Anne beni okula gönderme!
Anne beni okula gönderme!
Anne beni okula gönderme!
Türkiye'de yeni bir eğitim ve öğretim dönemine de anadilde eğitimin önündeki engellerle giriliyor. Okulların açılmasına günler kala inkarcı ve ırkçı eğitim sistemine karşı, Kürtler anadilde eğitim talebiyle boykot çağrıları yapıyor.
Kürtçenin eğitim dili olması, anadilde eğitim hakkı mücadelesi ve boykot kararını, Mahmur (Mexmûr) Mülteci Kampı sakinlerine sorduk. Türk devletinin katliam ve baskıları sonucu evlerini terk ederek onlarca yıldır mülteci durumunda yaşayan Mahmurlular, bu sürgün hayatlarında olağanüstü bir şekilde kendi dillerinde eğitim görmenin olanaklarını oluşturabildiler. 1995'ten bu yana sürdürülen Kürtçe eğitimde, bugüne kadar 3 bin öğrenci temel eğitimden geçerek üniversiteye erişme imkanına ulaştı. Hewler'de üniversitelerinde 300'e yakın Maxmurlu öğrenci eğitimlerini sürdürüyor.
6 Ağustos'ta IŞİD isimli vahşet örgütünün Mahmur bölgesine saldırıları nedeniyle bir kez daha göçe maruz kalan Mahmurlular, şimdi camilerde kalıyor.
Yıllardır Kürtçe eğitim vermeye devam eden ve yüzlerce öğrenci yetiştiren ‘mamoste’ (öğretmen) Şemse Kara, Zeynep Kara ve öğrenci Abdurrahman İke, anadilde eğitimin önemine, kendi koşullarından örnekler vererek dikkat çektiler. Kara, "Kalem, defter hiçbir şeyimiz yoktu. Yeni harf tiplerini öğrenmek için taşların üstüne yazı yazmak zorunda kalıyorduk" dedi.
Öğretmenler, özellikle anadile sahip çıkmak için boykota güçlü katılımın gerekli olduğunu düşünüyor. Şemse Kara ve Zeynep Kara, "‘Mahmurlu mamosteler’ olarak diyoruz ki; özellikle Kuzey Kürdistan'da yıllardır geliştirilmiş olan Türk devlet sisteminin Kürtçeyi yok sayarak tek taraflı dayattığı eğitim sistemi kabul edilmemeli, reddedilmelidir. Bunun da boykot biçiminde gerçekleştirilmesi için ciddi bir tavır içine girilmesi gerekiyor" diyor.
Hazırlık sınıfına kadar Mahmur'da okuyan öğrenci Abdurrahman İke, "Tüm eğitim süreci boyunca Kürtçe yani kendi ana dilimde eğitim gördüm. İnsan hangi dilde eğitim alırsa düşünceleri de ona göre şekilleniyor. Hisleri de öyledir. Kendi dilimizde eğitim göremezsek, yazamazsak kendimizi de Kürt hissedemeyiz" diyor.
Şu anda üniversitede eğitim gördüğünü belirten öğrenci, "Özgür bir ulus olmak, dilimize sahip çıkmaktan geçer. Kendi dil eğitimimize önem vermeliyiz. Dil, kendine gelmektir. Kendi dilinde okuyup yazmak çok önemlidir. Bu anlamda kuzey Kürdistan’daki okul boykot eylemlerine katılım yapılmalıdır. Türk okullarında anadilde eğitim verilmelidir. Kürtçe eğitim dili olmalıdır. Dil bilmemek bir ayıbı işaret eder. Kendi dilimize sahip çıkalım. Boykota güçlü bir katılım gösterilmelidir. Türk okullarına gidilmemelidir" çağrısında bulunuyor.
Maxmurlu öğretmenler, köylerine geri dönüş ile anadilde eğitim arasında da bağ kuruyor. Şemse ve Zeynep Kara, şöyle diyor: "Bugün Mahmur halkı devlet tarafından köylerine geri çağrılmaktadır. Bunun şartları var mı, diye sormak lazım. Önderlikle görüşmeler hala engellenmektedir. Kürtçenin eğitim dili olması talebi hala tanınmamıştır. Kampımızda eğitim dili Kürtçedir. Bu hakkı onlar bize geri döndüğümüzde verecekler mi? Hakkımızı savunma zemini Türkiye'de şu haliyle hala bulunmamaktadır. Geri dönüş şartları yoktur. Kimliğimizde hala Türk yazmaktadır. Bizim karşı olduğumuz, uğruna mücadele ettiğimiz şeyler dilimiz, kimliğimiz, kültürümüzdür. Bunlar hala yasaklıysa nasıl geri döneceğiz?"
Mahmurlu öğretmenler, oluşturdukları eğitim sistemini ve nasıl örgütlendiğini anlattı.
