Tutuklu DAIŞ çetesi: MİT Tel Abyad sınırında bize silah verdi
YPG/YPJ güçlerinin Tel Abyad operasyonunda tutukladığı DAIŞ çetesi M.H. Türk Devleti ile DAIŞ arasındaki işbirliğini anlattı.
YPG/YPJ güçlerinin Tel Abyad operasyonunda tutukladığı DAIŞ çetesi M.H. Türk Devleti ile DAIŞ arasındaki işbirliğini anlattı.
YPG/YPJ güçlerinin Tel Abyad operasyonunda tutukladığı DAIŞ çetesi M.H. Türk Devleti ile DAIŞ arasındaki işbirliğini anlattı.
Rojava’da tutuklu bulunan, Suriyeli DAIŞ çetesi M.H. Tel Abyad-Akçakale sınırında DAIŞ ile MİT görevlileri arasında yapılan görüşmelere ilişkin çarpıcı itiraflarda bulundu.
DAIŞ çetesi, MİT’in sınırda kendilerine silah verdiğini ve Türk ambulanslarının DAIŞ yaralılarını taşıdığını belirtti.
ANF’ye konuşan DAIŞ tutuklu çetesi M.H. Rakka-Urfa arası geçişlerin, silah ve cephane akışının Tel Ebyad'dan sağlandığını dile getirdi.
Çeteler ile ilk temasının ailesinin DAIŞ karşıtı olmalarından dolayı gerçekleştirdiğini söyleyen M.H. DAİŞ tarafından götürüldüğü yerde işkenceye maruz kaldığını, iş birliği yapmaması halinde kendisinin ve ailesinin öldürüleceği tehdidi ile çetelerle çalışmayı kabul ettiğini söyledi.
DAİŞ ZINDANINDA İŞKENCE
Çeteler tarafından cezaevi olarak kullanılan bir yerde uzun süre fiziki ve pisikolojik işkenceye maruz kalan M.H. "baskı, şiddet ve tehditlerinden dolayı DAIŞ’e katılmayı onlar için çalışmayı kabul ettim. Onların isteklerini kabul ettikten sonra beni eğitime aldılar. İki ay eğitim aldıktan sonra Ebu Ubeyde beni Til Ebyad’a Ebu Ali Eşşaria’nın yanına yolladı. Sabah saat 9 sularında Til Ebyad’a ulaştım."
‘TEL ABYAD SINIRINDA MİT BİZE SİLAH VERDİ’
Aldığı askeri eğitim ardından Girê Sipî'ye gönderilen M.H. MİT'in askeri ve lojistik olarak DAİŞ çetelerini sürekli desteklediğine tanık olduğunu dile getirdi. "Til Ebyad’a gittikten sonra bir gece saat 1.30’dan sonra Türkiye - Til Ebyad sınır kapısına iki sivil araç ile gittik. Türkiye sınır kıpısına ulaştıktan sonra doğu tarafında yaklaşık 30 km uzaklıkta sınıra gittik. Biz iki picup'da 10 kişiydik. Burada bir araba Ebu Alî Eşşeria’yı bekliyordu. Araba sivil ancak içindeki üç kişi askeri bot, yeşil pantolun ve askeri parkeler giymişlerdi.
Merhabalaştıktan sonra Ebu Ali Türkiye tarafından gelenlerin komutanı ile bizden uzaklaşarak yaklaşık yarım saat baş başa görüştü. Biz de Türkiye tarafından gelenler ile getirilen askeri malzemeleri bizim arabalara taşıdık. Getirilen silahlar toplam 10 kasaydı. Biz silahları arabalarımıza yükledikten sonra Ebu Ali de Türk komutan ile konuşmasını bitirdi."
DAİŞ çetelerinin Türk İstihbaratına dostlar diye hitap ettiğini dile getinen M.H: "Bu görüşme 20 dakika sürdü. Biz arabalarımıza binerek sınırdan uzaklaştık ve Ebu Ali’nin evine döndük. Yolda Ebu Ali’ye görüştüğümüz kişilerin kimler olduğunu sordum bana ‘dostlar’ yani Türk MİT’i (istihbarat’ı) olduğunu söyledi" dedi.
`DOSTLAR’ URFA’YA GÖTÜRÜYOR
"Til Ebyad’a döndükten sonraki günlerde Ebu Eli’ye bir telefon geldi. Ebu Ali bir yere gitmem için hazırlanmam gerektiğini söyledi. Hazırlandım ve Til Ebyad sınırında silah aldığımız yere yine Ebu Ali ile gittik. Beni almaya gelenler aynı kişilerdi. Silah aldığımız kişiler bizi karşılamaya geldi, onlar beni götürecekti. Silah aldığımız zaman gece olduğu için bu kişilerin yüzlerini tiplerini görememiştim. Ama bu defa sabah olduğu için yüzlerini göre bildim.
Türk MİT’i olan bu kişiler beni alarak Urfa’ya götürdüler. Ben Urfa’da tam 6 ay kaldım. Kobanê ye geçtim ve orda yakalandım. Urfa’da kaldığım süre içinde Türk devletinin resmi bir şekilde DAIŞ’e yardımlarını gördüm. Bu yadımları yapan kişinin adı İsmail'di."
Rojava ve Suriye'de insanlık suçu işleyen çetelerin Dünyanın farklı ülkelerinden Türkiye'ye gelerek buradan da Suriye'ye rahatlıkla geçtiğini ifade eden M.H. bu konuda Türk Devlet görevlilerinin rolüne dikkatleri çekti. "Her taraftan gelenleri karşılayan birimler, bizimle bağlantılı insanlar vardı. Bunların ne kadarı polis, ne kadarı DAIŞ çalışanı bilmiyorum. Ama bu kadar insanın gelip onca yolu devlet desteği olmadan geçmesi imkansız, açık bir destek vardı ve kimse de buna ses çıkaramıyordu.
Devletin özel görevlendirdiği resmi görevliler gelenleri ile bana Kobanê tarafında bir görevin olduğunu ve gitmem gerektiğini söylediler. Beni Kobanê geçiren yine Türk istihbaratı oldu. Askerlerin gözleri önünde Kobanê’ye geçtim. Kobanê’ye gittikten sonra da tutuklandım."
TÜRK AMBULANSLARI SINIRDA DIAŞ’IN YARALILARINI TAŞIYOR
DAİŞ çetelerinden çatışmalarda yaralanların da Türk Devleti tarafından tedavi ettirildiklerine dikkat çeken M.H: "Til Ebyad’a özel bir görevle gitmiştim. Dolayısıyla Türk sınırındaki tüm gelişmelere yakından tanık oludum. Til Ebyad'da yaralanan DAIŞ üyelerini Urfa, Antep gibi yerlere götürmesi için sürekli devlete bağlı Ambulanslar duruyordu.
Yaralanan DAIŞ üyelerinin tedavi edildiği hastahanelerin güvenliğini sivil giyimli MİT üyeleri sağlıyor. Kesinlikle başkalarının bu alana girmesine, DAIŞ hastalarını görmesine izin vermiyorlar."
TIRLAR ÜSTTE YİYECEK ALTTA SİLAH TAŞIYOR
DAİŞ'e devlet tarafından yapılan yardımların çoğunun insani yardım adı altında gerçeleştiğine vurgu yapan M.H: " Biz silah ve cephane ihtiyaçlarımızı önceden belirtiyorduk. Türk devleti MİT aracılığı ile bu ihtiyaçlar tırlarla yollanıyordu. Silah ve cephanenin deşifre olmaması için kasalı tırlara altta silah üstte ise yiyecek gıda maddeleri yükleniyordu. Gelen silahları aldıktan sonra gıda ve erzağı ise DAIŞ üyelerinin bulunduğu cephelere gönderiyorduk. Bu tırların çoğunda da İHH denilen yardım kuruluşlarının adı ile geliyordu." diyerek Türk Devleti ile DAŞİ çeteleri arasındaki bağın en önemli halkasının MİT olduğuna dikkatleri çekti.