Rojava’da kadınlar 2024 yılını kapsamlı projeler ve direniş ruhuyla karşılayacak

Kongra Star Koordinasyonu üyesi Remziya Mihemed; 2024 yılında önceliklerinin işgal edilen bölgelerin özgürleştirilmesi ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne ilişkin çalışmalar olduğunu dile getirdi.

2024 yılına girerken, yeni yıldaki hedefleri konusunda konuşan Kongra Star Koordinasyonu üyesi Remziya Mihemed, yeni yılda önceliklerinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü, işgal altındaki bölgelerin özgürlüğüne kavuşması olduğunu ifade etti. Remziya Mihamed, ayrıca 2024 yılında bir diplomasi akademisi kurulacağını ve ekonomi, savunma, toplum yaşamı alanında birçok projeyi hayata geçireceklerini belirtti.


Kongra Star Koordinasyonu üyesi Mihemed yıl sonu vesilesiyle, Kongra Star’ın çalışmalarına ilişkin ANF’ye konuştu.

2023 yılında Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Hareketi açısından nasıl geçti? Ne gibi çalışmalarda bulundunuz?

Bölgede 2023 yılı oldukça yoğun ve dolu yaşandı. Özellikle kadın boyutunda diyebilirim ki, çok daha yoğun ve direniş ile geçen bir yıl oldu. İşgal edilen bölgelerde, Efrîn, Serêkaniyê, Girê Sipî ve hatta Ezaz ve Cerablus’a kadar halkımız bir çok insanlık dışı uygulamalara maruz kaldı. Bir yıl boyunca her türlü işgal saldırılarına, savaş politikalarına karşı direnen halkımızı selamlıyorum.

Kongra Star olarak bu yıl içinde biz 9. Kongremizi yaptık. Üzerimizde çok yoğun saldırılar olmasına rağmen, biz bu kongreye binlerce kadının katılmasını sağladık. İki yıllık çalışmalarımızı değerlendirebildik ve 2023 yılını değerlendirirken, 2024 yılı için de çalışma planlamamızı yaptık. Bu önemli boyutta etki yarattı. Çünkü Kongra Star olarak tüm saldırılara cevap olmayı başardık. Özellikle Türk devletinin saldırılarına önemli boyutta cevap oldu bu.

Bu yıl içinde özellikle kadın öncülerimize yönelik saldırılar oldu. Kadın örgütlerimize yönelik ciddi saldırılar oldu. Bu yıl içinde Yusra Derwêş, Rihan gibi öncü misyonu taşıyan arkadaşlarımız saldırıların hedefi oldular. Onlar çalışmaların, kadın özgürlük mücadelesinin öncüleriydiler, halkı için kendi canlarını feda eden öncülerimizlerdi. Bu saldırılarda onlar hedef alındılar. Bu örgütlü ve öncü kadınların hedef alındığının işaretidir.

Elbette saldırılar sadece kadınlara yönelik değildi, Kuzey ve Doğu Suriye halklarına yönelik, özerk yönetim sistemine yönelik, kadınların öncülüğünde elde edilen devrim kazanımlarına yönelik saldırılar oldu. Bu anlamda Kongra Star olarak diplomatik olarak bir çok girişimlerimiz oldu. Bu saldırılara yönelik mücadelemiz de bir çok dünya kadınlarıyla ilişkilerimiz oldu. Dünyadaki kadın örgütleriyle ilişkilerimiz oldu.

Yıl içerisinde Kongra Star adına birçok heyet Ortadoğu ülkelerine ziyarette bulundu. Konferans ve paneller düzenlendi. Bu faaliyetlerden çıkardığınız sonuç neydi, nasıl bir etki yarattı?

Kuzey ve Doğu Suriye sisteminin dünya çapında tanınması için diplomatik ilişkilerimiz geniş düzeyde devam etti. 12 yıl boyunca her türlü saldırı ve katliam politikasına karşı direnen bu halkın artık dünya çapında kabul edilmesi ve demokratik özerk yönetim sisteminin tanınması gerekir.

Bu yıl içinde kadınlar önemli boyutta bu çalışmalara öncülük etti. Yine bir yıl boyunca tüm saldırılara karşı direnen güçlerimiz, QSD, iç güvenlik güçleri, HPC ve savunma birliklerimiz büyük bir direniş sergiledi. Bunların içinde kadınların önemli ölçüde rolü vardı. Kadınlar yıl boyunca buna öncülük etti.

