Şahin: Tecridin bitmesi barışa katkıdır

ÖHD Amed Şube Başkanı Muharrem Şahin, hükümeti tecrit politikasına son vermeye çağırarak, Öcalan’ın toplumsal barışa katkısının da göz önünde bulundurulmasını istedi.

ÖHD Amed Şube Başkanı Muharrem Şahin, “Sayın Öcalan’ın daha önce toplumsal gerginlikte ve olaylarda gösterdiği hassasiyete hepimiz tanıklık ettik” diyerek, iletişimin sağlanması halinde yine katkı sunacağını, birçok sorununu çözebileceğini söyledi.

Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit politikası 21 yıldır aralıksız bir biçimde sürüyor. Tecrit kimi zaman esnetilse de ağırlaşarak geri döndü. Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şube Başkanı Muharrem Şahin, sosyal bir varlık lan insanın diyalog kurarak beden ve ruh sağlığını koruduğunu hatırlatarak, “İmralı tecridi bu haliyle çok ağır bir biçimde çok uzun yıllardır devam etmektedir. Sayın Öcalan’ın, ailesi, avukatları ve dış dünya ile ilişkilerinin kesilmesi; üstelik sınırlı sayıda diğer mahpuslarla görüşmesinin engellenmesi, üstü örtülen havalandırmaya bile çıkarılmaması tek başına tecridin boyunu gösteriyor. Bizim bugüne kadar söylediğimizi, CPT de son açıklamasıyla teyit etti. Var olan bir hakkın kullandırılmamasının çok izahatı mümkün değil” dedi.

TECRİT BİR İNSANLIK SUÇUDUR

Mevcut yasalara herkesin uymak zorunda olduğunu savunan, buna iktidar, bakan ve bürokratların da dahil olduğunu kaydeden Şahin, şöyle devam etti: “Tecridin bir insanlık suçu olduğu hem ahlakta hem inançta belirtilmiştir. Adnan Menderes çeşitli iddialarla idam edilmiştir. Deniz Gezmişler de böyledir. Sayın Öcalan da cezaevinde bulunan ve yasal hakları olan biridir. Geçen gün Antep’de HDP için ‘sözde parti’ yazıldığını görüyoruz. Olmayan bir şey olarak bahsediliyor HDP’den. Bunun aksini söylediğin zaman insanlar yargılanıyor. Leyla Güven’in yaptığı açlık grevine verilen destek iddianamelerde suç sayılıyor. Leyla Güven tecrit nedeniyle açlık grevine girdi. Talebi, cezaevi yönetmeliğinin uygulanması ve tecride son verilmesiydi. Bunlar uygulanmadığı için açlık grevleri yapıldı. Artık bu açlık grevleri ölüm oruçlarına dönüşmeye başladı. Yasaların uygulanması için insanlar bedenlerini ölüme yatırıyor, yaşamlarını yitiriyor. Toplum olarak hepimizin odaklanması gereken nokta burası. Bizim için vahim olan durum budur. İnsanlar kanun uygulansın diye ölüme gidiyor.”

BARIŞA KATKI SUNACAKTIR

“Sayın Öcalan’ın daha önce toplumsal gerginlikte ve olaylarda gösterdiği hassasiyete hepimiz tanıklık ettik” diye konuşan Şahin, şunları ekledi: “Şu anda toplumda bir gerginlik var. İletişimin sağlanması halinde Sayın Öcalan yine katkı sunacaktır. Ayrıca çözüm önerileri sadece Kürt sorununu değil, Ortadoğu’da birçok sorununu çözebileceğini görüyoruz. Tecrit sona ermelidir, toplumsal uzlaşıya sunabileceği katkısı dikkate alınarak bundan yararlanılması gerekir diye düşünüyorum. Ortadoğu’daki tüm sorunların kaynağı demokrasinin ve hukukun uygulanmamasıdır. Hukuk, herhangi bir sorunun çözümüyle ilgilenmez, sorunların sonuçlarıyla ilgilendiği için bir çözüm ve odak noktası değildir. Uygulanması elbette bir yarar getirecektir ama önce demokrasi olacak. Eğer demokrasi olursa bütün inançları, toplumları hukukun güvencesi altına alırsak hukuk sonuç alıcı olmuş olur. Demokrasi yoksa hukuk da olmaz. Demokrasi ve hukukun uzlaşması toplumların tüm sorunlarını çözecektir.”