HPG Anakarargah Komutanlıðı, Hakkari’de yaşanan çatışmaların ayrıntılarını açıkladı. Genelkurmay’ın açıklamasının doðruları yansıtmadıðını ifade eden HPG, sadece 8 normal askerin ölümün açıklandıðını, ölen paralı askerlerin gizlendiðini belirtti. HPG, 30-40 km’lik bir alanda yaşanan çatışmaların Güney Kürdistan’daki gerilla güçleriyle ilgisi olmadıðını, Eylemin Zagros eyalet güçleri tarafından gerçekleştirildiði bildirildi.
HPG Anakarargah Komutanlıðı, 19 Haziran’daki gerilla eylemi ve sonuçlarına ilişkin detaylı bir açıklamada bulundu. HPG, eylemin sınırın hangi tarafından olduðu, hangi güçler tarafından eylemin gerçekleştirildiði, Türk ordusunun kayıpları, çatışmalar sırasındaki pozisyonu ve gizlenen asker ölümleri konusunda önemli bilgiler verdi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Önderliðimizin ve Hareketimizin bütün barışçıl çabalarına raðmen Kürt sorununu şiddetle ortadan kaldırmayı kararlaştıran AKP hükümetinin, Ýmralı’da Kürt Halk Önderliði’ne, siyasi alanda Kürt siyasetçilerine, sokakta Kürt halkına ve tüm Kürdistan’da gerilla güçlerimize karşı geliştirdiði saldırılar topyekun yok etme savaşının kapsamlı bir biçimde sürdürülmesidir. Bu yok etme savaşının bir parçası olarak güçlerimize karşı operasyon hazırlıðında bulunan ve paralı-özel ordu mensuplarının bulunduðu Şitazin, Oramar ve kısmen Rubarok askeri güçlerine karşı güçlerimiz tarafından 19 Haziran sabahı başlayan bir devrimci harekat gerçekleştirilmiştir.
GERÝLLA NEDEN BÖYLE BÝR EYLEM YAPTI?
Bugün normal hukuk yerine sömürgeci savaş hukuku gereðince Ýmralı Ýşkence Sistemi ile birlikte siyasi soykırım, faşizan uygulamalar ve Kürdistan’daki katliamları hiç kimse normal gösteremez. AKP öncülüðündeki Türk devleti bir taraftan yoðun bir savaş yürütürken, öbür taraftan kapsamlı bir manipülasyon ve psikolojik savaş çalışmasıyla her şeyi normalmiş gibi göstermeye çalışmaktadır. Böylece yürüttüðü savaşa ulusal ve uluslararası düzeyde meşruiyet kazandırmak istemektedir. Milliyetçi, ayrımcı ve despot bir zihniyetle Roboskî’de, Urfa Cezaevi’nde ve Kürdistan sokaklarında gerçekleşen işkence ve katliamlar açıkça gözler önündedir. Başta Ýmralı’da olmak üzere Kürt halkına karşı her alanda hukuki, siyasi ve emniyet güçlerince yürütülen operasyonel devlet terörü ile gerilla güçlerimize karşı aralıksız sürdürülen yok etme operasyonları böyle bir devrimci harekatla cevap vermemizi kaçınılmaz hale getirmiştir. AKP devletinin Kürdistan’da yoðunlaştırdıðı katliam ve yok etme politikasına raðmen, “PKK Daðlıca’da neden böyle bir eylem yaptı” diyenler ya gerçeði görmeyenler ya da gerçeði bilinçli bir biçimde çarpıtanlardır.
SÖMÜRGECÝLÝÐÝN HÝÇBÝR SALDIRISI KARŞILIKSIZ KALMAYACAK
Açık ki bu şiddeti hareketimiz deðil, AKP hükümeti gündeme koymuş, şiddet yoluyla hareketimizi tasfiye etmeyi ve Kürdistan halkını teslim almayı önüne koymuştur. Esas stratejisi budur. Geliştirilen diðer bütün açıklamalar ve çözüm yaratma umutları tümüyle bu stratejiye hizmet için kullanılan psikolojik savaş yöntemleridir. Pervasızca yürüttüðü psikolojik savaş yöntemleriyle kendisince örgütlü halkta ve temsilcilerinde zafiyet, parçalanma, çözülme ve son darbeyle de teslim almayı hesaplamaktadır. Bunun için her türlü kirli yöntemi mubah görenler bilmeli ki, Kürt halkının ve onun özgürlük güçlerinin de bütün bu saldırılara karşı halkını ve kendisini savunma hakkı vardır.
