Şengal’de Kürt güçlerin elde ettiği zaferin doğru okunması ve gerekli sonuçların çıkarılması gerektiğini belirten KCK Genel Başkanlık Konseyi üyesi Sozdar Avesta, “Kurtarılan sadece Şengal değil, kadınların, Kürtlerin ve insanlığın onuru kurtarıldı” dedi.
‘Şengal’de gerilla yok’ diyenlerin hem nankörlük ettiğini hem de kendilerini komik duruma düşürdüğünü söyleyen Avesta, Êzîdîlerin KDP’ye hiçbir güveninin kalmadığını kaydetti.
“YBŞ ve Şengal Kurucu Meclisi tanınmalı” diyen Avesta, bayrakla bir sorunlarının olmadığını belirterek “Demokratik öz yönetim olursa Şengal’de Kürdistan bayrağı dalgalanır” şeklinde konuştu.
KCK Genel Başkanlık Konseyi üyesi Sozdar Avesta, Şengal’i özgürleştirme operasyonuna, KDP’nin Şengal siyasetine, Şengal bağlamında tartışılan güncel konulara, Şengal’in geleceğinin ne olacağına ve Şengal’in yeniden inşasına yönelik ANF’nin sorularını yanıtladı.
Şengal’in özgürleştirilmesi hem Kürtler arasında hem de uluslararası alanda büyük bir yankı buldu. Bu günlere nasıl gelindi? Şengal’i özgürleştirme operasyonunun 2 gün gibi kısa bir sürede başarıyla sonuçlanmasına yol açan etkenler neydi?
Öncelikle Şengal’in özgürlüğü tüm Êzidxan halkına, Kürt halkına, kadınlara ve Ortadoğu halklarına kutlu olsun. Bu özgürlük direnişinde başından beri rol oynayan, bu uğurda kahramanca şehit düşen Dılgeş, Berxwedan, Canfeda, Pirdoğan, Vinar, Armanc ve Nevrez’lerin şahsında tüm şehitleri saygıyla anıyorum. Onlara verdiğimiz özgür Şengal’in Êzidxan halkına ve Ortadoğu halklarına armağan edilmesi sözü bugün yerine getirildi. Şehitlerimiz rahat uyusunlar. Onların anılarına bağlılığın gereği olarak bölgenin tüm halkları ve toplulukları sonuna kadar savunulacaktır. Direniş aralıksız bir şekilde devam edecektir.
Bilindiği üzere DAİŞ çeteleri Musul’u ele geçirerek 2014 Ağustosu’nda Şengal’e yöneldi. Halklara dönük yarattığı korku, Şengal’de gerçekleştirdiği katliam ve esir almalardan sonra Kobanê’ye yöneldi. Kobanê’de büyük bir direnişle karşılaştı. Kobanê zaferiyle birlikte DAİŞ gerileme sürecine girdi. Baş aşağı gidiş öyle başladı. Şengal’in özgürlüğü ile de DAİŞ büyük bir kırılma yaşadı. Kuşkusuz arada geçen 15 ay içerisinde DAİŞ’in sistemini dağıtan, toplumlar üzerinde iktidar kurmasını engelleyen, halklar üzerinde kendi zihniyeti çerçevesinde İslami bir tahakküm kurmasını engelleyen, Kürt halkının özgürlük savaşçıları oldu. Onların direnişçi duruşu DAİŞ’in sonuç almasını engelledi. YPG-YPJ öncülüğünde sergilenen duruş, Kobanê zaferi ardı sıra Cizir kantonunda üst üste geliştirilen hamleler ve elde edilen Tıl Berak, Tıl Hemis ve Gre Spi zaferleri Kobanê ve Cizir kantonlarını birleştirdi. Ayrıca DAİŞ’e indirilen darbelerle sistemini dağıttı.
Bu durum DAİŞ’in Şengal’de de uzun süreli kalmasının önüne geçti. Hasekê’den Rojava ile Güney Kürdistan arasında stratjik bir öneme sahip olan Hol’e yönelik geliştirilen ve Hol’un da alınmasıyla sonuçlanan operasyon, artık DAİŞ’in bu alanda tutunamayacağını gösterdi. Bunun için 15 aydır özgürlük güçleri HPG-YJA-Star, YBŞ, YPJ-Şengal öncülüğünde, peşmerge ve diğer devrimci gruplarında katılımıyla sergilediği direniş sonucunda başlattıkları hamle DAİŞ’in sonunu getirdi. Bu açık bir şekilde ortaya çıktı.
