Türkiye halklarının vicdanı olan sosyalist devrimci bir aydını kaybettik. Büyük devrimci Vedat Türkali, bu toprakların kültürünü kendisinde sentezlemiş ender insanlardandı. Vedat Türkali hem Türk’tü, hem Kürt’tü, hem Çerkez’di, hem Ermeni’ydi, hem Arap’tı, hem Laz’dı. Bu nedenle tüm halkların özgür ve demokratik yaşamını istiyordu.  Bu halklar özgür olmadan, kendini özgür hissedemezdi. Kürt yanı özgür olmadığı için Kürtlerin özgür ve demokratik yaşamı için büyük bir mücadele yürüttü. Son anına kadar halkların kardeşliği ve özgürlüğü için nefes aldı verdi. Anadolu ve Kürdistan halkları için gerçek anlamda kutsal bir kişilikti. Halklar Vedat Türkali’yi hiçbir zaman unutmayacaktır. Onu, kendilerinin bir parçası olarak göreceklerdir. Kürtler de onu hep kendilerinden biri olarak göreceklerdir.

Vedat Türkali, Mihri Belli ve Yaşar Kemal gibi tam bir Türkiye yurtseveriydi. Bunlar Türkiye'yi en fazla seven insanlardı. Çünkü Türkiye'de yaşayan tüm halkları ve inançları kendi kimlikleri, özgünlükleriyle seviyorlardı. Bu nedenle kimliklerini, varlıklarını, kültürlerini ve özgünlüklerini özgür ve demokratik yaşam içinde koruyup geliştirmelerini savunuyorlardı. Türkiye'de kim kendisinin Yaşar Kemal’den daha fazla Türkiye'yi sevdiğini söyleyebilir? Kim Mihri Belli’den daha fazla Türkiye'yi sevebilir? Kim Vedat Türkali’den daha fazla Türkiye'yi sevebilir? Türkiye'nin gerçek birliğini savunanlar da bu büyük devrimcilerdir. Türkiye ne zaman Yaşar Kemal’in, Mihri Belli’nin ve Vedat Türkali’nin özlemlerine cevap olursa birliğini güçlendirir ve Ortadoğu'da örnek ülke haline gelir.

Vedat Türkali, Kürt Halk Önderinin “Genç başladık, genç başaracağız” dediği gibi, son nefesine kadar devrimci bir delikanlıydı. Özgür, demokratik, sosyalist geleceğe inancı hiç zayıflamamış, devrimci coşkusunu her zaman ortaya koymuştur. Gerçekten de böyle bir devrimci yaşam herkese nasip olmaz. Ne mutlu bu dünyada Vedat Türkali gibi yaşayanlara! Yaşamının her saniyesini anlamlandırmak bir insan için ulaşılmaz büyüklüktür. Vedat Türkali bunu başarmıştır. Yaşamının son nefesine kadar bir çocuk temizliğinde kalmak da herkesin başaramayacağı bir durumdur. Vedat Türkali bunu da başarmıştır. Her zaman bir çocuk gibi düşündüğünü, bildiğini söylemiş, vicdanını kirletmemiştir. Vedat Türkali’nin bir vicdan abidesi olarak yaşamını yitirmesi böyle gerçekleşmiştir.

