HDP Kadın Meclisi toplantısı sonuç bildirgesi

Kadın katliamlarına karşı mücadele programı oluşturduklarını belirten HDP'li kadınlar, Öcalan üzerindeki tecridin de kaldırılarak özgürlüğüne kavuşturulmasını istedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi’nin 8-9 Temmuz tarihlerinde yapılan Genişletilmiş Toplantı sonuç bildirgesi açıklandı.

Sonuç bildirgesinde, 4 Kasım darbesiyle rehin alınan eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ şahsında cezaevlerinde tutulan kadınların selamlandığı belirtilerek, “Eş Genel Başkanımız Yüksekdağ'ın Ankara Adliyesi'nde yargılayanları yargılaması, kadının siyasetteki kararlı temsiliyetinin duruşu olmuştur. Bu bizlere, kadın özgürlük mücadelesine güç katmış, aynı zamanda onurlandırmıştır” ifadelerine yer verildi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a “terörist” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tepki gösterilen bildirgede şöyle denildi:

EŞ GENEL BAŞKANLAR 6 MİLYONUN TEMSİLCİSİDİR

“Türkiye’nin 3. büyük partisi olan HDP ve eş genel başkanları 6 milyonun temsilcisidir, siyasette kadın temsilinin ve eşitliğinin güvencesidir. Demokrasinin, özgürlüklerin, eşitliğin teminatı olan partimiz bu nedenle iktidarın hedefindedir. Bu saldırılar aynı zamanda kadının siyasetteki kurucu unsur olmasına dönüktür. Eş genel başkanlarımızın, parti üye ve yöneticilerimizin ne rehin alınması ne de 'terörist' ilan edilmeleri kabul edilebilir. Bu erkek egemenlikli, baskıcı zihniyetin görüngüsüdür. HDP'li kadınlar olarak buna izin vermeyeceğiz.”

Eş başkanlık ve eşit temsil taleplerinden vazgeçmeyecekleri vurgulanan sonuç bildirgesinde, "erkek" siyaset alanına müdahale ederek dönüştürme mücadelesini sürdürecekleri bildirildi. HDP Kadın Meclisi toplantı sonuç bildirgesinde, Suriyeli mülteci hamile kadının katledilmesi ve kadın cinayetlerine yönelik tepkilere de yer verilerek şu görüşler belirtildi:

“Hayatın her alanında adaletsizliği körükleyen, çatışmaları derinleştiren, barış olanaklarını imkansız kılan, tekçiliği dayatan sistemin kendisi FAŞİZM'dir. Erdoğan, referandum sürecinde de öngördüğümüz gibi kendi iktidarını tahkim ediyor.

EMİNA’NIN KATLEDİLMESİ  

Faşizmin sokaktaki, evdeki görüntüsü haline gelen 'erk'ek şiddeti son olarak Sakarya'da Suriyeli mülteci kadın Emina'nın tecavüz edilerek iki çocuğuyla birlikte vahşice katledilmesinde ve Ağrı Patnos'ta Cansu'ya dışkı yedirilme olaylarında karşımıza çıkmıştır. Emina'nın katledilmesi, hükümetin Ortadoğu politikalarından ve ülkede geliştirilen ırkçı saldırganlıktan bağımsız düşünülemez.

Büyüyen faşizmden beslenen erkek egemenliği şiddet sarmalı altında kadınların hayatını kuşatmaya devam ediyor. Kadına yönelik şiddet, yaşam tarzına müdahale, kadın cinayetleri hayatı her anlamda yaşanmaz kılıyor. Şiddet kadınlar için olağanlaştırılmak isteniyor.

KADINA YÖNELİK ŞİDDETE İZİN VERMEYECEĞİZ

Biz kadınlar, devlet ve erkek şiddetinin iktidarlaşmasına asla izin vermeyeceğiz. Kadın dayanışmasını yaşamın her alanında örgütleyerek, ‘erkek adalet değil, gerçek adalet’ talebimizi haykıracağız. Yasemin Çakal gibi öz savunma hakkını kullanan kadınların davalarının takipçisi olacağız. Kazanarak birlikte yürüyeceğiz.

EFRİN’E SALDIRI IŞİD ZİHNİYETİNİN DEVAMIDIR

AKP’nin çatışmacı politikaları sadece ülkede değil Ortadoğu'da da savaşı kışkırtan ve yayan bir hal almıştır. Erdoğan rejimi içerde yaşadığı krizleri örtmek, iktidarını perçinlemek için milliyetçi ve ırkçı politikalarını uluslararası alanda da sürdürüyor. Bugüne kadar başarısızlıkla sonuçlanan Ortadoğu politikalarına rağmen Efrîn’i işgal etme hazırlıkları, Rojava’da yaşama geçen eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik kadın devrimini boğmak isteyen kadın düşmanı IŞİD zihniyetinden farklı olmadıklarını bir kez daha gözler önüne seriyor.

SAVAŞ KADINLARI BASKI ALTINA ALIYOR

Türkiye ve Ortadoğu'da savaş ve şiddette ısrar siyaseti, ülkemiz ve bölge halkları ve kadınlar için yıkım, yok etme ve geleceksizlik demektir. Halklarımız bu duruma mahkûm edilemez. Kürdistan'da uzun yıllardır devam eden savaş, militarizm sadece Kürt kadınına yönelmedi. Savaş zemininden beslenen şovenizm ve erkek egemenliği Türkiyeli tüm kadınları baskı ve şiddetle yaşamaya mahkûm etmek istiyor.

ÖCALAN ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞMALIDIR

Kürt siyasetindeki misyonu ve kadın özgürlükçü perspektifiyle milyonlarca Kürt kadınının eşitlik özgürlük mücadelesine etkin katılmasının yolunu açan Sayın Abdullah Öcalan hala ağırlaştırılmış tecrit koşullarında tutulmaktadır. Türkiye ve Ortadoğu’da barışın inşasında demokratik ve kalıcı bir çözüm için etkin rol üstlenen Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit bir an önce kaldırılmalı ve özgürlüğüne kavuşturulmalıdır.”

HDP Kadın Meclisi, bütün bu gerçeklikler üzerinden bir mücadele programı oluşturduklarını belirtirken, programın detaylarına yer verilmedi.’’