‘Katliam yalan’ diyenlere bir kez daha tanıkların anlatımları…

‘Katliam yalan’ diyenlere bir kez daha tanıkların anlatımları…

Halep bölgesindeki Til Hasıl ve Til Eran beldelerinde 30 Temmuz günü 50 kişi, 1 Ağustos günü ise 20 kişi vahşi bir şekilde katledildi.  Son 20 kişi, Til Eran’dan kaçmak isterken bindikleri kamyon içerisinde doçkaların hedefi oldu. Tümü kadın ve çocuklardan oluşuyordu.  Sonraki günlerde de çeteler saldırılarını sürdürdü, binlerce kişi kaçmak zorunda kaldı. El Kaide’ye bağlı El Nusra çetesi, Til Eran’da hastane basıp 23 yaşındaki yaralı Kürt gencini halkın gözleri önünde kafasını keserek katletti.

El Kaide bağlantılı çetelerin gerçekleştirdiği bu katliam karşısında Kürtler ayağa kalkarken bölge ve uluslararası güçler sessizliğini koruyor.

Katliamdan 10 gün sonra, bugün sessizliğini bozan Federal Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani saldırıların araştırılmasını isteyerek, “eğer bilgiler doğruysa” Rojavalı kadın ve çocukların güvenliği için tüm olanaklarını devreye koyacaklarını söyledi. 

Çetelere destek veren kimi kuruluş ve çevreler ise, ‘böyle bir katliam yok” diyecek kadar vicdanla bağdaşmayan açıklamalar yapıyor. Oysa günlerdir ANF ve çeşitli medya organlarında yayınlanan katliam tanıklarının anlatımları,  çetelerin vahşetini hiçbir yoruma yer bırakmayacak şekilde ortaya koyuyor. 

Katliamdan kaçan çok sayıda aile önce zorlu çöl yollarına düştükten sonra ancak komşu Afrin’e ulaşabilmişlerdi. Anne Bêzê Abdulla, ablaları Emine Kalo, Cevahir Kalo, Beşir Kalo, Zehra Kalo ve altı çocukla Tel Hasıl’dan gelen 25 yaşlarındaki Kevser Kalo bunlardan sadece bir kaçıydı. Katliamdan kurtulan kadınlar 4 Ağustos tarihinde ANF’de yayınlanan haberde yaşadıklarını anlatmıştı. (Yeniden okumak için burayı tıklayın).

NE SÖYLEYEBİLİRİM Kİ…

Nuçe TV’de yayınlanan görüntülerde Afrin’e sığınan aileler, yaşadıkları vahşete tanıklık ediyor. Tanıklardan biri 8 Ağustos günü yaşadıklarını şöyle özetliyor: “Bir oğlumu yaraladılar, çocuğumu öldürdüler. Halkın yarısını yaraladılar, yarısını da öldürdüler. Ne söyleyebilirim ki, haindirler... Ramazan ayındayız, dinleri yok, imanları yok... Ne söyleyebilirim ki...”

Bir diğer anne, “Büyük oğlum tutukladılar, bir torunum öldürüldü, birisi kayıp, diğerini tutukladılar. İki oğlum şuan yaralı. Bunlar haindir, bunlar hırsız ve katildir” diye eklerken gözyaşlarını tutamıyor.  

BUNLAR İNSAN MI?

Oğlunun çalışmaya gittiğini anlatan katliam mağduru bir anne de şöyle diyor: “Köyünü, şerefini, namusunu korumak için geri gelmişti. Nusra üyeleri geldiler. Bunlar uzak yerlerden bizim zengin ülkemizi yağmalamaya geldiler. Ve benim oğlumu şehit ettiler. Bizim kadınları tutuklamışlar. Bize 'kadınlarınız helal, erkeklerinizin ise başını keseceğiz' diyorlardı.

Oğlumun cenazesini alamadım. Onun mezarını bilmiyorum. Bunlar İslam mı? Bunlar insan mı? Bunlar hani rejime karşı savaşmaya gelmişlerdi? İnsanların kafasını kestiler ve gelin, gelin bakın diye koparılmış başları dükkanlarda insanlara gösteriyorlardı. İnsan olan böyle yapar mı?”