Karayılan Kobanê için 'profesyonel katılıma' çağırdı
Karayılan Kobanê için 'profesyonel katılıma' çağırdı
Karayılan Kobanê için 'profesyonel katılıma' çağırdı
PKK Yürütme Komitesi üyesi Murat Karayılan, Kobanê için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın daha önce yaptığı seferberlik çağrısının bugün de geçerli olduğunu belirterek, "nitelikli ve profesyonel katılıma" çağırdı. Karayılan, "YPG'ye katılın, profesyonel asker olun" dedi.
Batı Kürdistan'ın Kobanê bölgesine yönelik 15 Eylül'de IŞİD tarafından başlatılan büyük saldırı dalgasına ilişkin ANF'ye konuşan PKK Yürütme Komitesi üyesi Murat Karayılan, önemli açıklamalarda bulundu. YPG öncülüğünde gelişen direnişe destek olunmazsa Şengal benzeri katliamlar yaşanabileceği konusunda uyaran Karayılan, IŞİD ve Suriye'de ele geçirdiği ABD ve Rusya'ya ait silahlarla Kobanê'yi düşürmeye çalıştığını kaydetti. Karayılan, "Bu nedenle farklı bir şekilde, yani direniş temelinde ikinci bir Şengal faciasıyla karşılaşmak istenilmiyorsa derhal harekete geçilmelidir. Kim, neyi, ne kadar yapabiliyorsa yapmalıdır" dedi.
Öcalan'ın seferberlik çağrısının geçerli olduğunu vurgulayan Karayılan'ın, uluslararası güçlerin Batı Kürdistan'daki devrime herhangi bir yardımlarını olmadığını söyledi. "Yalnızca kendi yandaşlarına silah veriyorlardır" diyerek tepki gösteren Karayılan, devletlerin peşmergeleir desteklemelerine de karşı olmadıklarının altını çizdi. Karayılan, "Desteklemeleri gerekiyor da. Yalnız biz Şengal halkına ve Şengal direnişine herhangi bir destek geldiğini duymadık" diye ekledi.
Karayılan'ın değerlendirmelerinde öne çıkan diğer bazı mesajlar şöyle:
-Kobanê halkı da topun ağzında ve Kobanê halkı da bugün bütün gücüyle direnmekte; ancak Kobanê halkına da herhangi bir destek gitmiş değildir. Bu direnişi Kürt halkı ve hareket olarak biz destekliyoruz. Yine bizimle birlikte destekleyen başka Kürt partileri de vardır.
-Değerli Kobanê halkı ve gençliği şunu bilmeli: IŞİD’e karşı başarılı olabilmeleri için YPG’ye katılmaları ve eğitim temelinde profesyonel asker olmaları halinde başarılı olabilirler. YPG’ye katılıp eğitimini görerek profesyonel bir asker biçiminde bir katılım gösterse, bu direniş çok daha güçlenir ve başarıya ulaşır.
-Kuzey halkı da destek sundu; çadırlar açtı, erzak gönderdi ama güçlü bir katılım yapmadı. Kuzey gençliğine çağrımdır; gidin bizzat savaşa savaşçı olarak katılın (...) Kobanê’deki direnişin başarısı için daha nitelikli katılıma ihtiyaç vardır.
-IŞİD’in yaptığı bu saldırılarının ikinci önemli nedeni ise orada bulunan ÖSO güçleridir. Çünkü Kobanê’de ÖSO güçleri YPG’yle ittifak yapmış ve birlikte direnme kararını almıştır. Belli ki IŞİD bundan çok korkmaktadır.
-Kobanê’de başlayan bu savaş süreciyle birlikte Türkiye’nin rengi de ortaya çıkacaktır. Aslında Kobanê’deki bu savaş süreci bir yerde Türkiye’nin aynası olacak ve Türkiye’nin gerçek duruşu bu süreçte görülecektir.
-Aldığımız bilgilere göre dünden bu yana Türk devleti sınıra belli bir güç yığınağı geliştiriyor. Ayrıca en son IŞİD'e doğrudan yardım yaptığı, trenle cephane taşıdığı yönünde bilgiler de var. Bu ciddi bir durumdur.
-Türk devletinin uçuş yasağı koymasından ve tampon bölge oluşturulmasından bahsedilmekte. Eğer gerçekten bahsedilen bir tampon bölge oluşturmaksa, bu, çok tehlikeli bir şey olur. Tampon demek Kürdistan’ın işgali demektir.
