KCK: Çözüm süreci şehitlerin direnişinin bir sonucu

KCK: Çözüm süreci şehitlerin direnişinin bir sonucu

 

KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, Kürt hareketi tarafından “Şehitler Günü” olarak ilan edilen18 Mayıs vesilesiyle bir açıklama yayınladı. KCK, “18 Mayıs 1977 günü Antep Düztepe Mahallesi'nde kontra bir grubun komplosu sonucu şehit edilmiştir. İlk kanın Kürdistan topraklarına düştüğü bu gün daha sonra şehitler günü ilan edilmiştir” dedi.

KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, 18 Mayıs mesajında bugün devam eden demokratik çözüm süreci için “Kesinlikle şehitlerimizin kahramanlık destanlarıyla yarattığı görkemli direnişin bir sonucudur” vurgusunu yaptı.

KCK’nin Mayıs ayında hayatını kaybeden devrimcileri andığı mesajı şöyle: “Mücadelemizde Mayıs ayı şehitler ayıdır; 18 Mayıs günü de şehitler günüdür. Hareketimiz henüz ideolojik grup dönemindeyken, grubun en önde gelen önderlerinden birisi olan Haki Karer yoldaş 18 Mayıs 1977 günü Antep Düztepe Mahallesi'nde kontra bir grubun komplosu sonucu şehit edilmiştir. İlk kanın Kürdistan topraklarına düştüğü bu gün daha sonra şehitler günü ilan edilmiştir. Mayıs ayında Kürdistan Özgürlük Mücadelesi'nin birçok öncü militanı şahadete ulaşırken, Mayıs ayı aynı zamanda Deniz Gezmişlerin ve İbrahim Kaypakkaya'nın da şehit düştüğü aydır. Direniş halkalarından oluşan Mayıs ayının şehitlerini ve tüm devrim şehitlerini Haki Karer yoldaşın şahsında büyük bir saygı ve minnetle anıyor, kahraman şehitlerimizin anılarını devrimci mücadeleyi yükselterek özgür Kürdistan'da yaşatacağımız sözünü veriyoruz.

Bir davayı gerçek anlamda dava yapan ve onu zafere götüren o dava uğrunda canlarını fedaice ortaya koyan şehitlerdir. Şehidi olmayan hiçbir halkın başarı ve zafer şansı yoktur. Kendisi için canlarını ortaya koyan evlatlara sahip olmadan bir halkın özgürlüğünü elde ettiği görülmemiştir. Kürdistan halkı eğer bugün özgürlüğe doğru emin adımlarla yürüyorsa, bu, kesinlikle bu halk için canlarını ortaya koyan şehitlerimiz sayesindedir. Onlar özgürlük davasının uğruna ölecek kadar gerekli ve değerli olduğunu ortaya koymakla halkımıza ve biz yoldaşlarına bilinç, cesaret ve davada ısrarlı olma kararlılığını geliştirip derinleştirmişlerdir. Kemal Pir yoldaşın, “biz yaşamı uğruna ölecek kadar seviyoruz” sözleri Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin şahadet gerçeğinin en çarpıcı ifadesidir. Bu nedenledir ki, PKK bir şehitler partisidir ve PKK gerçeğini anlamak ise şehitler gerçeğini anlamakla mümkündür.

Kürdistan’da uygulanan sömürgecilik, bireyi kendi tarihine, kültürüne, diline ve ülkesine yabancılaştırmayı esas alan bir sömürgeciliktir. Fiziki olarak gerçekleştirdiği soykırımın yanı sıra esas olarak beyinsel sömürgeciliği gerçekleştirmek amacıyla bir beyaz soykırım politikasını da günümüze kadar uygulayagelmiştir. Bununla Kürdistanlı bireyde Kürt ve Kürdistan’a ait ne varsa ortadan kaldırmayı, silmeyi, anlam, zihniyet, ahlak ve estetik yitimini gerçekleştirmeyi hedeflemiş; bunda belli bir yol da kat etmiştir. Bu nedenle, adı yasaklanan, belleklerden silinmeye çalışılan bir ülke ve varlığı-yokluğu belli dahi olmayan bir halkın özgürlüğü için mücadeleye karar vermek ve bu mücadelede şahadeti göze almak ve gerçekleştirmek kolay olmamıştır. Dolayısıyla Haki Karer yoldaşla başlayan şahadet zinciri Kürdistan’da birey ve toplumu özüyle buluşturmanın en güçlü zemini olmuştur.

