inşaatını protesto eden halka ateş açarak bir kişinin ölümüne yol açan asker saldırı ardından hükümet ve Amed Valiliği’nin yaptığı açıklamalara ilişkin KCK’den sert tepki geldi.

Yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, hükümetin “esrar” suçlamasını reddederek,  “Dünyanın her yerinde olduğu gibi, Türkiye’de de eroin, esrar, vb. kirli işler doğrudan ya da dolaylı olarak devletin müsamaha göstermesi ve göz yumarak ortak olması ile yapılmaktadır” vurgusunu yaptı. KCK, hükümet ve yerel yetkililerin kamuoyunu manipüle ederek, karakol yapımına karşı gelişen tepkileri sindirmeyi ve meşruiyetini ortadan kaldırmayı amaçladığını kaydetti.

'AMAÇ TEPKİLERİ SİNDİRMEK'

KCK’nin bu konudaki açıklaması şöyle: “AKP iktidarı, Kürt Halk Önderi Başkan Apo’nun başlattığı Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa Süreci’ni tıkatmaya dönük, bir yandan Kürt halkını sindirme politikalarını insanların üzerine kurşun yağdırarak sürdürürken, öbür yandan kamuoyunu manipüle ederek yalan yanlış açıklamalar yapmaktadır. Bu açıklamaların bir amacı da sürecin ruhuna ters düşen karakol ve barajların yapımına karşı gelişen tepkileri sindirmek ve meşruiyetini ortaya kaldırmaktır.

'SİYASİ AHLAKSIZLIK'

Halkımız Lice’de yeni karakolların inşasına karşı haklı-demokratik-meşru tepkilerini geliştirmiştir. Buna karşılık AKP iktidarı ise, Medeni Yıldırım’ı katledip birçok yurtsever insanımızı yaralayarak sömürgeci zihniyette ne kadar ısrarlı olduğunu ortaya koymuştur. Hükümet yetkililerinin ve Diyarbakır Valisi’nin uyguladıkları bu vahşeti, “PKK, bölgede yaptığımız esrar operasyonlarından maddi zarara uğradığı için bu olayları tahrik etmiştir” yönünde yaptığı açıklamalar baştan aşağı bir çarpıtma ve yalandan ibarettir. Bu, AKP iktidarının sömürgeci her uygulamayı gerekçelendirme mantığından başka bir şey değildir. Bu tür açıklamalar, inandırıcılıktan uzak olduğu gibi siyasi ahlaksızlıktır. Dünyanın her yerinde olduğu gibi, Türkiye’de de eroin, esrar, vb. kirli işler doğrudan ya da dolaylı olarak devletin müsamaha göstermesi ve göz yumarak ortak olması ile yapılmaktadır. Özellikle 30 yılı aşkın savaş sürecinde devletin birçok biriminin ve kişilerin bu tür kirli işlere ortaklık ederek palazlandığı iç ve dış kamuoyunca bilinmektedir. Buna rağmen uluslararası düzeyde, suçunun üstünü örtmek için 30 yıldan bu yana büyük bir yalan ve çarpıtmayla, bir psikolojik savaş argümanı olarak hareketimiz eroin ve esrarla ilişkilendirilmek istenilmektedir. En son Diyarbakır valisi de bunu tekrarlamıştır. Biz AKP hükümetini ve Diyarbakır valisini bu iddialarını ispatlamaya çağırıyoruz.

'PKK HALKIN EMEĞİ VE ALINTERİYLE KENDİSİNİ FİNANSE ETMEKTE'

PKK, sadece halkımızın emeği ve alınteriyle kendisini finanse etmektedir. Hiçbir zaman uyuşturucu işlerine karışmadığı gibi, günah, haram ve adaletsiz bir çıkar ve gelir peşinde olmamıştır. PKK’nin her kadrosu ve çalışanı bir lokma bir hırka felsefesiyle yaşamaktadır. PKK’nin mücadelesi aynı zamanda bu gibi haksız ve kirli çıkar arayış ve odaklarına karşı bir mücadeledir. Bunu halkımız ve kamuoyu çok iyi bilmektedir. TC Devleti’nin bu kirli propaganda ve karalama faaliyetlerine karşı halkımızın ve kamuoyunun duyarlı olması, haklı ve meşru tepkisini geliştirmesi gerekmektedir.”