KOBANÊ'YE KARŞI KAPSAMLI AMAÇLARI VAR
* 15 Eylül gününden bu yana IŞİD’in Kobanê Kantonu’na dönük çok kapsamlı yeni saldırılar var. Bu saldırılar nasıl başladı ve ne amaçlanıyor?
Şimdiye kadar Kobanê halkının IŞİD saldırılarına karşı sergilediği direniş, çok büyük ve destansı bir kahramanlık direnişi olarak tarihe geçmiştir. Bilindiği gibi IŞİD, bu yıl itibarıyla öncelikle Mart ayında Kobanê’ye karşı kapsamlı bir saldırı başlattı. Ancak haftalar süren direnişle bu saldırıları kırıldı ve hiç bir ilerleme kat edemedi. Bunun ardından IŞİD’in Irak’ta geliştirdiği saldırı hamlesiyle, özellikle Musul ve Tikrit gibi yerleri alması, herkesin bildiği gibi onları çok fazla güçlendirmiştir. Özellikle ABD’nin Irak Ordusu’na bıraktığı silahlara, zırhlı araçlara ve Musul bankalarındaki paralara el koymasıyla adeta bir devletin olanaklarına kavuşmuş ve ciddi bir güçlenmeyi yaşadı. Bu güçlenmeyi yaşayan IŞİD, 2 Temmuz günü tekrardan Kobanê’ye dönük kapsamlı bir saldırı başlattı.
Belli ki Kobanê’ye karşı ciddi bir öfkesi ve kapsamlı bir amacı vardır. Kobanê halkının orada gerçekleştirdiği direniş, onların İslam Devleti projesini tamamlamasında önemli bir engel haline gelmiştir. Dolayısıyla Irak’ta güçlenir güçlenmez tekrardan Kobanê’ye karşı kapsamlı bir saldırı başlatmışlardır. Yalnız Kobanê halkının ve oradaki YPG güçlerinin bu saldırıya karşı gerçekleştirdiği direniş, gerçekten bir kahramanlık direnişi oldu. Buna Kuzey Kürdistan’daki halkımızın desteğinin de önemli katkıları oldu. Hem moral-motivasyon, hem de maddi-manevi destek açısından Kuzey Kürdistan halkımızın Kobanê’yle gerçekleştirdiği dayanışmanın direnişe önemli bir katkı sundu. Bilindiği gibi o dönem bizler ve yine Önderliğimiz seferberlik ilan etti. Hem Kobanê halkının güçlü bir biçimde bu seferberliğe katılması, hem de Kuzey Kürdistan halkının Kobanê direnişine sahip çıkması ve desteklemesi direnişi güçlendirdi ve IŞİD’in tüm saldırılarının sonuçsuz bırakılmasında büyük bir etken oldu. Bunun bir sonucu olarak bu saldırı dalgasında da IŞİD fazla bir ilerleme kat edemedi, başarısız oldu.
KOBANÊ'Yİ DÜŞÜRMEK İSTİYORLAR
Ama ardından IŞİD Irak’ta yeniden bir hamle başlattı; Şengal, Hewlêr, Maxmur ve Kerkük’e dönük yönelimleri gerçekleşti. Burada belli bir ilerleme sağladı ve moral aldı. Buradaki mevziilerini pekiştirmesiyle beraber Irak’taki güçlerini ve özellikle de ABD’nin Irak Ordusu’na bıraktığı zırhlı araçları Kobanê’ye götürerek Kobanê’ye dönük bu sefer daha da kapsamlı bir saldırı hazırlığını yürüttü. Yani Kobanê’de 15 Eylül gecesi başlayan saldırı, üçüncü saldırıdır. Ve bu saldırı öncekilere göre çok daha kapsamlı, mutlak surette Kobanê’yi düşürmeye yönelen bir saldırı durumundadır. Bu konuda tüm Kürdistan halkı ve Kürdistani siyasi çevreler ile tüm demokratik kurum-kuruluşlar, yine uluslararası kamuoyu ve uluslararası güçler bilmeli ki IŞİD’in şu an Kobanê’ye dönük geliştirdiği bu yeni saldırı harekatı şimdiye kadar geliştirdiği en kapsamlı saldırı hareketidir. Hem Suriye’den aldığı Sovyet tankları ve hem de Irak’tan aldığı Amerikan tankları, yine Grat füzeleri ile envai türden top çeşitlerini Kobanê halkına karşı kullanarak, yani teknik gücünü arttırarak Kobanê’yi düşürmek istemektedirler. Bu çok tehlikeli bir durumun ortaya çıktığını gösteren bir husustur. Bunu şimdiden görmek gerekiyor.
