'1 Haziran atılımı PKK’yi Ortadoğu halklarını bayrağı haline getirdi’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında uluslararası komplo sonucunda kaçırılması ve tutuklanmasından sonra PKK ‘bölünerek dağıldı’denildiği bir anda gelişen 1 Haziran hamlesinin yıl dönümünde konuştu.
JİYAN AMARGİ
BEHDİNAN / ANF
Pazartesi, 1 Haziran 2015, 07:01
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında uluslararası komplo sonucunda kaçırılması ve tutuklanmasından sonra PKK ‘bölünerek dağıldı’denildiği bir anda gelişen 1 Haziran hamlesinin yıl dönümünde konuştu.
Adına ikinci 15 Ağustos hamlesi de denen ve gittikçe Kürt Özgürlük Hareketi ve Ortadoğu halkları için tarihi bir anlama ulaşan 1 Haziran Hamlesi Kürt halkı için umudun tükendiği bir dönemde bugün gelinen kazanımların kapısını açtı. Gerillalar, 1 Haziran Hamlesini gerektiren nedenleri, geri dönüşü, hamlenin nasıl ve hangi koşullarda başlatıldığını, HPG gücü açısından elde edilen başarıların neler olduğunu ve PKK hareketi içerisinde 1 Haziran Hamlesinin bu gün nasıl bir anlama kavuştuğunu ANF’ye değerlendirdi.
‘İMHACI, İNKARCI REJİM HAREKETİNME KARŞI ÇOK YÖNLÜ BİR SALDIRI HAMLESİ YAPTI’
1 Haziran hamlesini gerektiren nedenler nelerdi?
Sabır Serero: 1984’ten buyana resmi olarak silahlı mücadele içinde olduk. 1999 yılında Önderliğe uluslararası güçler eliyle uygulanan komplo sonrası, Önderlik İmralı süreci ile yeni bir döneme girilmesi gerektiğini söyledi. Kürt sorununun çözümünün daha demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi için, silahsız mücadele dönemininbaşlatılması yönünde bir karara gitti. Önderliğin bu hamlesiyle aynı zamanda mücadele yönteminde bazı yenilikler yapma gereği duyduk. Silahlı mücadele dönemini kalıcı bir barışın gelişmesine dönüştürmek istedik. Gerilla bu büyük barış yürüyüşüne gözünü kırpmadan büyük bedeller uğruna kalkıştı.
Bu temelde Önderliğin çağrısı üzerine bütün kuzey sahasında yer alan HPG ve YJA Star güçlerimiz Güney Kürdistan sınırları içerisindeki gerilla bölgelerine yani Medya Savunma Alanlarına çekildi. Kapitalistmodernite güçleri ve komplocu güçler kendi sistemini ve anlayışlarını PKK içine nasıl koyabileceklerinin hesaplarını yaptılar. Kalıcı barışı oluşturmanın yerine bütün Kürt halkını ve özgürlük hareketini tasfiye etmek istediler. Hem askeri hem de siyasi alanda kapitalist modernite güçleri marjinalleşme politikalarını yoğun bir şekilde dayattılar. Özellikle sivil alanda yurtsever ve özgürlük için bedel ödeyen kesimler içinde ciddi bir parçalanmayı yaratmak için her türden imkânlarını seferber etiler.
Bu süreç 1999’dan başlayarak 2003 yılına kadar devam etti. AKP’nin de iktidar olmasıyla birlikte Türkiye’de soykırımcı imhacı sistem hareketimize karşı hamle yapmaya hazırlandı. Bu nedenlerden kaynaklı düşman yönelimlerini askeri, siyasi ve kültürel anlamda boşa çıkarmak için 1 Haziran hamlesinin kararı alındı ve normalde bu hamlenin 2003 yılında başlatılması gerekiyordu. Ancak hem dış güçlerinin tasfiye kompresti, hem de iç tasfiyecilik eğilimleri nedeniyle hamlenin geç başlamasına neden oldu. Bu temelde hamle 2004 yılında başlatılmış oldu.