Yine ekonomi, sağlık, ekolojik, kültür ve edebiyat alanında da toplum içinde kapsamlı çalışmalar yürütüldü. Düşmanın toplum içinde geliştirmeye çalıştığı ve toplumu kendi içinde parçalamak için yürüttüğü bir siyaset var. Tüm bunların önünü almak için her boyutta kapsamlı çalışmalarımız oldu.

Suriye içinde kendi sistemimizi tanıtma çalışmalarımız oldu. İki yıl boyunca hazırlanan toplumsal sözleşme çalışmalarında, halkın içinde bu sözleşmenin tartışmalarından onaylamasına kadar, kadınlar önemli ölçüde rol oynadı. Aynı şekilde Özerk Yönetim kurumları içinde, meclis ve komünlerde, tüm sivil toplum örgütleri içinde kadınlar bu yıl içinde önemli oranda rol oynadı ve etkili çalışmalar geliştirdi. İlk kez kadınlar toplum ile ilgil alınan kararlarda rol sahibi oluyor. Toplumu ilgilendiren tüm konularda birebir yer alıyorlar. Ayrıca yıl sonuna doğru ilan edilen toplumsal sözleşme bir anlamda şunun da kanıtı oldu. Biz kendi devrimimizi koruyabiliriz, devrimin kazanımlarını koruyabileceğini ve geliştirebileceğinin de kanıtı oldu. Bu anlamda diyebiliriz ki toplumsal sözleşme, 2023 yılına damgasını vurdu. Bu sözleşme ile biz, demokratik ulus projesini ve halkların kardeşliği ilkesini zirveye taşıdık. Yeni yılda bu sözleşmenin pratiğe geçmesi ve çalışmaların bu kapsamda ilerlemesi açısından elbette halkın bu sözleşmeye verdiği en önemli roldür.

Kongra Star tarafından bu yıl içinde geliştirilen çok sayıda diplomatik çalışmalar oldu. Bu çalışmaların özellikle bizim çalışmalarımızın tanıtılması açısından, yine Kuzey ve Doğu Suriye içinde kadınların devrime öncülük eden çalışmalarının tanıtılması açısından önemliydi. Çünkü, biz gerçekten daha kendimizi tam olarak Ortadoğu kadınlarına tanıtmış değiliz. Bu anlamda bizim 9. Kongre’de aldığımız kararlardan biri de Suriye ve Ortadoğu kapsamında diplomatik ilişkileri çok daha geniş geliştirebilmekti. Bu kapsamda çok sayıda ziyaretler yapıldı. Konferanslar yapıldı. İlk kez Rojava devrimini tanıtma konferansı yapıldı ve biz Kongra Star olarak bu konferansta yer aldık. Bu konferansta bizim kadın devrimi projemiz ve devrime öncülük eden projemiz, oldukça büyük bir etki yarattı. Herkes için büyük bir tecrübe oldu. Konferansta bu tecrübenin anlatılması ve görüntülerinin izlenilmesi herkeste şok etkisi yarattı.

İlk kez Kongra Star çalışmaları ve Rojava devrimine kadınların öncülükleri bu derecede bir konferansta tanıtıldı. Elbette daha önce de Rojava'yı anlatan bir çok konferans yapıldı. Ancak Kongra Star adına ve bu çalışmalarda Kongra Star'ın yarattığı etki ve öncülük ilk kez bu kapsamda ele alındı. 2005’ten bugüne kadar kadının hem aile içinde, hem de devrim içinde temel bir role sahip olması ve bunun minhenk taşını oluşturmasının temeli atılmıştı. Bu temel üzerine çok sayıda çalışma ve eylem, Kongra Star tarafından geliştirildi. Bir çok konferans ve panelde bunlar tanıtıldı. Bir çok Ortadoğu ülkesi ve Ortadoğu halkına kadının bu öncülük düzeyindeki çalışmaları anlatıldığında, elbette onlarda da çok büyük düzeyde bir etki yaratıyor. Tabii ki Ortadoğu’nun bir çok ülkesinde de kadına bazı konularda rol verilmiştir. Parlamentoda, siyasi partiler içinde kadınlara çalışma yapma misyonu verilmiştir. Ancak özgün düzeyde sadece kadının yürütebileceği ve kararlarını kendilerinin alacağı misyon verilmemiştir. Kadınların kendilerine ilişkin kararları yoktur. Bu tür çalışmalarda erkeklerin olması gerekir, kararlar ve tartışmalarda erkekler yer alır ve birebir alınan tüm kararlar, erkekler tarafından alınır. Kadınlar sadece alınan bu kararları uygulamada yer alıyor. Tunus gibi bazı ülkelerde kadınlara bazı haklar verilmiş ancak bu haklarda tümden erkeklerin görüşü ve kararlarıyla alınmıştır. Ortadoğu’nun bir çok ülkesinde kadınlar kendi özgürlüklerini aldıklarını sanıyorlar. Evet belki parlamentoda yer alıyor ancak burada kendisine yönelik alabileceği özgür bir karar hakkına sahip değildir. Yine bazı ülkelerde kadınların parlamentoda yer alma kotaları oldukça azdır.

