HDP'li kadınlar: İktidarın politikaları cinsel saldırıyı arttırıyor

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, İsmailağa Cemaati’nde bir kız çocuğuna dönük cinsel saldırıyı, "İktidarın politikaları ve yargının kararları artırıyor" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Parlamento Grubu, İsmailağa Cemaati’nde yaşanan cinsel saldırı olayın ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, olayın münferit olmadığını belirterek, karşısında etkili mücadele yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Başaran, “İsmailağa Cemaatine bağlı Hiranur Vakfı Kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızının yıllar sonra gidip suç duyurusunda bulunmasından sonra açığa çıkan, 6 yaşındayken anne babası tarafından bir müritle evlilik adı altında bir araya getirilmesi, yıllarca istismara maruz bırakılması, sonrasında hamile kalması üzerine yapılan kemik testinde yine usulsüzlük yapılarak tacizcilerin, tecavüzcülerin aklanması, yine devamında bu istismar, bu tecavüze maruz bırakılması Türkiye’nin gündemine oturdu” diye anlattı.

Benzer vakaları hatırlatan Başaran, “Birkaç yıl önce yine Ensar Vakfı’nda çocuklar istismara uğramıştı. Dönemin bakanı denetim yapamadıklarını ifade edeceğine, hesap vereceğine, istifa edeceğine, bu istismarı yapanlar hakkında işlem başlatacağına çok normalmiş gibi ‘Bir kereden bir şey olmaz’ demişti. Yine benzer bir vaka yaşadığımızda Aile Bakanı üç gün boyunca sessizliğini korudu. Günlerdir kamuoyu bununla çalkalanıyor, kamuoyu yetkililerden açıklama bekliyor. Bu ülkede en ufak bir düşünce özgürlüğünü ifade edenler, bu ülkede fikirlerini ifade ettikleri için hedef gösterilenler varken, bakan günlerce sessiz kaldı. Daha sonra davaya müdahil olacaklarını açıkladılar. Daha önce neyi beklediniz, kamuoyuna yansımadan önce de göreviniz değil mi davaya müdahil olmak? Öncesinde bu yurtlarda, vakıflarda, okullarda çocukların istismara uğramasını; sokaklarda evlerde, istismara uğramasını engellemekten sorumlu değil misiniz? Ama hayır, iktidar politik bir tavır olarak bu meselelerinin üstüne gitmiyor. Hatta bunu normalleştirdiklerini biliyoruz. Bir taraftan iktidarın söylemleri, basının bu konuda tavrı, yargının bu konudaki duruşu, bu ülkedeki istismar vakalarını her geçen gün biraz daha fazla artırıyor” dedi.

'ÇOCUK İSTİSMARI VERİLERİNİ AÇIKLAMIYORLAR'

Adalet Bakanlığı’nın 2012 yılından bu yana çocuklara dönük cinsel saldırılara ilişkin verileri kamuoyuyla açıklamadığını aktaran Başaran, “İHD’nin 2018 raporuna göre bu ülkede istismar vakalarının sadece yüzde 5’i açığa çıkıyor yani istismar vakalarının yüzde 95’i gizleniyor, üstü örtülüyor. Ama bu konuda Adalet Bakanı kamuoyuna herhangi bir veri sunmuyor. 2018 İHD verilerine göre ki bunu yetkililerin Aile ve Sosyal Hizmetle Bakanlığının yapması gerekirdi, Meclis bünyesinde komisyon kurularak, çocukların istismarının engellenmesi için önleyici tedbirler, vakıfların yurtların denetlenmesi gerekirken, bu istismarların kamuoyuna yansımasını engelleyen bir iktidarla karşıyayız” ifadelerini kullandı.

Başaran, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Adalet Bakanına soruyoruz 2017 yılından beri neden istismar verilerini kamuoyuna yansıtmıyorsunuz, gereğini yerine getirmemek için ısrarcısınız. Sadece yürütme değil, bu meselede yargının da aldığı tavır her defasında erkekleri teşvik eden aklayan pozisyonda. En son MHP Diyarbakır İl Başkanı Cihan Kayaalp’in 16 yaşındaki bir çocuğu istismar ettiği olayda da bunun örneğini gördük. 16 yaşındaki çocuğun rızası var, güldü, itiraz etmedi diye MHP İl Başkanı hakkında beraat kararı verildi. Daha önce yine Adalet Bakanı 2çocuğun rızası olur’ gibi bir gaflete ve söyleme girmişti. Bu ülkede istismar vakalarının bu kadar artmasının temel nedeni bu. İktidar engellemiyor, bu meselenin önünü almak istemiyor. İktidar bir taraftan desteklerken yargı da bu konuda cezasızlık politikası uygulayarak, bu ülkedeki bütün çocukları tehlikeye atıyor.

