Yüksekdað: Kürdistan halkı devrimin uzak olmadıðını gösterdi

Yüksekdað: Kürdistan halkı devrimin uzak olmadıðını gösterdi

Partisinin 2. Olaðan Kongresi’nde konuşan ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdað, Kürdistan halkının 27 yıldır sürdürdüðü haklı mücadelesinde devrimin uzak olmadıðını gösterdiðini belirterek, “Bu devrim gittikçe daha fazla Türk işçi ve emekçilerini de etkileyerek ilerleyişini sürdürüyor dedi. Yüksekdað, ezilen halkların deðişim istemlerinin devrimci bir altüst oluşa dönüştürülmesi gerektiðini söyleyerek, “2. Kongremizde saltanat ve sömürü düzenine karşı iddiamız budur. Birleşeceðiz, güçleneceðiz ve sömürüden, kandan ve savaştan beslenen bu saltanatınızı deðiştireceðiz. Bu halkın buna gücü yeter" dedi.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi'nin 2. Olaðan Kongresi, "Birleşelim, güçlenelim, bu düzeni deðiştirelim" sloganıyla toplandı.

Kongrenin yapıldıðı Kocatepe Kültür Merkezi Konferans Salonu'na, "Devrimci deðişimin öncüsüyüz", "Doðayı ve yaşam alanlarını savunacaðız", "Kadın devrimi ile özgürleşmeye", "Azadi ji bo aşiti wekhevi ji bo bırati", "Katliamlara, tutuklamalara, baskılara son. Adalet istiyoruz", "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm", "Güvenceli çalışma, sendika ve grev özgürlüðü istiyoruz", "HDK ile ezilenlerin mücadelesini büyütüyoruz", "Suriye'ye barış, Ortadoðu'ya özgürlük" yazılı pankartlar asıldı.

Kongreye, ESP delegelerinin yanı sıra, BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, araştırmacı yazar Haluk Gerger, yazar Temel Demirer Sosyalist Yeniden Kuruluş'tan Tuncay Yılmaz, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Fevzi Ayder, SDP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Taka,Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Genel Başkanı Kemal Bülbül, Alevi Bektaşi Federasyonu'ndan Osman Kandarlı, HDK'den Özlem Sezer ve Yavuz Önen, TKP 1920 MYK üyesi Selahattin Koçak, Dev Maden Sen yöneticisi Yılmaz Kızılırmak, Türkiye Tiyatrolar Birliði Dönem Sözcüsü Orçun Masatçı, Ýzmir Yeni Kapı Tiyatrosu, Amed KESKESOR LGBT Oluşumu'ndan Zından Demdemir, FHDD, Eðitim Sen, SES, ÝHD'de gibi birçok kurum, siyasi parti temsilcileri katıldı.

Partili gençler, salona "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm", "Devrim şehitleri ölümsüzdür", "Kürdistan faşizme mezar olacak", "Parti Atılım zafer" sloganlarıyla geldi.

Kongre, divan seçimi ile başladı. Divana Sedat Şenoðlu, Hacer Yılmaz, Ebru Yiðit, Ahmet Uluçelebi seçildi. Ardından, devrim ve sosyalizm mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunuldu.

Zafer işareti ile kürsüye çıkan ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdað, "Sosyalizm bitti, devrimler dönemi kapandı" yaygarasının artık hiçbir hükmü kalmadıðını ve ezilen halkların artık eskisi gibi yaşamak istemediðini bunun için sesini yükselttiðinin altını çizdi. "Devrim ve sosyalizmi hayal etmek bile mümkün deðildir diyenler işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin devrimci yürüyüşü ile karşı karşıya kalıyor" dedi. Kapitalizmin krizine işaret eden Yüksekdað, güç abidesi gibi görünen devletlerin bile sarsıldıðını söyledi.

Bölgede esen devrim rüzgarına dikkat çeken Yüksekdað, bugün korkması gerekenlerin kapitalistler olduðunun altını çizdi. Kuzey Afrika ve Arap ülkelerindeki halk ayaklanmarı ile başlayan süreci hatırlattı.

Batı Kürdistan halkının özerklik ilanını da hatırlatırtan Yüksekdað, "Kürdistan halkı 27 yıldır sürdürdüðü halk mücadelesi ile devrimin çok uzakta olmadıðını bize somut olarak gösterdi. Ve bu devrim gittikçe daha fazla Türk işçi ve emekçilerini de etkileyerek ilerleyişini sürdürüyor. Kürt halkının mücadelesi egemenleri her gün daha fazla sıkıştırıyor" diye konuştu.

