Lice ilçesine bağlı Dehla Zîrê mezrasını 1994 yılında Lice'de Tuğgenera Yavuz Ertürk'ün başında olduğu Bolu Komando Tugayı askerleri tarafından yakılması ardından, mezrada bulunan ve aralarında çocukların da olduğu 6 kişiyi, çantalarını taşımaları için zorla hamal olarak kullandı. Askerlerin beraberinde götürdüğü üç kişiden ise aradan 21 yıl geçmesine rağmen bir haber yok.
17 Mayıs 1994 günü Dehla Zîrê mezrasını basan ve başlarında Tuğgeneral Yavuz Ertürk'ün bulunduğu Bolu Komando Tugayına bağlı askerler, köylülerin en kısa sürede evlerinden bir şey almadan mezrayı terk etmelerini istedi. Mezrada bulunan evler, içindeki eşyalarla birlikte yakıldı.
Askerler köyü yaktıktan sonra olay yerinden ayrılırken, köyden aralarında çocukların da bulunduğu 6 kişiyi çantalarını taşımaları için beraberlerinde götürdü. Götürülen 6 kişiden kardeş olan 3 kişi serbest bırakılırken, Servet İpek (15), İkram İpek (19) ve Seyithan Yolur'dan bir daha haber alınamadı.
İpek kardeşleri yıllarca arayan anne Fatma İpek ile baba Abdülrezzak İpek'in yıllarca Valilik, Kaymakamlık ve İHD şubelerine yaptıkları başvurulara rağmen, ömürleri çocukların akıbetini öğrenmeye yetmedi.
GÖMÜLDÜKLERİ YERİ ÖĞRENMEK İSTİYORUZ
Anne ve babalarının 21 yıldır arayıp bulamadığı Servet ve İkram'ı aramak için ise şimdi amca çocukları olan Azamettin İpek arayış içerisinde. Kuzenlerinin hayatlarından umudunu kestiklerini belirten Azamettin İpek, en azından gömülen yeri öğrenmek istediklerini söyledi.
17 Mayıs 1994 günü askerlerin mezradaki tüm evleri yaktıklarında Yolur ailesinden de 4 kişiyi beraberlerinde götürdüğünü, ancak götürülenlerden Seyitlan Yolur'un da halen kayıp olduğunu belirten Azamettin İpek, "Bolu Komanda Tugayı bölgedeydi. Dehla Zîrê mezrası ve çevre köyleri aynı günde yaktılar. Bizim mezrada köylülerin evden bir iğne bile almalarına izin vermeden eşyaları ile birlikte yaktılar. Bütün evler gözümüzün önünde yakıldı. Askerler mezrayı yaktıktan sonra, çantalarını taşıtmak için Servet'i, İkram'ı, Seyithan Yolur'u ve Yolur soyadlı 3 kardeşi de beraberlerinde götürdü. Bir süre sonra Yolur soyadlı 3 kardeş geri döndü ama diğerlerinden bu güne kadar hiç haber alamadık. Geri dönen 3 kişiye sorduk, onlar da ne olduklarını bilmiyorlar. Bize söyledikleri, 'askerler bir süre sonra konaklayacakları yere geldiklerinde bizi yüzükoyun yere uzattılar. Sonra bir asker hanginizin ayağına vurursam, arkanıza bakmadan koşup gideceksiniz. Bizim ayağımıza vurunca biz ayağa kalkıp ve geriye bakmadan kaçtık. Servet, İkram ve Seyithan orada kaldı...' İki kuzenim ve Seyithan'dan bu güne kadar bir haber almış değiliz" şeklinde konuştu.
ANNE VE BABA EVLAT HASRETİYLE ÖLDÜLER
Kuzenlerinin askerlerce götürüldükten sonra kaybolmalarının ardından günlerce Kaymakamlık, Valilik ve Askeri birliklere sorduklarını ancak bir sonuç alamadıklarını kaydeden Azamettin İpek, "Yengem Fatma İpek, yıllarca iki çocuğunu aradı. Başvurmadık yer bırakmadı. Ancak iki çocuğunun hasretiyle öldü. Aynı şekilde babaları Abdülrezzak'ta iki çocuğunu bulmak için çabaladı. O da bir haber alamadı ve vefat etti" dedi.
İkisi kuzeni olan 3 kişiyi yıllardır aradıklarını ve şu ana kader en küçük bir ize bile rastlamadıklarını belirten İpek, "Nereye başvursak bir sonuç alamadık. Bir iz bulamadık. Zamanında dosya dahilinde ifade veren bazı kişiler artık hayatta değil ama biz yine de onları aramaya devam edeceğiz. En azından onların kemiklerine ulaşmak, nereye gömüldüklerini öğrenmek istiyoruz" şeklinde konuştu.
Amcaoğulları Azamettin İpek, tek bir fotoğrafı bile bulunmayan Servet İpek ile ağabeyi İkram İpek'in en azından gömüldüğü yeri bulana kadar arayışlarını sürdüreceğini söyledi.
AİHM TÜRKİYE'Yİ MAHKUM ETMİŞTİ
İpek kardeşler ile Seyithan Yolur'un askerlerce kaybedilmeleri ardından ailelerinin Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yaptıkları başvuru 2004 yılında sonuçlanmıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 3 kişinin kaybedilmesinden Türkiye'yi sorumlu tutarak, toplam 58 bin 400 Euro tazminat ödemeye mahkum etmişti.
...