Devran’ın paylaştığı Nûşînda şiirleri

Gerilla Devran, 2019’de şehadete ulaşan YJA STAR gerillalarından Nûşînda Amed’i anlatırken iki de şiirini paylaştı.

Son noktaya ulaştığımızda ateş etrafında oturan bir grup gerilla karşıladı bizi. Yağan karın sessizliğinde bir bardak çayla birlikte biz de dahil olduk sohbetlerine. “Dağların gizemi unutulmaz dostluklarında gizlidir” diyen gerilla Devran, bir çok eyleme ve göreve beraber gittiği şehit arkadaşı gerilla Nûşînda’yı anlatıyordu. Anlatırken bir fotoğrafını da gösteriyordu.

Amed’de doğup büyüyen Şükran Cafri, devletin Kürt düşmanlığına karşı bir şeyler yapılmasına karar verip 2015’te gerilla saflarına katılır. Yeni bir yaşama ayak basan Şükran, kendisini ‘Nûşînda Amed’ olarak bilinmesini ister. Şükran, artık YJA STAR gerillalarından Nûşînda Amed’dir. Kısa sürede renkliliği ve yoldaşlığıyla en çok dikkat çeken ve sevilen biri olur. Bir çok eylemlerde korkusuzca yer alan gerilla Nûşînda Amed, 2018’de Türk ordusuyla girdiği girdiği bir çatışmada kahramanca savaşarak şehitler kervanına katılır.

İşte gerilla Devran, Nûşînda ile anılarını anlatırken ondaki hızlı gelişmenin, değişimin ve yaşamı anlamlandırma uğraşına dikkat çekiyor. Cesaretine ve şaşırtan yaratıcılığına işaret eden Devran, bir eylem sırasında duruşun anlatıyor: “Eylem için hazırlıklar yapılmıştı. Dört arkadaş yola koyulduk. Epeyi yürümemiz gerekiyordu. Yorulmak nedir bilmezdi. Bahar ayları olduğu için sular yükselmişti. Suyu geçme konusunda tereddüt ettik ama Nûşînda, hemen öne geçti. ‘Herkes el ele tutuşsun suyu zincir oluşturarak geçeceğiz’ dedi. O anki kararlılığı ve cesareti bizi etkilemişti. O en önde, hepimizi sırayla sudan geçirdi. Yine hayran kalmıştım.” 

ŞİİRLE DE İFADE EDİYORDU

Gerilla Devran, Nûşînda’nın şiir de yazdığını belirterek, ikisini paylaşıyor. İlkini Çarçella’da kaleme aldığı not düşülmüş. İkincisinde nerede ve ne zaman yazıldığı belirtilmemiş:

I

Ömrümün en uzun yolunda,

günlerime güneş doğup battığında,

soluk almam için tek sebeb sensin.

Engin zirveleri aşıp

kendim olma yolunda

yürüten sensin.

Sevdasına sevdalanıp 

tekrar tekrar yoluna düştüğüm sensin.

Rotam sen,

limanım sen,

deryasında damla olduğum sensin Önderim...

 

II

Yine kalemi elime alınca

efsuni bir şekilde silinip gidiyor sana dair yazmak istediklerim.

En iyisi ‘an’da olandır, diyorum; herşey kendine dönüyorsa

seni bende bulmalıyım.

 

Ben kimim?

Yakın zamanda kendimle ilgili hatırladığım tek gerçek;

dört yaşımda seni rüyamda görmüş, uyanıp hüngür hüngür

ağlarken, susmam için kandırılmış biriyim.

Evrenin var oluşundan nasiplenip senin zamanına kadar esir

kalmış biriyim.

Bütün pazarlarda satılan,

en amansız kasırgalarda hırpalanan,

Nuh’un gemisinden kurtulup 

İsa’nın çarmıhında gerilenim.

Musa’nın asasına bağlanıp kızıl kıyametlerde

milyon kere ölenim.

Tarihin beşiğinde uyutulmuş olanım.

Evvel zaman Ahir zaman derken

İslam deryasında avlanmış, hafızasız bir balığım.

Manice konuşup Zerdüşt’e inanırken 

Muhammed’e yönlendirilenim.

 

Ben kimim?

Usta kaderistlerin (tanrılar) kurguladığı senaryoyu, 

en efendisine sadık olarak oynayan bir yalanım.

Bilinen bütün kurtuluş yollarında gerçeklerden kaçarken

hep yolda kalanım.

 

Şimdi yol SENSİN

ben yolunda kendimi arayanım…