ŞENGAL ZAFERİ DOĞRU OKUNMALI
Bu başarıyı DAİŞ açısından sonun başlangıcı olarak adlandırmak mümkün mü?
Şengal’in özgürleştirilmesi hem Güney Kürdistan’da hem de Irak’ta ve Suriye’de DAİŞ’in işgali altında bulunan yerlerin özgürleştirilmesi açısından iyi değerlendirilebilirse evet. DAİŞ çetelerinin yaşadığı moral bozukluğu ve dağınıklığa baktığımızda, eğer bu hamle hızından bir şey kaybetmeden sürdürülürse DAİŞ tüm alandan rahatlıkla çıkarılabilir.
DAİŞ’e dair bazen çok abartılı değerlendirmeler yapılıyor. Bu yaklaşım halkı korkutmaya neden oluyor. DAİŞ’i olduğundan daha büyük gösteriyor. Bu Rojava'da da, Şengal’de de görüldü. Yine bugün ellerinde tutukları en merkezi yerlerde dahi doğru bir direniş ve taktik geliştirilirse, kararlı bir duruş sergilenirse DAİŞ direnemez.
Girê Spi’de olduğu gibi Şengal’de de DAİŞ direnemedi. Bunu neye bağlıyorsunuz?
DAİŞ nerede çok direniyor? Direnişin güçlü olmadığı yerlerde. Böyle olduğunda DAİŞ bu tür yerlerde daha fazla yerleşerek güçlenebiliyor. Silahlı olan tüm yapılar toplumun savunması için ortak komutanlık altında hareket ederlerse DAİŞ’in elinde olan yerleri çok kısa bir sürede kurtarıp özgürleştirebilirler.
ŞENGAL’DE HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ ELE ALINAMAZ
Peki Şengal’in özgürleştirilmesi Kürtler açısından ne ifade ediyor? Askeri ve siyasi sonuçları ne olur?
Askeri sonuçları, siyasi sonuçları elbette önemli bir konu. Yine örgütlenme açısından, kültürel açıdan, diplomatik açıdan ne tür gelişmeler yaşanacak? Kuşkusuz tüm bu yönlerden bu hamlenin değerlendirilmesi gerekir.
Şengal’in kurtarılmasıyla halkı kendine tebaa gören anlayışlar kırılmış oldu. Şengal gibi farklı halklar ve inançların olduğu yerlerde tüm tarafların katıldığı ortak savunma güçleri yaratılmalı. Oluşturulacak bu yerel güçlerle herkes kendi toplumunu savunabilecek ve gelişecek saldırılara karşı durabilmeli.
Siyasi açıdan hiçbir şey eskisi gibi ele alınmamalı. Şengal bu açıdan bir modeldir.
ŞENGAL SADECE HEWLÊR’DEN YA DA BAĞDAT’TAN DEĞİL ŞENGAL’DEN DE YÖNETİLMELİ
Nasıl bir model biraz açar mısınız?
Artık Şengal ve benzeri yerler Hewlêr’den, Bağdat’tan, Şam’dan ya da Ankara’dan yönetilmemelidir. Değişik halk ve inançların bir arada yaşadığı yerlere siyasi irade hakkı tanınmalıdır. Öyle olmalıdır ki, bu halklar siyasi açıdan da kendilerini yönetebilmelidirler. Siyasi, ekonomik, diplomatik açıdan kendilerine yetebilmelidirler. Bunu derken, her yerde bir devletçik oluşsun demiyoruz. Aksine Önderliğimizin demokratik ulus modeli olarak sunduğu bu çözüm, halklar arasında saygınlık, eşitlik ve tahammül yaratır. Elit bir kesimin toplumları yönetmesinin yerine, halkın kendi kendini yönetmesini istiyoruz. Şengal’in özgürleşmesi, Kürtler için böylesi bir gelişme yaratmalıdır. Şengal Kürtler arasında gerginlik ve çatışmanın sebebi değil aksine, daha fazla ittifak ve ulusal birliğin gelişmesine vesile olmalıdır.
