GÖRÜNTÜLÜ

Çiyakurd: Türk devletinin Baas rejimi ile ittifakları sürüyor

TEV-DEM Yürütme Konseyi üyesi Bedran Çiyakurd, Rojava’da gelişen devrim sürecinin bölge üzerinde hesapları olan birçok gücün hesaplarını boşa çıkardığını söyledi.

TEV-DEM Yürütme Konseyi üyesi Bedran Çiyakurd, Rojava’da gelişen devrim sürecinin bölge üzerinde hesapları olan birçok gücün hesaplarını boşa çıkardığını söyledi. Çiyakud, “QSD’nin Hol’u, HPG, YJA-Star ve YBŞ güçlerinin Şengal’i özgürleştirmesi ile DAİŞ çetelerine büyük darbeler vurarak baş aşağıya gidişin yolunu açtı” dedi. DAİŞ çetelerinin yenilgiye uğratılması ile Türk devletinin tüm kirli hesabının boşa çıktığını Rusya uçağının düşürülmesi ile bunun iflasa dönüştüğünü ifaden Çiyakurd, Türkiye Suriye siyasetinde yer edinmek için kendisine bağlı çete guruplarını Ezaz, Efrîn ve Halep’te harekete geçirdiğine dikkat çekti.

‘TÜRK DEVLETİ SURİYE’DE İFLAS ETTİ’!

QSD’nin Hesekê’nin güneyi ve Hol yöresinde DAİŞ çetelerine karşı başarılı bir şekilde hamlesinden sonra Halep ve Efrîn’de Türk devletinin DAİŞ, El-Nusra, Ehrar Şam ve Sultan Murat gibi çete gruplarını birleştirip harekete geçirdiğini de belirten Çiyakurd “Türk devleti çetelerin organizasyon ve yürütmesini yapıyor” dedi.

Rusya’nın Ezaz ve Cerablus’ta çeteleri vurmasından sonra buranın kontrolünü kaybettiğini ve çetelere giden nefes borusunun kesileceğini anlayan Türk devletinin Rus uçağını düşürdüğünü söyleyen Çiyakurd, Türk devletinin Rusya’dan bu kadar sert bir tutum beklemediğini de ekledi.

Rus uçağının düşürülmesi ile birlikte Türk devletinin Suriye ve Rojava politikalarının tamamen iflas ettiğine dikkat çeken Çiyakurd şöyle devam etti: “Hol’da QSD güçleri, Şengal’de HPG ve YPŞ güçleri DAİŞ çetelerine darbe vurup özgürleştirince Türk devleti paniğe girdi. DAİŞ çetelerinin Hol ve Şengal benzeri yenilgiyi Ezaz, Helep’te karşılaşmaması için harekete geçerek Cerablus-Ezaz arasında kendine bağımlı çeteleri yerleştirmek istedi. Bu bölgeler üzerinden aynı zamanda DAİŞ çeteleri Türk devletine petrol satışlarını yapıyor ve buradan her türlü lojistik desteği alıyordu. Rus uçaklarının bombalamalarının önünü almak için Rus uçağı düşürüldü.

QSD’nin Halep ve Efrîn yöresinde oluşması ve çetelere karşı harekete geçmemesi için DAİŞ, El-Nusra ve Ehrar Şam gibi çeteler birleşerek Efrîn, Ezaz ve Halep’te saldırıya geçti. Bu saldırı Türk devletinin desteği ve teşviki ile gelişti. Türk devleti Türkmenleri gerekçe yapıyor. O bölge salt Türkmenlerden oluşmuyor, orada Ermeniler, Araplar ve Kürtler var. Şimdi çeteler Kürt köylerine saldırıyor. Bu saldırılar tamamen Türk devletinin varlığını orda korumaya yöneliktir.”

‘TÜRK DEVLETİ KÜRTLERİN KAZANIMLARINA TAHAMMÜL ETMİYOR’

Rusya’nın Suriye’ye müdahalesinin temelinde bölgede kendisine siyasal alan yaratma yattığını da ifade eden Çiyakurd, uçağının düşürülmesi ile birlikte gerekçe yaratarak Suriye’de söz sahibi olduğunu ve önemli bir aktör haline geldiğini ifade etti.

“Rusya’nın bölgeye müdahalesi birçok kesimin hoşuna gitmiyor” diyen Çiyakurd devamla şunları söyledi: “Türk devleti bölgeye çeteler eli ile varlığını devam ettirmek istiyor. Bunun için kendisine kırmızıçizgi çiziyor, denge kuruyor, kendisine yakın olan çetelere her türlü yardımı yaparak Rojava’ya saldırtıyor.  

Türk devleti Cerablus, Ezaz hattında çetelere nefes borusunu açık bırakmak istediğini de vurgulayan Çiyakurd, “Rusya’nın müdahalesi ile Türkiye’nin planları boşa çıktı ve politikaları iflas etti. Çeteler, Bayırbucak denilen bölgede yaşayan Kürt, Ermeni ve Arapları göçe zorladı, boşalttı. Oralar şimdi çetelerin üst bölgeleri haline geldi. Bayırbucak’ta tüm çeteleri yan yana getirterek Efrîn ve Halep yöresine saldırtmak istiyor. Bu çeteler eli ile hedeflediği Kürt kazanımlarını yok etmektir. Eğer bunu yapamazsa bile uluslararası alanda bu çeteleri Suriye’nin oluşunda söz sahibi kılmaktır. Böylesi kirli bir ilişki ve çaba içindedir.”

