‘Ağrılılar 8 Haziran’da zafere uyanmak için seferber olmalı’

PKK Yürütme Komitesi üyesi Evindar Ararat, Ağrı halkı başta olmak üzere Serhat coğrafyasının tüm ezilen halklarının, toplumsal kesimlerin, inançların ve kültürlerin özgürce ve birlikte yaşam umudu olan HDP’ye oy vermesi gerektiğini söyledi.

PKK Yürütme Komitesi üyesi Evindar Ararat, Ağrı halkı başta olmak üzere Serhat coğrafyasının tüm ezilen halklarının, toplumsal kesimlerin, inançların ve kültürlerin özgürce ve birlikte yaşam umudu olan HDP’ye oy vermesi gerektiğini söyledi. HDP’ye seçimlerin kazandırılmasının ulusal ve demokratik bir görev olduğunu kaydeden Ararat, “HDP’ye oy verenlerin ve demokrasi, özgürlük, barış, kardeşlik özlemi çekenlerin 8 Haziran sabahı HDP’nin tarihi zaferini kutlayacağına inanıyorum” dedi.

PKK Yürütme Komitesi üyesi Evindar Ararat, 7 Haziran genel seçimlerinde Kürt Özgürlük Hareketi’nin Ağrı halkından beklentilerini, Ağrı’nın Kürtler açısından taşıdığı önemi, seçimlerin Kürtler başta olmak üzere Türkiye halkları, kadınlar, emekçiler açısından ne ifade ettiğini ve HDP’nin başarısının Türkiye ve Kürtler açısından ne anlama geldiğini ANF’ye değerlendirdi.

Sayın Ararat, seçim çalışmaları başladı. Partiler aday listelerini YSK’ya sundu. Partiler seçim beyannamelerini açıkladı ve liderler sahaya indi. Siz Ağrılısınız ve Ağrı son dönemlerde Tendürek’te Türk ordusunun gerçekleştirdiği provokasyonla gündemde. Bu gelişmeleri de soracağım ancak önce biraz Ağrı’yı konuşalım. Ağrı’nın sosyo-ekonomik durumu nedir? Ağrı nasıl bir kent?

Bilindiği gibi Ağrı, İran sınırında yer alan, 1639 Kasr-ı Şirin anlaşmasıyla Rojhılat Kürdistanı’nı ile arasına aşiret, akraba ve coğrafik sınırlar çizilen bir Serhat şehridir. Geçim kaynağı son yıllara kadar da hayvancılık ve ağırlıkta, tahıla dayalı tarımcılık olan ancak sınır şehri olmasından kaynaklı olarak özellikle ilçelerinde yaşayanların ticaretle de yoğun uğraştığı bir merkezdi. Ancak Türkiye devletinin uyguladığı politikalardan kaynaklı olarak son yıllarda ticaret de artık temel geçim kaynağı olmaktan çıktığı gibi, yayla yasaklarından dolayı hayvancılık da giderek zorlaşmıştır.

AĞRI ASLA TESLİM OLMADI

Yurtdışına ve metropollere göçün yoğun oluşunu neye bağlıyorsunuz?

Baskıcı politikalar ve giderek geçimin zorlaşması özellikle genç nesli Türkiye metropollerine mevsimsel ucuz iç gücü olarak gitmekle karşı karşıya getirmiştir. Özellikle 90’lı yıllardaki devlet teröründen dolayı hem metropollere hem de Avrupa ülkelerine yoğun göçler yaşanmıştır. Devletin ekonomik ve alt yapı imkanları açısından en fazla mağdur ettiği, işsizlik-açlık-yoksullukla terbiye etme ve teslim almaya çalıştığı Kürdistan’ın önemli bir şehridir Ağrı. Ancak tüm bu özel politikalara ve baskıcı uygulamalara rağmen, Ağrı halkı teslim olmamış ve kimlik, dil, kültür vb tarihsel değerlerini korumuş ve yaşatmıştır.

‘Coğrafya, üzerinde yaşayan insanları da şekillendirir’ diye yaygın bir tabir vardır. Ağrı, coğrafyası sert olan Serhat’ın önemli bir kenti. Coğrafi yapı Ağrı insanını nasıl etkilemiştir?

