'Eşbaşkanlık ortak yaşam modelidir'

Eşbaşkanlık sistemini hayata geçirmek için kadınların büyük bedeller ödediğini söyleyen TJA aktivisleri Ayşe Gökhan ve Zahide Bese, eşbaşkanlığın ortak yaşam modeli olduğunu vurguladı.

Eşbaşkanlık sistemi dünyada ilk defa Alman Yeşiller Partisi tarafından hayata geçirildi. Kuzey Kürdistan ve Türkiye'de ise ilk defa 2005 yılında Demokratik Toplum Partisi (DTP) eşbaşkanlık sistemini yürürlüğe koydu ve bu modeli belediyelerde de esas aldı. Eşbaşkanlık sistemi daha HDP ve DBP başta olmak üzere bir çok kurum ve kuruluşun tüzüğüne girdi. Kürt kadın siyasetçiler Ayşe Gökhan ve Zahide Bese eşbaşkanlık modeline ilişkin ANF'ye değerlendirmelerde bulundu.

TJA aktivisti Ayşe Gökhan Kürt kadınlarının uzun süredir eşbaşkanlık modelini uyguladıklarını belirtti. Neden eşbaşkanlık sistemini esas aldıklarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gökhan şunları söyledi: "Eşbaşkanlık sistemi ortak ve özgür yaşamı esas alan bir modeldir. Bizler işgalcilerin modellerini kaba ve otoriter olarak tanımlıyoruz. İktidarlar sistemlerini ırkçılık üzerine kuruyor. Eşbaşkanlı modeli sadece kadın ve dil için değil, kültür, din, dil ve farklı ulustan insanlar içinde geçerlidir."

BİRÇOK KADIN EŞBAŞKAN TUTUKLU

Tek ulus üzerine kurulan hiç bir sistemin ayakta kalma şansı olamadığını söyleyen Gökhan, "Geçmiş dönemdeki imparatorlar, padişahlar, sultanlar, başkanlar ve cumhurbaşkanları tek ulus sisteminden dolayı yenildiler. İmparatorluk ve sultanlık sistemi neden yeniliyor? Çünkü bu sistemler topluma cevap olamıyor" diye konuştu.

Eşbaşkanlık sistemine yönelik saldırılara da dikkat çeken Gökhan, 2 çizginin savaştığını kaydetti. 1 çizginin her açıdan toplumun sorunlarına cevap olmaya çalıştığını vurgulayan Gökhan konuşmasına şöyle devam etti: "2. çizgi olan faşist iktidar ise "kadın varsa iktidarımı kaybederim" diyor. Zaten tek ulus üzerine kurulan iktidarlar kaybetmeye devam ediyor. Bizler ortak yaşamı eşbaşkanlık sistemi ile inşa edeceğiz.

Eşbaşkanlık sistemine yapılan saldırılara baktığımızda, bir çok kadın eşbaşkanının gözaltına alındığını ve tutuklandığını görüyoruz. Leyla Güven de tutuklandığında belediye eşbaşkanıydı, şimdi de DTK eşbaşkanı ve HDP Milletvekili. Sayın Güven şimdi de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin sona ermesi için süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde. Bu da kadının renginin yönetimde ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bundan dolayı da faşist AKP ve MHP rejimi de eşbaşkanlık modeline saldırıyor."

KADINLAR SALDIRILARA KARŞI ALANDALAR

TJA aktivisti ve HDP meclis üyesi Zahide Bese de toplumun yarısının kadınlardan oluştuğunu belirterek, "Şimdiye kadar kadınlara ilişkin tüm kararları egemenler veriyordu. Kadın mücadelesinin ilerlemesinin ardından kadınlar artık kazanımlarını meşrulaştırmak istiyor. Özgür kadın hareketi de eşbaşkanlık modeli için amansız bir mücadele yürüttü ve sonunda Kürt Halk Önderi Öcalan'ın fikirleri ile bu sistemi hayata geçirdi. Kadınların eşbaşkanlık sisteminde yer alıp karar sahibi olması iktidarı kızdırdı. Bu yüzden eşbaşkanlık sistemine saldırıyor ve kadınları hedef alıyorlar" şeklinde konuştu.

Kürt Özgür Kadın Hareketi ve Kürt Kadın Hareketi'nin saldırılara karşı eşbaşkanlık sistemini daha fazla geliştirdiğini vurgulayan Bese konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Eşbaşkanlık sistemi toplumda güçlü bir şekilde cevap buldu. 3 yıl önce faşist AKP ve MHP tüm gücü ile kadınların kazanımlarına saldırdı. Kadın eşbaşkanlar tutuklandı, tüm kadın kurum ve kuruluşları kapatıldı. Devlet çok iyi biliyor ki eğer kadını susturursa toplumu da susturur. Kadınlar bu kazanımlar için büyük bedeller ödedi, tüm saldırılara karşı alandalar. Hangi alan boşalsa kadınlar mücadeleleri ile o alanı dolduracaktır."