Yüksekdağ: Zorla güzellik olmaz, cinayet olur
Yüksekdağ, Bahçelievler'de tekstil işçilerini ziyaret etti. İşçilerin sorunlarını dinleyen ve elbise dikimi yapan Yüksekdağ, AKP'nin emek karşıtı politikalarına değindi.
Yüksekdağ, Bahçelievler'de tekstil işçilerini ziyaret etti. İşçilerin sorunlarını dinleyen ve elbise dikimi yapan Yüksekdağ, AKP'nin emek karşıtı politikalarına değindi.
Erkekler tarafından katledilen kadınların aileleri ile bir araya gelen HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşen Gürcan'ın evlilik ile ilgili "Zorla güzellik olmaz" açıklamasına yanıt verdi: "Yüzlerce, binlerce kadın cinayeti, zorla güzellik olsun, diye işlendi. Erkeğin kadını birarada yaşamaya zorlamasıyla güzellik doğmaz. Felaket tablosu yaratırsınız."
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, erkekler tarafından katledilen kadınların aileleri ile bir araya geldi.
HDP İstanbul Seçim Koordinasyonu tarafından düzenlenen toplantıya Muhterem Göçmen, Deniz Aktaş, Ebru Torun, Eminecan Asar ve Özgecan Aslan'ın ailelerinin de içinde olduğu çok sayıda ailenin yanı sıra HDP İstanbul milletvekili adayları Şerife Erbay ve Sezin Uçar ile SKM Sözcüsü Fadime Çelebi ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilsi de katıldı.
Toplantıda ilk olarak, Filmmor'un kadın cinayetlerine ilişkin hazırladığı rapor açıklandı. Ardından Yüksekdağ söz aldı. Yüksekdağ, katledilen kadınların ailelerine sabır ve metanet dileyerek konuşmasına başladı, "Bu sadece ailelerin değil, bütün Türkiye'nin acısı" dedi.
Yüksekdağ, "Her gün katledilen kızkardeşlerimizin acısıyla yaralanıyoruz. Sadece ölümler değil, günlük yaşam bütün kadınlar için bir cehenneme çeviriyor. Kardına yöhelik şiddet, şiddetten beslenen bir sistemin temel gerceği olmuş durumda" diye konuştu.
"Şiddeti uygulayan esas kurum devlettir" diyen Yüsekdağ, "Devletin şiddeti, erkeğin kadına karşı şiddetinin kaynağı oldu" dedi.
Kadına yönelik şiddeti engelleyecek olanın hükümet ve devlet olduğunun altını çizen Yüksekdağ, "Kadın cinayetleri, bir sistemin kadına karşı işlediği suçtur. Bu nedenle kadına yönelik şiddet politiktir. Devlet, kadın kırımına seyirci kalıyor" diye konuştu.
'TAHRİK İNDİRİ CİNAYETE ORTAKLIKTIR'
Kadın cinayeti davalarında uygulanan "tahrik indirimi"ni hatırlatan Yüksekdag, "Bu indirimler cinayete teşviktir" dedi.
Devletin kadın cinayetlerini suç ortağı oldugunun altını çizen Yüksekdağ, şöyle konuştu: "Bunu karşısında kendini savunan, özsavunmasını kullanan kadınlar ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılıyor. Bir kadının evini savunması haktır. Bir kadının bedenini, onurunu savunması iki kat haktır. Kadının bedeni kendisine aittir çünkü. Kadınlar kendilerine ait olanı savundukları için cezalandırılıyor. Bu çok büyük bir trajedidir ve hukuksuzluktur."
Başbakan Davutoğlu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı'nın "evlilik" ile ilgili sözlerini hatırlatan Yüksekdağ, "Kadın bakan, 'Zorla güzellik olur' diyor. Yüzlerce, binlerce kadın cinayeti, zorla güzellik olsun, diye işlendi. Dayakçı kocasından ayrılmakta ısrar eden kadını, şiddetle kadını bu kararından vazgeçirmek için öldürdüler. Erkeğin kadını birarada yaşamaya zorlamasıyla güzellik doğmaz. Felaket tablosu yaratırsınız. Bu tablo, kadınların kıyım tarihidir. Kadınların bir şeye zorlanmasına karşı çıkacağız. Zihniyeti, aklı erkekleşmiş, kadın bakanın, sözüne hiçbir biçimde bu ülkenin kadınlarının ve erkeklerin itibar etmemesini istiyoruz."
İktidarın kadını "bir ihtiyaç mazlemesi" olarak gördüğünü belirten Yüksekdağ, "Başbakan böyle konuşmaya devam ederse, genç erkekler, kadını, ihtiyacını gidereceği bir varlık olarak görür ve kadına her türlü zulmü yapmakta kendinde hak olarak görür" dedi.
"Kadın cinayetlerinin çözümü de politiktir" diyen Yüksekdağ, şöyle konuştu: "Kadınlar siyasete girip, bu gerçekleri erkeklerin kafasına vurdukça çözülür. Biz kadınların, emeğine, bedenine, kimliğine kendisi olarak sahip çıkmasını hesap alıyoruz. Artık erkekler tarafından kandırılacak bir kadın kitlesi yoktur. Artık itiraz eden kadınlar var. Bizler, kadın için eşit yaşamı isteyen kadınların hayallerinin peşinden gidiyoruz. Bu cinayetleri durduruncaya kadar, hak ettikleri cezayı buluncaya kadar en önde yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Umarım, 1 Kasım'dan sonra adıyla sanıyla bir kadın bakanlığını kuracağız. Kadınlar için yaşam alanlarının kurulması için kararlı bir mücadele yürüteceğiz. Adalet mücadelenizin yanında durduk, bundan sonra da yanınızda durmaya devam edeceğiz. Kadın ve erkeğin eşitçe bir arada yaşayacağı bir toplumsal, siyasal yaşamı sürdüreceğiz. Kadınlar siyasette bir güç olarak, eşitliği ve adaleti kendisi sağlayacak."
Yüksekdağ'ın ardından aileler söz aldı.
AİLELER KONUŞTU
Muhterem Göçmen'in ablası Çiğdem Evcil: "Koskoca ummandan sadece bir damlayım. Kadın cinayetleri politik. Bunu ben yaşadım. Muhterem Göçmen koruma altında öldürülen kadınlardan biriydi. Koruma, devlet koruması demektir. Ama Muhterem bu korumayı alamadı. Devlet, katillerin azmettiricisi. Muhterem'in katili, savcı tarafından gözaltında tutuldu, bırakıldı. Ama artık iktidar kanla beslenemeyecek. Çünkü kadınlar, bu iktidara artık kanını vermeyecek. Kadın katilleri asla indirimi haketmiyor. Ben kardeşimin katilinin gözünde o zafer duygusunu gördü. 1 Kasım'dan sonra hak ettiğimiz barışı, sevgiyi istiyoruz. Bizim oylarımız barışı getirecek. 1 Kasım'dan sonra kardeşlerimiz orada huzur içinde uyuyacak.
Deniz Aktaş'ın annesi Figen Yetişgin: Deniz, polis kapıdayken öldürüldü. Kızımın katili, takım elbise giydi. İyi hal ve tahrik indirimi istedi. Şimdi de 'Akıl sağlığı yerinde değildir' raporunu istiyor. Artık kadın katilleri cezasız kalmasın. Özgecan yasası istiyorum.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun avukatlarından İpek Bozkurt: Kanunun eksik uygulandığını görüyoruz. Korumanın uzatılması taleplerimizin karşılanmadığı bir ortamda mücadele ediyoruz. Erkekleri yargılarken elleri titreyen hakimlerle uğraşıyoruz. Hukuk sistemi de cezasızlık kültürü ile kadın katillerini koruyor.
Toplantının ikinci bölümü, basına kapalı olarak devam etti.