Doğrudur, Ağrı’nın coğrafik yapısı ve iklimi oldukça serttir. Altı ay gibi uzun kış koşullarının yarattığı zor yaşam şartları, zozanlık arazi yapısından dolayı ormanın azlığı ve bundan kaynaklı olarak hayvancılığın ve buğday, arpa, şeker pancarı gibi sınırlı ürünlere dayalı tarımcılığın olması yaşam koşullarını da zorlaştırmaktadır. Devletin iş imkanları yaratmaması, hayvancılık ve tarımın da günlük geçimi bile sağlamaya yetmemesi sınır ticaretine, yani kaçakçılığa yöneltmiştir. Geçmişte kaçakçılıktan dolayı yüzlerce kişinin sınırda Türkiye ve İran devletinin askerleri tarafından katledildiği bilinmektedir. Hem coğrafyanın hem de yaşam koşullarının sertliği ve zorluğu Ağrı halkını adate ekmeğini taştan çıkarmasını ve her zorluğu aşma gücünü kazanmasını da sağlamıştır.

AĞRI’DA ÇOCUKLAR DİRENİŞ DESTANLARIYLA BÜYÜR

Ağrı isyanının Kürdistan tarihinde önemli bir yeri var. Bu isyan bölge insanını nasıl etkiledi? Bölge karakterinin şekillenmesinde ne tür etkileri var?

Ağrı, isyan şehri ve mekanıdır. Yurtseverliğe, Kürt kimliği ve tarihine sahip çıkması ve bu değerleri korumak için geliştirdiği başkaldırılarıyla tanınır. Ağrı’da doğup büyüyen hepimiz bu gelenekle yetiştik. Çocukluğumuzdan itibaren tarihte yaşanan zulüm, baskı ve haksızlıklara karşı Ağrı halkının geliştirdiği direniş hikâyelerini dinledik. Broyê Heskê, İhsan Nuri Paşa ve daha yüzlerce kahramanın Türkiye devletinin baskı ve zulümlerine karşı nasıl eşsiz bir direnişle karşılık verdiğinin destansı öyküleriyle büyütüldük. Özellikle Ağrı isyanı ve Geliyê Zilan’daki direniş anıları ve hikayaleriyle yetiştirildik. Yine bunun yanında Türkiye devletinin kadın, çocuk, yaşlı ayrımı yapmadan halka karşı gerçekleştirdiği işkence, katliam ve sürgünleri büyüklerimizden hep dinledik. Buna karşı öfkeyi, direnmeyi, boyun eğmemeyi, bunun için kendi kimliğine, kültürüne, diline ve geleneklerine sahip çıkmayı belleklerimize kazıdık. Ağrı’nın ve Serhat’ın çetin ve sert coğrafyası, iklimi ile düşmanın dayattığı zulme karşı direnişin keskinliği ve olmazsa olmaz gerçekliği her zaman ve yaşamın her anında diriliğini ve canlılığını hep korumuş ve bu coğrafyanın çocuklarını da bu karakterde yetiştirmiştir.

AĞRI İNSANI ULUSAL ONURUNA HER ZAMAN SAHİP ÇIKMIŞTIR

İsyan, direniş, katliam… Ağrı isyanından sonra Türk devletine göre muhayyel Kürdistan mezara gömüldü. Yani artık hiç kimse Kürdistan’ı hayal bile edemezdi. Ancak öyle olmadı…

Yaşanan katliamlar, baskı ve zulüm, bastırılan isyan gerçekliği Serhat veya Ağrı insanında duygusal, kırılgan bir kişiliğe yol açsa da, aslında derinlerde yaşanan asıl karakter ise isyancı, inatçı, direngen ve ulusal onuruna, değerlerine her zaman sahip çıkan bir karakterdir. İshak Paşa Sarayının Doğubayazıt’a tüm görkemi ve mistisizmiyle bakan güzelliğinin yanı başında bulunan Ahmedê Xanê’nin türbesinin yöre halkı tarafından kutsal kabul edilmesi Ahmedê Xane’nin tüm nesillere aşıladığı Kürtlük bilinci, yurtseverlik onuru ve özgürlük tutkusundandır. Ağrı Dağı’nın direnişle özdeşleşen onurlu duruşu ve günün her anında ayrı bir güzelliği sunması da Ağrı insanının nesilden nesile bu coğrafyanın ve tarihin özgürlük tutkusu ve yurtseverlik değerleriyle yeni yaşam mücadelesini kesintisiz sürdürmesinin manevi yönlerinin başında gelmektedir.