Vedat Türkali’nin en büyük özlemi Kürt halkının özgür ve demokratik yaşama kavuşmasıydı. Kürt halkı özgür ve demokratik yaşama kavuştuğunda Türkiye'nin yüz kat daha büyüyeceğine inanmıştı. Türkiye'yi bölenlerin PKK ve Önder Apo düşmanları olduğunu söylemişti. PKK ve Kürt Halk Önderinin gerçek Türkiye yurtseverleri olduğunu düşünceleri ve tutumuyla her fırsatta ortaya koymuştur. Bu nedenle Kürt Halk Önderini çok sevmiştir. Bir PKK’liden, bir Apocudan  daha fazla Kürt Halk Önderini sevmiştir. Bu sevgisi bu önderliğin neyin mücadelesini verdiğini anlamasındandır. Yüzyıllık bir bilge ve çınar olmanın birikimi, bilinci, deneyimi ve hissiyatıyla bu gerçeği derinden hissetmiştir. Bilgilerin hissiyatı şaşmaz! Bu nedenle Apo ve PKK gerçeğine tereddütsüz sahip çıkmıştır. Hatta Türkiye ve Kürdistan'dan böyle bir Önder ve Hareket çıktığı için son on yıllarını büyük bir heyecan ve coşku içinde yaşamıştır. PKK ve Önderi onun son on yıllarını en büyük anlamlandıran gerçeklikler olmuştur. Vedat Türkali’nin yakınında olanlar ve onu yakından tanıyanlar buna şahit olmuşlardır.

Kürt Halk Önderinin Ortadoğu ve Anadolu coğrafyasının sentez kişiliği olduğunu çok iyi anlamıştır. Kürt Halk Önderinin büyüklüğünün de böyle çok köklü bir tarih ve kültürden kaynaklandığını edebiyatçı aydın kişiliğiyle çok iyi görmüştür. Önder Apo'nun düşünce ve değerlendirmelerinin bu büyük tarihten gelen süzülmüş bal kıvamında olduğunu çok iyi hissetmiştir. İşte bu süzülmüş bal kıvamındaki düşüncelerin coşkusuyla, heyecanıyla yaşamının son anına kadar mutluluğun zirvesinde yaşamıştır.

Yaşamı, her şeyi en iyi biçimde anlayan ve anlamlandıran bu bilge önünde eğilmez de ne yapılır? Herkes bu büyük bilge devrimci önünde eğilmelidir. Bu büyük bilge devrimci önünde saygıyla eğilenler hiçbir zulüm karşısında boyun eğmezler. Buradaki eğilme her türlü zulüm ve baskı karşısında dimdik durmanın andıdır. Biz bu büyük devrimci bilge önünde eğiliyoruz. Ona söz veriyoruz; zulüm ve baskı ne kadar ağır olursa olsun, büyük devrimci onurla, onun baş eğmez kişiliğiyle direnilecektir.

Ortadoğu, Kürdistan ve Anadolu’nun devrimcileri, fedaileri devrimciliklerine ve fedakarlıklarına bir de Vedat Türkali devrimciliğini ve fedailiğini eklemelidirler. Türkiye'de Kürt halkının özgür ve demokratik yaşam mücadelesi yanında tereddütsüz biçimde yer alan her kişi bir fedai ruha sahiptir. Ceberut ve soykırımcı ulus-devlet sistemine meydan okuyan Vedat Türkali de bir vicdan fedaisiydi.

Ben ve biz Vedat Türkali ile tanışamadık. Ama onu ekranda her gördüğümüzde, her konuştuğunda tarihin tüm bilgelerinin vicdanını, tarihteki tüm kutsallıkları dinler gibi bir sessizlik ve heyecanla dinledik. Yoldaşımız, hocamız ve abimizi dinlerken büyük bir güç alıyorduk. İşte bu büyük insanlara da layık olmak için özgürlük, demokrasi, sosyalizm ve halkların kardeşliği mücadelesini başarıya götürmemiz gerekir diyorduk.

Fiziki tanımanın bir yönüyle de çok önemli olmadığını onu dinlerken anlıyorduk.

Kürt halkı, özgürlük savaşçıları ve Türkiyeli tüm devrimciler Vedat Türkali gibi büyük bilge devrimcilere layık olmak için mücadeleyi yükseltip demokratik Türkiye, özgür Kürdistan mücadelesini mutlaka gerçekleştireceklerdir. O zaman Yaşar Kemal, Mihri Belli ve Vedat Türkali gibi bilgelerin mayaladığı bu topraklar dünyada özgür ve demokratik yaşamın kaynağı haline gelecektir. 

KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA