Serzori Direnişi ile daha ilk anda çetelere "Kobanê'ye geliş olur ama gidiş olmaz. Tek kişi sağ kalana kadar Kobanê düşmez" mesajı verilmişti. Serzori Direnişi kilit bir rol oynamış, Türk devletine "Bir haftada Kobanê düşer" sözü veren çetelerin hesapları altüst olmuştu. Artık savaş Kobanê kent merkezine yakın köylere taşınmıştı, Türk devleti ile DAİŞ’in Kobanê'nin düşmesi için belirledikleri bir haftalık süre çoktan geçmiş, her türlü silah tekniği ve eleman üstünlüğü YPG/YPJ’nin insanüstü direnişi karşısında baştan kaybetmişti.
KAHRAMANLIK ÇAĞI!
Artık Kobanê'de "kahramanlık çağı" yaşanıyordu. Her şey zamanın ruhuna aykırı gelişiyordu; bencilliğin, bireyciliğin üstün değer kılındığı bir zaman aralığında her bir YPG/YPJ savaşçısı ülke ve yoldaşlığa adanmışlık ruhu ile kendinden geçiyor; başkasının, bir diğerinin kaygısı ile DAİŞ çetelerinin üzerine gidiyor ve fedaice şehit düşüyordu.
O günlere kadar gittikleri her yerde karşılarında diz çöken ordular gören, korkusu gideceği yere kendinden önce ulaşan DAİŞ çetelerinin, Kobanê'de elinde sadece keleşi olan, neredeyse bir avuç kadınlı-erkekli YPG/YPJ'li karşısında dizlerinin bağı çözülüyordu.
İLK FEDAİ EYLEM
Savaşın artık Kobanê kent merkezine yakın alanlarda yaşanması ile birlikte savunma hatlarını daha fazla sıklaştırma imkanı bulan YPG/YPJ savaşçıları her alanda çetelere darbeler indiriyor, ancak çeteler kente doğru ilerliyordu. Serzori Direnişi ardından Kobanê'de ilk fedai eylem de gerçekleşiyordu. Batı cephesinde ilerleme sağlayan DAİŞ çetelerine karşı YPG savaşçısı Baran, Dole köyü yakınlarında son kurşununa kadar savaştıktan sonra üzerindeki bombalarla çetelerin içine kadar giderek onlarca çeteyi imha etti ve Kobanê'de ilk fedai eylem gerçekleştiren savaşçı olarak direniş destanının kahramanlık sayfalarında yerini aldı.
'CENAZEMİN ÜZERİNDEN GEÇMEDEN DAİŞ’İN GÖZÜ KOBANÊ'YE DEĞMEYECEK'
Artık Eylül sonlarına gelinmişti. "Bir haftada düşer" hesabı tutmayan DAİŞ ve Türk devleti panik içerisindeydi. DAİŞ tüm gücünü Kobanê'ye taşıyordu, artık neyi var neyi yok; silah, eleman gücü, sınırsız vahşeti, her türlü kirli yöntemi ile saldırıyordu. Tam bu günlerde çeteler batıda artık Kobanê kent merkezinin göründüğü noktaya, Dole Tepesi'ne dayanmıştı. Dole Tepesi'nde, YPG komutanları Mahmut Berxwedan, Eriş Kobanê ve YPJ Komutanı Zozan, ilerleyen çetelerin hareketini izliyordu. Bu sırada Komutan Eriş, Berxwedan’a dönerek, "Heval, bak buradan bakınca Kobanê görünüyor, çeteler buraya ulaştığında Kobanê'yi görecekler, ben bu noktadan sonra bir adım bile geriye çekilmem. Yaşadığım sürece DAİŞ’in gözü Kobanê'ye değmeyecek. Ancak tankları cenazemin üzerinden geçerse Kobanê'yi görürler" diyordu. Bu sırada YPJ Komutanı Zozan da geri çekilmeyeceğini, çetelerin cenazelerinin üzerinden geçmeden buradan geçemeyeceklerini söylüyordu. Aksi yöndeki tüm ısrarlara rağmen Eriş ve Zozan, Dole Tepesi'nde kaldı.
Eriş ve Zozan savaşçılarından Kobanê'yi sonuna kadar savunacakları sözünü aldı. Çeteler yaklaşıyordu, tepeye tank atışları yapılıyordu. Eriş ve Zozan’ın direnişi karşısında Dole Tepesi'ne sızma yapamayan çeteler tepeyi tüm ağır silah gücü ile vurmaya başladı. Eriş ve Zozan, kahramanca şehit düşerek verdikleri sözü tuttu; yaşadıkları sürece DAİŞ barbarlarının gözü Kobanê'ye değmedi.