KURTARILAN SADECE ŞENGAL DEĞİL KÜRTLERİN ONURUDUR
Şengal’in özgürleşmesi böylesi bir Kürt ortaklaşmasına yol açabilir mi?
Şengal’de özgürleştirilen sadece Şengal ilçesi olmadı. Tüm Kürtlerin onuru kurtarıldı. Hatta tüm İnsanlığın onuru burada kurtarıldı. 15 aydır Şengal gibi yerlerin DAİŞ’in elinde bulunması halkımıza ve bizlere büyük acı verdi. Şengal’in DAİŞ’in eline geçmesi ne kadar acı verdiyse özgürleştirilmesi de bir o kadar sevinç ve mutluluk yarattı. Bu başarı, ulusal birliğe bir temel oluşturmalıdır. Bu zemin iyi değerlendirilerek ulusal birlik kurulmalı, ortak savunma gücü kurulmalıdır. Şengal’in özgürlüğü böyle bir sonuca vesile olmalıdır. Biz bunun gerçekleşebileceğine inanıyoruz. Çünkü bu temel Şengal’de atılmıştır. Halk meclislerinin oluşturulmasıyla, sivil kurumların kurulmasıyla, savunma güçlerinin oluşturulmasıyla böylesi bir düzey yakalanmıştır. Yapılması gereken bunun daha da güçlendirilmesidir. Tüm kürdistani siyasi partiler ve Êzîdî cematleride bu örgütlülüğe güç katmalıdır.
Şengal ilçe merkezi özgürleştirildi. Ama gerillanın ve YBŞ’nin başlattığı hamle devam ediyor.
Çünkü hala Şengal’in birçok köyü özgürleştirilmeyi bekliyor. Bunlar köy olabilir ancak her biri Şengal büyüklüğünde yerleşim yerleri. Koço, Tılqesap, siba Şex Xıdır, Tıl Izer, Gırzerk gibi onlarca köy halen DAİŞ denetimindedir. O açıdan bu operasyon durmaksızın sürdürülmelidir. Koço köyünün neler yaşadığına, çektiği acılara tüm dünya şahitlik etti. eğer bu köyler özgürleştirilmezlerse Şengal’in bir anlamı kalmaz.
KARARLIYIZ DURMAK YOK!
Şengal’de büyük direniş içinde olan Özgürlük hareketi olarak bizler en küçük bir imkanı bile büyük başarıya çevirmek için mücadele ettik ve bunu sağladık da. DAİŞ’in iradesini kırmak için elimizden geleni yaptık. Yazın sıcak aylarında dahi DAİŞ’e darbe vurmak için yapılan eylemlerde onlarca arkadaşımız şehit düştü. Diğer bölge güçlerine yapılan tüm yardım çağrılarına karşılık destek olunmadı ama yine de eylemler sürekli geliştirildi. Bu halen de devam ettiriliyor. 8 Ekim’den bu yana Geliye Şilo ve çevre köylere doğru operasyon devam ettirildi. Şengal’in ve bazı köylerin özgürleştirilmesiyle birlikte ve yolların denetimi sağlandı. Şimdi olanaklar daha da artmıştır. Kalan köyleri özgürleştirme imkanı gelişmiştir. Özgürlük Hareketi olarak sadece Şengal ve etrafında değil, nerede DAİŞ var ise biz büyük bir kararlılıkla mücadeleyi büyütmeye ve Ortadoğu’nun tümünden söküp atmaya kararlıyız. Biz bu hamlenin kesintisiz sürdürülmesi gerektiğine inanıyoruz. Kendi cephemizden bunu sürdüreceğiz. YBŞ, YPJ-Şengal, YJA-Star ve HPG güçleri bu sorumluluklarını kararlılıkla sürdürüyorlar.
ŞENGAL’DE GERİLLA YOK DİYENLER NANKÖRLÜK YAPIYOR
Gerillanızın verdiği mücadeleden ve ödediği bedellerden bahsettiniz. Ama KDP’ye bağlı medya kuruluşları Şengal operasyonunda gerillayı görmezden gelmeye çalıştı. Sadece medyası değil elbette Sayın Barzani de ‘Peşmerge dışında Şengal’de başka güç yok’ dedi. Bu tutumu nasıl yorumluyorsunuz?