Bu hamlenin temel amacı Kürt halkının yüz yıllar boyunca uğramış olduğu imha ve inkar politikalarına bir son vermekti. Yine bir kez daha Kürt toplumununinkar ve soykırımlarla karşı karşıya gelmemesi için bu halkın koruması ve savunulması gerekiyordu. Toplumun değerlerinin korunması ve özgürlük yolunda verilen bedellerin boşa gitmemesi için 2004’te 1 Haziran hamlesi başlatıldı.
‘İNKAR VE İMHA POLİTİKASINDAN ASLA VAZGEÇİLMEDİ’
Zilan Kobanê: Önderliğin esaret koşullarından sonra tüm hareket içerisinde strateji değişikliği oldu. 1999 öncesi yürütülen strateji, 1999 sürecinden sonra stratejide yeni bir adım atıldı. Bu süreçten önce bağımsız bir Kürdistan devleti kurma düşüncesi temelinde yürütülen bir mücadele vardı. Önderliğin esaretinden sonra bu süreç değişti. Bundan sonra Önderlik barış sürecini başlattı. Ortada var olan sorunu barış ve eşitlik temelinde çözüme kavuşturmak istiyordu.
Önderlik; ‘Eğer bugün bizler de bir Kürdistan devleti kurarsak diğer devletlerden hiçbir farkımız kalmayacaktır’ deyip barış temelli süreci başlattı. Kuzey alanından güneye geri çekilmeler gerçekleşti. Kördüğüm haline gelen bu sorunu barış temelli çözüme kavuşturmak istedi. 1999 yılında tek taraflı bir ateşkes ilan edildi. Devlet ateşkes sürecinde bile saldırılarından vazgeçmedi. Örgütü bitirmek için her türlü yola başvurdu. Türk devleti kalıcı bir barıştan yana değildi hiçbir zaman. Bu nedenle yeni bir hamle girişimine ihtiyaç duyulduğu bir gerçeklikti. Önderliğin barış çabaları karşısında diyalog ve siyasal yollarla sorun çözüldüğü müddetçe örgüt tarafından asla silah kullanılmayacaktı.
Fakat devlet imha-inkar politikalarından asla vazgeçmedi. Ateşkes sürecinde hiçbir adımın atılmaması devletin samimi yaklaşmaması bir savaş halini kaçınılmaz kıldı. Devletin yönelimleri bir savaş ortamını gerektirdi. Yürütülen savaşta; tabi ki savunma amaçlı olacaktı. Tutuklanmalar, katliamlar, örgütü bitirme yönelimleri karşısında sessiz kalınması kabul edilir bir durum olamazdı. Örgüt içerisinde ideolojik sorunların yaşandığı, tasfiyeci grupların oluştuğu bir dönemdi. Böylesi bir süreç 1 Haziran hamlesini gerektirdi.
Bu hamlenin tanığı olarak, hamlenin nasıl ve hangi koşullarda başlatıldığını değerlendirebilir misiniz?
Tolhıldan Serdar: Bizler açısından 1 Haziran hamlesi zor koşullarda gelişti. Geri çekilme süreciyle beraber boşaltılan kuzey alanına gerillanın tekrar girmesi bizler için dezavantajdı. Çeteciliğin içimizde yaratmış olduğu bulanıklık, özellikle ideolojik anlamda yaratılan muğlaklık bu denli zorlukları getirdi. Yeniden bir mücadele başlayacaktı. Fakat istenilen düzeyde olması güçtü. Yeni savaş sürecinde yeni savaş taktiklerinin gelişimi zordu biraz. Bir konu çok netti. O koşullarda silahsız mücadelenin yürütülemeyeceği, siyasal zeminin ortadan kalktığıydı.
‘1 HAZİRAN HAMLESİNİN ATMOSFERİNİ ANLATABİLMEK İÇİN YAŞAMAK VE HİSSETMEK GEREK’
Bedran Kawa: 1 Haziran 2004 hamlesinde Serhat eyaletinde yerimi aldım. Hamle için hazırlıklar vardı. Gerillada Önderliğin ideoloji ve felsefesiyle, fedai bir ruh geliştirildi. Sürecin bizden istedikleri ve halkın beklentilerine cevap olabilmek için çok ciddi çaba sarf ediliyordu. Yıllarca dağda kalıp emek vermiş arkadaşların şehadetleri çok büyük bir mesajdı bizim için. Öyle bir süreçti ki hem tecrit hemde Önderliğin ve halkın üzerinde yürütülen psikolojik yönelimler 1 Haziran hamlesini farz kılıyordu.