Buna karşılık Kuzey ve Doğu Suriye'de biz Toplumsal Sözleşme'yle bunu da aştık. Sözleşme içinde biz eşbaşkanlık sistemini oturttuk. Zaten öncesinde tüm kurumlarda, toplumsal ve siyasi çalışmalarda eşbaşkanlık sistemi oturtulmuş ve kadın ile erkek birlikte çalışmaları yürütüyorlardı.

Önder Apo için yapılan konferanslar oldu. Buna önemli derecede kadınlar öncülük etti. Aynı zamanda Önder Apo’nun demokratik ulus projesi fiiliyatta ne kadar uygulanabildi? Toplum içinde ne kadar tanıtabildik? Bu konferanslarda tartışıldı. Yine Önder Apo’nun 25 yıldır zindanda tutulması ve buna karşılık tüm dünyaya yapılan bu insanlık suçuna karşı sessiz kalmanın getireceği olumsuz sonuçları dile getiren onlarca eyleme, kadınlar öncülük etti. Ortadoğu'da Önder Apo’nun fikirlerinin tanıtılması çalışmalarında yer aldı. Önder Apo’nun savunmalarına bir kez daha dönüşün olması ve her toplumun, bireyin ve hatta devletin bile kendi sorunlarının çözümünü her açıdan bu savunmalarda bulabileceğinin gerçeğini anlatmaya çalıştık. Bu anlamda Güney Afrika konferansında bunu tanıtmak bizim görevimizdi.

Elbette bu tür tanıtım konferanslarının sürekli olarak yapılması gerekir. Sadece basın yoluyla yeterli olmayacak. Yapılan tüm konferans ve çalıştaylarda önemli ölçüde etki yaratıyor. Bu tür çalışmalara katılan kadınlar, burada edindikleri tecrübeleri kendileri için örnek olarak ele alıyor. Tabii, sadece onlar bizim tecrübelerimizden yararlanmıyor, bizler de onların tecrübelerinden örnekler alıyoruz. Her yerde kadınlar farklı farklı yaklaşımlara ve şiddete maruz kalıyor. Gerek evlerinde, gerek sokakta, gerek iş yerlerinde ve gerekse siyasette kadınlar çok farklı boyutlarda şiddete maruz kalıyor. Bu anlamda Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye de kadınların elde etmiş oldukları tecrübeler hem Ortadoğu, hem de dünya kadınları için önemli ölçüde tecrübe oluyor.

Bu yıl yaklaşık 2 bin kadın eğitim devrelerinden geçti. Verilen eğitimlerin kadına dönük etkisi ne düzeydeydi. Topluma nasıl yansıdı?

Evet, Kongra Star kendi çalışmalarını üç temel boyut üzerinde örgütlüyor. Bunlar komün, meclis, akademi ve eğitim devreleridir. Bizim temel hedefimiz, tüm kadınları eğitimlerden geçirmektir. Bu şekilde kadın toplum içinde bir bilinç kazandırabilecek ve sağlıklı bir örgütleme yakalayabilecektir. Kadınlar komünden, meclislere, kantondan kurumlara kadar kendilerini örgütleyebilmeli. Bu kapsamda çalışmalar yürütüyorlarsa, bu çalışmalar içinde eğitimin de olması gerekir. Çünkü, bu çalışmalar içinde eğer kadın kendini eğitemezse, kendini ve kendi tarihini tanıyamazsa, o zaman güçlü bir rol sahibi de olamaz. Bu akademilerde sadece Kürt kadınları eğitimlerden geçmiyor, aynı şekilde Arap kadınları da akademilerde yer alıyor. Bu özellikle Arap toplumu için çok önemli. İlk kez bir Arap kadını evinden çıkıp, bir ay, iki ay bir akademi eğitimine katılıyor. Arap toplumu içinde bir kadının evinden uzak eğitime gitmesi, farklı siyasi çalışmalarda yer alması tamamiyle kabul edilecek bir durum değildi. Çünkü, gelenek ve göreneklerine göre bu durum kabul edilemez. Ancak, ailede bir bilinç geliştikten sonra, artık kadınlarında evlerinden çıkıp toplum içinde rol almasına izin veriliyor. Bu durum da gösteriyor ki artık toplumda belli düzeyde bir bilinçlenme olmuştur. Bu eğitimlere katılan bazı kadınlar ilk kez katılıyordu. Bazı kadınlar da şimdi artık kendileri, kendi toplumlarını eğitebiliyor. Çalışma içindeki kadınları onlar eğitebiliyorlar. Bu kadınlar demokratik bir aile kurmanın temelini oluşturacak. Bu anlamda bu akademilere katılan kadınlar, kendi kişilikleri, kendi toplumları üzerinde yoğunlaşıyor ve kendilerini geliştiriyor. Bu akademilere katılan kadınların büyük bir bölümünün isteği bir kez daha bu eğitimlerden geçmektir.