Özellikle Şengal’de gerçekleştirilen operasyon ve elde edilen başarı KDP medyasında yanlış bir yaklaşımla ters yüz edildi. Görmezden gelindi. Hatta inkar edildi. Nankörce bir yaklaşım sergilendi. Kuşkusuz başta Kürdistan medyası olmak üzere hiç bir medya organı egemenlerin, kendi çıkarlarını esas alanların dili olmamalıdır. Kendilerini komik duruma düşürmemelidirler. İktidarın elinde olan Güney Kürdistanlı bazı medya kuruluşlarının- ki bunlara merkezi medya ya da havuz medyası da diyebiliriz- iktidarın çıkarları doğrultusunda hareket ettiklerini gördük. Şengal’de olanları, gerçekleri bütün dünya görmesine rağmen onlar görmek istemedi.
Neden böyle yaklaştılar sizce?
Güçlerimizin Şengal operasyonunda öncülük ettiğini görmek istemeyen, başarımızı yok sayma telaşında olanların, Sayın Barzani’nin etrafındakilerin kendisini yanlış bilgilendirdiklerini düşünüyoruz. Ucuz bir başarı elde etmek istediler. Yanlış hesap yaptılar ve bu hesapları Şengal’den döndü. Eskiden yanlış hesaplar Bağdat’tan döner denirdi, bugün yanlış hesaplar özgürlük güçlerinden dönüyor. Doğru yaklaşmayanlar, gerçekler konusunda doğruların sahibi olamazlar. Sergilenen tutumlar ve Sayın Mesut Barzani’nin açıklamalarına da yansıyan yok sayma, görmezden gelme, gerilla yoktur yaklaşımları doğru değildi tabii. Bu sözlerin kendisini de zor duruma düşürdüğü açık. Çünkü aynı gün başka medya kuruluşları HPG-YJA STAR ve YBŞ’nin öncülüğünü görüntülerle dünyaya duyurdu. Her halde kendileri de düştükleri yanlışı fark etmişlerdir.
GERİLLA YOK DİYENLER KENDİLERİNİ KOMİK DURUMA DÜŞÜRDÜ
Birçok medya kuruluşu oradayken, ‘gerilla yok’ demek halk deyimiyle baltayı ayağına vurmak olmuyor mu? Neden Sayın Barzani böyle konuştu?
Elbette bu görmezden gelmenin, yok saymanın sebepleri var. Başta gelen neden bu güçlerin kendi iradeleriyle siyaset yürütmemeleridir. Çünkü dış güçlerin hakimiyeti altındalar. Özellikle de Türk devleti Güney Kürdistan’da belirleyicidir. Şengal’in kurtuluşunda da bu yön kendisini gösterdi. Türk devleti, Güney Kürdistanlı yöneticileri özellikle de, Özgürlük Hareketi’nin rolünü görmezden gelmesi, Özgürlük Hareketi’nin elde ettiği meşruluğu kabul etmemesi için bunları böylesi bir pratiğin içine sürükledi. Zaten Güney Kürdistanlı bazı yetkililerin, KDP’li bazı sorumluların olumsuz söylemleri günlerdir basına yansıyordu. PKK orada yoktur, yüz-iki yüz kişiler, işte 12, 5’lik bir doçkaları, iki kalaşnikofları var gibi küçümseyici sözler kullanıyorlardı. Ama gerçeğin asla gizlenemeyeceği, perdelenemeyeceği bir kez daha açığa çıktı. 15 aydır burada hareketimiz bir direniş içerisindeydi. Özgürlük savaşçıları inançlarıyla, iradeleriyle aşkla mücadele ediyor. Şengal’de bir kurumlaşma ve örgütlülük gelişti. Êzidxan güçleri olan YBŞ ve YPJ Şengal oluştu. Sonuç olarak bütün bunları yok sayanlar, inkar edenler kendilerini hem komik hem de tehlikeli bir duruma düşürdüler.
Bir de KDP yöneticilerinden Ali Avni’nin PKK’ye ve direnişe katılan Êzîdî kadınlara hakaret eden bir açıklaması oldu. Bu açıklama bahsettiğiniz politikanın neresinde?
