'Haksız tahrik indirimi cezasızlıktır'

Amed Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi Av. Rozerin Arslan, artan kadın katliamlarına dikkat çekerek, erkeklere ‘haksız tahrik indirimi’nin, cezasızlık ve teşvik edici olduğunu söyledi.

Amed Barosu Kadın Hakları Merkezi Yönetim Kurulu üyesi Avukat Rozerin Arslan, yargının cezasızlık tavrının, kadın cinayetlerinin politik olduğu yönündeki tespiti doğruladığını belirtti.

ANF’ye konuşan Av. Rozerin Arslan, kadınların öz savunmaya başvurdukları takdirde yargının meşru savunmanın sınırının aşıldığına dair kararlar verdiğini hatırlattı. Av. Rozerin Arslan, “Duruşmalarda kadın ve erkeklerin ayrımının yapıldığını görüyoruz. Erkek olunca, yargı haksız tahrik ve iyi hal indirimi uyguluyor. Bunun da cezasızlık olarak geri dönüşümü oluyor. Erkekler de bu cezasızlıktan cesaret alarak, kadınlara yönelik davranışlarında daha cesur olabiliyor. Ayrıca sayının artmasındaki bir diğer etken ise idari ve adli mercilerin yetersizlikleridir. Burada kolluğun da eksikleri var. Koruyucu tedbirler zamanında uygulanmıyor ve kolluk maalesef erkek ve kadın arasında arabuluculuk görevi yapıyor. Kadın cinayetlerinin bu sebeplerle arttığını düşünüyorum” dedi.

KADIN KURUMLARI YARGI ELİYLE KAPATILIYOR

Kadın mücadelesi veren kurumların çoğunun yargı eliyle kapatıldığına dikkat çeken Av. Rozerin Arslan, bunun bile kadınlara yönelik her türlü kötülüğün politik olduğunu gösterdiğini vurguladı. Bu kurumlar olmadan kadın mücadelesi alanıyla ilgili her çabanın eksik kalacağını kaydeden Av. Rozerin Arslan, “Çünkü kadınların kendilerine yönelik uygulamalara dair sözlerinin olması lazım. Bunu her platformda özgürce savunabilmeleri gerekiyor. Bu nedenle sivil toplum kuruluşları ve kadın mücadelesi yürüten her kesimin birlikte yol almaları gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

HAKİMLERİN DAVRANIŞLARI HAYRET VERİCİ

Kadın katliamlarının görüldüğü dosyaların mahkeme heyetlerindeki hakimlerin davranışlarının kendilerini hayrete düşürdüğünü aktaran Av. Rozerin Arslan, şunları paylaştı: “Bir kadının katledildiği davanın duruşmalarında, konu mutlaka erkeğin aldatılmasına veya başka bir yere getiriliyor. Buna da en çok hakimler olanak sağlıyor. Erkeğin işlediği cinayet haksız tahrik ve iyi hal indirimine uğrarken, kadınların kendilerini korumak için başvurdukları bir yöntem meşru savunma kapsamında değerlendirilmiyor. Bu durum da gösteriyor ki; erkeği koruyup kollayan hakimlerle karşı karşıyayız. Sonuç olarak tek cümleyle özetlemek gerekirse kadın cinayetleri politiktir.”