Taşdemir: İmralı tecridi meşrulaştırılmak isteniyor  

HDP Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesine uydurulan yeni kılıf ile İmralı tecridinin meşrulaştırılmak istendiğine işaret etti.

HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatları ile görüştürmesinin disiplin cezası gerekçe gösterilerek 6 ay daha yasak getirilmesinin, İmralı’da uygulanan özel sistemin göstergesi olduğunu vurguladı.

ANF’ye konuşan Taşdemir, Daha önce “hava muhalefeti”, “koster bozuk” ve benzeri gerekçelerle tecridi meşrulaştırılamaya çalışan iktidar ve yargısının şimdi de disiplin cezasını öne sürerek, savaş ve kaosu derinleştirmek istediğini kaydetti.

TAMAMEN KEYFİYETE DAYALI BİR UYGULAMA!

Avukatlarının Abdullah Öcalan ile görüşme taleplerine, “hava muhalefeti”, “koster bozuk”, “OHAL” gibi keyfi gerekçelerine bir de disiplin cezasının eklenmesine yönelik tepkiler giderek büyüyor. Uygulanan ağırlaştırılmış tecride kılıf uydurulmaya çalışıldığına dikkat çeken HDP Ağrı Milletvekili Diyaret Dilan Taşdemir, öne sürülen gerekçelerin Öcalan’a uygulanan özel sistemin açık göstergesi olduğunu vurguladı. İmralı’da 20 yıldır hem uluslararası hem de iç hukukun çiğnediğini hatırlatan Taşdemir, faşist tek adam yönetimini kurumsallaştırmaya çalışan iktidarının ihtiyaçlarına ve dönemsel çıkar politikalarına göre bir İmralı rejimini geliştirdiğini kaydetti. Öcalan’a yönelik tecridin son 3 yıldır derinleştiğini anımsatan Taşdemir, şunları kaydetti: “Sayın Öcalan ne avukatlarıyla, ne ailesiyle, ne de herhangi bir kimseyle iletişim halinde. Dolayısıyla İmralı ‘da neler olup bittiğini bizler bilmiyoruz. Bu uygulamanın herhangi bir dayanağı da yok; tamamen keyfiyete dayalı bir politik yaklaşım. Daha önce “hava muhalefeti”, “koster bozuk” ve benzeri gerekçelerle tecridi meşrulaştırılamaya çalışan iktidar ve yargısı şimdi de disiplin cezasını ileri sürüyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil.”

MİYONLARIN İRADESİNE SALDIRI

Gerekçe olarak gösterilen disiplin cezasının neden kaynaklandığının da açıklanmadığına dikkat çeken Taşdemir, çok kaygılı olduklarını ifade etti. Taşdemir, “27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana avukatlarıyla; 2016 yılından bu yana da ailesiyle görüştürülmeyen Sayın Öcalan’a yönelik daha hangi disiplin cezasından söz ediliyor? O zaman demek ki Sayın Öcalan’ın iradesine yönelik bir saldırı var. Bunun kamuoyuna derhal izah edilmesi lazım” diye konuştu. İmralı’da uygulanan özel rejiminin aynı zamanda uluslararası bir konseptin de parçası olduğuna işaret eden Taşdemir, CPT ve benzeri kurumların sessizliğinin de bundan kaynaklı olduğunu söyledi. Taşdemir, “Milyonların irade olarak kabul ettiği bir lidere verilen disiplin cezasının kendisini insanların onuruna ve iradesine bir saldırıdır” dedi.  

TECRİT ORTADOĞU VE ROJAVA’DAKİ GELİŞMELERDEN BAĞIMSIZ DEĞİL

Öcalan ‘a uygulanan ağırlaştırılmış tecridin Ortadoğu ve Rojava’daki gelişmelerden bağımsız olmadığını da vurgulayan Taşdemir, tecride uydurulan yeni kılıfın yeni bir konseptin habercisi olduğuna dikkat çekti. İmralı tecridi üzerinden savaş ve kaosun derinleştirilmek istendiğine işaret eden Taşdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Öcalan’ın Ortadoğu üzerindeki tezleri bugün üçüncü bir yol olarak görülüyor. O yüzden bu tecrit aslında üçüncü yol tezine ve hakların birlikte yaşama iradesinin karşı uygulanıyor. Açıkça bir tehdit olarak görülüyor. Biz biliyoruz ki 20 yıldır Sayın Öcalan’ın İmralı’daki mücadelesi ve direnişi tamamen Türkiye ve Ortadoğu halklarının yararınadır, kadınların yararınadır ve onların demokrasi mücadelesini güçlendiren bir perspektiftir. Tecrit üzerinden bu perspektif minimize edilmek ve halklarla buluşması engellenmek isteniyor. ”Taşdemir son olarak, Türkiye’nin demokratik bir ülke olmasını isteyen herkesin İmralı’da  dayatılan özel  rejime ve karanlığa karşı sesini yükseltmesi  ve karşı duruş geliştirilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Sayın Öcalan bir an önce özgürlüğüne kavuşmalı” dedi.