Bu şahıs, Şengal operasyonundan bir gün önce hem hareketimize hem de kadınlara büyük bir hakarette bulundu. Bunu bütün dünyanın gözünün önünde yaptı. Êzîdî kızları ha PKK’de ha DAİŞ’te olmuş fark etmez dedi. Bu kadar iktidarcı ve kendi hakikatinden uzak bir söylem, kendisini DAİŞ’le bir yapan bir zihniyet işte. Zaten YPJ Şengal gerekli cevabı verdi. Ali Avni gibi kişiler Şengal’in özgürleştirilmesinde YPJ-Şengal’in veYJA STAR ın nasıl bir rol ve misyona sahip olduğunu, nasıl bir öncülük yaptığını ve başarı elde ettiğini görmüş oldu. Aslında bu şahıs hareketimize hakaret etmek isterken kendisi küçüldü. Bu zat önce Şengal’de esir alınan ve köle pazarlarında satılan Êzîdî kadınların hesabını vermelidir. Şengalli kadınların yaşadıkları acıların intikamını alan özgür kadın savunma birliklerine saldırmaktan vaz geçmelidir. Derhal tüm kadınlarda özür dilemelidir, Özgürleşen Êzîdî kadınları tüm Ortadoğu kadınların yeni yaşam mucadelesinin öncüleridirler.
Sonuç olarak bu yaklaşımlar Kürt halkına bir şey kazandırmaz. Daha çok uzaklaşmaya, rahatsızlığa, inançsızlığa yol açar. Düşmanı daha çok güçlendirir. Düşmanların bu çelişkiler üzerinden kendisini güçlendirmesine yol açar. Bunlar görülerek üzerinde durulmalıdır.
GERİLLANIN KALIP KALMAYACAĞINA HALK KARAR VERİR
Güney Kürdistanlı güçlerin hepsi değil ama KDP çevresi ve medyası gerillanın hem Şengal’deki hem de Güney Kürdistan’daki varlığını hep tartışma konusu yaptı. Şimdi de aynı konu gündeme taşınıyor. Gerilla çıkacak mı çıkmayacak mı? çıkacaksa ne zaman çıkacak? Şeklinde bir gündem var. Bu konuda hareketinizin tutumu nedir?
Aslında suni bir gündemdir. DAİŞ’in Şengal’i işgal etmesinden önce hareketimiz defalarca tehlikeye dikkat çeken açıklamalar ve çağrılar yaptı. Güney Kürdistan hükümet yetkilileriyle görüşmeler yaparak yaşanacak bir katliamın ve işgalin önüne geçmek istedik. Hareketimiz, ortak bir şekilde müdahale edelim dedi. Eğer siz yapacaksanız, şöyle şöyle yapılabilir dedik. Ya da bize yol verin biz yapalım dedik. Basın yoluyla da bu önerileri ve görüşleri ilettik. Tedbir alınmadı, gerekenler yapılmadı ve sonuç olarak onur, haysiyet, varlık, öz Kürtlük katledildi. Bunun üzerine Özgürlük Hareketi fedaice müdahale etti ve Şengal halkımızın imdadına yetişti. 15 aydır da oradalar. Şimdi de işte ne zaman çıkacaksınız? Siz çıkmayana kadar sorunlar devam eder tarzında yaklaşımlar var. Hareketimiz aslında bunlara yanıt da verdi. Tekrarlayalım; Êzidxan toprakları ne zaman tamamen özgürleştirilir, halkımız topraklarına geri döner, bu topraklar üzerinde yeni bir yaşam kurulur, kendi iradesiyle yaşamaya başlar; halkımız, iradesine, idaresine, yönetimine ve öz savunmasına bu topraklarda kavuştuğu zaman Êzîdîxan halkı buna karar verir. PKK gider mi kalır mı, o zaman da buna karar verecek olan halkımız olacaktır.
EĞER GERİLLA OLMASAYDI ŞENGALİ SAVUNMAYANLAR ULUSLARARASI MAHKEMELERDE YARGILANIRDI
Suni bir gündem diyorsunuz. Sizce esas tartışılması gereken konular nelerdir?
