Son Dakika: Stêrtk ve Medya Haber: Baskın korsanvari ve komplodur, susturamayacaklar!

Dağların bir halk gerçekliğine dönüşümü

Özgürlük gerillası, 2021 yılının başından beri yürüttüğü savaşı ile Türk ordusunun tarihine müdahale etmektedir.

Kürdistan halkının özgürlüğü ve Kürdistan'ın kurtuluşu amacıyla bugün savaşan gerillalar, dağlarına, yani halkına sığınmıştır. Çünkü Kürdistan gerillası; dağ gerçeğini hak gerçeği haline dönüştürmeyi bilmiştir. Çünkü onların dağları, halklarıydı. Özgürlük gerillası şimdi durmadan eylem üzerine eylem yapıyor. Türk ordusunun beklemediği hemen hemen birçok yerde aniden vuruyor ve hayalet gibi geri çekiliyor! 2017 yılında Amed'deki polis karakoluna olan eylemi düşünün...

Eminim, hâlâ birçok kişinin hatırındadır. Gerilla bir karakolun altına tünel döşüyor, fotoğraf çekiyor ve geri çekiliyor. Ve ardından orayı patlatıyor. Bu hayalet gibi tarzın ne ilk uygulayıcısı ne de son uygulayıcısıdır HPG ve YJA Star gerillaları. Bu tarzın gelişimini sağlayan ne? Gerillanın yeni dönem savaşındaki farkı ve yaratıcılığı hangi noktada ortaya çıktı? Bugün moda haline gelen ve turistik geziler düzenlenen Vietnam'ın savaş tünelleri bir savaşın kaderini değiştirdi ve sömürgeci Amerikan askerlerinin kabusu olmuştu. Peki gerilla bu savaş tünellerinde nasıl savaşıyor ve neyle direniyor?

Özgürlük gerillasının, 2021 yılının başından beri yürüttüğü savaşının adını koyacak olursak, bu, tam anlamıyla sömürgeci, özgürlük ve kadın düşmanı Türk ordusunun tarihine müdahaledir. Tam olarak Gare, Siyane direnişinde gerilla Şoreş Beytüşşebap’ın yaptığı budur. Ve Şoreş Beytüşşebap direnişini gittikçe büyüten ve fedailik kelimesini bile geride bırakan bir direniş söz konusudur. Bunu bir ayını geride bırakan, 23 Nisan ile başlayan ve hâlâ devam eden Bazên Zagrosê Devrimci Hamlesi ve Cenga Xabur Devrimci Hamlesi'nden de çıkarabiliriz.

Politik olan yaklaşım, müdahale gücüne erişen ve bunun cesaretini elde eden kişilik ya da tarzın veyahut duruşunun göstergesidir. Gerilla bunu sadece tekniğe karşı direnerek yapmadı. Gerilla, Kürdistan toprağına basan işgalciyi cezalandırma iddiasının yanında taktik ve savaşın yeni tarzı konusunda da yeniliklere gitti. HPG ve YJA Star’ın yeniden yapılanması çerçevesinde gerillanın savaş tarihinde ilk kez birçok taktiğinin iç içe geçtiği bir süreç.

Dünyadaki gerilla savaş tarzı kuşkusuz asimetrik bir karaktere sahip. Şu anda Zap, Metina ve Avaşin alanlarında yürütülen savaş bunun pratiğidir. İşgalci Türk ordusu, gerillanın gündemi hep sıcak tutan savaş tünellerine girebilmek için kimyasalı bile kullandı ama yine de 11 gün boyunca Avaşin’deki Mam Reşo savaş tünellerine giremedi. 35 günden fazla bir süredir Metina’ya bağlı Zendura Tepesi'ndeki savaş tünellerine giremedi. Veyahut Zap alanındaki Küçük Cilo da bunun bir örneğidir. Bu, asimetrik savaşın en üst düzeye yükseldiğinin de bir işaretidir. Evet, güçler eşit değildi, koşullar ve eldeki teknik argoca “Allah'ına kadar farklı" dedirtse de gerilla girdiği her eylemde, yaptığı her sızma hamlesinde ve yürüttüğü savaşta ahlaki boyutu, savaşın kural ve kaidelerini hep önde tuttu ve öyle namlunun arkasına geçti. Namlunun önünde her zaman için amacı ve ahlakı yer edindi. Böylelikle Kürdistan gerillası sadece askeri anlamdaki yaratıcılık ve taktik zenginliği değil, ayrıca bağlı olduğu ve uğruna bedel ödediği özgürlük ideolojisinde de kendini eğitmede, profesyonelleşmede rol oynuyordu. Bakın, ideolojilerine sahip çıkan örgütlerden biri de Hizbullah’tır. Ve Hizbullah'ın hayalet gibi Lübnan'da gezdiğini herkes bilir. Lübnan'daki savaş tünellerini nasıl yaptığını, nereden gidip nereden çıktığını kimse bilmez. Bu askeri mantığı geliştiren; amaca olan bağlılıktır. Ya da 1945 yılında Amerika askerlerine kabus olan Vietnam savaş tünelleri de bunun hakeza bir diğer örneğidir. Bir savaşın kaderini değiştiren bir gerçekliktir Vietnam’daki savaş tünelleri. Tıpkı Siyane direnişinde savaş tünellerinde savaşan Şehit Şoreş Beytüşşebap’ın bir tarihe müdahale etmesi gibi. Yani anlayacağımız hem Siyane'deki savaş tüneline hem de Mam Reşo’daki savaş tüneline işgalciler, kimyasal kullanmalarına rağmen hâlâ içerisinde pusu vardır korkusuyla yaklaşmamış ve geri çekilmiştir. Çünkü savaş tünelleri, gerillayı daha gizli tutmuş, hayalet görünümü vermiştir. HPG ve YJA Star gerillaları; kuşkusuz yeni bir kavram yaratmadılar. Savaş tünelleri zaten vardı ancak gerilla savaş tarihine fedailik kavramını yeniden tanımlamak zorunda bıraktıran bir direniş rengi açığa çıkarttı.