Biz toplum olarak ağır süreçlerden geçiyoruz. Toplumumuza yönelik sürekli olarak saldırı var. Her geliştiğimizde ve kazanımlarımız arttığında bize yönelik saldırılar da artıyor. Saldırılar ve yönelimler arttıkça ve sistemimize karşı yapılan her saldırı sonunda herkes kendini ve kendi çalışmalarını gözden geçiriyor, tekrardan kendini oluşturma çabası içine giriyor.

Bu eğitim devreleri içinde farklı bir çok eğitim yapıldı. Yeni eğitime katılan biri için farklı eğitimler düzenlendi, toplum içinde öncülük yapabilecek kişiler için eğitimler düzenlendi. Toplum içinde erkeği değiştirip dönüştürme eğitimleri verildi. Yine bin yıllardan beri erkek zihniyetiyle oluşturulmuş sistemi dönüştürme ve BAAS sisteminin toplumda geliştirdiği zihniyeti değiştirip dönüştürme için elbette eğitimlerin de bu kapsamda olması gerekir. Bu anlamda erkekleri eğitmek için de devreler açıldı. Bu sonunda Özerk Yönetim kurumları içinde yer alan kişilerden, hem kendi hem de kadın tarihini tanıyabilmek için eğitim talepleri geldi. 

Yılın en önemli gelişmesi Toplumsal Sözleşme'ydi. Toplumsal Sözleşme, topluma ve kadına nasıl yansıyacak?

Toplumsal Sözleşme isminden de anlaşıldığı gibi, halk içinde tartışıldı, halkın onayından geçti ve buna göre kararlara ulaştı. Toplumun bu sözleşmede söz hakkı olabilmesi için uygulamasında da herkesin sorumluluk alması gerekir. Bu sözleşme herkesin haklarını koruyor. Kuzey ve Doğu Suriye haklarının haklarını, bölgede bulunan tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, kadın kurumlarının, çocuk hakları, engelli hakları, tutuklu hakları ve bölgeye yerleşen tüm halkların hakları sözleşme içinde koruma altındadır.

Bu anlamda eğer benim haklarım koruma altındaysa, o zaman benimde yerine getirmem gereken görevlerim vardır. Meclis, belde, kanton ve komüne kadar örgütlenme oluşturuluyor. Bu temel üzerinde eğer herkes kendi sorumluluğunu doğru bir şekilde yerine getirirse o zaman aynı zamanda sözleşme içinde herkes kendi rolünü oynamış oluyor. Örneğin bir komün eşbaşkanı seçildiğinde ya da meclis eşbaşkanı seçildiğinde buna sorumluluk düzeyinde yaklaşılması gerekir. Yüzeysel yaklaşmadan, toplumun ihtiyaçları kapsamında ve kişinin dürüst olması göz önüne alınarak yapılması gerekir. Bu anlamda bu çalışma, komünlerden başlayıp kurumlara kadar gidiyor. Çünkü bir çok kurumun üyeleri de komün ve meclislerin onayından geçeceklerdir. Bu durumda hem meclis ve komün kendini kurumdan sorumlu görüyor, hem de kurum kendini meclis ve komünden sorumlu görüyor. Bu anlamda komünden, meclise, sivil toplum örgütlerinden tüm kurumlara kadar herkes kendi rolünü doğru oynadığı zaman, o zaman sözleşmenin hayata geçmesi daha erken olacaktır. Böyle olursa Suriye geneline de kabul ettirebiliriz. Çünkü bu sözleşme tüm yeni değişikliklere hazırdır. Suriye’de değişimin olabilmesi için sözleşmemiz kendi içinde yeni değişimlere tümden hazırdır. Bu şunu ifade ediyor, Kuzey ve Doğu Suriye değişime, demokrasiye, tüm bölgeyi ve halkını korumaya hazırdır. Elbette bunun alt yapısı devrimin başından bu yana vardı. Bu sözleşme ile demokratik ulus projesi temelinde geliştirilen sistemin daha da pekiştirilmesi ve tüm toplumu kendi içine alarak daha da güçlenmesinin ifadesidir.

