Çocukları gerillalar tarafından alıkonulan asker ve polis aileleri, çocuklarının alıkonulmasının çözüm sürecini “buzdolabına” kaldıran ve savaşı her geçen gün daha da tırmandıran AKP ve devlet olduğunu kaydetti. Aileler, çocuklarına kavuşmak istediklerini dile getirerek, savaşı başlatanların bir an önce bu politikalarından vazgeçmesini istedi.

AKP ve Türk devleti tarafından Kürt halkının haklı taleplerine karşı devreye konulan inkâr ve imha konsepti kapsamında son dönemlerde gittikçe tırmandırılan savaş odaklı politikalar neticesinde yaşanan çatışmalı süreçte, HPG gerillaları asker ve polisleri alıkoymuştu. Devletin bu durumu kamuoyu nezdinde unutturma politikasına karşın ANF üzerinden yetkili mercilere seslenen PKK’nin elindeki polis ve askerlerden sonra aileleri de AKP’nin yürüttüğü savaş politikalarının mağduru olduklarını dile getirerek, bir an önce bu politikalardan vazgeçilmesini istedi.

HPG gerillaları tarafından 2 Ekim 2015’te Dersim Pülümür ilçesiyle Erzincan arasında yapılan yol kontrolünde alıkonulan Müslüm Altıntaş'ın (20) ailesi, yeni yılda çocuklarından aldıkları görüntülü mesaj karşısında yaşadıkları mutluluğun ifade edilemez olduğunu belirterek, savaşın sorumlusu olarak gösterdikleri AKP ve devletini bir an önce bu politikalarına son vermeye çağırdı. Aslen Urfa Halfetili olan ve Antep’te ikamet eden Altıntaş ailesi, artık kan dökülmemesi ve çözüm için çağrı yaptı. Er asker Müslüm Altıntaş’ın babası Şevket Altıntaş (46), çocuğunun görüntülü mesajını gördüğünden beri defalarca açıp tekrar tekrar izlediğini belirterek, kendisini kanatsız bir kuş gibi tanımlayarak yaşadığı duyguları ifade etti.

‘BU SAVAŞ SADECE RÜTBELİLERE YARIYOR!’

Altıntaş, aylardır haber alamadığı çocuğunun görüntüsünü gördüğünden beri sevinç çığlıkları attığını söyleyerek, “O an sanki dünyalar benim oldu. Bu videoyu bizlere ulaşması için paylaşanlara çok teşekkür ediyoruz. Bu savaş sadece üst rütbelilerin ödüllendirildiği bir savaş. Savaşın mağdurları yine yoksul ve fakirler oluyor. Bu tek başına benim derdim değil. Bu bir ülkenin derdi. Ülkemizde kimse kimseye düşman değil. Birçok etnik grup bu ülkede yaşıyor. Konuşmaya korkuyoruz. Ancak bizi ‘üstün akıllar’ yönetiyor. Kendi fikrimizi kendi benliğimizi bir başkası yönetiyor. Biz bunlardan kurtulmadığımız sürece, iflah olamayız. Bunların kuklası olmayalım. Bu savaşın bitirilmesi için ne gerekiyorsa yapılsın. Artık barış getirsinler. Artık çocuklarımıza kavuşmak istiyoruz” diye konuştu.

‘ANKARA’YA GİTTİM AMA BİR ŞEY YAPMADILAR’

Amed’de alıkonulan polis Vedat Kaya’nın Mardin Derik’te yaşayan babası Şehmus Kaya (57) da 6 ay sonra oğlunu görüntülü olarak gördüğünde ve sağ salim olduğuna çok sevindiğini dile getirdi. Oğlu Vedat gerillalar tarafından alıkonulduktan sonra 3-4 sefer Ankara’ya bizzat gittiğini ve AKP ve devletin yetkili mercileri ile bizzat görüştüğünü dile getiren Kaya, “Yol parasını ineğimi satarak ve borç alarak sağladım ve Ankara’ya gittim. Her şeyi söyledim. Ama bir şey yapmadılar. Ama kimse yüzümüze bile bakmadı. Bize yardımcı olmadılar. Çok zor durumdayız. 6 ay oldu. Bizim gönlümüz rahat değil. Anne ve babası olarak ikimizde hastayız. Bizim elimizden de bir şey gelmiyor. Biz kimseye bir şey olmasını istemiyoruz. Öldürmekten kim zevk alıyor. Devlete bir şey diyemiyoruz. Çocuklarımız bırakılsın. 30-40 yıldır süren bu savaş son bulsun. Barışı istemeyenlerin Allah belasını versin. Kendi memleketimde çok zor durumda kalmışım. Çok utanıyoruz. Evden çıkamıyoruz. Kimse kimsenin düşmanı değil. Bu sene tüm Kürdistan için zulüm senesi oldu. Allah bu senenin ve bu seneyi böyle yapanların belasını versin” diye konuştu.

‘YANLIŞ YAPIYORSUNUZ ARTIK DOĞRU YOLA GİRİN’

Bingöl’ün Kiğı ilçesinde 15 Ağustos 2015’te HPG gerillaları tarafından alıkonulan er asker Süleyman Sungur’un ağabeyi olan İlhan Sungur (28) ise kardeşini görüntülü olarak görmekten çok mutlu olduklarını dile getirdi. Savaşın artık son bulmasını istediklerini dile getiren Sungur, “Biz kimin buna sebep olduğunu çok iyi biliyoruz. Buna sebep olanlar çözüm sürecini bitirenlerdir. Ben Cumhurbaşkanı ve başbakana sesleniyorum. Artık yeter. Yanlış yapıyorsunuz. Artık doğru yola girin. Bu savaşa son verin. Bir an önce çözüm için adım atın. Çözüm sürecine geri dönün. Savaşın kim tarafından bu aşamaya getirildiğinin adresi bellidir. Ben bir an önce kardeşime kavuşmak istiyorum. Biran önce barışın gelmesini ve kardeşimin serbest bırakılmasını istiyorum. Bu ateş söndürülsün artık” dedi.