İKİNCİ BİR ŞENGAL'İN ÖNÜNCE GEÇMEK İÇİN DERHAL HAREKETE GEÇİLMELİ
IŞİD Kobanê’yi düşürmek istiyor. Tüm gücünü toplamış, yarım daire halindeki bütün cephelerden ağır top atışı ve tanklar desteğinde ilerlemek istiyor. Hem doğudan, hem batıdan ve hem de güneyden saldırıya geçerek Kobanê’yi kıskaca alma ve ezmeyi planlamış bulunuyor. Elbette burada bir Şengal durumu yaşanmaz ama eğer ki Kobanê halkının ve oradaki YPG güçlerinin, yine beraberlerinde bulunan ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) güçlerinin geliştirdiği direnişe destek sunulmazsa direne direne de olsa Şengal benzeri katliamlar yaşanabilir. Bu nedenle farklı bir şekilde, yani direniş temelinde ikinci bir Şengal faciasıyla karşılaşmak istenilmiyorsa derhal harekete geçilmelidir. Kim, neyi, ne kadar yapabiliyorsa yapmalıdır. Kürt halkı gerçek anlamda bir seferberlikle Kobanê’de gelişen büyük direnişe destek sunmalıdır.
ÖCALAN'IN SEFERBERLİK ÇAĞRISI BUGÜN DE GEÇERLİ
Önder Apo'nun seferberlik çağrısı sadece bir ay için değildir. Bu seferberlik çağrısı bugün de geçerlidir ve Kobanê’nin güvenliği mayinde olana kadar da geçerli olacaktır. Bu temelde tüm Kürdistan halkını Kobanê direnişiyle dayanışmak amacıyla seferberlik komunu daha etkili kılmaya ve büyük bir seferberlik ruhuyla direnişi güçlendirmeye çağırıyoruz. Bütün duyarlı uluslararası güçler ve demokratik çevreler Kobanê’de gelişen insanlık direnişine sahip çıkmalı, destek sunmalıdır. IŞİD Kobanê’de bir vahşeti pratikleştirmek istemektedir. Buna karşı ise öz gücüne dayanan, büyük ve anlamlı bir direniş vardır. Bu bir insanlık direnişidir, bu bir kahramanlık direnişidir. İnsanlıktan yana ve insanlık değerlerine sahip çıkan tüm çevreler bu direnişe sahip çıkmalıdır. Doğru; Temmuz ayında Kuzey Kürdistan’ın Kobanê direnişine sahip çıkmasının önemli etkileri oldu ama düşman tam yenilmedi. Düşman o zaman kırıldı, şimdi yeniden güçlenerek Irak ve Rakka’daki tüm tekniğini Kobanê etrafına yığarak vahşice kapsamlı bir saldırı başlatmıştır ve 3 günden beri büyük bir direniş sergilenmektedir. Başta Kuzey Kürdistan olmak üzere tüm Kürdistan halkı, Kobanê’de insanlık adına yürütülen bu büyük kahramanlığa sahip çıkmalıdır; her türlü desteği sunmalıdır.
BATIDAN ROJAVA DEVRİMİNE TEK BİR METELİK BİLE GELMEDİ
* Basına yansıyan haberlere göre uluslararası güçler toplantılar yapıyor, planlar açıklıyor ve bunu yaşama geçirdiklerini iddia ediyorlar. Peki bu güçlerden Kobanê direnişine veya Rojava Devrimi’ne dönük herhangi bir destek ulaştı mı?
Burada büyük bir paradoks durumu söz konusudur. Bir taraftan 15 aydan beri Rojava’da IŞİD saldırılarına karşı Kürt halkının kendi öz gücüne dayanarak geliştirdiği bir savaş ve direniş vardır, öbür taraftan ise ABD’den, Avrupa devletlerine ve bölgesel güçlere kadar herkes IŞİD’e karşı savaşmak için her gün toplantılar yapıyor, konseptler oluşturuyor, açıklamalarda bulunuyor. Bu güçler her fırsatta IŞİD’e karşı direnen-savaşan güçleri destekleyeceklerini söylüyorlar ama şimdiye kadar bizim bildiğimiz tek bir metelik bile Rojava Devrimi’ne gitmemiştir. Rojava Devrimi şimdiye kadar kendi öz gücüyle direnmektedir. IŞİD’in elindeki ABD ve Rusya tanklarına karşı Kobanêli gençler el bombası ve kleşlerle (kaleşnikoflarla) direnmektedirler. Yürekleriyle savaşmaktadırlar. Çağın en gelişmiş teknolojisini eline geçirmiş bulunan bu canavar faşist güruha karşı halkımız iradesiyle ve yüreğiyle direniş geliştirmektedir. Bu, insanların vicdanını çatlatan bir durumdur. Bir tarafta milyarlar dönecek, diğer tarafta ise oradan buradan topladığı paralarla kaçakçılardan el bombası ve kleş temin ederek direnen bir insanlık gerçeği olacak! Günümüzde insanlık bu paradoksu aşmadan hiç bir zaman hakikate ulaşamayacaktır. Peki orada direnenler insan değil mi?