Bugün bütün ezilenlerin birleşmesi gerektiðine dikkat çeken Yüksekdað, esas sorunun, bu deðişimin egemenlerin mi yoksa işçilerin emekçilerin ezilenlerin ve hor görülen halkların istediði bir deðişim mi olacaðını söyleyerek, "Temel idda ve mesajımız şudur; birleşeceðiz, güçleneceðiz ve bu kandan, sömürüden beslenen saltanatınızı yıkacaðız. 2. Kongremizde saltanat ve sömürü düzenine karşı iddiamız budur. Bu halkın buna gücü yeter." diye konuştu.

Bugün Ankara'da AKP'nin de kongresini gerçekleştirdiðine işaret eden Yüksekdað, bu kongrelerden birinin çürüyeni birinin ise yeşereni temsil ettiðinin altını çizerek, "Kongreyi yapanlardan biri baskıyı diktatörlüðü, diðeri özgürlükleri, halkın kurtuluşunu ve ezilenleri temsil ediyor. Biri korkuyu diðeri cesareti temsil ediyor. AKP korkunun dozunu o kadar abartmış ki 7 basın kuruluşunun girmesine yasak getirmiş. Ýşte onlar bu kadar korkuyorlar, baskı, sansür, tehdit politikasını bu kadar ileriye götürmüş durumdalar. Başbakan'ın kongredeki konuşması yalandan üretilmiş, imal edilmiş nutuklarından ibarettir. Manipilasyon ve karartma planlarını devreye sokacak konuşmalardır. Ama başta Kürt halkı, ezilenlerin, milyonların bu yalanlara karnı tok. AKP Hükümeti ve Başbakan Erdoðan yarına dair korkusunu savuşturmak için 2023 duaları okuyor. Oysa AKP'nin 2013'ü göreceði bile belli deðildir. AKP döneminde başta Kür sorunu olmak üzere hiçbir temel özgürlük ve demokrasi sorununun çözülemedi. Kürt halkına ve ezilenlere vaatlerde bulunduðunan AKP, daha çok baskı, adaletsizlik, eşitsizlik politikaları yürüttü" diye konuştu.

Başbakan Erdoðan'ın Oslo ve Ýmralı'ya ilişkin açıklamalarını ise "oyalama taktiði" olarak deðerlendiren ESP Genel Başkanı Yüksekdað, Başbakan Erdoðan ve AKP'ye "artık çok konuştunuz, artık söz söyleme deðil adım atma zamanı. Artık dökülen kanın durdurulması, barışın eşitliðin kardeşliðin gereðini yapma zamanı" dedi.

Kürt sorunun sadece Kürt halkının deðil bütün işçi sınıfı ve emekçilerin sorunu olduðunu belirterek, savaş zamlarına dikkat çeken Yüksekdað, Türkiye cephesinde savaşa karşı tahammülsüzlüðün gittikçe arttıðını söyledi. "Bu savaşta Kürt ve Türk halkının evlatları aynı şekilde ölüyor. Kürt halkı bu savaş politikasının bedelini ödemek zorunda deðil. Türkiye halkları bu bedeli ödemek zorunda deðil" dedi.

Bütçe açıðının savaş harcamalarından kaynaklandıðını belirten Figen Yüksekdað, Türkiye halklarının bir yandan tankla, topla diðer yandan zam ve vergilerle olmak üzere çok yönlü bir savaşla karşı karşıya olduðunu ifade ederek, "AKP Hükümeti ve Başbakan savaş suçlusudur. Ve savaş suçlusu olarak hesap vermesi gerekir" dedi.

Bütün Türkiye toplumu ve Kürt halkının adalet istediðini söyleyen Yüksekdað, AKP iktidarının bir yandan Balyoz davasında generallere ceza verirken, diðer yandan 12 Eylül darbecilerinin cezalandırılmadıðını söyledi, "Paşalar Marmarislerde aðırlanıyor, gününü gün ediyor cezasızlıkla ödüllendiriliyor" dedi. Sadece 80'li yıllar deðil, 90'lı yıllardaki kirli savaş suçlularından da cezalandırılmadıðını ifade eden Yüksekdað, Mehmet Aðar'ı örnek gösterdi.

'AKP darbecilerle, kontrgerilla ile hesaplaşmadıðı gibi kendi darbeciliðini ve kontrgerillasını kuruyor. Suçu suçla örtüyor" diyerek Hrant Dink ve Alevilere yönelik saldırları hatırlatan Yüksekdað, halkların adalet talebi ve mücadalesinin yakıcı olduðunu ifade etti.

Amed ve Ýstanbul'da Cumartesi annelerinin, kayıp yakınlarının “adalet” diye istemlerini hatırlatan Yüksekdað, "Adalet çıðlıðı ve talebine yanıt vermediðiniz bir halkın gazabından kurtulamazsınız" dedi.

Yüksekdað, Alevilere yönelik saldırı, linç girişimleri ve hedef gösterilmelerini de hatırlattıðı konuşmasında Alevi halkının taleplerinin görmezden gelindiðini ifade ederek Alevi halkının yanında olmaya devam edeceklerini kaydetti.

