Razmuhi: Bedel ödemekten kaçınmayacağız

KBDH Genel Konsey Üyesi Hîvron Razmuhi, Rojava’ya işgal saldırılarının, aynı zamanda kadınların eşitlikçi ve özgürlükçü yaşam değerlerine olduğunu belirterek, “Rojava kadın devrimimiz için bedel ödemekten kaçınmayacağız” dedi.

KBDH Genel Konsey Üyesi ve MLKP/ KKÖ Temsilcisi Hîvron Razmuhi, tüm kadınları Rojava kadın devrimini savunmaya ve sahip çıkmaya çağırdı.

Kadınların Birleşik Devrim Hareketi (KBDH) Genel Konseyi Üyesi ve MLKP/Komünist Kadın Örgütü Temsilcisi Hîvron Razmuhi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, bugün Rojava’da yaşananın, Slava'dan Arîn'e, Sarya'dan Avaşin'e, Raperin'den Destan'a, Ceren Güneş'ten Aynur Ada'ya devralınan bir direniş tarihi olduğunu söyledi. Rojava kadın devrimini can pahasına savunmaya devam ettiklerini belirten Razmuhi, “İşgal altındaki topraklar bizim topraklarımızdır, boğulmaya çalışılan devrim, bizim devrimimizdir, karanlığa gömülmeye çalışılan özgürlük düşlerimizdir. Buna asla ve asla izin vermeyeceğiz" dedi.

ONLARIN MİRASI REHBERDİR

Komünist kadınlar olarak, Rojava onur ve özgürlük savaşını ve kadın devrimi mücadelesin, şehitlerin miras olarak bıraktığı bükülmez iradeyle yükselteceklerini vurgulayan Razmuhi, şunları kaydetti. Razmuhi, onurlu yaşamın simgeleri olan ölümsüzleşen kadınların cüretli eylemlerini, kararlılıklarını, savaşma iradelerini, özgür ve eşit yaşama olan tutkularını, kadın yoldaşlığına bağlılık ve adanmışlıklarını rehber alarak, erkek egemen kapitalist sisteme karşı savaşacaklarını söyledi.

ROJAVA DEVRİMİ, DÜZENLERİNİN PANZEHİRİDİR

Rojava kadın devrimine saldıran faşist AKP rejiminin, düşmanlıklarını anladıklarını ifade eden Razmuhi, şöyle devam etti: “Çünkü Rojava kadın devrimimiz kapitalist erkek egemen düzenlerinin panzehiridir. Rojava kadın devrimimiz cinsiyetçiliğin, eşitsizliğin, ırkçılığın, milliyetçiliğin, panzehiridir. Rojava kadın devrimimizin, erkek egemenlikçi kapitalist, sömürgeci faşist sistemlerinin çarkını bozmasından korkuyorlar. Bugün isyan halinde ayaklanan dünya emekçi kadınları, ezilen cinsler, yönünü Rojava kadın devrimine dönmüş, ondan ilham alıyor. Rojava kadın devrimimizin ruhu, Lübnan’da, Irak'ta, Fransa'da, Şili'de geziyor. Biz devrimci, komünist kadınlar milyonlarca emekçi kadının öfkesiyle birlikte faşizmin, kapitalizmin her türden gericiliğin korkularını büyütmeye devam edeceğiz.

ROJAVA, BAŞARILABİLECEĞİNİ GÖSTERDİ

İsyan eden emekçi kadınlar gücünü, ölümler pahasına topraklarını terk etmeyen yiğit kadınların direnişlerinden alıyor. 7 yıldır süren devrimi inşa ve savunma mücadelesi dünya kadınlarına ilham oldu ve başarılabileceğini, eşitlikçi bir yaşamın mümkün olduğunu gösterdi. Bugün de işgalci Türk devleti ve onun çete artıklarına karşı sürdürülen savaştan, direnişten ilham alıyorlar.

KORKTUĞU İÇİN BOĞMAK İSTİYOR

Eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren dünya emekçi kadın hareketi; cinsiyetsiz, sınıfsız, sınırsız bir dünya için mücadele yürüten komünist kadın hareketi, sırtını bugün Rojava Devrimi’ne yaslamıştır. İşte bu ilişki, kadın düşmanı faşist AKP/Saray rejimini ve bilcümle erkek egemenlikçi kapitalistleri korkutuyor. Toplumsal cinsiyetçiliği derinleştiren erkek egemenlikçi sistemleri alaşağı etme gücü, hedefi, iradesini barındıran devrimimiz, tüm emperyalist kapitalistleri tehdit ediyor. İşte bundandır ki cinsiyetçi-ırkçı Türk devleti, Rojava Devrimi’ni boğmak için işgal saldırılarını sürdürüyor."

İŞGALE GÖZ YUMANLAR DA SORUMLU

Kuzey-Doğu Suriye’yi işgal saldırılarından ve dökülen kandan sadece AKP/Saray iktidarının sorumlu olmadığını; ABD, Rusya, Almanya, Fransa başta olmak üzere göz yuman tüm devletlerin sorumlu olduğunu kaydeden Razmuhi, şunları söyledi: "Rojava halkları, dostlarını ve düşmanlarını bilecek kadar deneyim elde etti. İşgalci, sömürgeci AKP rejimine sözde 'uyarı' yapan, yaptırım kararı alanlar hiçbir zaman Rojava halklarının dostu olmadı, olmayacak da. Bu yalanlar deşifre olmuştur. Onlar, Rojava'ya atılan bombaların, yağdırılan kurşunların, kimyasalların sahibidir. Onlar, halkımızın katlinin ortağıdır. Bu işgalci savaşı durduracak, kirli savaş politikasını boşa çıkartacak yegane güç ezilen halkların, işçilerin, kadınların birleşik mücadelesi olacaktır. Devrimin savunma güçleri sırtını Kuzey-Doğu Suriye/Rojava halklarına yaslamıştır. Yoksul emekçi halkımız da sırtını, işgale karşı onur ve özgürlük savaşını kahramanca sürdüren evlatlarına..."

MUTLAKA İŞGALCİLERİ YENECEĞİZ

Saldırıların, aynı zamanda kadınların eşitlikçi ve özgürlükçü yaşam değerlerine ve gelecek umuduna olduğunu dile getiren Razmuhi, direnen kadınların bu umudun karartılmasına izin vermeyeceklerini vurguladı. Rojava kadın devriminin savunmanın, kazanılan yeni yaşam değerlerini, haklarını savunma mücadelesi olduğunu belirten Razmuhi, “Canımız pahasına bedel ödemekten kaçınmadan bu savaşı büyüteceğiz. Çeşitli uluslardan devrimciler, komünist kadınlar olarak kanlarımız birbirine karışarak savunacağız. Mutlaka ama mutlaka işgalcileri yeneceğiz" şeklinde konuştu.

KÜRESEL DAYANIŞMA BÜYÜMELİ

Direnişi büyüterek Rojava’ya işgal saldırılarını durdurmanın mümkün olduğuna dikkat çeken Razmuhi, şunları kaydetti: “Dünya kadın hareketi, kadın yoldaşlığının gücüyle işgalci AKP/Saray rejimine karşı öfkeyi kuşanarak sokakları tutuşturmalı. 9 Ekim'den bu yana katledilen kadınların, çocukların hesabını sormak için küresel kadın dayanışması büyütülmelidir.”

BİZİM ONLARA BORCUMUZDUR

"Sessizlik affedilemez, tepkisizlik kabul edilemez” diyen KBDH Genel Konsey Üyesi ve MLKP/ KKÖ Temsilcisi Hîvron Razmuhi, şunları ifade etti: “Kadın yoldaşlığından aldığınız güçle ellerinizi evinde oturan ev emekçine, fabrikada çalışan işçi kadına, okulundaki öğrenci genç kadına uzatarak işgalci savaşa karşı kadınların yıkıcı gücü örgütlenip sokağa çıkartılmalı. Bu Aynur'un, Ceren'in, Arîn'in, Destan'ın, Raperin'in, Avaşin'in, Hevrîn'in, Barîn'in, Avesta'nın sizden/bizden beklentisidir. Bu bizim onlara borcumuzdur. Kadın devrimimizi, kadın yoldaşlığından, birleşik mücadeleden aldığımız güçle can pahasına, kan pahasına savunmaya; faşizmin korkusu olmaya devam edeceğiz. Bu, ölümsüzleşen kadın yoldaşlarımıza sözümüzdür. Yüksek sesle haykırıyoruz; kadınların şiddet korkusu olmadan yaşayacakları bir dünyayı birlikte kazanacağız."