Hayali Kürdistan çocuklarına özgür bir gelecek bırakmaktı
En büyük hayali Kürdistan çocuklarına özgür bir gelecek bırakmak olan Komutan Reşîd Serdar, sıradan bir devrimci değil; halkının davasına kendini adamış bir kahramandı.
En büyük hayali Kürdistan çocuklarına özgür bir gelecek bırakmak olan Komutan Reşîd Serdar, sıradan bir devrimci değil; halkının davasına kendini adamış bir kahramandı.
Hakikat arayışçısı Komutan Reşîd Serdar (Mustafa Ertaş) çocukların özgür bir ülkede yaşama hayallerini gerçekleştirmek için Kürdistan gerillası ve devrimci bir baba oldu. Sıradan bir devrimci değil; halkının davasına kendini adamış, Kürdistan çocuklarının kahramanıydı.
Mustafa Ertaş, Kürt halkının ayaklandığı, büyük isyanların yaşandığı 1990’lı yıllarda Giravî aşiretine mensup bir ailenin çocuğu olarak Van Gürpınar ilçesine bağlı Nordiz bölgesinde dünyaya gelir. Kürt kültürüne bağlı yurtsever bir çevrede büyüyen Mustafa Ertaş, henüz çocuk yaşlarda devletin Kürt halkına yaptığı zulme tanıklık eder. İşgalci devlet, Kürt halkını imha politikalarına maruz bırakıyor, her türlü baskı ve saldırıyla halkı yoksullaştırıp göç ettiriyordu. Mustafa Ertaş’ın ailesi de bu baskılar sonucu köylerini terk ederek Van’a yerleşir. Köyde geçirdiği çocukluğu elinden alınan Mustafa, oyunlarını yarım bırakarak şehir yaşamına adapte olmaya çalışır. Ancak o çocuk asla hayallerini, çocukluğunu ve arkadaşlarını unutmayacaktır. Bu acı, yüreğinde derin bir yara olarak kalmış ve hesaplaşma vakti gelene kadar kapanmayacaktır.
Çocukluğu zorlu koşullarda geçen Mustafa genç yaşta ailesine destek olmak için Türkiye metropollerine giderek çeşitli işlerde çalışmaya başlar. Ailenin en büyük çocuğu olarak büyük bir sorumluluk üstlenir. Metropollere gidişiyle Mustafa Ertaş, düşman gerçekliğini daha derin bir şekilde görmeye başlar. O dönem yeni arayışlara girer. Metropollerdeki yaşam ile Kürdistan’daki yaşamın farkını gözlemler ve Kürdistan’a dönüş yapar. Bu dönüş, onun özüne, toplumuna bir geri dönüş anlamına geliyordu. Bu süreçte evlenir ancak arayışlarından asla vazgeçmez. 2012 yılında toplumsal alandaki çalışmalarda yer alır, bu kararıyla, düşmana karşı yürütülen mücadelede hiçbir şeyin kendisi için engel olamayacağını gösterir. Zamanla bu çalışmalarla yetinmeyerek gerilla saflarına katılma kararı alır.
Bu süreçte PKK’yi yakından tanımaya başlar ve Rêber Apo felsefesi temelinde derinleşir. Şehitlerin duruşu onun üzerinde büyük bir etki bırakır, artık onarın izinden gitme kararını vermiştir. Heval Mustafa, düşüncelerini yalnızca dile getirmekle yetinmez, onları hayata geçirmek için adım da atar. Dağlarda gerilla olarak mücadele etmek ve hedeflerine ulaşmak için hakikat yolcusu olur. O, bilinçli, zeki ve vicdanlı bir insandır. Kızı Semira’ya ve Kürdistan çocuklarına özgür bir gelecek bırakmak en büyük hedefidir. Yolunu net bir şekilde çizen heval Mustafa, gerilla saflarına katıldıktan sonra PKK’nin efsanevi Komutan Reşîd Serdar’ın ismini alır ve onun duruşuna, cesaretine, vicdanına sahip öncü bir savaşçı olmak için çabalar. O artık dağlarda kendi döneminin efsanevi komutanı Reşîd’tir.