Gerillanın diğer hamlelerinden Zap, Metina ve Avaşin’e değinmeyeceğim çünkü zaten 1980'lerden beri gerilla Behdinan alanına yerleşmiştir. Birçok bedel, birçok eylem, birçok savaş ve hamle yürütmüştür burada. Her ağacın, her taşın altına bir anısını koyup emanet etmiştir Kürdistan ülkesinin en acı parçası Güney’in doğasına. Burası gerilla hakimiyetinde olan alanlar. Ve bu da 23 Nisan’dan beridir başlayan savaşın üstünlüğünün ve inisiyatifinin gerillanın elinde olduğunun işaretidir. Gerillanın savaş ilkelerinden biri olan "Kendini sakla ve düşmanı kontrol altına al" gerçekliğinin Kürdistan gerillasının en çok uyguladığı süreçlerden geçiyoruz. Hem savaş tünelleri hem de gerillanın arazide ne zaman, nereden çıkacağını bilememek işgalci Türk ordusu üzerinde epey psikolojik bir etki yaratmıştır. Yoksa üstün tekniğe sahip, korkusuz hangi komando gücü geri çekileceği zaman bile sürekli etrafını bombalar ve geri çekilir. Gerilla Küçük Cilo alanında buna benzer onlarca eylem yaptı. İşgalciler arazide dolaşacağını sanırken gerilla birden ortaya çıkıyor, düşmanını vuruyor ve yine saklandığı yere geri çekiliyor. Yine Avaşin’de Dola Konferanse alanında YJA Star gücünün yaptığı eylemler sonucu orada tutunamayıp geri çekilmek için alanın hepsini bombalıyor ve geri çekiliyor.

Şimdi gel gelelim elindeki kısıtlı teknikle bile eylem yapan Şehit Delal Amed Hava Savunma Kuvvetlerine. Faşist Türk devleti şimdi rahatlıkla "ülkemizin beka sorunu var” diyebilir. Eminim Amed, Batman ve Şırnak eylemlerinden sonra AKP iktidarının böyle bir cümle kurması en mantıklı Meclis repliklerine girer! Kürdistan'a kurduğu sınırları, sınır savunma sistemiyle sözüm ona koruma çabasında olan faşist Türk devletinin tüm sınır sistemini işlevsiz bıraktı. İşgalci Türk ordusu bu eylemlere şaşırmış olsa da Kürdistan’da yaptığı havaalanlarıyla rahatça sömüreceği saflığına ya da gafletine düşmüştür. Ve gerillanın bedellerle her defasında yeşerttiği Kürdistan dağlarında da rahatça gezeceği, üstleneceği ve sömüreceği gafletine düştüyse bile çıkmaya yakındır. Çünkü ne gerillanın karadan ne zaman vuracağı belli ne de Şehit Delal Amed’e bağlı şahinlerin ne zaman havadan vuracağı belli. Veyahut bir savaş tünel kapısının nereden açılacağı belli. Bunların hepsi Kürdistan dağ ve şehirlerini hatta Kürdistan gökyüzü hattını bile faşizm ve işgale tuzak haline getiriyor. Bunu dayatan ve bunu yaptıran kuşkusuz gerillanın bağlı olduğu amaçtır. Bunu gerilla tek başına ya da kendisi için yapmıyor. HPG ve YJA Star gerillaları, birçok değerlendirmede; “devrimci halk savaşı” perspektifi ve doğrultusunda savaşı yürüteceklerini belirtti. Doğru, gerilla dağda olabilir ama hiçbir zaman halktan uzak durmadı çünkü dağları bir halkın gerçekliğine dönüştürdü. Ve özgürlük özleminin, halkın kurtuluş umudunun dergahı yaptı dağları. Ama şunu hep bilincinde tuttu; Kürdistan Halk Savunma Gücü olan gerillanın gerçek dağı; Kürt ve Kürdistan halkıydı.