Ulucanlar katliamı Ankara’da lanetlendi

Ulucanlar katliamı Ankara’da lanetlendi

On tutsaðın hedef alınarak işkence ile katledildiði Ulucanlar Cezaevi katliamı 13’üncü yılında lanetlendi. Dava ve soruşturmaların, “cezasızlık politikası” ile ört-bas edildiðinin altını çizen Av. Karatana, “Adalet ekmek ve su gibidir. Bu hesabın sorulmayacaðına ve suçların cezasız kalacaðına razıedildiðimiz gün açlıktan ve susuzluktan ölürüz” dedi.

Ulucanlar Cezaevi katliamının 13’üncü yıldönümünde katliamı lanetleyen Alınteri, BDSP, DHF ve Halk Cephesi Yüksel Caddesi Ýnsan Hakları Anıtı önünden Sakarya Meydanı’na meşaleli yürüyüş düzenledi.

ESP, ÇHD, Devrimci Proletarya, Kaldıraç ve Partizan’ın da katılarak destek verdiði eylemde, “Ulucanlar katliamını unutmadık, unutturmayacaðız. Devrimci irade teslim alınamaz” yazılı pankart ile katliamda yaşamını yitirenlerin fotoðraflarıtaşındı. Sık sık “Kanla yazılan tarih silinmez”, “Bedel ödedik, bedel ödeteceðiz”, “Katil devlet hesap verecek” sloganları atıldı.

Sakarya Meydanı’nda katliamda yaşamını yitirenler anısına yapılan saygı duruşunun ardından kurumlar adına yapılan açıklamada, Ulucanlar Cezaevi’nde 26 Eylül 1999 gecesi Ýsmet Kavaklıoðlu, Halil Türker, Abuzer Çat, Ümit Altıntaş, Zafer Kırbıyık, Aziz Dönmez, Habip Gül, Ahmet Savran, Önder Gençaslan ve Mahir Emsalsiz’in hedef alınarak katledildiði hatırlatıldı.

Koðuşlarda kapasitenin üzerinde tutsak bulundurulması karşısında tutsakların cezaevi idaresine sundukları önerilerin sonuçsuz kalması üzerine 5. Koðuşta başlatılan direniş karşısında devletin gerçekleştirdiði katliamı bugün F Tipi hücrelerde saldırılar şeklinde sürdürdüðü ifade edilen açıklamada, “Tüm bu saldırılara karşı hapishanelerde tutsaklar direniyor ve üretiyor” denildi.

‘ADALET EKMEK VE SU GÝBÝDÝR’

ÇHD adına açıklamada bulunan Av. Evrim Deniz Karatana ise, Ulucanlar katliamının dönemin başbakanı,içişleri bakanı, Jandarma Genel Komutanı, Emniyet Genel Müdürü, savcıları ve infaz müdürlerinin organizasyonunda gerçekleştiðinin ve sorumluların bugün hatırlanmadıðını ifade ederek, “10 devrimci 26 Eylül 1999 tarihinde içlerinde asker ve polislerin de bulunduðu kontr-gerilla güçleri tarafından sıkıştırıldıkları hapishane koðuşlarında işkence ile katledildiler” dedi.

Av. Karatana, saldırının hemen ardından gerçekleşen 19 Aralık 2000 cezaevleri katliamını da hatırlatarak, bu saldırıların 2000-2007 büyük direnişinin ve bu güne kadar süren tecrite karşı mücadelenin habercisi olduðunu ifade etti.

Dava ve soruşturmaların, “cezasızlık politikası” ile ört-bas edildiðinin altını çizen Av. Karatana, “Adalet ekmek ve su gibidir. Bu hesabın sorulmayacaðına ve suçların cezasız kalacaðına razı edildiðimiz gün açlıktan ve susuzluktan ölürüz” dedi.