YPJ’Lİ REVANA, FEDAİLİK ZİNCİRİNE YENİ BİR HALKA DAHA EKLİYOR
Tüm cephelerde her gün, her an bir kahramanlık öyküsü, direniş destanı yaşanıyordu. Kobanê'de normal nizama göre bir savaş yoktu. İnsanlığın o güne kadar deneyimlediği ne kadar kirli ve vahşi yöntem varsa adeta bunu kendi yapısında zirveleştirmeye and içmiş DAİŞ’e karşı o güne kadar insanlık değerlerini savunmak adına insanlığın hiçbir dönemde yürütemediği düzeyde bir fedailik yaşanıyordu. Tarihin hiçbir döneminde ülkesi için bir askeri gücün tamamen fedaileştiği görülmemişti; Kobanê'den önce!
Şehit Eriş ve Zozan’dan bir gün sonra, çatışmaların yoğunlaştığı güney cephesinde bu defa da YPJ savaşçısı Revana, fedaice şehit düşüyordu. Güney cephesi, DAİŞ’in Halep Yolu üzerinden yoğun takviyeler yaptığı ve saldırıların en yoğun olduğu cephelerden biriydi. Çeteler artık Seyran lokantasına ulaşmıştı, buradan sonrası Kobanê kent merkezi oluyordu. Eylül’ün son günlerinden, akşam üzeri. Revana, çetelerin Miştenur’u da kuşattığını öğreniyor, artık kente her cepheden yakınlaşan çetelere büyük bir öfke duyuyor. "Artık yeter, çekilmem" diyor, arkadaşlarına. Seyran lokantasında bekliyor, çeteler buraya vardığında Revana, yerde yatıyor, çeteler öldüğünü düşünüyor, onlarca çete üyesi üzerine doğru geliyor, tam bu sırada üzerindeki bombaları patlatarak bu noktayı çeteler için cehenneme çeviriyor!
ÇETELER YAKLAŞTIKÇA ÖFKE BÜYÜYOR
Artık savaşta ikinci hafta geride bırakılmıştı. Çeteler doğuda Hellince köyüne kadar gelmiş, Miştenur’a kadar dayanmış; güneyde Seyran lokantası, batıda İzae Tepesi'ne varmadan önceki Zorava köyüne ulaşmıştı. DAİŞ çeteleri o güne kadar hangi kente yaklaştıysa o kentte kaçışlar ve korku başlardı. Ancak Kobanê'de tersi yaşanıyordu. YPG/YPJ savaşçıları DAİŞ kente yaklaştıkça büyük bir öfke duyuyor ve ardı ardına fedaileşiyordu. DAİŞ’e mesaj verilmişti; Kobanê'nin bir karışı için bile kıyamet koparılacaktı! DAİŞ fedaileşen, öfkesi ve cesareti her an büyüyen YPG/YPJ’lileri görecekti karşısında.
KENT SAVAŞINA HAZIRLIK BAŞLIYOR
Ekim’in ilk günleri, artık kent savaşı olasılığı artıyor. Komutan Diyar Bagok, bugünlerde büyük bir hazırlık içerisinde her tarafa gidip geliyor. "Kentin etrafına büyük hendekler kazacağız. Elimizde teknik imkan da yok ama gerekirse ellerimizle kazacağız. Bu hendekleri DAİŞ’in cehennemi yapacağız" diyordu. Kentin doğusu ve batısında hendekler kazılıyor, kentten ayrılmak istemeyen, kabul etmeyen binlerce sivil kentin daha güvenli olabileceği düşünülen bir bölgesine taşınıyor.
Kentin çevresinde çatışmalar gittikçe yoğunlaşıyor. Miştenur Tepesi ağır silah ve tanklarla yoğun bir bombardıman altına alınmıştı. Miştenur’da destansı bir savunma yapılıyor. Aynı şekilde Hellince köyünde de şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Güneyde Seyran lokantası çevresinde, batıda ise Zorava köyü ve tepesi civarında çatışmar tüm şiddeti ile devam ediyordu.
'DERWEŞ'İN EDULE'YE OLAN AŞKI İLE SAVUNACAĞIZ'
Derweşe Ewdi’nin yurdu Kobanê'de, onun direniş ruhu her an her saniye yaşatılıyor. O günlerde Batı Cephesi Komutanı Haki Kobanê, "Kobanê'yi Derweş’in Edule’ye olan aşkı ile savunacağız. Her karışında kahramanlık destanları yazılacak" diyerek kent dışında olduğu gibi kent savaşında da büyük bir direnişin sergileneceğini anlatıyordu.
YARIN: Silahının namlusu eriyen savaşçılar