Sokakta işyerlerinde, yurtlarda, okullarda, vakıflarda, bu tür vakıflarda çocuklar her gün her an her saat bu biçimde bir tehlike ile yüz yüze. Biz özellikle, son basına yansıyan mesele üzerinden -ama elbette yalnızca bu mesele değil, bunu münferit bir olay olarak kabul etmiyoruz- araştırma komisyonu kurulmasını talep ettik. Yine bu meclis bünyesinde bu talebimiz reddedildi. Soru önergeleri veriyoruz, cevapsız. Açıklama istiyoruz, cevapsız. Bu konu ile ilgili şu anda mecliste bir tartışma yürütülüyor ortak komisyon kurulması adına. Bu olumlu bir gelişme, ama biz bu komisyonun gerçekten işlemesi gerektiğini de düşünüyoruz. Çünkü bu meclis bünyesinde defalarca komisyonlar kuruldu, ama bu komisyonlar gereğini ve işlevini yerine getirmedi.

'ORTAK SES ÇIKARMAK ÇOK ÖNEMLİ'

Biz buradan HDP Kadın Meclisi olarak, HDP Kadın Grubu olarak bu tür vakaların üstüne gideceğimizi buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Bu araştırma komisyonu kurulsun ya da kurulmasın, çocukların korunması için mücadele edeceğiz. Sadece bu dava değil, benzer bütün davalara müdahil olarak sadece fiili gerçekleştirenler değil, buna zemin hazırlayanlar, suskun kalanlar, göz yumanlar, teşvik edenlerle ilgili de yasal işlemin başlatılması için mücadele etmeye devam edeceğiz. Buradan kamuoyuna seslenmek istiyoruz: Günlerdir büyük bir mücadele veriyorsunuz. Günlerdir ortaya çıkan bu mesele üzerinden çocuk istismarına karşı ortak bir ses yükseltiyorsunuz. Bu sesiniz çok kıymetli, bugün bu sesin sonucunda bu mecliste yine tartışma yürütülür ve ortak komisyon kurulma iradesi ortaya çıkabilir. Ama vazgeçmeyelim, burada bırakmayalım. Bu ülkede bütün çocuk istismarı vakalarına karışanlar hesap verene kadar, bu ülkede tek bir çocuk bu uygulama ile yüz yüze kalmayana kadar ortak mücadeleye devam edelim. Bu gücümüz var, bu etkimiz var.

AİLE BAKANI'NA: SUÇUN ORTAĞISINIZ

Aile Bakanı’na bir kez daha sesleniyoruz: Bu suça ortaksınız. Adalet Bakanı’na bir kez daha sesleniyoruz, bu suça ortaksınız. Bunun karşısında hakiki bir tutum almadıkça bu suça ortaksınız. Erken yaşta evlilik adı altında bu meclise çocukların istismarının önünü açan yasal düzenlemeler yapmaya çalışmakla bu suça ortaksınız. 6 yaşındaki 7, 10 yaşındaki çocuklar evlenebilir diyen kişiler hakkında ifade özgürlüğü diyerek takipsizlik veren savcılar hakimler bu suça ortaksınız. Bu kadar suç ortadayken bu dosyada henüz hiç bir tutuklama olmaması tutuklama kararı vermeyen hakimler bu suça ortaksınız sessiz kalan herkes bu suça ortaksınız. Bütün kadınlarda ve demokratik kamuoyuna sesleniyoruz bu suça ortak olmayalım. Mücadelemizi daha da büyütelim bu kişiler hesap verene kadar çocuklar gerçekten özgür bir yaşam yaşayana kadar güvenli bir ortamda yaşam yaşayana kadar mücadelemize devam edelim. Bu mücadeleye destek veren herkese teşekkür ediyoruz.”