YRD Koordinasyonu: Halklarımız kurumlarını sahiplenmeli

Muhalif ve özgür basına yönelik baskılara ilişkin bir açıklama yapan YRD Koordinasyonu, "Tüm muhalif, alternatif basın kurumlarının etrafında kenetlenmeye, kendi kurumlarını sahiplenmeye çağırıyoruz” dedi.

Muhalif ve özgür basına yönelik baskılara ilişkin bir açıklama yapan YRD Koordinasyonu, “Halklarımızı ise her zaman olduğu gibi özgür basın geleneğinden gelen basın yayın kurumları başta olmak üzere, tüm muhalif, alternatif basın kurumlarının etrafında kenetlenmeye, faşist yapıların ve ortaklarının tüm oyunlarını boşa çıkarmak için demokratik duyarlılığa ve direnişe davet ederek, kendi kurumlarını sahiplenmeye çağırıyoruz” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan Yekitiya Ragihandina Demokratik (YRD) Koordinasyonu özel savaşın en etkili silahının kelimelerle oynayarak, gerçekleri manipüle etme gücü olduğunu belirtti. Çünkü kelimelerin her türlü silahtan daha etkili ve vurucu olduğunu da kaydeden YRD Koordinasyonu, “Bunun içindir ki zorba ve baskı güçleri hem sözlerin gücünden korkmuşlar hem de söylenen sözlerin insanlığa ulaşmaması için her türlü çabadan geri durmamışlardır.

Kutsal kitaplar, önce sözün olduğunu söyler. Söz bireylerin ve toplumların bir anlamda kendi ahlaki duruşlarını ifade ettikleri için her zaman söz ile eylemin birlikteliğini kutsamışlardır. Bu gerçeği bilen zorba ve baskı güçleri her zaman söz ile eylemin birliğini çarpıtmak ve boşa çıkarmak için tüm güçleriyle uğraşmışlardır” denildi.

Ancak doğru olan gerçeklerin eğer büyük bir inanç, büyük bir irade ve güçlü bir zihniyet yapısıyla donatılmışsa, orada hiçbir zorba ve baskıcı gücün bu gerçeklerin önünde duramadığını da vurgulayan YRD Koordinasyonu şunları belirtti: “Bunun içindir ki gerçeklerin önüne geçemeyen bu zorbacı ve baskıcı güçler gerçekleri toplumlardan gizleyebilmek ve uzak tutabilmek için tarihte de görüleceği gibi bu güçlü doğruları engellemek için yasaklara sıkça başvurmuşlardır.

Düşünceye ve söze en çok ket vuran rejimlerin başında ise Türk faşist sistemi gelmektedir. Kuruluşu ile birlikte farklı düşüncelerin önünü alabilmek için düşünen beyinleri katletme de dahil her türlü engelleyici eyleme baş vurmuştur. Türk faşist devlet yapısının en karanlık baskı ile korku imparatorluğunun yaratılmak istendiği bu tarihi süreçte, hem halkların direnç gücünü artıran hem de korku imparatorlarının yalanlarını ifşa etmelerinden kaynaklı en korktukları güçlerin başında ise basın güçleri gelmektedir. Bunun içindir ki her fırsatta önce düşünen beyinlere yönelmiş, çalışan kalemleri kırmayı esas almış, deklanşörleri ile insanlığa göz olan ellere ve gözlere yönelmişlerdir.

En son önce Türkiye ve Kürdistan’da onlarca basın yayın organını hedefleyerek kapatmaları bu faşist yönelimin en açık belirtisi iken diğer yandan korkularının da işaretidir. Bir çocuk kanalını kapatacak kadar aciz olan bir yapı artık tarihi miadını doldurmuştur. Hep yok olmayla ve zülüm ile karşı karşıya kalan bir dini inanç gurubunun sesini kısmak dinciliğin ve faşizmin derinliğini göstermektedir. Sol ve sosyalistlerin sesini duyuran yayın organlarını hedeflemek, Kürt halkına hitap eden çok sayıda yerel kanala yönelmek ise milliyetçiliğin ve ırkçılığın dozajını ve tahammülsüzlüğünü göstermektedir.”

Türkiye’de bunlar yaşanırken, bu anti demokratik, anti insani ve anti toplumcu duruşunu Avrupa’ya da taşıyarak, sözde demokrasinin kalesi olan Avrupa’da mazlum Kürt halkının direnişine ses olmaya çalışan bir TV kanalını kapatmak istediğini, faşizmin hangi güç odaklarınca beslendiğinin ve desteklendiğinin çok iyi bir örneği olduğu kaydedildi.

“Unutuluyor ki, faşizm adım adım kendisini Türkiye’de kurumsallaştırmaktadır. Bu kurumsallaşmayı deşifre ve teşhir eden boyun eğmeyen, dik duran insanları ve çevreleri direnişlerinde arka çıkan bir sesi kesmek tek kelimeyle ifade edecek olursak zamanında Alman papaz Niemöller’in düştüğü duruma düşmek demektir. Faşizm doğası gereği doğduğu yerde durmaz, bulaşıcıdır. Bugün bu faşist yapıların yanında duranlar yarın tarih karşısında hesabını çok ağır vereceklerini iyi bilmeleri gerekmektedir” denilen açıklamada, yeniden zorba ve baskıcı güçlerin halkların sesini kısmalarından dolayı kınarken, onlara arka çıkanları ise lanetledi.

YRD Koordinasyonu, halkların her zaman olduğu gibi özgür basın geleneğinden gelen basın yayın kurumları başta olmak üzere, tüm muhalif, alternatif basın kurumlarının etrafında kenetlenmeye, faşist yapıların ve ortaklarının tüm oyunlarını boşa çıkarmak için demokratik duyarlılığa ve direnişe davet ederek, kurumlarını sahiplenmeye çağırdı.