Tarihten günümüze Kürt halkı hep bedel ödemiştir. Bazıları için öyle bir kanaat gelişmişti ki bizim yapacağımız şey vakit kaybı gibi görülüyordu. Hareket, arkadaşlar ve halkımız olarak 1 Haziran hamlesi moral ve coşku yarattı. Gerilla ve halkın arasında birleşme oldu. Önderlikle bütünleşme oldu. Yeni paradigmaya geçiş kolay olmadı. Ama verilen çaba ile bu tarz gelişti ve diriliş gerçekleşti. 1 Haziran hamlesinin atmosferini anlatabilmek için yaşamak ve hissetmek gerekir. Bu tarz ve taktiği geliştirmek arkadaşların bıraktığı mirastır bize. Bu çizgi üzerinde bundan sonra da yürüyeceğiz.
‘1 HAZİRAN KÜRDİSTAN’IN TÜMÜNE YAYILAN BİR ASKERİ ÇİZGİ YARATTI’
HPG gücü açısından elde edilen başarılar nelerdi?
Roni Munzur: HPG yeniden oluşarak bir direniş ve savunma örgütü haline geldi. Elbette miras aldığı bir zemin vardı. ARGK zemini. Fakat ARGK formasyonu, motivasyonu, savunma anlayışı farklı bir yapılanmaydı. HPG ise tümüyle yeni bir savunma anlayışına sahipti. Kendisini formasyona kavuşturuyordu ve denenmemiş bir formasyondu. Kürdistan’da ilk defa uygulamaya sokulacaktı. Başarı şansı tartışılıyordu. Başarı şansını örgüt içerisinde muğlaklığa götüren eğilimlerde oldu. Örgüt içerisinde duruşlarıyla sürecin dışında kalan tasfiye olan eğilimlerde vardı ve böyle bir eğilim ortamında geliştirdiği sonuçlar tabi muazzam oldu. Böylesi bir performans geliştirmek, büyük bir vuruş gücünü elde etmek, Apocu ruhu Kürdistan’da ARGK’den sonra üst seviyede bir askeri performansa kavuşturdu. Kürdistan’ıninkar-imha sistemi parçalandıysa ve artık tüm sömürge güçleri buna çok niyet edemiyorlarsa, bundan umutlarını yitirmişlerse bu 1 Haziran’da geliştirilen yeni HPG hamlesinin sonuçlarıydı. Halen de bunun üzerinden yürüyor büyük sonuçlar elde ediyoruz.
Sadece Kuzey Kürdistan’da değil, Güney, Doğu, Rojava Kürdistan’ında olsun bundan ilham alıp gelişen askeri örgütlemeler var. HPG’nin geliştirdiği büyük performans bugün Kürdistan’ın dört parçasına ruh veriyor. İlham veriyor. Eğer bu gün YPG- YPJ direnişleri varsa bunlar kesinlikle HPG’nin geliştirdiği Kürdistan’daki askeri çizginin ilhamının devamlılığıdır. Bu ilhamdan doğan direnişlerdir. Bu anlamda kendimize bir miras olarak görüyor ve anlamlandırıyoruz. O direnişte kahramanca savaşan ve her türlü bağnazlığa karşı dur diyen yoldaşların anılarını da selamlıyoruz. Yine Kürdistan’da Şengal, Kerkük’te olsun Kürdistan’ın bütününe yayılan bir direniş çizgisi haline geldi. Yani 1 Haziran atlımı PKK’yi Ortadoğu halklarının bayrağı haline getirdi.
