Yoleri: ‘Selahattin Demirtaş’ın umudu halkta’

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret eden İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı avukat Gülseren Yoleri, Demirtaş’ın sağlığının ve morallinin çok iyi olduğunu aktardı.

12 Ekim 2017 tarihinde gerçekleştirdiği 20 dakikalık görüşmeyi ANF’ye anlatan Yoleri, “Demirtaş geleceğe dönük çok umutluydu. Bu olumsuz gidişatın böyle sürdürülemeyeceğini, hükümetin iç ve dış politikasının başarılı olmayacağının mesajını verdi. Bu konuda en çok da halka güvendiğini söyledi” dedi.

-HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüştünüz sağlığı ve durumu nasıldı?

Ziyarete İHD Genel Merkez yöneticisi avukat Hüsnü Öndül ile birlikte gittik. Selahattin Demirtaş çok iyiydi, spordan geliyordu, sağlıklı gözüküyordu ve çok pozitifti. Mahpusların 1 buçuk saat içeride, 1 buçuk saat dışarda haftada bir spor yapma hakları var. Morali çok yüksekti , içeride olmaktan dolayı herhangi bir moral bozukluğu yoktu; Cezaevinde olmak tabii ki herkes için bir strestir Ancak oradan moral alarak çıktık diyebiliriz.

‘ÇÖZÜM HALKIN KENDİSİNDE’

-Neler konuştunuz, dışarıya dönük bir mesajı var mıydı? İç ve dış siyaset hakkında yorumlar yaptı mı?

Geleceğe dönük çok pozitifti. Bu olumsuz gidişatın bu şekilde sürdürülemeyeceğini, hükümetin içte ve dışta sürdürdüğü politikanın başarılı olamayacağını; halkın mutlaka bu gidişata dur diyeceğini söyledi. Bu konuda halka güvendiğini ısrarla belirtti. Bugün yaşanan genel sessizlik belli ki onu korkutmuyordu. Çok umutluydu ve onun bu umudu bana da moral oldu. Duruşu, hareketleri hem yüksek bir öz güvene hem de yüksek bir morale ve inanca işaret ediyordu. Bunun rahatlığı içindeydi.

-Aynı hücrede kaldığı HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan ile de görüşebildiniz mi?

Evet görüştüm. Onun da moralli çok yüksekti. Hatta onu da öyle görünce her ikisinin ruh halinin ortak olduğunu fark ettim.

‘DIŞARIDAKİLERDEN DAHA UMUTLULAR !’

-Ruh halleri dışardakilerden daha umutlu olduğunu söyleyebilir miyiz?

Diyebiliriz tabii. Dışarıdakilerden daha umutlular. Çünkü dışardaki insanlar her an sabaha karşı evleri basılacak, gözaltına alınıp, haksız yere tutuklanacaklar duygusuyla yaşıyorlar. İçeridekiler ise böyle bir ruh hali yok tabii çünkü her şey olmuş bitmiş zaten. Kuşkusuz dört duvar arasında onlara işkence edilebilir; seslerini kimseye duyuramama ihtimalleri de olabilir. Hapsedilmisliğin yarattığı bu tecrit edilmişlikten kaynaklı bir tedirginlik varsa da o duyguyu da pozitif bakış açısıyla aşıyorlar. Bu anlamda diğer siyasi mahpuslarla kurmuş oldukları ilişkiler, aralarındaki dayanışma birbirini kollamaları psikolojilerini destekleyen önemli bir husus…

AĞIRLAŞTIRILMIŞ TECRİDİN ADI ‘GÜVENLİK’ OLURSA

- Siyasi tutsaklarla görüşebiliyorlar mı?

Spor aktiviteleri dışında görüşemiyorlar. Hatta Selahattin Demirtaş’ın bu konuda bir anlatımı oldu, avukat ziyareti sırasında yanındaki iki görüş kabinin bilinçli bir şekilde boş bırakıldığını aktardı.

-Gerekçe ne?