ÖZ YÖNETİM DİRENİŞİNİ BİR ÇAĞRI OLARAK KABUL ETTİ
Komutan Reşîd Serdar, gerillaya katılma sebebinin anlaşılması için günlüğünde kızı Semîra için şunları yazar: “Ben, anne-babamın gözünü kapattığı Kürdistan gerçeğinin yükünü Semira'ya bırakamazdım. Gün gelip Semira bana, Cizre, Nusaybin, Gever ve Silopi’de olanları sorduğunda, Taybet Ana’yı, Remziye Ana’yı, Asya Yüksel’i ya da Mehmet Tunç’u sorduğunda, ona verecek bir cevabım olmalı. İşte bu yüzden, onurlu bir mücadeleyle yoluma devam ediyorum. İnanıyorum ki, sizler de bunu anlayacak ve büyük bir onurla bu mücadeleyi anlamlı bir şekilde temsil edeceksiniz.”
Dağların komutanı Raşîd, yolunu net bir şekilde çizmiş ve artık bu yoldan asla dönmeyecektir. İlk pratiğini Van eyaletinde yapan gerilla Reşîd Serdar, kısa sürede komutan olur. 2015 yılı, Kuzey Kürdistan’da özerk yönetim mücadelesinin yükseldiği, şehirlerde büyük bir direnişin yaşandığı bir dönemdir. Kürt halkı, düşmanın vahşi saldırılarına karşı Cizre, Şırnak, Silopi, Sur ve Nusaybin’de Zeryan, Çiyager ve Mehmet Tunç gibi direnişçiler öncülüğünde tarihi bir mücadele veriyordu. Komutan Reşîd, bu direnişi bir çağrı olarak kabul eder ve direnişe öncülük etmek için yönünün şehre verir. Yoldaşlarına ve halkına cevap olabilmek için Van’da çalışma yapmaya başlar. Örgütlenmeden eylemlere, hazırlıklardan operasyonlara kadar her alanda büyük bir sorumluluk üstlenir. Mücadelesiyle, katılımıyla büyük başarılara imza atar ve direnişi daha da güçlü bir şekilde yürütür.
Reber Apo felsefesine bağlı bir savaşçı olarak, Kürt halkına, Kürt çocuklarına yönelik katliamlara sessiz kalamazdı. Komutan Reşîd, devletin katlettiği Hacı Lokman Birlik, Taybet Ana, Cemile ve Mehmet Tunç gibi isimlerin intikamını almak için düşmana karşı birçok eylem gerçekleştirir. Heval Reşîd, bu alanda iki yıl boyunca verdiği mücadeleyle büyük başarılar sağlar ve daha sonra tekrar Medya Savunma Alanları’na döner. Burada önemli çalışmalara öncülük eder. Kendisini daha büyük görevlerde yer almaya hazırlayan heval Reşîd, ilk görevi olan Van’daki mücadelesinde, büyük bir sorumluluk üstlenmiş ve komutanlık yeteneklerini daha da geliştirmiştir. Tüm zorluklara rağmen, her alanda her zaman çalışma yürütebilecek bir kararlılığa sahip olur.
BASKILAR ONU DAHA DA GÜÇLÜ KILARDI
Heval Reşîd, sıradan bir komutan değil; dönemin şartlarına ve mücadelesine damga vuran öncü bir komutandır. Zorluklar karşısında pes etmezdi, baskılar onu daha da güçlü kılardı. Korkusuzca mücadele eder, düşman karşısında dimdik dururdu. Yoldaşlarına daima öncülü ederdi. Kadın özgürlük ideolojisinde de derinleştirmeyi amaç edinen Komutan Reşîd, kadınların yaşadığı toplumsal gerçeklikleri ve karşılaştıkları zorlukları Rêber Apo felsefesi temelinde derinlemesine sorgular. Yaşadığı toplumda ataerkil sistemin yarattığı adaletsizliklere şahit olmuş, bu gerçeklikleri değiştirme iradesiyle mücadeleye yönelmiştir. Rêber Apo’nun kadın özgürlüğüne dair fikirlerinden etkilenir ve bu doğrultuda derinleşir.
Heval Reşîd, bölge komutanlığı görevi ile bir kez daha Bakûr’a döner ve yine doğup büyüdüğü Nordiz bölgesinde mücadelesine devam eder. Nordiz’e geçtiği dönemde, sorumlulukları daha da artar. Burada birçok önemli çalışmaya öncülük eder, örgütlenmeden operasyonlara kadar pek çok alanda başarı elde eder. Emekçi, özverili ve cesur bir komutan olan Heval Reşîd, yoldaşlarıyla birlikte yaptığı eylemlerle düşmana ağır darbeler vurur. 2020 yılı, zorlu bir mücadelenin ve büyük fedakarlıkların yaşandığı bir dönemdir. Heval Reşîd, 27 Mayıs 2020 günü Nordiz bölgesinde görevi başındayken işgalci Türk ordusuyla yaşanan çatışmalarda son nefesine kadar fedaice savaşarak şehit düşer.