Cenazelere el koymaya yasal kılıf uyduruldu

ATK yönetmeliğinde yapılan değişiklikler ve halkın cenazelerini gömme hakkına ilişkin açıklamalarda bulunan İHD Şırnak Şube Yöneticisi Büşra Demir, yapılan değişiklikle beraber devletin cenazelere el koymasına hukuksal zemin oluşturduğunu ifade etti.

Adli Tıp Kurumu (ATK) yönetmeliğinde 6 Ocak’ta yapılan değişikliğe ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) Şırnak Şube Yöneticisi Büşra Demir açıklamalarda bulundu. Büşra, cenazelerin defnedilmesine ilişkin yapılan değişiklikten önce, 15 gün içerisinde cenazelerin otopsi işlemlerinin tamamlanmasının ardından cenazeleri sahiplenen olmazsa belediyelere teslim edilip gömüldüğünü söyledi. Şuan uygulanan değişikliğin ise siyasi atmosferle alakalı olarak gerçekleştiğini belirten Demir, "Daha önce otopsi işlemleri yapıldıktan sonra defin ruhsatı düzenleniyordu ailesi belliyse teslim ediliyordu. Ama Cizre ve Silopi'deki yasaklardan sonra 6 Ocak'ta ATK yönetmeliğinde değişiklikler yapıldı. Şuan mevcut değişmiş durumuyla ATK yönetmeliğinde bir cenaze eğer otopsi işlemi tamamlandıktan sonra 3 gün içerisinde ailesi tarafından alınmazsa o bölgedeki mülki idare amirliğine veya belediyeye teslim edilerek gömülmesi hususunda bir düzenleme yapıldı" şeklinde konuştu.

Yapılan değişikliğin pratikteki karşılığının, "cenazelere el koymak" olduğunu ifade eden Demir, "Silopi ve Cizre'de 'sokağa çıkma yasağı' devam ediyor. İnsanlar gelip Şırnak'tan cenazelerini yasaklardan dolayı alamıyorlardı. Devlet aslında bu cenazelere el koymasını hukuksal bir görüntüyle büründürmeye çalıştı. 3 günlük süreyle onu kastediyordu" diye kaydetti.

'ÖLEN KİŞİNİN AİLESİNİ DE CEZALANDIRMADIR’

Demir, yönetmelikte geçen “Eğer cenaze alındıktan sonra cenazenin gömülmesi durumunda bir suç işlenecekse, işlenme durumu değerlendirmesi yapılacaksa, kamu düzeni bozulacaksa, toplumsal olay meydana gelirse oradaki mülki idare amir kendisi gömülme işlemini yapar” ibaresi ile ailelerin cenazelerini gömme hakkından mahrum edildiğine işaret etti. Ailelerin kendi cenazelerini gömme hakkından mahrum bırakılmasının basit bir olay olmadığını söyleyen Demir, bunun ölen kişinin ailesini de cezalandırma olduğunu söyledi ve "Bu özel hayata ve aile hayatına saygısızlıktır" dedi.

Gömülme hakkına ilişkin yasal bir düzenleme olmadığına da değinen Demir, "Anayasada ya da kanunlarda gömülme hakkına ilişkin yasal bir düzenleme yok. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde de gömülme hakkına ilişkin yasal bir düzenleme yok. Ancak AİHM'e yapılan başvuruda genelde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer alan 8'inci madde 'aile ve özel hayata saygı' maddesi altında ihlal olarak değerlendiriyor. Şu anda da yapılan başvurular o çerçevede değerlendiriliyor" şeklinde konuştu.

‘AİHM'E BAŞVURACAĞIZ'

Bu zamana kadar Türkiye'den AİHM'e Silopi'de katledilen ve cenazesi 7 gün boyunca sokak ortasında bekletilen Taybet İnan'ın defnedilmesine ilişkin başvuru yapıldığını kaydeden Demir, "Defnedilme hakkı ve şuan yaşadığımız süreç bizim içinde yeni olan bir durum. İnsanlar AİHM'e gidecektir. İnsanların kendi cenazesini kendi örf ve adetlerini kendi ahlaki hükümlülüklerine göre gömülmesine engel olunması elbette insanlık onuruna aykırı bir durumdur. Bu yönüyle de AİHM'e gidilmesi gerekiyordur. Gömülme hakkı anayasanın başlangıç bölümünde geçen 'insanlık onuru' ibaresinde ele alınıyor. Şuan ki uygulamalar insanlık onuruyla bağdaşmayan, o ölünün hatırasına hakaret taşıyan suçlardır. Bir cenazenin ailesine haber verilmeden kaçırılıp gömülmesi zaten bu suçları bir şekilde oluşturuyor. Biz AİHM'e 'aile ve özel hayatına saygı' maddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle başvuru yapmayı düşünüyoruz" diye konuştu.

'YASAL MEVZUATA GEREK YOK'

"Bir insanın kendi cenazesini gömmesi için yasal bir mevzuata gerek yoktur" diyen Demir, ailelerin yeterince acı içerisinde olduğunu belirtti. Demir, "Biz bunu çok yaşadık. Gelen aileler zaten yakınlarını kaybetmişler ama cenazelerini nasıl götürecekler, nasıl gömecekler bu acıyla karşı karşıyalar ve orada '3 gün içerisinde götürülmezlerse biz gömeriz' şeklinde bir emniyet baskısı altındalar" diyerek, ailelerin matem tutmasına bile engel olunduğunu ifade etti. Demir, son olarak şunları söyledi: "Bizim hukukçu ve insan olarak yorumlayabileceğimiz şudur: Bir insanın kendi cenazesinin gömebilmesi için mevzuata gerek yok. Kendi cenazesini ahlaki bir yükümlülük olarak örf ve adetlere uygun olarak gömme hakkına, yas tutma, cenaze töreni yapma hakkına sahiptir. Buna da hiçbir engel olmamalıdır."