Arap çocuklar Kürtçe öğreniyor

Arap çocuklar Kürtçe öğreniyor

Suriye'de Kürtçe eğitim onlarca yıl yasak kaldı. Bugün, Batı Kürdistan'da yüzlerce okul açılmış durumda.  Kürt bölgesinin en büyük kenti Qamişlo'nun (Kamışlı) bir köyünde, 130 Arap çocuk da Kürtçeyi öğreniyor.

Himo, rejim güçlerinin halen varlık gösterdiği Qamişlo'ya bağlı bir köy.  Başar El Esad'da bağlı güçler her ne kadar Qamişlo'da bulunsalar da, kent halk konseyi tarafından yönetiliyor. Kürtlerin diğer halkların da katılımıyla yürüttüğü bu strateji çerçevesindeki paralel yapılarla, rejimin varlığı neredeyse hiçe indirgeniyor.

Himo'daki okulda, Arap çocukları Kürtçe'yi öğreniyor. Asya El Huseyin isimli öğrenci, bu dili öğrenene kadar dersleri terk etmeyeceğini söylerken, Yasmin el Ayyad isimli diğer bir öğrenci ailesinin kendisini Kürtçeyi öğrenmek için okula gönderdiğini ifade ediyor.  Küçük Yasmin, "Kürt arkadaşlarımla konuşabilmek için Kürtçe'yi öğrenmek istiyorum" diye ekliyor.

Kürtçe, özellikle Arap Kemeri politikası çerçevesinde Baas rejimi tarafından onlarca yıl sert bir ayrımcılığa maruz kaldı. Kürtçe eğitim, yayınlar ve müzik yasaklandı.  

Mart 2011'de başlayan ayaklanmaların ardından Kürtler, demokratik özerklik sürecine hız verdi.  Kürtçe dilinde eğitim de bu çerçevede gelişme kazandı ve Kürtlerin denetimindeki bölgenin tümüne yayıldı.

2012 yılında kurulan Kürt Dil Kurumu, eğitim alanındaki gelişmelerin başında yer alıyor. Batı Kürdistan'ın geneli ve Kürtlerin yaşadığı diğer alanlarda yüzlerce okul açıldı, bu okullarda ders verecek öğretmen açığını doldurmak için de çalışmalar hızlandırıldı.  

Eğitimdeki çalışmalara paralel olarak, sivil toplum örgütleri olağanüstü bir hızla çoğaldı, köy yaşamını kolaylaştırmak için kooperatifler kurulmaya başlandı, kentlerin yönetimi için halk konseyleri ve sayısız komite oluşturuldu.

Onbinlerca genç üyesi olduğu tahmin edilen Kürt ordusu YPG ile polis gücü (Asayiş), demokratik özerk bir Kürdistan'ın inşa çalışmalarının en görünenleri arasında yer alıyor. Bütün bunlar çok kısıtlı imkanlar ve savaş koşullarında yapılıyor.   

Uluslararası baskı ve hem rejim hem de silahlı muhalefetin saldırılarına rağmen Kürtler, bu iki taraftan birinde yer almayı reddediyor. Bu tavrını sürdüren Kürtler,  tüm farklılıkların güvenceye alındığı demokratik konfederal bir ülkede demokratik bir özerklik olarak da ifade edilen üçüncü yolda ilerliyor.