Hapishane idaresi güvenlik gerekçesini öne sürmüş. Nitekim biz görüş için içeriye girdiğimizde önce Selahattin Demirtaş’a ziyarete geldiğimizi söylediler onlardan onay aldıktan sonra ancak bizi görüş kabinlerine aldılar. Yine aynı şekilde onlar da görüşe getirilirken hapishane koridorları boşaltılıyormuş. Bu durum bize göre ağır tecrit ancak idare bunu güvenlik olarak ifade ediyor.

‘YAKINMAKTAN İMTİNA EDİYORLAR’

-Cezaevi koşulları nasıl? Bir sıkıntı yaşıyorlar mı?

Sonuçta cezaevi koşulları; dört duvar arasında tecritte tutuluyorlar ve pek çok mağduriyetleri var. İstedikleri gibi sosyal ilişki kuramıyorlar, istedikleri gibi kitap okuyamıyorlar, istedikleri gibi yaşayamıyorlar. Siyasetçi olarak siyaset yapamıyorlar. Bu haklarının keyfi olarak gasp edilmiş olmasından duydukları bir rahatsızlık zaten var. Bunu tutuklu vekillerle daha önceki görülerimizde konuştuğumuz için bu hususlardan bir kere daha bahsetmediler. Cezaevinin koşulları konusunda yakınmaları olmuyor genellikle, çünkü diğer mahpuslara göre durumlarının nispeten daha iyi olduğunu düşünüyorlar. Yani 10, 20, 25 yıldır cezaevinde olan siyasi mahpuslar var. Ağır sorunlar altındalar. İnsanlar yıllardır böyle yaşarken , onlar bu kötü koşullar hakkında yakınmaktan imtina ediyorlar.

‘HUKUKSUZLUĞUN EN BÜYÜĞÜ YAŞANIYOR’

-Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması yönünde bir bildiri yayınladı. Sizce bu talep dikkate alınır mı?

Dikkate alınmalıdır. Zaten milletvekilleri tamamen hukuka aykırı bir uygulama ile içeride tutuluyorlar. Açıkça hem anayasa hem uluslararası sözleşmeler ihlal ediliyor. Bu anlamda milletvekilleri hakkında açılan davalar yok hükmünde. Çünkü milletvekilleri hakkında takibat yapılamayacağı, dava açılamayacağı Anayasanın 83. Maddesi’nde net bir şekilde belirtiliyor. Haklarında soruşturma bile açılamayacak bir faaliyetten dolayı milletvekilleri tutuklu yargılanıyor; hukuksuzluğun en büyüğü yaşanıyor. Biz bunu tüm platformlarda söylüyoruz. Mahkemeler bu yargılamaları sürdürerek anayasal suç işliyor. Bir an evvel bu yanlıştan dönülmeli.

HAYDAR ALİ HAK İŞ BAŞINDA!

-Edirne F Tipi Cezaevi’nden pek çok hak ihlali ve işkence haberleri geliyor. Cezaevindeki genel durumu hakkında bilgi alabildiniz mi?

Ziyaret sırasında siyasi mahpus Ali Haydar Keleş ile görüşme fırsatını buldum. Keleş, özellikle Haydar Ali Ak’ın cezaevine müdür görevine getirilmesiyle hak ihlalleri arasındaki bağlantıya dikkat çekti. Kütüphaneden yararlanabildiklerini ancak son günlerde hakkında toplatma kararı olmasa da bir gazete veya dergide cezaevi idaresinin “sakıncalı” olarak gördüğü yazı, haber, fotoğraf olduğunda o gazete veya derginin tamamının mahpuslara verilmediğini aktardı. Kütüphaneden talep edilen kitpların çok geç verildiğini belirtti. Mahpusları en çok rahatsız eden konu ise kamera ile 24 saat gözetlenmeleri . Hatta siyasi mahpus Ali Gülmez bu kameralardan bir tanesini yaktığı için kelepçelenerek süngerli odaya atılmış. Tek tip elbise açıklaması sonrası gardiyanlar mahpusların hücrelerine basıp tüm yazılı, resimli, armalı tişört ve eşyalara el koymuş. Tutukluların arkadaş görüşü yok. Bu hak gasplarına karşı direnen mahpuslar ise başka hapishanelere sürgün ediliyorlar.