AKP Hükümeti'nin kadınlara yönelik politikalarına da dikkat çeken Yüksekdað, günde 5 kadının öldürülmesinin başbakanın umrunda olmadıðını ifade ederek, "Başbakan kadın cinayetleri ile deðil kadın bedeni ile ilgileniyor" dedi.

Başbakan Erdoðan'ın 'her kürtaj bir Roboski'dir' sözlerini hatırlatan Yüksekdað, "Ey Başbakan sen kadın bedeni üzerinde konuşma hakkına sahip deðilsin. Sen önce Roboski'de evladını katlettiðin Kürt anasına hesap ver. Evladının cesedini parça parça toplayan anaya hesap ver. AKP Hükümeti kadını eve kapatarak, kindar ve dindar çocuklar doðuracak kadınlar arıyor"diye konuştu. Ve ekledi, "Kadınlar kadının kurtuluşu ve bütün toplumun özgürlüðü yolunda ilerlemeye ve hemcinslerini özgürleştirmeye devam edecek."

Siyasi iktidarın saldırılarıyla karşı karşıya kalan bir diðer kesimin gençlik olduðunu kaydeden Yüksedað, Türkiye cezaevlerinde tutuklu bulunan 500'ü aşkın öðrencinin durumuna dikkat çekti. Yüksekdað, "Gençliðe bu ikilemi dayatan düzene lanet ediyoruz. Sokaklarda gençliðin umudu ve gelecek azmi ile büyütülecek bir kavga ile bu karanlıðın karşısında durabiliriz" dedi. ESP'nin gençlik hareketi içinde olmaya devam edeceðini söyledi.

"Baskı ve ölüm kalım mücadelesi veren bir diðer kesim işçi sınıfı ve emekçi kitlelerdir" diyen Yüksekdað, Türk devletinin tutuklu gazeteciler ve işçi ölümleri konusunda birinciliði kimseye bırakmadıðını vurgulayarak bunun kader olarak dayatıldıðını ancak bu 'kader'e asla razı olmayacaklarını belirtti. Sendikal hakların gasp edilmesine de deðinerek, tekil olarak süren işçi direnişlerinin birleşmesi gerektiðini söyledi.

"AKP konuşan dile, mücadele eden eylem halinde olan hakkını özgürlüðünü arayan her kesime düşman. Daða taşa uçan kuşa düşman" ifadesini kullanan Yüksekdað, HES'lerle. termik santrallerle yaşam alanlarının yok edildiðini, halkın ise buna karşı mücadele ettiðini belirterek, "AKP sadece doðanın deðil tüm yaşamın yıkımına kodlanmış bir siyasal iktidardır.Yaşamı savunmak başta sosyalistlerin ve bütün insanlıðın görevidir. Yaşam için dünya için bütün canlılar için sürdürülen mücadelenin aynı zamanda sosyalizm mücadelesinden baðımsız olmadıðı bilinci ile mücadele eden halkımızın içinde önünde olacaðız" diye konuştu.

Suriye'de yaşananlara da deðinen Yüksekdað, AKP'nin Suriye'deki savaşı doðrudan desteklediðini ve Suriye'de Kürt halkının demokratik bir irade olarak ortaya çıkmasını engellemek yolunda politalar yürüttüðünü söyledi. Yüksekdað, "AKP'nin bu savaş politikaları karşısında cepheden mücadele yürütmemek, bu halkın özgürlüðünü ve geleceðini riske atmaktır" dedi.

Hatay'da gösterilerin yasaklanmasından sonra halkın tepkisini hatırlatan ve Hatay halkının pimi çekilmiş bir bomba ile karşı karşıya yaşadıðını ifade eden Yüksekdað, "Siz bu halkı ayaða kaldırmanın ve onun hışmına uðramanın riskini göze alabiliyor musunuz?" diye sordu.

AKP'nin bu savaş politikasında ısrar etmesi durumunda korktuðunun başına geleceðini söyleyen Yüksekdað, Kürt halkının inkar ve imha politikasına karşı mücadelesi ile Türk halkının savaşa karşı mücadelesinin birleşmesinden korkulduðunun altını çizdi, Halkların Demokratik Kongresi'nin ezilenleri ve mücadele dinamiklerini birleştirme yoluna gittiðini söyledi. Yüksekdað, "Partimiz birleşerek mücadele ettiði kuvvetlerin ortak aklı ve iradesi ile ezilenlerin ihtiyaç duyduðu devrimci alternatifi yaratmanın peşindedir" dedi.

HDK'nin AKP karşısında gerçek bir alternatif olabileceðine işaret eden Yüksekdað, "AKP'nin çok güvendiði seçim sandıklarını onun başına geçirmeyi başaracaðız" dedi.