PEŞMERGEYE ULUSLARARASI DESTEĞE KARŞI DEĞİLİZ
Aynı durum Şengal için de geçerlidir: Peki, Şengal’deki Êzîdî halkımız insan değil mi? Soruyorum; şimdiye kadar Şengal’deki halkımıza ne gibi bir destek sunulmuştur? ABD ve Avrupa Şengal’e hangi desteği sundu? Nerede destek sundu? Açık ki herhangi bir destek yok. “Destek sunuyoruz” söylemlerinin hepsi palavradır. Bunlar, uluslararası kamuoyunu yanıltma söylemlerinden başka bir şey değildir. Yalnızca kendi yandaşlarına silah veriyorlardır. Yani kendi kendilerine alıp veriyorlar. Ama direnen kesimler herhangi bir şey görmüyorlar. Biz devletlerin peşmergeyi desteklemelerine karşı değiliz. Desteklemeleri gerekiyor da. Yalnız biz Şengal halkına ve Şengal direnişine herhangi bir destek geldiğini duymadık. Aynı şekilde Kobanê halkı da topun ağzında ve Kobanê halkı da bugün bütün gücüyle direnmekte; ancak Kobanê halkına da herhangi bir destek gitmiş değildir. Bu direnişi Kürt halkı ve hareket olarak biz destekliyoruz. Yine bizimle birlikte destekleyen başka Kürt partileri de vardır. Bunun dışında orada direnen yiğitleri destekleyen kimse yoktur. Bu, insanlık vicdanının ne kadar köreltilmiş olduğunu gösteren bir durumdur. Bugün dört bir yandan çağın en gelişmiş teknolojisiyle Kobanê halkına karşı saldırıya geçen IŞİD çetelerine karşı ne yapılacak, sessiz mi kalınacaktır...! Tabii ki bunu göreceğiz fakat şimdiye kadar büyük bir sessizlik var.
HİÇBİR DESTEK SÖZKONUS DEĞİL
Kısaca herhangi bir kimsenin desteği olmuş değildir. Destek olmuşsa nereye olmuş ben bilmiyorum. Ama benim bildiğim bu IŞİD denilen faşist güruha karşı direnen YPG’ye ve Rojava Devrimi’ne kimse herhangi bir destek sunmuş değildir. Kısmen biz destekliyoruz. Bizim de o kadar olanağımız yoktur. Biz de kendi öz gücümüze dayanan bir hareketiz. Yani şimdiye kadar Kürt halkı sömürgeci güçlere karşı direnişte olduğu gibi bu IŞİD denilen uluslararası çeteye karşı direnişte de kendi yağında kavrulmakta ve kendi öz gücüyle bu direnişini sürdürmektedir. Sözü edilen milyarlar ortalıkta dolanıyorsa, bunlar başka yerlere gitmektedir. Ama şu bir gerçek: Günümüzün egemen güçleri, Şengal’de yaşanan katliamın vebalından kurtulamazlar. Yarın Kobanê’de direniş içinde de olsa yaşanabilecek olan vahim sonuçlardan bu güçler sorumlu olacaklardır. Çünkü IŞİD’i kuvvetlendiren bu güçlerdir. Soruyorum; IŞİD kimin denetiminde bu gücü kazandı ve IŞİD bugün kimin silahlarıyla Kürt halkına karşı savaşıyor? Şimdiye kadar bu IŞİD’i güçlendiren kimlerdir? IŞİD bu silahları nereden buldu? Açık ki bu çete güruhu uluslararası ve bölgesel bir konsept temelinde güçlendirilmiş ve bölge halklarının başına bela haline getirilmiştir. Bu çete güçleri en çok Arap halkının başına bir beladır, en çok İslamiyet için bir lekedir ve bugün Kürt halkına karşı da düşmanlık yapmaktadır. Bunun için Kürt halkı ve tüm bölge halkı bu çeteye karşı tüm gücüyle direnmelidir.
