Ýsveçte deðişik siyasi partilere üye milletvekilleri AKP Hükümetinin KCK kapsamında gazeteci, avukat, politikacı ve aydınlara yönelik tutuklamalarını protesto ederek cezaevlerindeki gazetecilerin serbest bırakılmalarını talep etti.
KCK davasından yargılanan gazetecilerin duruşmalarının başlamaları nedeniyle görüşlerine başvurduðumuz milletvekilleri Kürt sorununun baskı, katliam ve tutuklamalarla, basın ve ifade özgürlüðünü ortadan kaldırmakla deðil, demokrasi ve diyalogla çözülebileceðini vurguladı. Milletvekilleri başta gazeteciler olmak üzere siyasi çalışmalarından dolayı göz altına alınan ve tutuklanan tüm politik tutsakların serbest bırakılmalarını istedi.
Ýktidar ortaðı Merkez Partisinin Arap asıllı milletvekili Abir Al-Sahlani Türkiyenin Kürtlere yönelik sürdürdüðü inkar ve imha politikasının tamamen yanlış ve kabul edilemez olarak niteledi. Türkiyenin Kürtlerin haklarını tanıması ve saygı göstermesinin devletin kendisi için iyi olacaðını söyleyen Al-Sahlani Irakta bugün Kürtçe ikinci ve resmi dil olarak kabul ediliyor. Türkiye Irakdan bu konuda geri kalmadıðını göstererek Kürt diline resmi bir statü tanımalıdır dedi.
TAŞ DEVRÝNDEN KALMA IRKÇI ANLAYIŞLARI TERKEDÝN
Al-Sahlani görevlerini yaptıkları için gazetecilerin cezaevlerine atılmaları ve yargılanmalarını çok ciddi bir basın ve ifade özgürlüðü ihlali olarak deðerlendirdi. Türkiyenin demokratikleşmesi için çok yol katetmesi ve öncelikle de taş devrinden kalma Türklerin en üstün ırk ve halk olduðu şeklindeki şoven ve rkçı anlayışlardan vazgeçmesi gerektiðini vurgulayarak Kürtlerin seslerini kısmak için gazetecilerin tutuklanması hiç bir biçimde kabul edilemeyeceðini söyledi.
Halk Partisi Milletvekili Kamil Ýsmail insan haklarından söz edenlerin 4 ülke arasında toprakları paylaşılmış 35-40 milyonluk Kürt halkının kendi devletini kurma hakkından söz etmemelerinin utanılacak bir durum olduðunu söyledi. Kürt halkının kendi tarihi, dili ve kültürü ve üzerinde yaşadıðı toprakları olduðunu söyleyen Ýsmail artık herkesin Kürtlerin kendi kaderlerini tayin hakkına saygı göstermeleri gerektiðini vurguladı. Eðer Kürtler Türklerle beraber yaşamak istiyorlarsa bu onların tercihi, ayrılıp ayrı bir devlet kurmak isterlerse buna saygı gösterilmelidir. Kürt sorununu gündeme getirdiði için gazeteci ve politikacılar tutuklanmamalıdır dedi.
TÜRKÝYEYÝ DEVLET OLARAK CÝDDÝYE ALMAMALIYIZ
Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili Valter Mutt gazetecilerin ve çocukların cezaevlerine atılmalarının hiç bir şekilde mazur görülemeyeceðini dile getirdi. Gazetecilerin tutuklanması ve ana dillerinde savunma yapmalarının engellenmesinin Türkiyede demokrasi olmadıðını gösterdiðini belirten Mutt konuşmasını şöyle sürdürdü. Bunu Ýsveç Başbakanı ve Dışişleri Bakanı açıkça dile getirmeli ve bu durumun kabul edilmeyeceðini deklare etmelidir. Böyle devam ettiði sürece Türkiyeyi devlet olarak ciddiye almamalıyız. Demokrasinin yerleşmesini ve gelişmesi gazetecilerin katkısıyla olur. Onları susturarak, cezaevlerine atarak deðil. Meclis açıldıðında bunu gündeme getireceðim.
Sol Parti Milletvekili Jacob Johnson Kürdistana giderek KCK duruşmalarına katıldıðını ve Kürt politikacıların temeli olmayan suçlamalarla yargılandıklarına tanıklık ettiðini belirttikten sonra AKP Ýktidarının tutumunun toplumu kutuplaştırdıðını ve Kürt sorununun çözümünü zorlaştırdıðını söyledi. Gazeteciler ve KCK davasından tutuklu politikacıların serbest bırakılmaları ve sorunun çözümü için Osloda kesilen görüşmelerin yeniden başlatılması gerektiðini ifade etti.
HERKES GAZETECÝ, TÜRKÝYE TERÖRÝST DÝYOR
Halk Partisi Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Fredrik Malm Türkiyenin Kürt sorununu çözme yerine derinleştirmeyi yeðlediðini, bunun için de gazeteciler, insan hakları savunucularını terörist olarak suçladıðını söyledi. Türk yetkilileriyle yaptıkları görüşmelerde gazetecilerin gazeteci oldukları için deðil kriminal suçlardan dolayı cezaevlerinde tutulduklarını iddia ettiklerini ifade etti. Sınır Tanımayan Gazeteciler başta olmak üzere tüm gazeteci örgütlerinin cezaevlerindekilerin mesleklerini yaptıkları için cezalandırıldıklarını söylediklerini hatırlatan Malm tutuklu tüm gazetecilerin serbest bırakılmalarını istedi.
GAZETECÝ HAPSETMEKTE TÜRKÝYE LÝDER
Hıristiyan Demokrat Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Desiree Pethrus Türk Devletinin altına imza attıðı uluslararası sözleşmeleri uygulamadıðını, Kürtlerin taleplerini karşılamak yerine baskı ve tutuklamalara yöneldiðini söyledi. Erdoðanın bir yandan reformlar yaptıðını ancak aynı zamanda da düşünce ve ifade özgürlüðüne yönelik saldırıları yoðunlaştırdıðına dikkat çekti. Türkiyenin terörle mücadele yasalarını muhalifleri susturmak amacıyla kulllandıðına dikkat çeken Pethrus bu yasaların gözden geçirilmesi ve AKP Ýktidarı tarafından kullanılmasının önüne geçilmesi gerektiðini söyledi. Pethrus Dünyada en fazla gazetecinin cezaevinde bulunduðu ülkenin Türkiye olduðunu, bilgi edinme hakkı, ifade özgürlüðünün çiðnenmesinin, düşüncelerinden dolayı gazeteci ve politikacıların cezaevlerine atılma ve yargılanmalarının asla kabul edilemeyeceðini vurguladı. Gazetecilerin cezaevinde tutulmalarının özgür düşünceye yönelik ciddi bir ifade ve basın özgürlüðü ihlali olduðunu dile getirdi.
Sosyal Demokrat Ýşçi Partisinin gençlik örgütü SSUnun Merkez Yürütme Kurulu Üyesi ve Sosyalist Gençlik Enternasyonali (IUSY) Ýkinci Başkanı Evin Ýncir Gazetecilerin yargılanmaları ve ana dillerinde savunma yapmalarının engellenmesinin aðır bir insan hakları ve düşünce özgürlüðü ihlali olduðunu söyledi. Türkiye gazetecileri cezaevine atarak düşünceyi cezalandırmakla kalmıyor aynı zamanda en temel insan hakları ve uluslararası sözleşmeleri ihlal ediyor. Düşüncelerinden dolayı tutuklu bulunan gazeteci ve politikacılar serbest bırakılmalıdır şeklinde konuştu.