DTK Genel Kurul Toplantısının sonuç bildirgesi
DTK Olağan Ara Genel Kurul Toplantısının sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, Şengal'deki zafer selamlanırken, Ezidiler için özerk bölgenin inşa edilmesi gerektiği belirtildi.
DTK Olağan Ara Genel Kurul Toplantısının sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, Şengal'deki zafer selamlanırken, Ezidiler için özerk bölgenin inşa edilmesi gerektiği belirtildi.
DTK Olağan Ara Genel Kurul Toplantısının sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, Şengal'deki zafer selamlanırken, Ezidiler için özerk bölgenin inşa edilmesi gerektiği belirtildi. Kürt Halk Önderi Öcalan'a tecride derhal son verilmesinin istendiği bildirgede, öz yönetimleri sahiplenme ve direnişlere destek verme çağrısı yapıldı.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), 14-15 Kasım günlerindeki Olağan Ara Genel Kurul Toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı.
Seyit Rıza ve arkadaşlarının anıldığı bildirgede, Paris'teki DAIŞ çetelerinin katliamı da kınanırken, Türkiye ve uluslararası topluma duyarlılık çağrısı yapıldı.
'ÖZGÜRLEŞTİRME HAMLESİNİ SELAMLIYORUZ'
"Faşist DAIŞ çetelerinin insanlığa yönelik gerçekleştirdiği katliamlara karşı, büyük bir mücadele veren Kürt özgürlük savaşçıları, DAIŞ'in işgali altında olan Şengal'i özgürleştirdiler. Bu özgürleştirme hamlesini selamlıyoruz" denilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Rojava Devrimi'nin ulaştığı düzey ve yarattığı olağanüstü gelişmeler halkımıza ve Kürt Özgürlük Hareketi'ne büyük ilgi ve destek kazandırmıştır. Bu devrim, aynı zamanda Orta Doğu halklarının geleceği için demokratik bir model ve kazanım ortaya çıkarmış, demokrasi güçlerine ilham vermiştir.
Başta Türkiye olmak üzere bölgedeki müttefikleri ve destekçileri, halklara üçüncü bir yol öneren bu kazanımdan ürküntüye düşmüşlerdir. Kürt halkı ve diğer demokratik güçlerin mücadelesi ekseninde bir araya gelen suriye demokratik güçlerinin daişe karşı kazandığı mevzilerden rahatsız olan Türkiye, Rojava Devrimi'ne yönelik inkarcı, imhacı ve tehdit politikasını öne çıkarmaktadır. Devlet ve AKP hükümetinin inkar, imha ve tehdit politikası Kürt halkını bu yüzyılda statüsüz bırakmaya dönük bir politikadır. Bu politikanın ısrarı ve devamı halinde Kürdistan halkının kendi statüsünü kurmak ve geliştirmek için topyekün direnişi ile cevap vereceği açıktır.
'ÖZ YÖNETİM OLMAZSA OLMAZ KOŞUL'
Demokratik öz yönetim demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur. Bu tespit evrensel demokrasi prensipleri tarafından belirlenmiştir. Nasıl kendine göre demokrasi olmazsa, öz yönetimsiz, güçlendirilmiş yerel yönetimsiz demokrasi de olmaz."
'TECRİDE DERHAL SON VERİLMELİ'
Bildirgede, şu ortak sonuçlara yer verildi:
"Türkiye'de demokrasinin gelişimi, Kürt sorununun çözümü Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ile doğrudan bağlantılıdır. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın tarihsel rolünü oynayabilmesi için, tecride derhal son verilmeli, görüşmelere başlanmalıdır. Geliştirilen çözüm süreci ve yol haritası Dolmabahçe Mutabakatı ile ortaya konmuştur ve bu belge geçerliliğini korumaktadır.
'ÖZ YÖNETİM SAHİPLENİLMELİ'
Demokratik özerlik ve öz yönetim bir statü talebidir. Halkımızın ilan ettiği ve yaşamsallaştırdığı öz yönetim ilanlar tüm bileşenler tarafından sahiplenmelidir.