Mamoste Şemsê Kara: "Çocukluğumdan beri Mahmur’da yaşıyorum. Yaşamım hep “mültecilik” koşullarında geçti. Kampta ilk eğitime başladığımızda kalem, defter hiçbir şeyimiz yoktu. Yeni harf tiplerini öğrenmek için taşların üstüne yazı yazmak zorunda kalıyorduk. Çok zor koşullarda kendi eğitim koşularımızı oluşturduk. Başlangıçta imkanlarımız hiç yoktu, bir kitap bile yoktu, okuma yazma öğrenmek için. İlk mamostelerimiz bize Kürtçe harfleri öğreterek başladı; daha sonra defter, kalemlerimiz de oldu. Yaşam koşullarımız biraz düzelmeye başlayınca biz de Kürtçe okuma yazmaya başladık. Önceleri anadilimizde nasıl eğitim sağlayacağımızı kimse bilmiyordu. Zamanla birikim oluştu. İlk önce ilkokul derecesinde başladık. Temel bir eğitim sistemi yavaş yavaş oturmaya başlandı. Kürtçe bizim ana dilimizdi ve artık kendi dilimizde okuyup yazabiliyorduk. İnsan yaşamında kendi ana dilinde konuşmak temel yer tutar. Yaşamsal bir şeydir. Düşüncelerini, yaşamını ancak kendi ana dilinde tanıyıp ifade edebilirsin. Ben de Kürtçe eğitimden sonra kendi ana dilimde mamostelik yapmaya başladım. Şimdi öğrendiklerimi gençlere öğretiyorum. Kendi dilinde okuyup yazabilme, hatta kendi dilini öğretebilmek insana güç veriyor. Biraz da mucize gibidir. Bu kadar ağır koşullardan geçerek kendi dilimizi unutmadan, unutturmadan onun eğitim sistemini yaratmış olmak kolay bir şey değildir. Kimsenin beklediği bir şey de değildir. Bana göre mucizevi bir şeydir. Şehit Rüstem Cudi kampında dilin önemi ve anlamını daha fazla anladık. Sadece konuşmak da yetmiyor.
TAŞLARIN ÜZERİNE YAZARAK KÜRTÇE ÖĞRENDİK
Kuzey Kürdistan’da yaşayan halkımız için de şu söylenebilir; çocuklar öncelikle kendi ana dillerini öğrenmeliler. Annelerimiz çocuklarına ilk önce Kürtçe öğretsinler. Kürtçe okuma yazma öncelikli olmalıdır. Burada annelere çok rol düşmektedir. Dilimiz, bizim onurumuz ve irademizdir. Okul boykot kararı yerinde ve doğrudur. Herkes bu karara katılmalıdır ve Türk okullarına gitmemelidir. Kürtçe resmi dil olmadıkça, Kürtçe eğitim dili olmadıkça bu boykot sürdürülmelidir. Kürt dilinin varlığı kabul edilmelidir. Eğer biz harfleri taşların üzerine yazarak bu dili öğrenmişsek kendi ana diline sahip çıkmamak da büyük bir ayıp olarak görülmelidir. Her çocuk öncelikle kendi ana dilini tanımalıdır. Boykot kampanyasına herkes güçlü katlım göstermelidir. Dilimiz, kültürümüz ve kimliğimizdir. Şu anki koşullarımız fazla uygun olmasa da en kısa zamanda eğitime tekrar başlayacağız."
ANADİLDE EĞİTİM HAYALDİ
Zeynep Kara: "Türk okullarını boykot kararıyla başlamak istiyorum. Mahmurlu ‘mamosteler’ olarak 1995’den bu yana kampımızda başlattığımız Kürtçe eğitimi, güçlendirmeye ve geliştirmeye çalışıyoruz. Eğitimlerimizi aralıksız ve resmi olarak sürdürerek bu zamana kadar getirdik. Şimdiye kadar 3 bin öğrenci temel eğitimden geçerek üniversiteye kadar okuma imkanına ulaştı. 300’e yakın öğrenci Hewler’de üniversite okuyor. Bitirenlerde var. Denebilir ki kendi içinde geniş bir çalışmadır. Şehit Rüstem Cudi (Mahmur) kampında resmi olarak Kürtçe eğitim verilmektedir. ‘Mültecilik’ koşullarında, zahmetler içinde yaratılan bir çalışmadır. Kürtçe eğitim dilini oluşturarak kendi anadilimizde bir sistem oluşturmaya çalıştık. Kampta şu anda 5 ana okul, 4 ilkokul orta ve lise düzeyinde okullar var. Geniş bir çalışma yürütülüyor. Verilen eğitim düzeyi nitelik açıdan da yüksektir. Bilimsel sistemler temel alınarak fizik, kimya, edebiyat, tarih, biyoloji, felsefe, jineoloji, Kürt dili vb. dersler sistemimizde yer almaktadır. Bu bölümlerle ilgili kitap hazırlama aşamasına da gelindi. Sistemimizde toplantı, tekmil ve konferanslar var. Ayrıca yıllık değerlendirmeler de olmaktadır. Çalışma sistemimiz dünyadaki diğer örneklerden de beslenmektedir. Spor, edebiyat, resim vb. kültür çalışmaları, festivaller de yansıtılmaktadır. Müzik dengbeji vb. bir sistem oluşturulmuştur. ‘Mamoste’, öğrenci ilişkileri de bu temelde ele alınmaktadır. Kürtçeyi kastederek anadilde eğitim olmaz diyenler kendilerini kandırmaktadır. Kendi ana dilimizde eğitim görmek yıllarca hayalimizde yaşıyordu. Ama biz kendi çabamızla bu hayali gerçekleştirdik. Kimse anadilde eğitim olmaz, diyemez. Bunun en iyi örneği Mexmur’dur. Yıllarca gözler önünde verilen anadilde eğitimdir. Bizim sistemimizde kendi ana diliyle eğitim alma şansına kavuşan öğrencilerimiz şimdi kendi halkına birçok alanda hizmet etmektedir. Kendi halkının diliyle konuşan doktor, örneğin kendi halkını kendi diliyle savunan avukatlar, toplum bilimciler olmuştur. Bu sözü artık kimse kullanmamalıdır. Bu söz yaratılan örneklerle boşa çıkartılmıştır. Kürtçe siyaset dili olamaz, da dediler. Halbuki siyaset için en iyi dil insanın kendi dilidir. Bu dil ve söylemin artık zamanı geçmiştir. Hiç bir anlamı kalmamıştır. Sıradan bir sözdür."