KLAMLAR ÖZGÜR KÜRDİSTAN İNANCI AŞILADI

Bir de dengbej Şakıro var tabii.

Şakıro’nun yanık sesinde, Ağrı Dağı’nın görkemli güzelliğine bakarken Erivan radyosunda dengbejlerin yalın ve sade Kürtçesiyle dinlediğimiz Kürt kültürünün ve isyan geleneğinin motifleriyle yüklü klamları Kürtlük bilincini, isyana duran asi ruhu ve bir gün mutlaka özgür Kürdistan’da yaşama inancının temel kaynağını oluşturdu.

Bahsettiğiniz kültür, edebiyat ve tarih günümüz mücadelesine nasıl yansıyor?

PKK’nin çıkış sürecinde nasıl Yıllarca devlete karşı direnen, kaçağa düşen kahramanların öyküsü, Ağrı-Geliyê Zilan isyanının anıları, Ahmedê Xane’nin muazzam edebiyatıyla beslenen yurtseverlik ve direniş kültürü PKK öncülüğündeki Kürt Özgürlük Mücadelesine Ağrı halkının en erkenden yürekten inanması ve katılmasında önemli bir rol oynadı. Günümüzde de bu kaynak rolünü oynamaya devam etmektedir.

PKK 29. İSYANIN FİTİLİNİ DOĞU BEYAZIT’TA ATEŞLEDİ

Ağrı’nın PKK açısından nasıl bir özelliği ve önemi var?

Ağrı halkı tüm yurtseverliği, misafirperverliği ve toplumsal ilişkilerdeki sıcaklığıyla daha ilk günlerden itibaren kapılarını Apoculara açmış, tüm imkan ve olanaklarını PKK’nin yürüttüğü mücadelenin başarısı için seferber etmiştir. Önder Apo, Kürdistan’da başlattığı örgütlenme hamlesinin ilk toplantısını Doğubayazıt’ta yapmıştır. Ağrı isyanının mirasını PKK hareketinde canlandırma ve düşmanın ‘’betonla gömdüm’’ dediği direniş ruhunu gün yüzüne çıkarma hareketinin ilk başlangıç yerlerinden biri olarak Ağrı ve Doğubayazıt’ı seçmiştir. Köklerine yeniden sahip çıkma ve 29. isyanı Kürdistan’ın dört bir yanına yayma hareketinin fitilini ateşleme anlamına gelen bu ilk toplantı, sonraki yıllarda Ağrı’nın her yerinden binlerce genç kadın ve erkeğin gerilla saflarına katılımıyla düşmanın betonla gömdüm dediği isyan geleneği demokratik, özgür, barışçıl, adil ve eşit yeni bir topluma ulaştırma mücadelesine dönüşmüştür.

AĞRI’NIN SEMBOL İSİMLERİ

Ahmet Kesip, Tekin Kızılay (Suat), Sema Yüce, Sinem, Berbang, Helin, Nurettin Turan (Dr. Agit), Azime, Murat Öztürk, Sidar ve daha yüzlerce kahramanlık destanı yazan yoldaşlar Serhat’ın onurlu, özgürlüğe tutkulu ve Önder Apo’nun felsefesiyle yeni özgür yaşamı yaratmanın kararlı militanları, öncüleri ve sembolleri oldular.

Bu gerçeklikten dolayıdır ki, Türkiye devleti Serhat’a yönelik hep özel politikalarla yöneldi. Bu bölgenin asla refaha ulaşmasını istemedi. Asimilasyonu çok farklı yöntemlerle devreye koydu, ekonomik yatırımların önünü alarak işsizliği, yoksulluğu bir kader gibi kabul ettirmeyi, sürekli baskı politikalarıyla sindirmeyi temel politika haline getirdi.

