Yaşasın anaların onurlu direnişi

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride karşı başlayan süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemini Ölüm Orucuna dönüştüren Özhan Ceyhan Yeni Özgür Politika için bir yazı kaleme aldı.

Bu tecridin tüm insanlık onurunu yok saymak, özelde Kürt halkının genelde demokratik toplumun inkarını meşrulaştırma amaçlı olduğunu gören ve kendisinde sorumluluk bilincinin varlığını keşfeden her yoldaşım gibi büyük umut ve yaşam arayışıyla bu eylemde yerimi aldım. İlk günden beri büyük moral ve irade ile direnen her bir arkadaşı kutluyor, umut ve saygıyla selamlıyorum. Ölüm orucu süreci bizde tam manasıyla yaşam sürecidir. Zira “yaşamı uğruna ölecek kadar sevenlerin” iz sürücüleri olarak bu eyleme başladık. Miras aldığımız büyük iradenin benimsenmesiyle bu umut dolu eylem açığa çıktı. Çok anlamlı bir süreçtir. Tecridin kırılması demek güncel zigguratların yerle bir edilip toplumsal yaşam mimarisinin hayat bulması demektir. Fiziki varlıktan feragat edilecek kadar önemlidir. Bütünen sahiplenilmesi gerekiyor. Kutsanmalı dersek abartılı olmaz. Toplumsallık için olan kutsanır, yaşatılır. Ayrıca topluma demokratik bir yaşam ve çalınan hakların verilmesi için verilen bir mücadele olduğu da gözardı edinilmemeli. Süresiz açlık grevinden ölüm orucuna başlanmasının nedeni iyi anlaşılmalı. Buradaki ciddiyetin ve kararlılığın idrak edilmesi önemlidir. Kemal PİR’in ruhunu yaşamak isterken her sonuca hazır ve gülümseyerek koşacak iradede olduğumuzun bilinmesi gerekir. Demokrasiyi insanlara ulaştırmak, Kürt varlığının yok sayılması karşısında durmak ve ateş çemberini kırmak tecridin kırılması ile mümkündür. Tecridin kırılması da ciddiyet ve kararlılık gerektirir. Güzel yarınlar için yaşamdan feragat edecek güçte olmak ve fedakar olmak elzemdir. Ancak bu durumu örgütlü, birlikte ve kolektif davranarak haklı taleplerimizi dünyaya haykırmalıyız. Bu yüzden açlık grevi dalga dalga yayılırken daha da büyütülmesi gerekiyor. Kürt anaları, Kürt gençleri ölüme yaklaşırken sessizlik içinde olmak gaflettir. Hiç kimse kendisine bu gafleti yakıştırmamalı ve insanların ölümlerini seyretmemelidir.

Bu durum ulusal bir sorunun ötesinde insani, vicdani ve ahlaki bir sorumluluk haline gelmiştir. Her gün baskıları ve ölüm korkusu yaşamaktansa hakikat yolunda pervane olunmalı. İnsanlarımızda bu duygu ve iradenin olduğunu biliyorduk ve açığa çıkardık. Bu potansiyel enerjinin açığa çıkması şiddet naraları içinde gerçekleşen ölümlerin demokratik zeminde son bulması için topyekun faşizme karşı tecridin kırılmasını sağlayarak büyük mücadele etmeliyiz. Devrimcinin yaşam güncesinde her hesap ve muhasebe vardır. Tarih hafızamız güçlüdür. Halkları kucaklaştırabiliriz. Bunun için de bu tecrit ya kırılacak ya kırılacaktır.

Bu süreçte analar en öndeyken muhteşem sonun yaklaştığını görebiliyoruz. Anaların duruşları ve emekleri karşısında borcumuz artıyor ve irademiz çelikleşiyor. Hiç kimse unutmasın BİZ ÖLÜME AŞIK DEĞİLİZ, AKSİNE ONURLU BİR YAŞAMA AŞIK OLDUĞUMUZ İÇİN BEDENİMİZİ ÖLÜME YATIRDIK. Kazanılması yakın olan zaferi direnen Kürdistanlı annelere armağan ediyoruz. Her birinin ellerinden öperek mücadeleleri karşısında saygıyla eğiliyorum. Birlikte mücadele ediyor olmaktan onur duyuyorum. Buna layık kalmak için de her sona gülümseyerek direniyorum. Görkemli yazılan bu tarih muhteşem bir yaşamın nişanesidir. Yaşasın zindan direnişleri, yaşasın anaların onurlu direnişi…

Devrimci selam ve saygılarımla…

Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi