El emeği, göz nuru ürünler ile ekonomik geçimini sağlıyor

Her hafta sosyete pazarında sattığı el işi göz nuru yazmaları ile ekonomik geçimini sağlayan Hatice Saygın, "Kadının kendinden başka sırtını dayayacağı kimse yok. Çalışın kendi paranızı kazanın" dedi.

Adana’nın Çukurova ilçesinde her hafta Cumartesi günleri kurulan sosyete pazarında bin bir çeşit ürün halka satışa sunuluyor. Son birkaç yıldır bu pazara gelerek el emeği göz nuru el işlerini satan 4 çocuk annesi Hatice Saygın (57), kazancını bu şekilde sağlıyor. Danteller, iğne oyası yazmalar, masa örtüleri, salon takımları, seccade gibi el işi ürünlerin yer aldığı ürünlerine ilginin de yoğun olduğunu söyleyen Saygın, kadınlara da çalışmaları tavsiyesinde bulundu.

Birçok ev emekçisi kadının, bazen mecburiyetten, bazen de keyfi bir biçimde ekonomik olarak eşlerine bağlı olduklarını söylen Saygın, "Ben de ekonomik olarak eşime bağlıydım. Ama son yıllarda işlerimiz bozulmuştu. Ben de bu duruma içerlenip, ‘Kendi harçlığımı kendim çıkarırım’ dedim ve el emeklerimi daha çok yapıp satmaya başladım" diye konuştu.

Bu el işlerini ilk defa 16 yaşında yengesinden öğrendiğini ifade eden Saygın, el emeklerini pazarda satmadan önce de mahallesinde arkadaşları ve düğün telaşına giren aileler için de ücret karşılığında yaptığını belirtti. Yaşına rağmen gözlüklerini takıp, hızlı ve pratik bir şekilde iğneyi ilmiklerden geçiren Saygın, "İki oğluma da, iki kızıma da çeyizlerini ben kendim bu şekilde yaptım. Son yıllarda eşimden 1 kuruş bile almadan çocuklarıma harçlıklarını da ben verdim. Artık maddi durumumuz kötü değil ama yine de bir kadın olarak ekonomik özgürlüğün ne kadar önemli olduğunu anladım. Gücüm yettiği sürece işimi yapmaya devam edeceğim" dedi.

GENÇLER HAZIRA ALIŞTI

Kendisine bu işi yengesinin öğrettiğini tekrar hatırlatan Saygın, çocuklarının el işlerine ilgi duymadığını belirterek, "Ben bu kültürün yok olmasını istemem. Çocuklarımın da öğrenmesini isterdim. Gençler hazıra çok alıştı. Kendileri bunları yapmıyor. Kadınlarında, erkeklerin de el zanaatları olmalıydı. Ama şimdilerde bu yok. Umarım bu kültür yok olmaz.

İster babanız olsun, ister eşiniz, ister oğlunuz. Onlar etrafındaki kadınların onlara bağlı olmalarını istiyorlar, ama sadece duygusal bir bağlılık değil. Ekonomik bir bağlılık ile de kadınları kendilerine mecbur bırakmak istiyorlar. Ben gerçek anlamda hayatımın son birkaç yılını çalışarak geçirdim. Geç de olsa güzel bir tat. Kadınlar için bunun ne kadar önemli olduğunu erkekler anlayamaz" ifadelerini kullandı.