Eğitimcilerden direnişe destek: Abluka kalkana kadar eylemdeyiz

Devlet güçlerinin tüm saldırılarına rağmen Kürdistan’da öz yönetim direnişleri ve bu direnişlere destek büyüyor. Amed'deki eğitim emekçileri de halkın direnişine destek vererek, devleti derhal ablukayı kaldırmaya çağırdı.

Amed’in Sur ilçesinde öz yönetim direnişi 55. gününde devam ederken, direnişe destek eylemlerinin sayısı da gün geçtikçe artıyor.
Sağlık emekçilerinin bir ayı aşkın süredir devam ettirdiği ‘Beyaz Nöbet’ eyleminin ardından eğitim emekçileri de Demokratik Toplum Kongresi (DTK) binası önünde nöbet başlattı. Saat 12.00 ile 19.00 arasındaki nöbet eylemi 4. gününe girdi. Soğuk havaya rağmen ateşler yakarak ısınmaya çalışan eğitimcilere halk da destek oluyor. Farklı yaş gruplarından onlarca kişi her gün nöbetteki eğitimcileri ziyaret ediyor.  

TEKİN: DEVLET GÜÇLERİ GAYRİAHLAKİ DAVRANIYOR!

Eğitim Sen 3. Nolu Şube Eş Başkanı Abdülcabar Tekin, devletin ablukası sürdüğü müddetçe eylemlerinin de süreceğini söyledi. Tekin, “Eylemimizin amacı; aylardır devam eden 'sokağa çıkma yasakları' boyunca bölgede bulunan insanlarımızın can güvenliği, sağlık, barınma ve beslenme gibi insani ihtiyaçlarını karşılayamayıp, temel hakları kullanamamasının yanı sıra  birçok çocuğun eğitim hakkından mahrum edilmesi gibi konulara dikkat çekmektir" dedi.
Tekin, devlet güçlerinin okulları da işgal etmesine değinerek, "Okulların karargaha çevrilmesi, JÖH ve PÖH' ün okul tahtalarına ırkçı söylemler içeren yazılar yazmaları, bu yazıların yazıldığı tahtalar önünde poz vererek bunları sosyal medya aracılığıyla paylaşmaları gibi durumlar hiçbir koşul altında kabul edilemez. Bu yazılar ve davranışlar gayriahlaki ve insani bir zihniyetin dışa vurumudur. Yüzleri maskeli tipler tarafından tahtalara yazılan bu ayrımcı cümlelere tepkimizi her alanda ortaya koyacağız. Çünkü sizin de bildiğiniz gibi burada yaşanan hiçbir olay diğerinden bağımsız değildir. İşte bu sebeple bizler bir bakımdan bu tür olayların yaşanmasını da istemediğimiz için bu eylemi gerçekleştirme ihtiyacı duyduk" ifadelerini kullandı.

'MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI İMHA POLİTİKASININ BİR PARÇASI'

Türk Milli Eğitim Bakanlığı’nın devletin yürüttüğü imha politikasının parçası haline geldiğini vurgulayan Tekin, şu tepkilerini dile getirdi: "Eğitimden sorumlu bir bakanlığın bu politikalara hizmet etmesi insan hakları açısından içler acısı bir durumdur. Milli Eğitim Bakanlığı bölgede telafi dersleri vereceğini duyurdu. Açıkçası biz bu tutumu gerçekçi bulmuyoruz. Mesela, Cizre ve Silopi’deki öğrencileri Mardin'e taşıyarak eğitim noktasındaki eksiklikleri tamamlayacağını düşünüyor. Hadi diyelim birkaç aylık müfredat eksikliği sorununu bu şekilde çözdün ama sorun hala ortada duruyor olacak. Bu sorun bu tarz geçici çözümlerle geçiştirilemez.  Devlet bu sorunu çözmek istiyorsa öncelikle sorunun kaynağına inmeli. Kaynağa inmeyen her çaba çözümden uzak olacaktır."

'İNSAN OLAN HERKESİN SORUNU'

"Sokağa çıkma yasakları"nın sadece bölgedeki insanların değil, herkesin sorunu olduğunu vurgulayan Tekin, "Ne yazık ki Türkiye’nin batısı bölgede yaşanan hak ihlallerine karşı çok sessiz. Biz medya ve diğer kanallar aracılığıyla bu saldırıları gerek Türkiye gerekse uluslararası kamuoyuna duyurmak için elimizden geleni yapacağız. Başta da söylediğim gibi, bizim bu eylemleri gerçekleştirmemizin temel sebebi, bir şekilde kamuoyu oluşturarak insanların dikkatini buraya çekmektir" diye belirtti.

'YASAK ACİLEN KALDIRILMALI'

Eğitim Sen Şube Başkanı Abdülcabar Tekin, devletin soykırımcı saldırılarının toplumsal travmalara da yol açtığını vurgulayarak, şunları söyledi: "Bölgedeki insanlar evlerini, iş yerlerini yani yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalıyorlar. Göç etmeyip kalanlar ise çeşitli hak ihlalleri ile karşı karşıya kalıyorlar. Bizim bu durum karşısında isteğimiz, bölgedeki yasakların acil bir şekilde kaldırılması, yaşamın normalleştirilmesi ve bölgedeki halkın insani standartlara kavuşturulmasıdır."
 

...