Xabûr: Tecridi halk parçalayacak

KJK Koordinasyon Üyesi Dîcle Xabûr, Öcalan üzerindeki tecridi parçalayacak asıl gücün, gerillaya ve zindanlardaki direnişe destek verecek büyük halk eylemleri olacağını söyledi.

Türk devletinin işgalci faşist karakterine dikkat çeken KJK Koordinasyon Üyesi Xabûr, “Faşizmden hassasiyet beklemek en büyük yanılgı olur; öldürür de işgal de eder. Öz gücümüzle mücadele etmeliyiz” dedi.

Cuma akşamı Stêrk TV’de yayınlanan Rojeva Jin programına katılan KJK Koordinasyon Üyesi Dîcle Xabûr gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin sadece Kürdistan’da değil, dünyanın dört bir yanında uluslararası düzeyde protesto edildiğini belirten Xabûr, “Bu eylemler de bize gösteriyor ki; Önder Apo sadece Kürtler için değil, fikir ve ideolojisini duyan herkes için halkların önderi olmuştur” dedi.

PARÇALAYACAK GÜÇ HALK EYLEMLERİDİR

Cezaevlerinde bulunan PKK ve PAJK’lı tutsakların gerçekleştirdiği üç günlük açlık grevine dikkat çeken Xabûr, tutsakların bulundukları koşullardaki direnişlerini selamlayarak, bu eylemlerin tek yönlü kalmaması gerektiğini vurguladı. Xabûr, tutsakların direnişini sonuca götürecek olanın tutsak aileleri ve halklar olduğunu kaydetti. Xabûr, şunları söyledi: “Tecridi parçalayacak olan asıl güç, gerilla eylemlerine ve zindandaki direnişlere destek olacak büyük ve kitlesel halk eylemleridir. Bu anlamda yapılan her eylem çok anlamlıdır. Süreklileşen, temposunu giderek arttıran ve daha radikalleşen eylemlere dönüşmeli.”

FAŞİZMDEN BEKLENTİ YANILGIDIR

Kuzey Suriye halklarının tecride karşı gerçekleştirdikleri eylemleri de selamlayan Xabûr, bugün sadece Kürt halkının değil başta Arap halkı olmak üzere birçok halkın tecride karşı mücadeleye geçtiklerini belirtti. Xabûr, sadece yürüyüşlerle değil, konferanslarla, panellerle bunları daha da yaymaları gerektiğini söyledi.

Katliamla yüz yüze kalan Efrîn halkına karşı sessiz kalan uluslararası güçlerin, olası İdlib operasyonuna ilişkin ’sivil hassasiyeti’ne dikkat çeken Xabûr, şöyle konuştu: “İdlib, Türk faşist devletinin çeteleri beslediği, büyüttüğü hücrelere dönüşmüş durumdadır. Bugün tüm uluslararası güçler de kendi çıkarlarına göre hassasiyetlerden bahsetmektedir. Zaten faşizmden hassasiyet beklemek en büyük yanılgı olur. Bu faşizmdir; seni öldürür de topraklarını işgal de eder. Neden böyle yapıyorlar diye sormaktan çok kendi öz gücümüzle faşizme karşı nasıl savaşmalıyız diyerek mücadele etmeliyiz.”

FAŞİZM SADECE KÜRTLERE KARŞI DEĞİL

Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin toplumdaki yansımalarına da değinen Xabûr, 3. Havalimanı işçilerinin direnişlerini selamlayarak bunun tüm topluma yayılması gereken kutlu ve dönüştürücü bir hamle olabileceğini vurguladı. Xabûr, “İşten atılan ve tutuklanan işçiler, faşizmin sadece Kürtlere karşı değil, artık toplumda yaşayan tüm kesimlere karşı tahammülsüzleştiğini gösterdi. Aynı zamanda toplumun da artık faşizmin gerçek yüzünü görmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

TOPLUM SORGULAMALI, MÜCADELE ETMELİ

Ekonomik krizin, toplumda birçok yönden derin etkiler bıraktığını ifade eden Xabûr, toplum artık çelişkilerin farkına varıp peşine düşmesi; saraylarda yaşayanlarla kendi yaşamları arasındaki fakı görüp bunu sorgulaması gerektiğini söyledi.

Ekonomik krizin, başta kadınlar olmak üzere tüm kesimler üzerinde hem psikolojik hem de fiziksel şiddeti arttırdığını belirten KJK Koordinasyon Üyesi Dîcle Xabûr, şunları vurguladı: “İşten atılan ya da bu kriz içerisinde boğulan erkek, gücünün devlete yetmediğini düşünerek kadına ve çocuğa yöneliyor. Bugün artan kadın cinayetlerini asla ekonomik krizden bağımsız ele alamayız. Bu sorunları çözmenin yolu, birlik içerisinde sorunun kaynağı olan devlete karşı mücadele etmekten geçer. Özellikle kadınların örgütlü biçimde hareket ederek yürütebilecekleri onlarca mücadele yöntemleri var. Çok daha örgütlü bir şekilde ortak mücadele gereklidir.“