Cenazesi kaçırılan Buruntekin ailesi: Yaşadıklarımız vahşetti

Silopi’de katledilen 9 çocuk annesi Ayşe Buruntekin, devlet güçlerinin saldırılarında dirisiyle baş edemeyince ölüsüne işkence ettiği Silopililerden.

Silopi’de katledilen 9 çocuk annesi Ayşe Buruntekin, devlet güçlerinin saldırılarında dirisiyle baş edemeyince ölüsüne işkence ettiği Silopililerden. Saldırılardan dolayı cenazesi günlerce evde bekletilen sonra katilleri tarafından kaçırılarak korsan bir şekilde toprağa verilen Buruntekin’in ailesi yaşadıkları zulmü vahşet olarak nitelendirdi.

Silopi’de 37 gün süren saldırılarda, devlet güçleri Silopililerin dirisine baş eğdiremeyince ölülerine işkence etti. Cenazelerin saldırılar nedeniyle günlerce evlerde tutulduğu kentte devlet cenazelere de el koyarak korsan biçimde toprağa verdi. Silopi’de 20 Aralık’ta özel harekat polisinin açtığı ateşle katledilen 9 çocuk annesi Ayşe Buruntekin’in (40) de cenazesine devlet güçleri tarafından işkence edilen Silopililerdendi. Saldırılar nedeniyle cenazesi günlerce vurulduğu Nuh mahallesinde tutulan daha sonra ise gönderildiği Şırnak Devlet Hastanesi’nden polis tarafından polis tarafından kaçırılan Buruntekin’in cenazesi ailesinden de izin alınmadan korsa bir şekilde Yenişehir Mahallesi’nde bulunan mezarlığa defnedildi. Buruntekin’in ailesi yaşadıklarının vahşet olduğunu söyledi.

'ONU SIRTINDAN VURDULAR, VURANI GÖRDÜM’

Buruntekin'in hem akrabası hem de komşusu olan Leyla Buruntekin, Buruntekin’i evine gittikleri sırada özel harekat polisinin sırtından vurduğunu ve onu vuran polisi gördüğünü söyledi. Mermilerin başlarının üzerinden geçtiğini ifade eden Buruntekin, Ayşe Buruntekin’in açılan ateş sonucu sırtından vurularak, yere düştüğünü belirtti ve cenazesinin sürükleyerek, evinin bahçesini götürdüğünü anlattı.

'CENAZELERİMİZİ BİZDEN ALDILAR’

Katledilen Buruntekin’in eşi Abdullah Buruntekin ise eşinin vurulmasının hemen ardından 112’yi aradıklarını ama saldırıları gerekçe göstererek ambulansın gelmediğini söyledi. Buruntekin, eşinin cenazesinin 6 gün evde, 3 gün de mahallede bulunan camide kaldığını söyledi. Kendilerinin devlet güçlerin tarafından silah zoru ile mahalleden çıkarıldıklarında cenazelerin de almak istediklerini belirttiklerini ancak asker ve polislerin buna izin vermediğin kaydeden Buruntekin, daha sonra eşinin cenazesinin kendilerinden habersiz bir şekilde camiden alındığını önce Silopi Devlet Hastanesi’ne ardından Şırnak’a ardından da tekrar Silopi’ye getirilerek Habur Sınır Kapısı'nda bulunan soğuk hava deposuna kaldırıldığını söyledi.

Daha sonra ise eşinin cenazesinin kaçırılarak kendilerinden habersiz bir şekilde defnedildiğini belirten Buruntekin, cenazenin teşhisi için dahi kendilerinin çağrılmadığını söyledi. Buruntekin yaşadıklarını şöyle anlattı: "En son kaymakamlıktan yetkililerle yaptığımız görüşmede 'Cenazenizi defnettik, bizden ne istiyorsunuz' dediler. Neden bize haber vermediniz dediğimizde ise bize 'Size ne söyleyebiliriz ki' cevabını verdiler. Defnettikleri yeri biliyoruz, ama o mu değil mi bilmiyoruz. Teşhis etmediğimiz gibi bize defin kâğıdı da vermediler”.

‘ANNEMİ GERİ GETİREBİLİRLER Mİ?’

Buruntekin'in kızı Hatice Buruntekin de kardeşlerinin sahipsiz bırakıldığını ifade ederek, "Biz Türk devletine ne yaptık ki bize bunu yaşattılar. Benim annemi geri getirebilir mi? Kadınları burada katlediyorlar, kadınlar onlara ne yapmış ki? Annelerin ellerinde silahlar yok, hepsi sivil insanlar. Sivil insanları katlediyorlar sonra diyorlar ki 'Teröristleri öldürdük.' Bizler günlerce burada kaldık katledilenlerin hepsi sivil insanlar" diyerek saldırılara isyan etti.