İYİ KÜRT KÖTÜ KÜRT POLİTİKASINDAN VAZGEÇİLMELİ
Açık ki çifte standartlı yaklaşım vardır. Başta Amerika olmak üzere artık IŞİD'e karşı harekete geçmek istediğini iddia eden güçler ‘iyi Kürt kötü Kürt’ politikasından vazgeçmeden ve bu çifte standartlı politikalarını bırakmadan IŞİD'e karşı doğru dürüst bir mücadele geliştiremeyeceklerdir. Dişiyle, tırnağıyla ve tüm gücüyle IŞİD vahşetine karşı direnen Rojava Devrimi’ne destek sunmayan uluslararası güçler tarih karşısında bunun vebalinden hiçbir zaman kurtulamayacaktır.
KOBANÊ'DE PROFESYONEL ASKER BİÇİMİNDE KATILIM SAĞLANMALI
* Peki geçmişte yapılan desteklerin ne kadar katkısı oldu, katılımlar nasıldı?
Biraz önce de belirttiğim gibi Kuzey Kürdistan halkının ve yine diğer parçalardan da halkımızın Kobanê’nin Temmuz ayındaki direnişine önemli katkıları oldu. Yine Kobanê halkının kendi içinde direnişe güçlü katılımı söz konusudur. Kobanê halkı onurlu bir halktır, Kobanê halkı tarihi boyunca boyun eğmemiş, direniş göstermiş bir gelenekten gelmektedir. Ama burada bir zaaf var. Mesela Kobanê halkı direnişi destekliyor, kendisi direnişe katılıyor ama direniş kuvvetlerini daha da güçlendiren profesyonel katılımı yapmıyor. Yine Kobanê gençleri eğitim görüp profesyonel asker olma temelinde YPG saflarına katılmıyor. Kendi köyünü savunuyor, silahını alıp meydana çıkıyor, çatışıyor ama böyle klasik-amatör çatışmayla IŞİD’e karşı direniş başarıya ulaştırılamaz. Değerli Kobanê halkı ve gençliği şunu bilmeli: IŞİD’e karşı başarılı olabilmeleri için YPG’ye katılmaları ve eğitim temelinde profesyonel asker olmaları halinde başarılı olabilirler. Şimdi Kobanê’de böyle bir zaaf vardır. Yani insanlar direniyor, çatışıyor ama bunu amatörce yapıyor. Halbuki YPG’ye katılıp eğitimini görerek profesyonel bir asker biçiminde bir katılım gösterse, bu direniş çok daha güçlenir ve başarıya ulaşır.
Bu vesileyle değerli-yurtsever Kobanê gençliğine çağrı yapıyorum: Salt direnişi desteklemek ve direnişe amatörce katılmakla bu direniş başarıya taşırılamaz. YPG'ye katılın, profesyonel asker olun. Siz profesyonel asker olmakla düşmanı püskürtebilirsiniz. Bu alçak çete gücüne karşı profesyonelce savaşmak gerekiyor. Bunun için YPG saflarına katılın. Yine Kobanê’de bulunan bütün siyasi çevrelerin direnişi destekleme kararını aldıklarını duydum. Bu çok iyi bir adımdır. Elbette ister Arap olsun, ister Kürt olsun ya da başka bir halktan olsun, kim olursa olsun Kobanê’de yaşayan herkes bu saldırılara karşı el ele vererek direnmelidir; orada demokratik-ulusal bir tutum sergilenmelidir. Yalnız unutmayalım, direnişin başarması için profesyonelce savaşmak gerekiyor. Bunun yolu da YPG’ye katılmak, onun eğitimini almak bu biçimde savaş tarzında derinleşmektir.
KUZEY HALKI GÜÇLÜ BİR KATILIM GÖSTERMEDİ
* Ya Kuzey halkı...
Aynı şekilde Kuzey halkı da destek sundu; çadırlar açtı, erzak gönderdi ama güçlü bir katılım yapmadı. Kuzey gençliğine çağrımdır; gidin bizzat savaşa savaşçı olarak katılın. Kuzey halkı iki sefer toplu bir biçimde sınırı geçti ve Kobanê’ye gitti. Bu iyi bir moral ve destek oldu ama gidenler öyle savaşa katılabilecek pozisyondaki insanlar değildi. Yani Kuzey’den gidip Kobanê direnişine bizatihi katılma vardır fakat bu yeterli değildir. O katılım gösteren onurlu insanları selamlıyorum. Ancak yeteri kadar bir katılım gerçekleşmiş değildir. Bu açıdan yaptığımız çağrıyı yineliyoruz: Bütün Urfa ve bütün Kuzey Kürdistan gençliği direnişe katılın, savaşa katılın. Profesyonel bir direnişi geliştirmek için gerekli eğitimi alın ve böylece Kobanê direnişiyle omuz omuza zafere ve başarıya yürüyen bir tarzın ve katılımın sahibi olun. Bizim çağrımız budur. Yani maddi ve manevi destek iyidir ama bu tek başına yetmez; bizzat katılmak gereklidir. Bu hem bizzat Rojavalı gençler ve Kobanê’deki halkımız için geçerlidir; hem de Kuzey’den destek sunmak isteyen Kürdistan ve Türkiyeli gençler için de geçerlidir. Yani bugün Kobanê’ye gidip direnişe katılma, direnişe bizzat dahil olma sorunu vardır. Slogan atma ya da daha değişik yöntemlerle destek sunmanın elbet faydası vardır ama gelinen aşamada bu artık yetmez. Bu açıdan Kobanê’deki direnişin başarısı için daha nitelikli katılıma ihtiyaç vardır.
Sonuç olarak; biz Kobanê’deki bu kahramanlık direnişinin büyük kayıplar pahasına da olsa başarıya gideceğine inanıyoruz. Yine yurtsever Kürdistan halkının Kobanê halkını yalnız bırakmayacağına, Kobanê halkının da yek vücut olarak büyük bir direniş sergileyeceğine olan inancımız tamdır. Ama bunun için nitelikli katkıya ve katılıma ihtiyaç vardır. Ayrıca IŞİD’e karşı gerçekten savaşmak isteyen, insanlığa sahip çıkmak isteyen ister Arap, ister Kürt; ister Türkmen ister farklı halklardan olsun bütün halkların Kobanê direnişiyle dayanışması gerekmektedir.
ROJAVA'DAKİ DİRENİŞİN ARKASINDAYIZ
Bu arada bir konuya daha değinmek isterim: Genelde Rojava’da ve bugün Kobanê’de sergilenen direniş ve orada yürütülen savaş PKK’nin yürüttüğü bir savaş değildir. Orada halkın kendi öz evlatlarından oluşan bir direniş örgütlenmesi vardır ve bu örgütlenme bugün bir devrim yapmıştır. Yine az önce de belirttiğim gibi Kobanê’de hükümet dışında var olan bazı partiler de bugün direnişe katılma kararı vermişlerdir. Yani şu an Kobanê’de topyekun bir direniş söz konusudur ve Kürt halkının topyekun bir refleksi olarak YPG bu direnişi ortaya koymaktadır. Ama orada bazı çevreler tarafından sanki orada doğrudan PKK varmış ve PKK direniyormuş gibi bir imaj yaratılmak isteniliyor. Bu doğru değildir. Aslında bunlar Rojava Devrimi’ne karşı bir blokajı geliştirmeyi amaçlayan çarpıtmalar sonucu ileri sürülen iddialardır. Şu doğru; biz bu direnişi desteklemekteyiz ve arkasındayız. Nasıl ki biz Güney Kürdistan’daki direnişin, Kerkük, Maxmur ve Şengal’deki direnişin arkasındaysak, Kobanê’deki, Efrîn’deki ve Cizîrê’deki direnişin de arkasındayız. Ama fiziki koşullar elverdiğinden dolayı biz Şengal’e doğrudan HPG olarak müdahale ettik. Kobanê içinse aynı fiziki koşullardan bahsetmek mümkün değildir. Orası gerilla örgütlenme sahalarına çok uzaktır. Aynı şekilde tabur veya alaylarla müdahale etme koşulu da yoktur. Biz bu yüzden ‘tüm Kuzey Kürdistan gençleri yetişmeli ve katılmalı’ diyoruz. Dikkat edin; Şengal için aynı şeyi farklı bir şekilde söyledik ve öz gücümüzle müdahale ettik. Fakat Kobanê için bunun fiziki koşuları uygun değildir ve zordur. Bu yüzden Kuzey halkımız ve gençliği devreye girmelidir.
Oradaki direniş, Kobanê halkının direnişidir. Bundan dolayı tüm Kürdistan halkı, ilerici-demokrat Türkiye halkı ve toplumsal çevrelerin tümü bu direnişe destek sunmalıdır. Çünkü orada IŞİD’e karşı bir insanlık ve insanlık onurunu kurtarma direnişi vardır.
IŞİD'İN SALDIRISININ BİR NEDENİ DE ÖSO İLE YPG İTTİFAKI
* Geçtiğimiz hafta YPG güçleri ile Suriyeli muhalif gruplar arasında Volkan El Fırat Birlikleri kuruldu. Bu birliğin savaştaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet doğrudur. Zaten IŞİD’in Kobanê’ye karşı bu kadar düşmanlık beslemesi ve mutlaka Kobanê’yi düşürmek istemesinin bir nedeni de Kobanê’de YPG ile ÖSO’ya bağlı 7-8 grubun ortaklaşa kurmuş olduğu Volkan El Fırat’ın oluşturulmasıdır. Çünkü IŞİD buranın bir muhalefet odağı olacağını gördü. Kuşkusuz devrim düşmanı olan güçler için en tehlikeli şey, YPG’nin o direngen profesyonel savaş gücüyle, diğer demokratik muhalefet güçlerinin birleşmesidir. Çünkü eğer YPG ile ÖSO adı altındaki muhalefet güçleri her tarafta gerçekten güçlü bir birlik kurarlarsa Suriye’nin gerçek muhalefeti de böylece güçlü bir biçimde ortaya çıkabilir. Hem siyasi açıdan, hem de askeri açıdan bu böyledir. Şimdi belli ki IŞİD, Kobanê’nin bir hançer gibi yüreğine saplanmış olmasını hazmedemiyor ve Kobanê’yi silip süpürerek intikam almak istiyor. Bu açıdan çok sert bir savaş olacaktır. Belli ki gözü dönmüş; Cizîrê ve Şengal'de Kürt halkı karşısında kayıp veren, savaşı kaybeden IŞİD güçleri Kobanî'de intikam almak istiyor. Zaten Kobanê’nin Arapça adı ‘Eyn El Arap’tır. Baas rejiminin taktığı bu isim Arap Pınarı anlamına gelmektedir. IŞİD ise bu ismi değiştirmiş, ‘Eyn El İslam’ yani İslam Pınarı ismi takmış ve Kobanê’nin, kurmuş olduğu İslam Devleti’nin toprakları olduğunu iddia ediyor. Saldırısının bir nedeni budur.
Ama IŞİD’in yaptığı bu saldırılarının ikinci önemli nedeni ise orada bulunan ÖSO güçleridir. Çünkü Kobanê’de ÖSO güçleri YPG’yle ittifak yapmış ve birlikte direnme kararını almıştır. Belli ki IŞİD bundan çok korkmaktadır. Bu son saldırısının daha da kapsamlılaştırılmasının esas önemli bir nedeni de budur. Yani Kobanê’nin kahramanlık direnişi sadece kendisiyle sınırlı kalmayacak, aynı zamanda IŞİD’nin hayal ettiği devleti kökten parçalayacak, örneğin Reqqa’yı ellerinden alacak bir harekete dönüşebilir. Volkan El Fırat’ın amacı Fırat boyu egemenlik sağlama yani Cerablus’u, Minbic’i ve Rakka’yı almaktır. Bu, IŞİD’in kurmuş olduğu İslam Devleti’nin temelden ortadan kaldırılması demektir. İşte bunun için IŞİD tüm gücünü yoğunlaştırarak Kobanê üzerine yürümüştür. Bu açıdan biz diyoruz ki, sözüm ona Suriye’de demokratik muhalefeti desteklemekte olan güçler, gerçekten vicdanınız varsa buyurun, nasıl destekleyeceksiniz, bir görelim! IŞİD muhalefetin orada mevzi kazanmasını önlemek için şimdiden saldırıya başladı. Bu açıdan Kobanê’de gerçekleşen, YPG ile ÖSO’ya bağlı güçlerin kurmuş olduğu ittifak aynı zamanda IŞİD’e karşı bir direniş çağrısıdır. Bu nedenle IŞİD Kobanê’ye dönük saldırısını bu biçimde kapsamlılaştırmıştır. Biz Kürt halkı ve siyasi güçleri olarak bunu bilmeliyiz; bu temelde halkımız Kobanê direnişine daha etkili ve etkin katılımlar göstermelidir. Ve yine IŞİD vahşetine karşı duran Kürt, Arap, Türkmen, Fars bütün bölge halklarını Kobanê halkıyla dayanışmaya çağırıyorum; IŞİD vahşetine karşı insanlıktan yana olan, halkların kardeşliği, birliği ve demokrasisinden yana olan bütün kesimleri Kobanê’de gelişen bu kahramanlık direnişine destek sunmaya davet ediyorum.
KOBANÊ'DEKİ SAVAŞ SÜRECİ TÜRKİYE'NİN AYNASI OLACAK
* Türkiye’nin IŞİD’e sunduğu destek de son haftalarda yoğun bir şekilde gündeme geldi. Türkiye'nin bundan sonrası için tutumu nasıl olabilir?
Şimdiye kadar Türkiye üzerinden IŞİD’e aktarımların yapıldığı ve bu temelde IŞİD’in güçlenmiş olduğu biliniyor. IŞİD’e sadece Türkiye değil uluslararası ve bölgesel güçler de katkı sunmuştur. O dönemde IŞİD’in güçlenmesi istenilmekteydi. Ortadoğu üzerinde amaçları olan devletlerin yürüttüğü politika bu yönlüydü. Şimdi ise gelinen noktada IŞİD kontrol dışına çıktı ve uluslararası güçlerin tavırlarından frenlenmek istendiği anlaşılıyor. Uluslararası güçlerin ağırlıklarını koymaya başladıkları bu aşamada Türkiye eski konumunu sürdürür mü, sürdürmez mi, bu konuda şu an itibarıyla bir şey söylenemez.
Ancak şunu söylemek mümkün: Kobanê’de başlayan bu savaş süreciyle birlikte Türkiye’nin rengi de ortaya çıkacaktır. Aslında Kobanê’deki bu savaş süreci bir yerde Türkiye’nin aynası olacak ve Türkiye’nin gerçek duruşu bu süreçte görülecektir. Türkiye’nin Kobanê’de yaşanan bu savaş sürecine yaklaşımının iki konuda bir netleşmeyi yaratacağı açıktır: Birincisi; Türkiye’nin Önder Apo’yla başlattığı çözüm sürecine ne kadar samimi yaklaştığının göstergesi olacaktır. İkincisi ise; gerçekten IŞİD ile ilişkisini kesip IŞİD’e karşı tutum alıp almayacağı ya da farklı bir tutum takınıp takınmayacağı Kobanê’de yaşanan bu süreçle birlikte netleşecektir.
TÜRKİYE SINIRA GÜÇ YIĞMAYA BAŞLADI
Bu açıdan bence Türkiye’nin Kobanê’de başlayan bu yeni saldırıya ve bu saldırıya karşı gelişen direnişe dönük takınacağı tutum önemlidir. Aldığımız bilgilere göre dünden bu yana Türk devleti sınıra belli bir güç yığınağı geliştiriyor. Ayrıca en son IŞİD'e doğrudan yardım yaptığı, trenle cephane taşıdığı yönünde bilgiler de var. Bu ciddi bir durumdur. Basına yansıyan bu bilgi eğer doğru değilse Türk devleti net ve inandırıcı açıklamalar yapmak zorundadır. Çünkü bu konuda ortaya atılan iddialar var. Bizim açımızdan bu nokta çok önemlidir. Türk devletinin bu saatten sonra Kobanê’de halkımızın gelişen direnişine karşı tutumu, özellikle çözüm süreci denilen sürecin durumu açısından da önem arz etmektedir. Bu nedenle Türk devletinin bu konudaki tutumunun anlaşılması önemli olmaktadır. Yine sınır hattında belli bir askeri hareketlilik vardır; bu hareketliliğin ne amaçla yapıldığının anlaşılması da önemlidir. Biz de izliyoruz. Fakat şu da var: IŞİD’in bölgede bu kadar güçlenmesi ve Türkiye içinde de belli bir örgütlenme düzeyini geliştirmiş olması durumunun en çok Türkiye için büyük bir tehlike olduğu ve olacağı çok açık ortadadır. Bu açıdan şimdi Kobanê’de gelişen direnişin IŞİD’in önünü alması, sadece Kürt halkı için değil Türkiye halkları için de önemli bir rol oynamaktadır.
TAMPON BÖLGE ÇOK TEHLİKELİ
Ayrıca yapılan kimi tartışmalarda Türk devletinin uçuş yasağı koymasından ve tampon bölge oluşturulmasından bahsedilmekte. Eğer gerçekten bahsedilen bir tampon bölge oluşturmaksa, bu, çok tehlikeli bir şey olur. Tampon demek Kürdistan’ın işgali demektir. Bu yeni bir direniş dönemine yol açar. Yani Türk Ordusu’nun kalkıp da ‘tampon kuruyorum’ diye Rojava Kürdistanı’nı işgal etmeye kalkışması tüm Kürt halkına karşı yeni bir savaş başlatma anlamına gelir. O vakit zaten çözüm süreci diye bir şey kalmaz. Fakat bunlar tartışılırken neyin kastedildiği tam anlaşılmıyor. Sonuç olarak Türkiye’nin politikası da önümüzdeki bir kaç günde netleşecektir. Türkiye’nin Kobanê direnişine karşı yaklaşımı hem onun çözüm sürecine, hem de IŞİD’e karşı gerçek tutumunu ortaya çıkaracaktır. Bu bakımdan Türkiye’nin netleşecek yeni tutumu önemlidir.