Bingöl suikastçıları yalanına örgüt kamuflajı
Bingöl İl Emniyet Müdürü Atalay Ürker’e yönelik suikast girişimi davasında gerçek katiller korunurken, ceza, özel timler tarafından biri çocuk, 4 kişinin infaz edildiği araçtan sağ çıkanlara kesildi.
Bingöl İl Emniyet Müdürü Atalay Ürker’e yönelik suikast girişimi davasında gerçek katiller korunurken, ceza, özel timler tarafından biri çocuk, 4 kişinin infaz edildiği araçtan sağ çıkanlara kesildi.
Bingöl’de İl Emniyet Müdürü Atalay Ürker’e düzenlenen ve 2 polisin hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili olarak AKP tarafından Kürt hareketine suikast suçlaması yöneltilmişti. Ancak bu suçlama boşa çıkınca, olay sonrası hedef gösterilip tutuklanan Ali Kılıçgedik ile Erhan Şenyuva’ya bu kez “PKK örgütüne üye olmamakla birlikte, bilerek ve isteyerek yardım etmek”ten 5 yıl 7 ay hapis cezası verildi. Kararı ANF’ye değerlendiren Erhan Şenyuva ve Ali Kılıçgedik’in avukatı Eren Keskin, Şenyuva ile Kılıçgedik’in devlet tarafından kurban seçildiğini vurgulayarak, “Müvekkillerime sırf ceza vermek için ceza verilmiştir” dedi.
Bingöl’de 09.10.2014 tarihinde iki polisin hayatını kaybettiği, ikisinin de ağır yaralandığı Bingöl İl Emniyet Müdürü Atalay Ürker’e yönelik suikast girişimi davasında gerçek katiller korunurken, ceza, özel timler tarafından biri çocuk, 4 kişinin infaz edildiği araçtan sağ çıkanlara kesildi. Balistik raporları ve polisin hazırladığı olay tutanağıyla masumiyetleri kanıtlanan Ali Kılıçgedik ile Erhan Şenyuva, jet hızıyla görülen davada Bingöl Ağır Ceza Mahkemesi tarafından PKK örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek suçlamasıyla 5 yıl 7 ay hapis cezasına çaptırıldı.
CEZADAN CEZA BEĞEN
Kobanê’deki DAİŞ kuşatmasını protesto etmek için yapılan gösterilerden sonra, 9 Ekim’de şehir merkezinde incelemelerde bulunan Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Atıf Şahin, Başkomiser Hüseyin Hatipoğlu ve koruma polisi Uğur Adlı saldırıya uğramış, Atıf Şahin ve Hüseyin Hatipoğlu hayatını kaybederken, Emniyet Müdürü Atalay Ürker ile koruması Uğur Adlı ağır yaralanmıştı. Olaydan yaklaşık iki saat sonra Genç ilçesine doğru gitmekte olan 12 AR 900 plakalı bir araç özel harekatçılar tarafından önce durdurulmuş, sonra aniden taranmıştı. Bu saldırıda, 14 yaşında bir çocuğun da içlerinde olduğu 4 kişi infaz edilmişti. Çatışma olarak lanse edilen infazın hemen ardından ekranlara çıkan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan "faillerin cezalandırıldığını", Başbakan Ahmet Davutoğlu da "faillerin öldürüldüğünü" açıklamışlardı. Bu infazın üstünü örtmek amacıyla bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu tarafından PKK hedef gösterilse de, suikasta ilişkin düzenlenen balistik raporunda, iki polisi öldüren ve İl Emniyet Müdürü’nü de yaralayan mermilerin, olay sonrası öldürülen 4 kişinin üzerinden çıktığı belirtilen silaha ait olmadığı saptanmıştı. Polis tarafından hazırlanan olay yeri tutanağında ise, saldırının gri renkli, Renault Fluence marka bir araçla gerçekleştirildiği, oysa olaydan iki saat sonra özel harekatçılar tarafından taranan 12 AR 900 plakalı aracın, beyaz renkli bir Fiat Fiorina olduğu bildirilmişti.
MÜVEKKİLLERİM DEVLET TARAFINDAN KURBAN SEÇİLDİ
Konuştuğumuz Ali Kılıçgedik ile Erhan Şenyuva’nın avukatı Eren Keskin, müvekkillerinin olayla hiçbir alakası olmadığının devletin kendi kriminal raporlarıyla ortaya çıkmasına rağmen, iki celselik göstermelik bir mahkemeyle cezalandırıldıklarına dikkat çekti. Bu delillerle masumiyetleri kanıtlanan Ali Kılıçgedik ile Erhan Şenyuva’nın dosyasının polislere yönelik saldırı dosyasından ayrıldığını belirten Keskin, ancak bu kez de herhangi bir örgütle alakaları olmayan müvekkillerine “PKK örgütüne üye olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekten” ceza verildiğini söyledi.
Adil yargılanma hakkının da ihlal edildiğine dikkat çeken Keskin, müvekkillerinin mahkemeye katılma yönündeki tüm ısrarlarına rağmen bu talebi reddeden mahkeme heyetinin, ifadeleri telekonferans (Segbis) yöntemiyle aldığını belirtti. Dosyada müvekkillerinin bilerek ve isteyerek örgüte yardım ettiklerine dair hiçbir delil olmadığının altını çizen Keskin, “Kaldı ki ortada söz konusu suikast girişimiyle alakası olmayan dört kişinin özel timler tarafından infaz edilmesi gibi bir olay var. Bunun hesabını kim soracak?” diye konuştu.
Müvekkillerinin bizzat cumhurbaşkanı ve başbakanın yanlış yönlendirmesiyle hedef gösterilerek kurban seçildiğini vurgulayan Keskin, “Müvekkillerime sırf ceza vermek için ceza verilmiştir. Devlet başta yaptığı yanlışın bedelini bizim müvekkillerimize ödetmiştir” dedi.
Türkiye’de yargının kişiye göre uygulandığını vurgulayan Keskin, cezayı temyize hazırlandıklarını aktardı.