HDP, DBP, HDK ve DTK'den seferberlik çağrısı

HDP, DBP, HDK ve DTK'nin ortak açıklamasında, AKP'nin savaş kabinesine dönüştüğüne dikkat çekildi. Açıklamada, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasının sağlanması için mücadele çağrısı yapıldı.

HDP, DBP, HDK ve DTK'nin ortak açıklamasında, AKP'nin savaş kabinesine dönüştüğüne dikkat çekilerek, "Sırf iktidarı sürdürmek ve pekiştirmek için sonunda kurtarıcı rolü oynamayı umdukları bir güvenlik krizini binlerce gencimizin yaşamları pahasına kasten yaratmaktadırlar" denildi. Açıklamada, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasının sağlanması için mücadele çağrısı yapıldı.
HDP, DBP, HDK ve DTK eşbaşkanları ve İmralı Müzakere Heyeti AKP'nin savaş planını hayata geçirmesi, son siyasal gelişmeler ve alınacak tutum konusunda olağanüstü toplantı düzenledi.

'ERDOĞAN HÜKÜMETİ SAVAŞ KABİNESİNE DÖNÜŞTÜRDÜ'

Toplantının ardından yapılan ortak açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Türkiye, Tayyip Erdoğan’ın özel örgütünce yönetilen bir darbe ile karşı karşıyadır.  Müstafi hükümet Erdoğan tarafından bir 'ara rejim' ve savaş kabinesine dönüştürülmüştür. 7 Haziran itibarıyla halk tarafından görevden uzaklaştırılan AKP hükümeti, yönetme ehliyetine dahi sahip değilken ülkeyi içeride ve dışarıda savaşın eşiğine getirmiştir. 
Savaşa giden yol, bu özel örgütün düzenlediği,  Adana, Mersin, Diyarbakır, Ardahan ve en son olarak Suruç’taki katliamlarla açılmış, Erdoğan’ın başkanlık rejimi hayalleri önünde engel olarak gördüğü başta Kürt halkı olmak üzere yakın tarihimizin en büyük demokrasi, barış ve emek bloku hedef alınmıştır. 
IŞİD Suruç’ta yaptığı gibi, demokrasi güçlerini hedef alarak katlederken AKP darbe yönetimi de IŞİD ile ittifakını siyasi soykırım operasyonlarıyla sürdürmektedir.  AKP hükümeti, Suruç Katliamı'ndan birinci dereceden sorumlu olduğu halde katliamı demokrasi güçlerine yönelik saldırıların gerekçesi haline getirmiş,  yüzlerce tutuklamayla devam eden operasyon ve infazlarla IŞİD’e karşı aktif mücadele yürüten kesimler hedef alınmıştır. 
Toplantı ve gösteri yasakları, basın ve sosyal medya üzerindeki sansür ve benzeri uygulamalar darbenin halkın muhalefetini önlemek üzere aldığı tedbirler arasındadır. 
Erdoğan ve özel örgütü, tek parti iktidarının sona ermesiyle yolsuzluk ve cinayetlerinin hesabını vermek zorunda olduklarının bilincindedirler. Sırf iktidarı sürdürmek ve pekiştirmek için sonunda kurtarıcı rolü oynamayı umdukları bir güvenlik krizini binlerce gencimizin yaşamları pahasına kasten yaratmaktadırlar. Kürt siyasal hareketine karşı açılan savaşın anlamı budur."

'SİZE SAVAŞ YAPTIRMAYACAĞIZ!'

Ara rejim kabinesinin saldırıları karşısında başta Meclis olmak üzere, siyasetin ve yaşamın her alanında geliştirilen darbe ve savaş politikalarına karşı barış ve demokrasi mücadelesini yükseltmede kararlı olduklarını ifade eden eşbaşkanlar, katliamların, savaşın ve soygunların sorumluların adil ve tarafsız bir yargı önüne çıkarılmasını sağlayacaklarını belirtti. Açıklamada, şu ifadelere de yer verildi: "Müstafi Başbakan Davutoğlu’nun yapmamızı istediği tercihi yaptığımızı bildiriyoruz: 'Size savaş yaptırmayacağız!' Bütün bu gelişmeler ışığında, ülkeyi savaş ve şiddet sarmalından çıkarmak için, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını sağlayarak, müzakereleri derhal başlatmak üzere bütün demokrasi güçlerini barış ve demokratik siyaset yolunda seferber olmaya çağırıyoruz."