İRAN VE TÜRK DEVLETİNİN ORTAK POLİTİKASI

Serhat denildiğinde bir de Rojhilat akla geliyor tabii. Serhat-Doğu Kürdistan etkileşimi Türk devletinin ve İran’ın siyasetini nasıl değerlendiriyorsunuz?

İran’la sınır olması, Rojhılat Kürdistanı ile olan yakın akrabalık ve aşiret bağları, ticari ilişkileri, Serhat ve özelde Ağrı’daki gelişmelerin direk Rojhılat Kürdistan’ını etkilemesi nedeniyle özel politikalarla hep Ağrı’yı ele aldı. İran ile birlikte her iki taraftaki Serhat kitlesine ortak konseptlerle yaklaştılar. Bundan dolayı sınır ticaretinin yok edilmesi, yöre halkının kaçakçılığa mecbur kılınması, ajanlaştırma, koruculaştırma sınırın her iki tarafında İran ve Türkiye devletinin ortak konsepti olarak hep devrede tutuldu. Metropollere gençlerin göçü özel olarak teşvik edildi.

AĞRI HALKI AKP’NİN SAHTEKARLIĞININ BİLİNCİNDE

Biraz da günümüze gelelim istiyorum. Serhat’ta son iki seçimde önemli oranda bir çıkış söz konusu. Bu durum AKP’nin Ağrı üzerinde uyguladığı siyaseti etkiledi mi sizce?

Kürt Özgürlük Hareketi ile ilişkilerin gelişmesiyle birlikte halkta çok önemli bir politik bilinçlenme, örgütlenme ve eylem düzeyi açığa çıktı. Serhıldanlarda Serhat’ın, özellikle de son bir kaç yılda Ağrı ve ilçelerinin demokratik siyasette, serhıldanlarda ve gerillaya katılımlarda sağladığı gelişmeler karşısında AKP hükümeti Ağrı’ya yönelik özel politikalara ağırlık verdi. Halkımızın inanç konusundaki duyarlılığını istismar etmeye, din üzerinden kendi zeminine çekmeye çalıştı. Bu sahtekarlığının halk tarafından fark edilmesi karşısında bu kez baskı, tutuklamalarla halkı sindirmeye çalıştı. Son on yılda gerçekleşen tüm seçimlerde Ağrı’daki seçimlere hep hile karıştırdı.

Son yerel seçimlerde oylar on defa sayılmasına rağmen o zamanki ismiyle BDP kazandı. Seçimler tekrarlandı bu sefer BDP oy farkını daha da açarak kazandı…

Evet. O dönemde gelişen halk direnişi çok kutsal ve görkemliydi. Bütün saldırılara rağmen Ağrı direndi. Bu tutumunu tekrarlanan seçimde BDP’yi daha güçlü sahiplenerek göstermişti. Bu duruşu yeniden selamlıyoruz.

TENDÜREK’TE GELİŞEN ONURLU KÜRT DURUŞUDUR

Yeni bir seçime doğru gidiyoruz. 7 Haziran seçimlerine bir aydan biraz fazla bir zaman kaldı. Geçen haftalarda Ağrı’da bir provokasyon oldu. Neden Ağrı? Bu provokasyonda halkın tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tendürek’te gerçekleştirilen planlı operasyonu bizzat valinin emriyle gerçekleştiren askerlerle gerillalar arasında çıkan çatışmaya engel olmak ve yaralı askerleri canlarını siper ederek kurtarmak isteyen halka ateş edilmesi, Cezmi Budak’ın ve Canfeda Serhat yoldaşın şehit edilmesi ve bir yurtseverimizin yaralanması da AKP hükümetinin son provokasyon denemesidir. Bu olayda yaralanan bir arkadaşımız da daha sonra şehit düşmüştür. Başta Diyadin olmak üzere Ağrı halkının cesaretli, barıştan yana tutumu bu provokasyonu boşa çıkarmış, AKP’nin bu kanlı ve kirli oyununu deşifre etmiştir. AKP’nin daha önceki seçimlerde de buna benzer birçok kirli oyunla oy avcılığını yaptığını biliyoruz. Yıllardır AKP’nin bu oyunlarını Ağrı halkı nasıl boşa çıkardıysa ve kendi siyasi iradesine sahip çıktıysa, bundan sonra da onurlu Kürt duruşunu ve dirayetli, cesaretli yurtseverliğini örgütlü, demokratik mücadelesinin radikalliğinde ve sürekliliğinde göstermeye devam edecektir.