Êzîdî halkı artık bir partinin çıkarlarına kurban edilemez. Bu mümkün değildir. Bu eksikliği bir kere yaptık. Hala öz eleştirisini veriyoruz. Eğer Özgürlük Hareketimiz Güney Kürdistan hükümetinin hassasiyetlerini bu denli gözetmemiş olsaydı ve önceden müdahale etmiş olsaydı Şengal’in durumu böyle olmayabilirdi. Ama böylesi bir durum için savaş sebebidir diyorlardı. Eğer Şengal’e gerilla gitmeseydi ve yüzbinlerce Êzîdî katledilseydi, başta ilgili yetkililer olmak üzere birçoğu uluslararası mahkemelerde suçlu olarak yargılanacak halde olurlardı. Bu gerçek neden görülmüyor? Neden bunlar tartışılmıyor? DAİŞ’in elinde bulunan binlerce Êzîdî kadının nasıl kurtarılacağını niye tartışmıyorlar? Êzîdîlerin kendisini nasıl yöneteceği neden tartışılmıyor? Kerkük bölgesinde DAİŞ’in zulmü altında olan halkların nasıl özgürleştirileceği neden tartışılmıyor? Bütün bunlar varken PKK ne zaman çıkacak? demek gündemi çarpıtmaktır. Kendisini onlara dayatan egemenlerinin diliyle konuşmaktır.
ÊZİDİLERİN KDP’YE HİÇ BİR GÜVENİ YOK
Peki bu politikanın Êzîdî toplumunda bir karşılığı var mı sizce?
Şunu açıkça söyleyebilirim: Êzîdî halkımızın KDP’ye hiç bir güveni kalmamıştır. Değil binlerce on binlerce Peşmergeyi, milyonlarca kişi de götürse ve Şengal’de konumlandırsa KDP’ye inanç bitmiştir. Êzîdî halkımız, evet Şengal kurtarıldı ama onurumuzu hala kurtarmış değiliz diyorlar. Kalbimiz kırıktır diyorlardır. Dolayısıyla çıkarcı, yüzeysel yaklaşımlara son verilmelidir. Derinlikli bakılırsa PKK’nin engel olmasını bırakalım, halkımızın bu amaçlarını gerçekleştirmek için, bütün halkları eşit statüde kendilerini yürüteceği demokratik bir sistem için şans olduğu görülecektir.
YBŞ VE ŞENGAL MECLİSİ TANINMALI
Sayın Barzani Şengal’deki konuşmasında Şengal’in il yapılması için merkezi hükümete başvuracaklarını söyledi. Bir de Şengal statüsü belli olmayan alanlardan birisi ve Irak Anayasası’na göre statüsü referandum ile belirlenecek ilçelerden birisi. Siz öz yönetim diyorsunuz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Şengal il olacak, yok şuraya yok buraya bağlı olacak şeklinde tartışmalar, sanki 3 Ağustos hiç yaşanmamış gibi ele alışlar var. 73. Ferman sanki hiç yaşanmadı. Yüzbinlerce kişinin yurdunu bırakması, binlercesinin katledilmesi ve esir edilmesi görmezden gelinemez. Olaya salt siyasi yaklaşım Êzîdîlerin yaralarını daha da derinleştirir, acıtır. Özellikle Güney Kürdistanlı güçler bunu iyi görmeli. Doğru olan şey, Şengal’in özsavunma güçleri olan YBŞ’nin ve kurucu meclisin tanınmasıdır.
DEMOKRATİK ÖZYÖNETİM OLURSA ŞENGAL’DE KÜRDİSTAN BAYRAĞI DALGALANIR
Bir de bayrak tartışması vardı. Irak Başbakanı Ebadi Şengal’e Irak bayrağının çekilmemesini eleştirdi. Bu konuda sizin görüşünüz nedir?