Son aylarda, devletin Cizre, Farkin, Nusaybin, Silopi gibi kentlerimize düzenlediği öldürmeyi, yok etmeyi, irade kırmayı amaçlayan saldırılara karşı halkın kendini her boyutta savunması doğaldır, meşrudur. Bu insani ve toplumsal refleksi sadece 'hendek' ve 'barikat'a indirgeyen AKP hükümeti, aslında yürüttükleri kirli savaşa, bir meşruiyet yaratmak istemektedir. Öte yandan bu saldırılarını 'kamu düzeni' yaratmak adına yapıyor olması da bir aldatmadan ibarettir. Zira hükümet ve Cumhurbaşkanı yasa ve anayasayı hiçe sayarak, yargı ve yasama gücünü kendi dar politik amaçlarına uygun hale getirerek, bizzat kendileri 'kamu düzeni'ni ortadan kaldırmışlardır. Bu keyfi uygulamalar karşısında halk ve demokratik siyaset, baskı ve imha saldırılarına karşı 'öz yönetimle' cevap vermiştir.
Devlet ve AKP hükümetinin çözüm adına geliştirdikleri söylemin özünde muhatapsızlık ve çözümsüzlük olduğu iyi bilinmelidir. Herkes biliyor ki, Kürt halkının siyasal temsilcileri bellidir. Şimdi başka muhataplar arayarak çözümsüzlüğü bir çözüm gibi göstermekte ve Kürdü kürde karşı kullanmanın zeminini yaratmak istemektedir. Tüm Kürdistanlı siyasi parti ve kişiliklerini, dini ve aşiret önderlerini, sivil toplum örgütlerini, iş çevreleri ve kanaat önderlerini iktidarın dayattığı bu kirli politik tuzağa düşmemeye çağırıyoruz."
1 Kasım seçimlerinden sonra kurulacak olan yeni hükümetle birlikte yeni anayasa tartışmalarının da Türkiye gündemine geleceğine dikkat çekilen bildirgede, "Türkiye'nin demokratikleştirilmesi için yeni Anayasada Kürt halkının temel hakkı olan statüsünün belirlenmesi, güçlendirilmiş yerel demokrasi ve evrensel hukuk gözetilerek ele alınırsa Türkiye gerçek anlamda bir çözüm sürecine kavuşabilir. Aksi halde yeni anayasa merkezi, oligarşik, otokratik rejimler üretmekten öteye geçemeyecekti" denildi.
'EZİDİLER İÇİN ÖZERK BÖLGE İNŞA EDİLMELİ'
Bildirgede, "Şengal’in özgürleştirilmesi insanlığa bir müjdedir" denilerek, şunlar belirtildi: "Bir kez daha Kürdistani halkların birliğinin, askeri ve siyasi öncülüğünün insanlık için ve demokrasi için ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştır. KDP ve diğer Kürdistani güçlerin bu bilinçle hareket etmelerinin önemini vurgularız. Ezidilerin, gelecekte bir daha aynı katliamlara maruz kalmaması için kendine yeterli ve öz savunma ile güçlendirilmiş bir özerk bölge olarak yeniden inşa edilmelidir. Ancak bu yolla 74. ve daha fazla katliamlardan kendilerini koruyabilir, yaşamlarını ve kültürel değerlerini sürdürebilirler."
'DİRENİŞE TÜM BİLEŞENLER DESTEK VERMELİ'
Devletin imha ve inkara dayalı saldırılarına karşı Kürt halkının başlatmış olduğu “sokaklardayız, direniyoruz ve yasaklara karşıyız” kampanyasının da tüm bileşenlerce desteklenmesinin istendiği bildirgede, "Farqîn, Silopi, Sur, Gewer, Nusaybin gibi devletin sokağa çıkma yasaklarının uyguladığı yerlerde halkın maddi ve manevi zararlarının tespiti ve giderilmesi için tüm halkımızı duyarlı olmaya ve katkı sunmaya çağırıyoruz" diye kaydedildi.
25 KASIM EYLEMLERİNE ÇAĞRI
DTK bildirgesinin sonunda, bileşenlere 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü eylemlerine de katılım çağrısı yapıldı.