'Biliyorum ki benimle gurur duyacaksın anne'

Şehit Berçem, annesine hitaben yazdığı günlüğünde, "Bil ki ben şehitlerin izindeyim. İçimde büyük bir sevda var. Biliyorum ki benimle gurur duyacaksın. Gözlerinin yeşilinde bir yıldız, dilinde hep söylenecek bir şarkı olacağım" diyor.

BERÇEM AVAREŞ

Gerillanın kaleminden çıkan her yazıda yazma ya da tanımlama, cesareti eylemin kendisi kadar önemlidir. Pek çok zorluk ve yorulma hali, gerillanın yaşadığı ağır koşullar nedeniyle kimi zaman bu tarihi kayıtları yazmayı zorlaştırır. İşte o zaman, anlarda yaşamanın sadece o andan ibaret olmadığını anlarsınız. Aslında geçmiş ve gelecekle kurulan bir hafıza ve özgürlük ilişkisidir. Şehit Berçem Avareş de bugün emeği ve mücadelesiyle ardında anlamlı bir miras bırakan o yürekli savaşçılardan biridir.

Her ifadesinde özgürlükle kurduğu sevgi ve bağlılık hissini üç cümleyle günlüklerine şu şekilde yansıtmıştır: “Hayallerimi gerçekleştirmeye geldim.”

Şehit Berçem Avareş, günlüğüne gerilla mücadelesine ilişkin şunları yazıyor: “Şu anda Şehit Elîşêr Tepesi’ndeyim. Hayalim her zaman düşmana yaklaşmaktır. Artık eskisi gibi savunmasız değilim. Elimde ülkemin savunması için tuttuğum bir silah var, mevzimde bu davaya kendini adamış yoldaşlarım var ve Önder Apo’nun inşa ettiği büyük irade ve cesaretle düşmanın karşısında dimdik duruyorum. Görevim, gece gündüz bu tepelerde düşmana göz açtırmamak. Eskiden evdeyken, askeri araçları gördüğümde tereddüt ederdim. Ama artık ben de mücadelenin bir parçasıyım ve rollerimiz değişti. Artık özgür dağlarımızı işgal etmek isteyen düşman çok yakın. Ellerinde birçok türden teknik de var ama biz onların moralini sarsacak güçteyiz. Şimdi dürbünümle izlediğimde onları net bir şekilde görebiliyorum.

Artık biliyoruz ki, düşman büyük bir saldırı hazırlığı içerisindedir. Fakat biz de sabırsızlıkla onları bekliyoruz. Onları öyle bir sürprizle karşılayacağız ki, geldiklerine pişman olacaklar. Yoldaşlarım da hazırlıklarına aralıksız devam ediyor. Belki teknik imkanlarımız onlarınki kadar güçlü değil. Ama bizi güçlü kılan, Önderliğimizin fikirleri, şehitlerimiz ve yoldaşlığımızdır. Birliğimizde en deneyimsiz olan benim. Askeri anlamda çok fazla şey yapamasam da, elimden ne gelirse o çabanın bir parçası olmaya çalışıyorum. Eğitimde bazı silahları öğrenmekte zorlandım. Ama artık hepsini tanıyorum ve kullanabiliyorum. Öfkemin boşa gitmemesi için sabırsızlıkla o mevzide silahımı kullanacağım anı bekliyorum. Bu kadar kendime inanmamı sağlayan şey, buradaki yoldaşlarıma duyduğum sevgi ve inançtır. İlk günden bugüne kadar her anlamda bana destek oldular. Hiçbir zaman buraya yeni gelmişim gibi hissetmedim. Sanki yıllardır birlikte yaşıyormuşuz gibi hissediyorum. O gün geldiğinde, onların çabasını boşa çıkarmayacağım ve emeklerine layık olacağım. Artık vakit onurlu bir savaş ve zafer zamanıdır.