Şengal’de hangi bayrağın göndere çekileceği, hangi bölgeyi kimin tutacağı, gelecekte nasıl bir idari yapının oluşacağı? gibi konular tartışılarak çözülebilir. Bizim hiç bir bayrakla sorunumuz yok, Güney Kürdistan bayrağıylada hiç olmaz, halkların sembolerine saygılıyız her kesinde bizlerin kanla canla taşıdımız bayrağa saygılı olmaya davet ediyoruz. Şengalde örgütlenen Êzîdî halkımızın özörgütleri halk meclisi ve YBŞ’nin de karşı çıkacağını sanmıyorum. Güney Kürdistan’ın bir bayrağı var ve o bayrak için binlerce şehit verildi. Onlarca yıldır da o bayrak Güney Kürdistan’ın resmi sembolüdür. Şengal Kürdistan’ın bir parçasıysa, eğer Şengal halkının geleceği ile ilgili alacağı kararlara saygı duyulacaksa ve demokratik özerk yönetimi talebi kabul edilirse o zaman Güney Kürdistan bayrağı Şengal’de dalgalanır. Hiç kimse buna karşı değildir. Fakat onlar egemen zihniyetin verdiği refleks ile bayrakçılık yapıyorlar, mikro milliyetçilik yapıyorlar. artık bunların zamanı geçmiştir.
ÊZİDİLER ARTIK ZORBALIĞI VE DİKTATÖRLÜĞÜ KABUL ETMEZ
YBŞ’nin daha da güçlenmesi için sizce diğer Kürt örgütleri ne yapmalı?
YBŞ ve YPJ- Şengal güçleri bölgenin insanlarıdır. Bu topraklarda doğmuşlar ve bu topraklar üzerinde DAİŞ tarafından binlerce yakınları, eşleri, dostları katledildi. Onlar da bu katliamın hesabını sormak ve kendi toplumlarını ileriki zamanda böyle tehlikelere karşı korumak için öz savuma birliklerini oluşturdular. Onları baskı altına alıp dışlamak değil destek olmak gerekiyor. Güçlendirmek gerekiyor. YBŞ, YPJ yine HPG ve YJA-STAR güçlerinden çekinmemek lazım. Yapılacak tek şey bütün irili ufaklı güçleri bir ortak komutanlık altında bir araya getirmektir. Herkes bu ortak komutanlık altında uyumlu bir şekilde halkımızın nasıl daha iyi savunulacağına yoğunlaşmalı, odaklanmalıdır. ‘Benim dediğim olacak’ demek zorbalıktır, diktatörlüktür. Bunun kabul edilmesi mümkün değil. Bunu sadece Êzîdî halkı değil artık hiçbir halk kabul etmez.
ŞENGAL İÇİN YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR
Şengal’in geleceği için neler söylemek istersiniz? Özellikle Êzîdî Kürtlere bir çağrınız var mı?
Şengal için yeni bir dönem başladı diyebiliriz. Bu yeni başlangıca göre Şengal yeniden inşa edilmelidir. Şengal Kobanê gibi harabeye dönmüş bir vaziyettedir. Belki bazı yerleri daha kötü de olmuştur. Aldığımız bilgilere göre şehrin yüzde 70’i yıkılmış durumda. Şengal’in yeniden inşa edilmesi için öncelikle farklı yerlere göç eden halkımızın Şengal’e geri dönmesi gerekiyor. Yeniden inşa sürecinde herkes yer almalıdır. Şehir yapılanması için, siyasi ve idari yapılarını oluşturmaları için yine savunma sistemlerini oluşturmaları için bu şart.
GÖREV BİTMEDİ ASIL ŞİMDİ BAŞLIYOR
Bahsettiğiniz bu yeni dönemde Êzîdî gençlere bu bağlamda ne tür görevler düşüyor?
Êzidxan gençleri Şengal özgürleşti bizim görevimiz bitti dememelidirler. Asıl görevleri şimdi başlıyor. Şengal’in özgürleştirilmesini kendileri için büyük bir moral kaynağı yaparak YBŞ ve YPJ saflarına akın etmelidirler. Yine eğitim, sağlık vb. konularda herkesin gidip kurumlarda yerini alması gerekiyor. Yine halkımıza çağrıda bulunuyorum. Belki Şengal merkezi daha geri dönmek için müsait değil ama kurtarılmış alanlar var. Tümüyle DAİŞ tehdidinin kalktığı özgür alanlarımız var. Halkımız gidip ilk etapta oralara yerleşip inşa hamlesine güç vermelidir. Bir kez daha tüm Ezidxan gençliği, kadınlarını ve halklarımızı özgür Şengal’i savunmaya ve inşa etmeye çağırıyorum.