AĞRILILAR HDP İÇİN SEFERBER OLMALI

Sizce 7 Haziran seçimlerinde Ağrı’da sonuç ne olur?

Ağrı halkı tabi ki, 7 Haziran seçimlerinde de her zaman olduğu gibi, bu halkın bağrından çıkan ve Kürt halkı başta olmak üzere bu coğrafyada yaşayan tüm ezilen halkların, toplumsal kesimlerin, inançların ve kültürlerin özgürce birlikte yaşaması için mücadele eden HDP’ye oy verecektir. Kürdistan’ın her tarafında bu ortak vatan topraklarında Türkmen, Ermeni, Asuri, Süryani, Acem, Arap vb. halklarla, Aleviler başta olmak üzere farklı inançlara sahip topluluklarla demokratik ortak yaşamı benimseyen bir parti olduğu için her oyum HDP’ye diyecektir. Direnişin, demokratik-özgür-onurlu-kardeşçe yaşamın temsilciliğini yaptığı ve tüm baskılara, zor koşullara, adaletsizliğe rağmen, tüm ezilenlerin haklarını savunan HDP kazansın diye yediden yetmişe tüm Ağrı halkı HDP’nin kazanması için tam bir seferberlik halinde çalışacaktır.

7 HAZİRAN VE SÜREÇ

Seçimler Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığı demokratik çözüm süreci ile de elbette yakından bağlantılı. Seçimler süreç açısından nasıl bir öneme sahip? Seçim sonuçları süreci nasıl etkiler?

Önder Apo’nun başlattığı demokratik çözüm sürecinin başarıya ulaşması ve bölgesel barışın sağlanması için HDP’nin barajı aşması tarihi bir adım olacaktır. Türkiye’deki tek adam, tek parti sultasının, milliyetçiliğe dayalı katı inkar ve imha siyasetinin sona erdirilmesi için HDP’nin demokrasi ayıbı olan baraj engelini aşarak mecliste ezilen halklar, inkar edilen inançlar, kültürler adına yer alması için her oyun HDP’ye akması gerekiyor. Erdoğan’ın başkanlık sistemi adı altında hayalini kurduğu yeni Osmanlı halifeliğini elde etmesini engellemek ve demokratik, çoğulcu ve yerel demokrasiyi esas alan yeni bir anayasa ve parlamenter sistemin inşası için HDP’ye oy verilmesi tarihi bir sorumluluk olarak görülmelidir.

Neden HDP?

HES’lerle Kürdistan coğrafyasının, tarihinin ve verimli topraklarının sular altında bırakılmasına, ekonomik politikalarıyla halkı açlık, yoksulluğa mahkum eden, patronların cepleri dolsun diye ucuz iş gücü politikalarıyla Soma, Ermenek maden facialarına, Kürdistan’dan Karadeniz’e, Ege’ye mevsimlik işçi olarak gidenlerin ölümlerine dur demek için Ağrı halkı oyunu HDP’ye verecektir. Demokrasiyi, emeğin hakkını vermeyi, adaleti, eşitliği, çok kültürlülüğü ve inançlara saygıyı esas aldığı ve bunun için yılmaz bir mücadele verdiği için HDP’nin desteklenmesi gerekiyor. Bu coğrafyada yaşayan herkesin kendi kendisini yönetebileceğine inandığı ve bunu yerel yönetimlerin güçlendirilmesi temelinde gerçekleştiren bir parti olduğu ve demokratik özerklik projesini halkların, inançların ve kültürlerin alternatif bir modeli olarak tüm Ortadoğu’da geliştirme hedefini benimsediği için oylar HDP’ye verilmelidir.