Mayıs ayında Halil Çavgun, Müslüm Baran, Mehmet Karasungur, İbrahim Bilgin, Abdulkadir Çubukçu, Kemal Çelik, İsmet Özkan, Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Mahmut Zengin, Eşref Aynık, Ozan Mizgîn, Ferzad, Ferhat, Soran, Şirin ve Hewlêr’de gerçekleşen katliamda Salih ve Helinlerin sorumluluğundaki 60 civarında arkadaşın şahadeti gerçekleşmiştir. Yine gerillada başta Cudi komutanı Hamza arkadaş olmak üzere, yüzlerce yoldaşımız bu ayda şehit düşmüştür. Bu ayda aynı zamanda Türkiye devrimci hareketinin önderlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan ve İbrahim Kaypakkaya da bu ayda şahadete ulaşmıştır.

Sömürgeci Türk devletinin politikalarıyla yok oluşun eşiğine getirilen Kürdistan halkı bugün bu topraklarda hiçbir tartışmaya yer vermeyecek kadar varlığını kesinleştirmiş ve özgürlüğe doğru yürüyor ise bunun temelinde şüphesiz şehitler gerçeği vardır. Kürt ve Kürdistan adına söylenen her söz, her örgütlülük, her kurumlaşma, her bilinç ve sergilenen her davranışın temelinde aziz şehitlerimizin büyük fedakarlıklarının ve destanlar yaratan direnişlerinin olduğu bir gerçektir.

Şehitlerimiz sonsuz, sınırsız ve her koşul altında kararlı direnişlerin gerekçesi olduğu kadar, onurlu ve özgür yaşamın da temel gerekçesi ve güvencesidirler. Bu nedenledir ki Kürdistan halkı da bugün şehitler gerçeğine daha çok bağlanmakta ve onları ölümsüzleştirmek için büyük bir direniş sergilemektedir. Doğan her bir çocuğuna, kendini bu halka feda etmiş olan bir şehidin adını vermek suretiyle on binlerce Egîd, Mazlûm, Kemal, Hayrî, Zîlan, Bêrîtan, Bêrîvan, Şîlan ortaya çıkmıştır. Bu, aynı zamanda şehitler gerçeğinin bir yenilmezlik ve zafer gerçeği olduğunu da ortaya koymaktadır.

Mücadele tarihimizde yaşanan her şahadet halkası yeni bir hamlesel çıkışın zemini olmuş, mücadelemiz bu temelde şehitlerinden güç ala ala bugüne kadar gelmiştir. Uluslararası Komplo'ya karşı "Güneşimizi Karartamazsınız!" sloganıyla başlatılan fedai eylemleri 1 Haziran 2004 hamlesiyle kapsamlı bir direniş sürecine ulaşmıştır. Erdal, Adil ve Nudalardan, Rüstem, Çiçek, Alîşêr ve Xebatlara kadar uzanan direniş halkası, Mehmet, Rojîn ve Numanların kahramanlık direnişi, Jîn, Andok ve Êrîşlerin fedai ruhuyla başlatılan hamleyle tarihsel bir süreci açığa çıkartmıştır. Bugün Önderliğimizin başlattığı demokratik çözüm süreci kesinlikle şehitlerimizin kahramanlık destanlarıyla yarattığı görkemli direnişin bir sonucudur. Bunda Önderliğimizin emeği ve halkımızın fedakarlığı tartışılmazdır. Bugün Kuzey Kürdistan'da gerillanın başlattığı "Demokratik Çözüm Yürüyüşü" bu temelde yaşanan bir gelişmedir.

Kürdistan Özgürlük Hareketi olarak, inancımızın, onurumuzun ve erdemimizin en büyük gerekçesi olan şehitlerimizin her zaman yılmaz birer takipçisi olacağımızı belirtiyor, onların anılarını ve şahadet gerekçelerini hiçbir zaman yüreklerimizden düşürmeyerek onlara layık olacağımızın sözünü bir kez daha yineliyoruz. Tüm yurtsever Kürdistan halkını, yaşamlarını uğrunda feda eden bu kahramanlara sahip çıkmaya, yalnızca 18 Mayıs günü değil, yılın her günü her vesile ile şehitlikleri ziyaret ederek ve onların anılarını dilden dile dolaştırarak yaşatmaya çağırıyoruz.”