Bir yılı geride bırakmak üzereyiz. Kongra Star olarak hangi konulara tam olarak cevap olmadınız?

Yıl içinde çok sayıda çalışmalar yürütüldü. Bir çok eylem geliştirildi. 8 Mart vesilesiyle başlatılan hamleden, 25 Kasım için başlatılan hamle ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için yapılan hamleler geliştirildi. Rojhilat kadınlarının ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganı çerçevesinde geliştirdikleri serhildana destek hamleleri yapıldı. Yine Afganistan kadınlarına yönelik, Kuzey Kurdistan’da kadınların öncülük ettiği direniş ve zindanlarda bugünkü direniş. Tüm bunlar Kongra Star çalışmaları içinde yürütüldü.

Toplum içinde kadına yönelik şiddetin önünü alabilmek için önemli ölçüde çalışmalar yürütüldü. Ancak halen de kadına karşı şiddet, özellikle işgalci Türk devleti ve çetelerinin uygulamaları devam ediyor. Özellikle işgalciler tarafından bölgede geliştirilmek istenen ve toplumun ahlakını bozmayı hedefleyen siyaset ve faaliyetler devam ediyor. 

Bunlar uyuşturucudan, özel savaş yöntemlerine kadar devam ediyor. Yürütülen bu özel savaş yöntemlerinin kadınlar üzerinde de oldukça olumsuz etkileri var. Kadınlara karşı şiddet, yine kadın intiharları gelişiyor. Ortadoğu ve dünyadaki intihar bilançosuna baktığımızda bizim bölgelerimizde olan intihar olayları az olsa da, kadın devriminin yapıldığı bir yerde bu, bizim için elbette kabul edilemeyecek ağır bir durumdur. Buna karşı büyük bir mücadele veriliyor. Ama yine de çalışmalarımız önünde zaman zaman engel oluşturuyor.

2024 yılına dair plan ve projeleriniz nelerdir?

2024 yılına yönelik plan ve projelerimiz kongre kararları içinde de var. Yine 2023 yılında önümüze koyduğumuz ve tamamlanmamış projelerimizin hayata geçirilmesi planlamaları var. Kongra Star’a bağlı tüm meclis, kurum ve komitelerin 2024 planlaması ve projeleri var.

Ekonomi meclisinin, eğitim ve diğer bir çok çalışma için kurulan meclisler var. Bu meclislerin kendi önüne koydukları planlamaları var.

Diplomasi akademisinin kurulması projesi var önümüzde. Kooperatifleri daha da geliştirme projelerimiz var.

Rêber Apo’yu fiziki özgürlüğüne kavuşturmayı hedefleyen Önder Apo’ya Özgürlük Komitesi'nin çalışmaları var.

Ortadoğu ülkelerine yönelik çalışmalarımız devam edecek. Yine devrimin kazanımlarını savunmak ve güvence altına almak için öz savunma komitemizin yapacağı çalışmalar var. Bu anlamda bizim geniş bir çalışma yelpazemiz var.

Yine olağanüstü güvenlik sorunları ya da saldırılar olduğu zaman birebir önümüze çıkan çalışmalar var. Ayrıca bölgemiz hala bir savaş halinde. Saldırılar devam ediyor. İşgal planları ve saldırıları devam ediyor. Özellikle işgal edilen bölgelerimizi özgürleştirmek, o bölgelerde yaşayan kadınları işgal altından kurtarmak, bizim temel çalışmalarımızdan olacaktır. Bunun yanında, kamplarda yaşayan halkımızın sorunları üzerinde çalışmalarımız devam edecek. Bu anlamda diyebilirim ki, biz Rojava kadınları olarak çok yoğun ve kapsamlı bir çalışma programı ile 2024 yılını karşılanmaya hazırız.