‘BİNLERCE KAHRAMANLIK ÖRNEĞİ ORTAYA ÇIKTI’
Tolhıldan Serdar: 1 Haziran HPG gücü açısından tekrardan bir gerilla ruhunun yakalanmasıydı. Bazı çevrelerde “Örgütü dağıttık, bitirdik, savaşacak güçleri kalmadı. Kendilerini toparlayamazlar” gibi yaklaşımlar vardı. 1 Haziran Hamlesi tüm bunları boşa çıkardı. Yeni kazanımlar yarattı. Bu kazanımlar aslında askeri alanda yürütülen mücadele ile birlikte siyasal alanda da yansımasını buldu. Siyaset zemini yakalandı ve gerilla tekrar bir güç olarak ortaya çıktı. Türkiye çözümsüzlüğünü, siyasetini bertaraf edecek bir mücadele ortaya çıktı. Yaşanan binlerce kahramanlık örnekleri ortaya çıktı. Büyük bir direniş sergilendi. Bunlar bizler için bir moral kaynağıydı. Yeniden mücadele azmini yaratacak bir zemin oluşturuldu. Türk siyasetinde yarattığı etkiyle yaklaşımlarının daha farklı boyutlara taşınmasına sebep oldu. Gerilla gücünün bitmediğini daha güçlü bir mücadele ruhunu yakaladığını bu atılımla göstermiş olduk.
Egit Rojhılat: 1 Haziran hamlesinin başlamasıyla gerilla güçlerinin Kuzey Kürdistan’a gidişi ve daha öncesinden boşaltılan mevziler dolduruldu ve hazırlıklar yapıldı. Tasfiyecilerin yarattıkları tahribatlar giderilmeye çalışıldı ve bir netlik kazanıldı. Birçok yönden gerillanın alana gidişinden, hamlenin başlangıcına kadar kazanımlar oldu. Arkadaşların alanlara yeniden gitmesiyle halk ve gerilla arasında da daha derin bir kaynaşma oldu ve yeni bir umut yarattı. Çünkü ondan önce düşman birçok yerde boşaltılan alanlarda halkı bize karşı örgütlemeye çalışmış ve bir nebze de olsa çeşitli özel savaş yöntemleriyle halkı gerilladan uzaklaştırmıştı. Gerillanın tekrar alanlara dönmesi ve hamlenin başlamasıyla halkta umudun tekrar yeşermesiyle yeniden bir toparlanma gerçekleşti. Önderliğe yapılan komplo boşa çıkartıldı. Bugün eğer imkân ve kazanımlar oldu diyorsak 1 Haziran Hamlesi ile gelişti. Rojava devrimi bile ilhamını 1 Haziran hamlesinden aldı. “6 aya kalmaz tasfiye olacaklar” diyen güçlere 1 Haziran hamlesi ve bundan ilhamını alan Rojava devrimi güçlü bir cevap oldu.
‘1 HAZİRAN ATILIMI TOLLUMA CAN VE RUH VERDİ’
Bugün PKK ve PKK’liler için 1 Haziran ne anlam ifade ediyor?
Sabri Serero: Haziran atılımının, PKK hareketi için bugünün anlamı çok büyüktür ve her zaman o dönemin ruhuna denk düşecek bir mücadele tarzına ulaşmamız gerekmektedir. PKK hareketi olarak Kürt halkını her dönemde yaşadığı katliamların eşiğinden çıkarmak ve bu yok oluşun önüne geçmek için yoğun bir mücadele sahibi olacağımızı vurgulayabilirim. Tarihte Türklerin çok ünlü bir sözü olmuştur. Kürtler için; “Onları Ağrı’nın dağında bitirdik ve toprağa gömerek üzerini betonla kapladık” derler. Bunu 1 Haziran atılımıyla bir kez daha en yalın bir ifade ile boşa çıkardık. PKK; adeta kuru bir ağacı yeniden yeşertir ve can verir gibi 1 Haziran bir topluma can verdi, ruh verdi.