HDP KADIN ÖNCÜLÜĞÜNÜ TEMEL ALIYOR

HDP’nin önemli bir farkı da kadınların eşit temsili. Eş başkanlık ve eşit temsiliyet sizce neleri değiştirir?

HDP’nin tüm bunların yanında en önemli farklarından biri de kadın öncülüğüne, özgürlüğüne ve temsiline verdiği önemdir. Dünyada bir ilke HDP imza atmıştır. Eşbaşkanlık sistemini dünyada ilk uygulayan siyasi parti HDP’dir. Önder Apo’nun özgür eş yaşam felsefesini esas alan HDP, özgürlük mücadelemizin uzun yıllara dayanan kadın özgürlük mücadelesi mirasını siyasal ve toplumsal alana taşırmakta ve yeni toplumun inşasında kadının öncülüğünü temel almaktadır. Türkiye’de seçime katılan tüm partilerdeki kadın adayların toplamından daha fazla sayıda olan 268 kadın adayla seçimlere katılmaktadır. Kadına karşı bireysel, toplumsal veya devletin uyguladığı şiddetin en üst aşamaya ulaştığı, kadın emeğinin alabildiğince sömürüldüğü, tüm yasaların ve hukuksal sistemin kadın aleyhine dönüştüğü, cumhurbaşkanının kadının kaç çocuk doğuracağına müdahale ettiği, ekonomik bağımsızlık yerine annelik kariyerini esas alması tavsiyelerine kadar yaşamın her alanına müdahale edilen adaletsiz, erkek aklına dayalı politikalara karşı HDP; kadınların eşit, özgür, örgütlü katılımını esas almaktadır. Bundan dolayıdır ki, kadına karşı tüm bu anti demokratik ve cinsiyetçi, erkek egemenlikli zihniyet ve ördüğü yaşam, siyaset ve iktidar yapısına karşı tüm kadınlar doğal olarak HDP’yi destekleyecektir.                    

OY VERMEK YETMEZ SANDIK GÜVENLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ

Biraz önce de bahsettik. Önceki seçimlerde Ağrı’da ve daha başka yerlerde seçim hileleri oldu. seçim güvenliğinin sağlanabilmesi ve hilelerin yapılmaması için halka sizce ne tür görevler düşüyor?

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Gençler başta olmak üzere özellikle olası provokasyonlara karşı halkımızın duyarlı olması gerekir. Kararsız oyların HDP’ye kanalize edilmesi ve en önemlisi de seçim süreci ve oyların sayımında hilelere karşı tedbirli olunması, oylara sahip çıkılması tarihi bir sorumluluktur. Daha önceki seçim hileleri ve oyların çalınması oyunlarını unutmadan her yurtseverimizin oylarına sahip çıkmayı bir onur meselesi olarak ele alacağına inanıyoruz.

7 HAZİRAN ÇAĞRISI

Sayın Ararat, bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum. Son olarak Ağrı halkına neler söylemek istersiniz, bir mesajınız var mı?

Eğer demokratik çözüm ve barış sürecinin başarıya ulaşmasını ve Önder Apo ile özgür topraklarda buluşmak istiyorsak, bu seçimleri HDP’ye kazandırmayı herkes bir ulusal görev ve özgür toplumu yaratma sorumluluğu olarak görmelidir. Kadınlar ve gençler başta olmak üzere tüm Ağrı halkımızın bu tarihi sorumlulukla 7 Haziran seçim çalışmalarına aktif katılacaklarına ve HDP’nin barajı aşması için tüm güçlerini seferber edeceklerine inanıyorum. Ve Ağrı halkı gibi, HDP’ye oy verenlerin ve demokrasi, özgürlük, barış, kardeşlik özlemi çekenlerin 8 Haziran sabahı HDP’nin tarihi zaferini kutlayacağına olan güvenimi belirtiyor, bunun için emek veren herkesi şimdiden kutluyor, selamlıyor ve mücadelelerinde başarılar diliyorum.