Kürt halkına ve Hareketimize karşı ilan edilen topyekun savaşa karşı savunma hakkı evrensel bir hak olarak var olmanın ve varlıðını korumanın doðal bir gereðidir. Savaşta ısrar eden, Kürdistan Özgürlük Gerillaları olarak biz deðil, AKP hükümetidir. Biz AKP’nin saldırılarına karşı savunma savaşını yürütmek durumundayız. Kürdistan Özgürlük Gerillası, sömürgeci-faşist saldırılara karşı kendini, halkını ve baðlı olduðu deðerleri sonuna kadar savunacaktır. Bu savunma savaşını yürütecek güç ve kudrete sahip olan tüm HPG güçleri, bundan sonra da sömürgeciliðin hiçbir saldırısını karşılıksız bırakmayacaktır. Her türlü saldırıya karşı kutsal savunma hakkını sonuna kadar kullanacak olan Kürdistan Özgürlük Gerillası, topyekun saldırıya karşı halkımızın büyük tarihi direnişiyle zafer kazanmayı bilecektir.
GENELKURMAY’IN AÇIKLAMASI DOÐRULARI YANSITMIYOR
19 Haziran günü sabah saat 04.00 sıralarında başlatılan bu harekat gün boyunca sürdürülmüş, yoðunluklu çatışmalar 20 Haziran gününün sonuna kadar da devam etmiştir. 2 günlük bu yoðun çatışma ortamında güçlerimiz öngörülen planlama çerçevesinde hedeflerine varmış, önemli sonuçlar elde etmiştir. Bu konuda Türk Genelkurmaylıðı’nın yapmış olduðu açıklama önemli oranda gerçekleri ifade etmemekte ve doðruları yansıtmamaktadır. 109 asker kaybı kesin olmakla birlikte daha fazla kayıpların da olduðu da mutlaktır. Genelkurmay özel olarak 2’si Kürt 8 normal askeri kamuoyuna açıklamış ama tasfiye edilen paralı askerlerin ölümünü kamuoyundan özenle gizlemiştir.
40-50 KM’LÝK SAHADA ÇATIŞMALAR YAŞANDI
Gündüz yapılan bu eyleme, yakın olan Yüksekova Tümeni’nden yoðun bir biçimde kobra saldırıları desteðinde skorskylerle araziye indirme yapılarak müdahale edilmek istenmiştir. Ancak Türk ordusu, güçlerini indirmek istediði bütün noktalarda darbe almış, gerillalarımız tarafından indirmeye müsaade edilmemiştir. Bu çatışma sürecinde toplam olarak 4 skorsky düşürülmüş, 3 kobra ile 6 skorsky ise darbe alarak merkezlerine zorunlu iniş yapmışlardır. Çarçela ve Cîlo daðları boyunca 40-50 km’lik sahada 19 ve 20 Haziran günlerinde arazi üzerinde yaşanan geniş kapsamlı çatışmada güçlerimiz yüksek performans göstermiş ve Türk ordusunu geri püskürtmüştür.
TÜRK GÜÇLERÝ SADECE ÝKÝ YERDE ÝNDÝRME YAPABÝLDÝ
Sadece 2 yerde indirme yapabilen Türk ordu güçleri gerillanın kuşatması altında kalmış, ancak gece karanlıðında ve hava saldırıları desteðinde geri çekilme yaparak kendilerini kurtarmış ve araziyi terk etmişlerdir. Bu geniş arazinin tüm zirveleri halen gerillanın denetiminde bulunurken, Türk ordusu ise 5 günden bu yana sergilediði tüm çabalara raðmen karadan Şitazin ve Oramar Taburlarına ulaşamamıştır. Şuanda Şitazin ve Oramar Taburu’na sadece havadan ulaşım saðlanılmaktadır. Karadan ulaşım hatları ise hala güçlerimizin denetiminde bulunmaktadır.