‘TÜRK DEVLETİ RUSLARIN MÜDAHALESİNİ BU DENLİ BEKLEMİYORDU’

Rusya’nın bölgeye müdahalesinin en çok Türk devletini korkuttuğunu, Rusya’nın Cerablus-Ezaz hattını çetelerden temizlemesinin kendi çıkarlarına ters gördüğü için Rus uçağını düşürdüğünü ifade eden TEVDEM Yürütme Konseyi Üyesi Bedran Çiyakud, “Türkiye, Rusya’dan bu kadar sert ve geniş bir tepki ve refleks beklemiyordu. Rusya bölgeye müdahale ile birlikte Türkiye ve diğer güçlere yakın olan çeteleri tasfiye etmek, geri kalanları da rejim ile ittifaka zorlamak için saldırılar gerçekleştirdi. Bu saldırılarda Türk devletine bağlı çeteler büyük darbe aldı. Bundan dolayı Türkiye tüm çeteleri birleştirdi. Kendisine bağlı grupları harekete geçirdi. Türkiye gibi düşünen başka güçlerde aynı duruma düştü. Çünkü planları suya düşmüştü.

Rusya uçağının düşürülmesi sonrasında Rusların verdiği karşılığı beklemeyen Türkiye paniğe kapıldı. Çünkü tüm planları alt üst oldu. Rusya şimdiye kadar Türk devletine karşı askeri, siyasi, ekonomik olmak üzere birçok alanda yaptırımlar uyguladı. Türk devletinin politikaları giderek uluslararası alanda teşhir ve tecrit etmek için uğraşacaktır.

‘QSD DEMOKRATİK SURİYE’NİN EN ÖNEMLİ AKTÖRÜDÜR’

Uluslararası alanda Kürtlerin Suriye’nin demokratikleşmesinde rolleri daha çok ön plana çıktı. Artık hiçbir güç Kürtlerin olmadığı bir planın başarıya ulaşacağına inanmıyor. DAİŞ çetelerine karşı en fazla mücadele eden ve çetelere darbe vuran güç Kürtler ve onun başını çektiği demokratik Suriye güçleridir.

Kürtlerin hem Suriye, hem de uluslararası alanda temel bir aktör haline geldiğini gören Türk devleti tüm çeteleri birleştirerek Efrîn ve Halep yöresinden Kürt bölgelerine saldırtıyor. Diğer yandan zaten Rojava düşmanlığı ile bilinen Erdoğan-AKP her fırsatta Rojava ve değerlerine saldırıyor. Bu amaçla sınır boylarında yaptığı tahrik, taciz ve saldırılarla bir provokasyon peşinde olduğu açık. Bir yandan çetelere destek vererek Rojava’ya saldırtıyor. ENKS gibi işbirlikçi güçleri devreye koyarak karışıklık yaratmak istiyor, diğer yandan da kendisi bizzat saldırılarda bulunuyor. Bu kabul edilecek bir durum değildir” diye konuştu.

Suriye’nin yeniden uluslararası alanda tartışıldığı bir süreçte QSD’nin çok başarılı bir şekilde hamle gerçekleştirdiğini de belirten Çiyakurd şunlara dikkat çekti: “QSD’nin Suriye halklarından oluşumu ve Suriye halklarının çıkarlarını koruması, her kesimden de büyük bir destek aldı. Şimdi uluslararası güçlerin teröre karşı birlik olma yolunda en fazla ittifak yapmak istedikleri güç QSD’dir. Kim Suriye’de çetelere karşı başarılı olmak istiyorsa QSD ile diyalog ve ittifak içinde olma gereksinimi duyuyor. Zira şimdiye kadar ister Suriye’nin tüm halk ve inançlarından olsun, isterse çetelere karşı başarıları ile kendisini kanıtlamış olan tek güç QSD’dir.

‘TÜRK DEVLETİ KÜRT KARŞITI REJİMLE İLİŞKİLERİNİ DEVAM ETTİRİYOR’

Bu gelişmelerin bir sonucu olarak uluslararası alanda bundan sonra gerçekleşecek olan toplantılara katılım beklentimiz vardır. Bu yönlü görüşme diplomatik çalışmalar belli bir düzeye de gelmiş bulunuyor. Suriye’nin demokratikleşmesini istemeyen ve çetelerinin yenilgisini haz edemeyen Türk devleti Kürtlere karşı bir yandan eskiden rejim ile var olan ilişkilerini devam ettiriyor. Diğer yandan da Kürtlerin uluslararası alanda statü elde etmemesi için tüm gücünü seferber ediyor. Ancak Türk devletinin kirli ilişkileri her kes tarafından tanındığı için bu çabalarının da artık sonuç alınmayacağı açıktır. Çünkü hemen herkes şunu açık bir şekilde söylüyor, Türk devleti çetelerin yenilmemesi için Rojava’ya saldırıyor.”