PKK hareketi hem yaşamsal hem de ideolojik anlamda, toplumsal ve ahlaki bakımından her şeyi bizim için ifade ediyor. Aslında salt bizim için değil bütün insanlık toplumu için, Önderlik ideolojisi ve felsefesi bunları ifade ediyor. Önderlik felsefesi; insanlığa can ve ruh veren bir ideolojik gerçekliktir. Birçok değişik toplumu ve insanı kapsayan bir düşünce biçimi oldu. İçimizde de her kesimden, halktan insanların mücadeleye katılmasında bu gerçeklikten geliyor. PKK bu anlamda yeni bir umut, yeni bir yaşam anlayışı ve yeni bir dünya ve toplum gerçekliğini ifade etmektedir. 1 Haziran hamlesinde bedenleri ve canları pahasına mücadele edip Kürt halkının özgürlük yolunda şehit düşen bütün yoldaşları anıyor ve onların mücadeleleri önünde saygıyla eğiliyoruz.
‘PKK EVRENSEL BİR GERÇEKLİK HALİNE GELDİ’
Roni Munzur: 1 Haziran atılımı PKK’yi Kürdistanı aşan bir hareket haline getirdi. Eğer 15 Ağustos hamlesi PKK’yi bir realite, büyük bir özgürlük dinamiği haline getirdiyse, 1 Haziran hamlesi de PKK’yi Ortadoğu halklarının bayrağı haline getirdi. PKK’yi bugün dünya halkları haline getirdi. Dünyanın dört bir yanından anlamaya çalışan, PKK’nin temsil ettiği çizgiyi kendisine ilham yapmaya çalışan onlarca değişik güç çıkıyor. Yine Ortadoğu ve Türkiye halklarının örgütlemesine zemin oluyor. Yine devrimci ruh bütün dünya insanlığı için sönmüş bir köz gibiydi. Hatta Che dönemi kapanmış ve devrimcilik küçük burjuva romantizminin basit bir alışkanlığına dönüşmüş deniyordu. İşte bir Haziran hamlesi sadece Ortadoğu’da değil tüm dünyaya haksızlığa karşı bir Che durmanın yine 1 Haziran hamlesi şehitleri gibi devrimci bir temelde durmanın insanlığa kazandıracağını bir kez daha kanıtladı.
“HAMLE KÜRDİSTAN’IN SAHİPSİZ OLMADIĞINI GÖSTERDİ’
Ayrıca 1 Haziran sonrası toplum içerisinde çürüyen devlet destekli özel savaş grupları çeteler kötü alışkanlıklar ve bunları örgütleyenler Kürdistan adeta sahipsiz kalmıştır diyerek halkımızın gençliğimizin ve kadının üzerine yöneldiler. Kürdistan toplumu bu çevreler tarafından korkutulmak sindirilmek istendi. İşte bir haziran hamlesi ile Kuzey Kürdistan dağlarının her yerini yeniden avuçlarına alan gerilla bunları bir kez daha Kürdistan’dan kovdu bu güçleri geriletti. Toplumun rahat bir nefes alarak yeniden gerilla ile dolu o özgür günlerine döndü. 1 Haziran hamlesi herkese Kürdistan’ın sahipsiz olmadığını gösterdi.
Ortadoğu’yu halkların mozaiği haline getirme görkemine kavuşturan, bu anlamıyla bir bölge olarak kapitalist modernitenin direnişine karşı alternatif bir güç haline geldi. Çizgileri bir realite haline getiren onların uygulama düzeyleri ve pratikleridir. Ortaya çıkaran halklaşma pratikleridir. Bugün eğer PKK, Ortadoğu’da üçüncü bir çizgi olarak halklara umut veriyorsa, dünyanın uzak yerlerinden moderniteye karşı birlik, beraberlik çağrılarında bulunuyorsa, 1 Haziran hamlesinin, PKK çizgisinin uygulamadaki başarısıdır. 1 Haziran hamlesi PKK’yi evrensel bir gerçeklik haline getirdi. Evrensel yönelimi PKK’nin çizgisinde mayasında var. Ama bu mayayı kıvama kavuşturan tartışmasız 1 Haziran hamlesi ve sonuçlarıdır. Ortaya çıkardığı yenilmezlik, özgürlük ruhudur. İlk defa halklar kapitalist modernite karşısında bu kadar umut sahibi olabiliyorlar. Umut hakikate kavuşuyor. Bu gün eğer bütün kimlikler HDP çatısı altında birleşiyorsa bu kesinlikle 1 Haziran hamlesinin sonuçlarıdır.