TONLARCA AÐIRLIKTA BOMBALAR ATILDI
Geçen 5 gün boyunca tüm çabalara raðmen Cîlo ve Çarçela daðlarında etkinlik saðlayamayan Türk ordusu, 4 gün boyunca yüzlerce uçak sortisi ve karadan toplarla Çarçela ve Cîlo alanlarına saldırmıştır. Tonlarca aðırlıktaki bombanın kullanıldıðı bu saldırılar yer yer devam etmektedir. Yine Oramar ve Şitazin’da içine girmiş olduðu kıskaçtan kurtulmak için Küçük-Büyük Garê ve Ertuş gibi Çukurca kırsalına, yine Zap, Metîna, Xakurkê, Haftanîn, Avaşîn ve Garê alanlarına yapmış olduðu yoðun top ve uçak saldırısıyla sonuç almak istemektedir.
Mevcut durumda çok geniş bir araziye yayılmış olan bu savaş düzeyini, sanki sadece bir karakolun basılarak 8 askerin öldürüldüðü bir olaymış gibi yansıtmak Türkiye ve Dünya kamuoyundan gerçekleri gizlemekten başka bir şey deðildir. Özellikle Türk basını bu yalana ortak olarak psikolojik savaşın birer aracı rolündedir. Halktan ve kamuoyundan savaşın gerçek sonuçları gizlenmektedir. Gerçekler çok daha farklıdır.
BU EYLEMÝN GÜNEY KÜRDÝSTAN’DAKÝ GÜÇLERLE ÝLGÝSÝ YOK, CÝLO’DAN HAREKETE GEÇÝLDÝ
Özellikle bu harekatın Güney Kürdistan’da üstlenen güçlerimizle hiçbir alakası yoktur. Harekatın ilk başladıðı Şitazin alanı kuş uçuşu olarak sınırdan 15 km uzak olup, bu eylemi yapan güçler daha çok sınırdan 30-40 km uzaklıkta bulunan Cilo Daðı tarafından harekete geçmişlerdir. Nitekim çatışmaların Güney Kürdistan sınırları içerisinde deðil, 30-40 km içeride olan kesimlerde yürütülüyor olması bunun açık göstergesidir. Bu eylemi yapan Zagros eyalet güçleri olup şuanda da kendi alanlarında bulunmaktadırlar. Bunu Türk Genelkurmaylıðı ve AKP hükümeti çok iyi bilmektedir ama buna raðmen gerçekleri çarpıtarak gerillanın Güney’den sınırı geçip bu eylemi yaptıðı ve geri döndüðü biçiminde yansıtmaktadır. Bu, güçsüzlüðünü kamuoyundan gizlemenin kurnazca bir yöntemi olurken aynı zamanda gerçekleri tersyüz etmektir.
Tüm yurtsever Kürdistan halkı ve Kürdistan halkının dostlarını, AKP hükümetinin topyekun savaşına ve psikolojik savaş yöntemlerine karşı mücadele etmeye, yükselen direnişe katılmaya, tüm Kürdistan gençliðini direniş kalesi olan gerilla saflarına katılmaya ve Türk ordusuna askerlik yapmamaya, askere gitmemeye çaðırıyoruz.
Bu önemli devrimci harekatta, yüksek bir fedai ruh ve büyük bir kahramanlıkla rol üstlenen ve görevlerini yaparken büyük bir direniş sergileyerek kahramanlık destanları yaratan 14 yiðit Kürt evladı şehit düşmüştür. Tüm Kürdistan halkı önünde bir kez daha söz veriyoruz ki, bu kahraman şehitlerimizin anısını Önder Apo’yu ve Kürdistan’ı özgürleştirerek yaşatacaðız. Onların büyük fedai ruhu, mücadelemizin zaferini müjdelemektedir. Kürdistan Özgürlük Gerillası, onların bu fedai ruhuyla zafere ulaşacaktır.”