SANA SÖZÜM ÖZGÜRLÜK OLACAKTIR

Gerilla yaşamı, adeta bir kuşun yaşamını anımsatır insana. Önder Apo, konuşmalarında sıkça kuşların yuvalarını öyle yerlere kurduklarını söyler ki yılan bile ulaşamaz. Bizim de yuvamız tıpkı öyledir. Özgürlüğün sembolü olan Kürdistan dağlarında, en yüksek noktalarda kurduğumuz yuvamızla özgür bir yaşamın tadına varırız. Ama yüreğimizdeki Önder Apo hasreti, bize bu yaşamı ve mücadeleyi bahşetmiş olması sebebiyle asla eksik olmaz. Önder Apo’ya olan hasretim ne kadar büyükse umudum da o kadar büyür. Gözlerim dolu dolu geleceğe umutla bakıyorum. Parti saflarında savaşa katılmak için geldiğimde yaşamı gördüm, özgürlüğü gördüm, Önderliği gördüm. Zamanın akışını hissettiğimde kendi kendime 'ben neredeyim' diyorum. Acaba hangi sınırları geçtim? Umudun gizli hazinesini, özlemini duyduğum güzelliğin anlamını bu mekanda buldum. Artık ben özgür ülkenin merkezindeyim. Zamanın kıyısında kalmış bir mekanda değilim, tam olarak özgür ülkenin ortasındayım.

Özgür bir ülkeye duyulan özlem içimde yankılanıyor ve ben o özleme sarılıyorum. Artık sadece o ülkeyi görme hayalinden fazlası var; o anları yaşatarak, özgür yarınlara ulaşmak için yürümek istiyorum. Artık bu hayalin karşısında hiçbir şey beni durduramaz. Çünkü artık bu hayal inşa edilmeye başlandı. Ve bu hayalin bir yerinden tutmamak, bu mücadelede yer almamak bana göre değildi. Şüphesiz ki ülkenin özgürleşmesi kadın özgürlüğüyle başlar. O an özgürlük hayalin ve ülkeye olan sevdan, her şeyden fazla yüreğine ve ruhuna işler. Bu yüzden ülke için verilen savaşı anlatmaya ihtiyaç var. İşte bu gerçekle bir kadın militan olarak, kadın kimliğimi var etmek için mücadele ettim. Bir kadın olarak bu hakikate ulaştığında, ruhsal ve zihinsel olarak yaşam daha da berraklaşır. Hiçbir baskının olmadığı bir yerde, özgür bir çocuk gibi yarınlara doğru yürümek insanın kalbine işler. Ben de bu hakikati içimde benimsedim ve başım dik bir şekilde özgürlük mücadelesinde yürüdüm.

Canım anneme;

Eğer bir gün şehadetimi duyarsan üzülme anne. Gözlerinde yaşlar süzülmesin. Bil ki ben bu toprağın ve güzel ülkemin sevdalısı oldum. Şehadet benim için en kutsal şeydir. Bil ki ben şehitlerin izindeyim. İçimde büyük bir sevda var; özgür bir ülke ve onurlu bir yaşam sevdası. Beni sorarlarsa, de ki o kutsal sevdanın peşinden gitti. Bilmelisin anne, yüreğimde hep Kürdistan vardı. Sevgim büyüktü ve içimde hep onun özlemi vardı. Sevdam Önder Apo idi, sevdam ülkemdi, sevdam halkımdı. Sadece bir yolum vardı; o da özgürlük yoluydu. Ülkemin şehitleri, dağlara çıkıp savaşmam için en büyük sebebimdi. Kutsal ve uzak bir yola sahip oldum. Yaralıydım, derin bir yara taşıyordum. Ülkemin aydınlığıyla ateş oldum. Belki şehit olurum ama bedenimden akan kan toprağıma karışsın ve kutsal bir toprak olayım ülkemin içinde. Biliyorum ki benimle gurur duyacaksın. Gözlerinin yeşilinde bir yıldız olacağım. Dilinde hep söylenecek bir şarkı olacağım. Bir hikaye olacağım dudaklarında. Şehit düştüğümde zılgıt çek, şarkılar söyle ve düşmanın gözünü korkut. Ben özgürlük ve insanlık arayışçısıyım. Şehadetimle hep onurlu ve gururlu ol anne.”