Tutuklu Gazeteci Osman İnal: '90'larla farkı baskıların artması

Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazetelerinin emektar dağıtımcılarından tutuklu Osman İnal, “Biz bu geleneği Apê Musa’dan, Gurbetelli Ersöz’den devraldık. Boyun eğmek onursuzluktur. Faşizme boyun eğmeyeceğiz” dedi.

Van T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan, KHK ile kapatılan dihaber muhabiri Selman Keleş, aynı cezaevinde tutuklu bulunan özgür basının 17 yıllık emekçisi olan KHK ile kapatılan Özgür Gündem ve Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat Gazetesi Yüksekova Temsilcisi Osman İnal ile gazetecilere yönelik baskıları konuştu.

‘GAZETELERİ KABANIMIN ALTINA GİZLEYEREK DAĞITIRDIM’

Yüksekova’da '90’lı yıllarda gazete dağıtımında özgür basın ile tanıştığını belirten İnal, o dönemde yaşadığı zorlukları şu sözler ile anlattı: “1992 ve 1994 yılları arasında Yüksekova’da çalışıyordum. O dönemlerde neredeyse Yüksekova’da her hafta bir faili meçhul cinayet işleniyordu. Tabii bu cinayetlerin kimlerin işlediği biliniyordu. Sıkıyönetim vardı, kimse ağzını açamaz hale gelmişti. Biz bu şartlar altında bile gazetelerimizi halkımıza ulaştırıyorduk. Tabii bu böyle kolay olmuyordu. Gazetenin fiili olarak Kürdistan’a girmesi devlet tarafından yasaklanmıştı. Özgür Gündem gazetesi ise bize hayali bir isimin üzerinden kapalı bir paket içinde Van’dan ilçe minibüsleriyle gelirdi. Benim geniş bir kabanım vardı, kış aylarında bu kabanım içine 9-10 gazete gizler öyle abonelere ulaştırırdım. Yazın ise bir poşet içine farklı gazeteler koyar, bizim gazetemizi de içine gizler, öyle dağıtırdım. Çok zor dönemlerdi ama biz de geri adım atmadık.”

‘SIKIYÖNETİM KALKTI, DEĞİŞEN BİR ŞEY OLMADI’

İnal, sıkıyönetimin AKP iktidarı tarafından kaldırılmasına rağmen özgür basın üzerindeki baskıların son bulmadığını belirterek, “Sıkıyönetim uygulamasının kalkması hiçbir şeyi değiştirmemişti. Gazetemize sık sık yayın durdurma cezası veriliyordu. Çalışanlar polislerce tehdit ediliyordu. Polisler beni, ‘Gel, bu işi bırak, bizle çalış sana her türlü desteği de sunacağız. Yoksa bir daha aileni göremezsin’ diyerek defalarca tehdit ettiler. Sadece ben değil, arkadaşlarımın hepsi bu duruma maruz kalıyordu” dedi.

‘BASKILAR DAHA DA ARTTI'

“1990’lı yıllar ile AKP ve MHP faşist blokun uyguladığı politikalar arasındaki tek fark, baskıların şimdi daha da artmış olmasıdır” diyen İnal, “Her iki dönemde de özgür basında çalıştığım için, iki dönemin de şahidi ve mağduruyum. Her iki dönemde de arkadaşlarımız tutuklandı, tehdit edildi, katledildi ve gazetemiz kapatıldı. Bu durum şimdi ise rutin bir hal aldı. Kadri Bağdu ve Rohat Aktaş arkadaşlarımız kısa süre önce katledildiler. Katiller, ellerini kollarını sallaya sallaya geziyor. Bu durum '90’lı yıllarda da böyleydi” şeklinde konuştu.

‘İKTİDAR SONUÇ ALAMAYACAK’

Özgür basına yönelik başlatılan ‘susturma ve sindirme’ operasyonlarından iktidarın sonuç alamayacağının altını çizen İnal, “Özgür basın her dönem olduğu gibi şimdi de tüm baskılara karşı direndi, direniyor ve boyun eğmeyecek. Bu gelenekte boyun eğmek yoktur. Boyun eğmek onursuzluktur. Biz bu geleneği Apê Musa’dan, Gurbeteli Ersöz’den devraldık. Boyun eğmek onursuzluktur. Faşizme boyun eğmeyeceğiz. Şartlar ne olursa olsun halka doğruyu ulaştıracağız. Bu uğurda arkadaşlarımız şehit oldu. Bu geleneğin sürdürücüleri olan bizlere de direnmek ve arkadaşlarımızın anılarını mücadelelerini yaşatmak düşer” diye konuştu.