Soykırım saldırılarının sürdüğü Silopi'de devletin cenazeleri kaçırarak defnetmesine tepki gösteren HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, devletin yüz yıldır Kürt halkının cenazelerini kaçırdığını söyleyerek, "Bu kirli politika Şêx Saîd ve Saîdê Kurdî'nin cenazelerinin kaçırılmasını hatırlatıyor" dedi. Kardeşi katledilen ve cenazesine ilişkin bilgi verilmeyen Şeyhmus Sidar ise cenazelerin kaçırılmasını 'saygısızlık' ve 'vahşet' olarak nitelendirdi.
Soykırım saldırılarının 14 Aralık'tan bu yana devam ettiği Şırnak'ın Silopi ilçesinde halkın direnişi de devam ediyor. Katledilmekle yetinmeyen devlet güçleri bir aya yakındır cenazelere işkence de etmeye devam ediyor. Barbaros Mahallesi'nde 24 Aralık günü komşusuna giderken devlet güçlerince katledilen 2 çocuk babası Seyfettin Sidar'ın (31) kardeşi Şeyhmus Sidar, devletin cenazelere uygulamış olduğu işkenceyi lanetledi. Devletin kendilerine her türlü zulmü yaptığını belirten Sidar, "En değerlilerimizi bizden aldılar. Normal ölümlerde bile biz cenazelerimizi binlerle defnediyoruz. Hadi bizi katlettiniz, cenazelerimizi neden bize vermiyorsunuz? Neden? Ağabeyimin cenazesi iki haftadan fazla dondurucuda kaldı" diyerek tepki gösterdi.
‘BU SAYGISIZLIKTIR, VAHŞETTİR’
Kardeşinin cenazesinin Habur Sınır Kapısı'ndaki soğuk hava deposunda tutukluğunu dile getiren Sidar, "155'i 150 kere aradım. Kaymakamı, Diyanet işleri Bakanlığını, valiyi hepsini aradım. Hiçbir şekilde cevap vermiyorlar. Bu büyük bir saygısızlıktır. Vahşettir. Diyanet işlerine soruyorum! Cenazeleri bu şekilde defnetmek dinen caiz mi? Bunca gündür bu cenazelere işkence yapmak günah mı değil mi?" diye sordu.
‘KATLİAMLARIN ÜSTÜNÜ ÖRTMEYE ÇALIŞIYORLAR’
Silopi'de yaşanan saldırılara ilişkin bilgi veren HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez de devletin cenazelerin kaçırılması ve özel savaş medyasının Silopi'ye yönelik algı operasyonlarını eleştirdi. İrmez, Türk özel savaş medyasının devletin katliamların üstünü örtme telaşında olduğunu ifade etti. Özel savaş medyasının yalan söylemekte giderek daha da pervasızlaştığına değinen İrmez, "Hürriyet gazetesinde geçen bir haberde 3 yurttaşın camide PKK'liler tarafından öldürüldüğünü iddia ediyor. Bu yurttaşların akrabaları ve halkın gözü önünde devlet güçleri tarafından infaz edildiler" dedi.
‘CENAZELERİ KAÇIRIP YALAN UYDURUYORLAR’
Devletin cenazeleri kaçırması hakkında da bilgi veren irmez, "Kaldı ki camideki cenazeler devlet tarafından katledilen ve halk tarafından camiye kaldıran insanlarımızın cenazeleridir.
70 yaşındaki Ömer Maslu, evinde namaz üstündeyken özel harekatçılar tarafından vuruldu. 10 yaşındaki Mehmet Mete ise 21 Aralık'ta polisin açtığı ateşle katledildi. Mete'nin kuzeni olan Aydın Mete (16) de evden çıktıktan sonra 4 gün boyunca ulaşılamamış ve cenazesi 6 Ocak'ta bulunmuştu. Devlet bu 3 cenazeyi de kaçırmıştır. Cenazeleri kaçırırken de bu yalanı uydurmuştur" dedi.
‘CENAZE KORSANLIĞI YAPARAK PİSLİĞİ ÖRTEMEZSİNİZ’
Devletin cenazeleri kaçırmasını da kınayan irmez, durumu cenaze korsanlığı olarak değerlendirdi. İrmez şöyle konuştu: "Devletin cenaze kaçırması ve yalan haber yaptırması, bu tür yalanlara sarılması acizlikten başka bir şey değildir. Yandaş basın devletin kirli işlerini kapatmak için seferber olmuş. Yalan haberlerle gerçeklerin üstünü örtemezsiniz. Cenazeleri kaçırarak, korsanvari bir şekilde defnederek, yaptığınız bu pisliğin üstünü kapatamazsınız."
'AKP ER YA DA GEÇ HESAP VERECEK’
Silopi'de şu ana kadar 25 kişinin katledildiğini ve bunlardan 5'inin defnedildiği 13 kişinin cenazesinin ise Habur Sınır Kapısı’nda bulunan soğuk hava deposunda tutulduğunu hatırlatan İrmez, devletin cenazelere açıkça işkence ettiğini söyledi. İrmez, "Cenazeler için özel bir yönetmelik çıkarıldı. Bu yönetmelikte cenazeleri hukuksuz bir şekilde, diktatöryal bir şekilde istedikleri gibi defnetmeye başladılar. Cenevre sözleşmesine, dini yasalara ve insan haklarına aykırı bir durumdur" diye konuştu.
'CENAZE KAÇIRMA ŞEYH SAİT VE SAİDİ KURDİ’Yİ HATIRLATIYOR’
"Bu uygulama bizlere Şêx Saît ile Saîdê Kurdî'nin cenazelerinin kaçırılmasını hatırlatıyor" diyen İrmez, yıllardır Kürt halkının cenazeleri üzerinden bu tür kirli oyunların oynandığını hatırlattı. Bu uygulamanın da yine Kürt halkına karşı uygulanan bir cezalandırma ve itibarsızlaştırma politikası olduğunu söyleyen İrmez, bu zulmü yapan AKP-devletin er ya da geç hesabını vereceğini dile getirdi.