Tutuklu 3 KESK’li kadın yönetici serbest

Tutuklu 3 KESK’li kadın yönetici serbest

Ankara’da 3’ü tutuklu 15 KESK’li kadının “Örgüte üye olmak” iddiasıyla yargılandıðı davanın ikinci duruşmasında anadilde savunma talebini yine reddeden mahkeme, tutuklu sanıklar Tüm Bel-Sen Kadın Sekreteri Güler Elveren, SES Kadın Sekreteri Bedriye Yorgun ve Eðitim Sen Ankara 2‘No’lu Kadın Sekreteri Güldane Erdoðan’ın tahliyelerine karar verdi.

3 tutuklu 15 KESK’li kadının “Örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla yargılandıðı davanın ikinci duruşması Ankara 11. Aðır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu Tüm Bel-Sen Kadın Sekreteri Güler Elveren, SES Kadın Sekreteri Bedriye Yorgun, Eðitim Sen Ankara 2‘No’lu Kadın Sekreteri Güldane Erdoðan ile tutuksuz yargılanan sanıkların hazır bulunduðu duruşma kimlik tespitiyle başladı.

Kimlik tespitinin ardından mahkeme başkanı, KESK eski Kadın Sekreteri Songül Morsümbül’e savunma yapması için söz hakkı verdi. Morsümbül, Kürtçe’nin Zazaca (Dimilki) lehçesiyle konuşarak savunmasını Zazaca yapmak istediðini söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Türkçe savunma yapacak olan sanıklara söz hakkı verdi. Tutuksuz yargılanan Eðitim Sen Üyesi Nezahat Asrav, suçlamaları kabul etmediðini belirterek, SES Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi, Hukuk-TÝS ve Kadın Sekreteri Seher Tümer’in bilgisayarında kendisine ait bilgilerin yer almasının kendisiyle hiçbir ilgisinin olmadıðını söyledi.

Asrav, katıldıðı eylemlere herhangi bir örgüt deðil KESK adına katıldıðını ve bu eylemlerin meşru zeminde gerçekleştiðini vurgulayarak, “Katıldıðım iddia edilen toplantıda özeleştiri verdiðim bilgisi tamamen asılsızdır. Dosyada böyle bir kanıt da yok. Yapılan araştırmada hakkımda bir suç deliline de rastlanmadı. Evimde yapılan arama da onur kırıcı bir biçimde gerçekleştirildi. Ayrıca telefon görüşmelerimin dinlenmesiyle de özel hayatım ihlal edilmiştir. Van’a gidişim bile polise göre örgütle baðlantılı. Sözde deliller yaratılıp hüküm verilmek isteniyor. Ýnandırıcı hiçbir kanıt yok. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.

SES Üyesi Özden Özmen, kendisiyle ilgili Tümer’in bilgisayarında yer alan bilgilerin iddia edildiði gibi olmadıðını belirterek, “Ben Diyarbakır’a ilk olarak 2009’da gittim. O da KESK’in toplumsal cinsiyet üzerine yapılan toplantısına katılmak içindir. Yine ikinci gidişim ise Urfa’ya eşimin ailesinin yanına gitmek üzere Diyarbakır’dan aktarmalı gerçekleşmesi sebebiyledir. Hakkımda her hangi bir suç delili de yok” diye konuştu.

DÝHA ÝLE YAPILAN HABER GÖRÜŞMESÝ DELÝL SAYILMIŞ

KESK üyesi olduðunu söyleyen Leman Kiraz da savunmasında şunları dile getirdi: “KESK üyesi olmak dışında MYK ya da sekreterlik düzeyinde görevli deðilim. Ýddianamede geçen toplantıya katılan Leman adlı kişi yüzünden yargılıyorum. Ayrıca DÝHA’nın beni arayıp haber yapmasında da bir sakınca görmüyorum. Siyasi düşüncesi ne olursa olsun bizi arayanlarla görüşme durumumuz vardır. Katıldıðım etkinliklerde kadına yönelik şiddet, barış konularını içerir. Tamamen yasal ve meşru yapılan etkinliklerdir.”

1991’den bu yana Eðitim Sen’de yöneticilik yapan Şefika Şimşek, iddiaları reddederek, KESK’in etkinliklerine katıldıðını belirtti. Eðitim Sen üyesi Meral Hız, Tümer’in bilgisayarından çıkan özgeçmişler bölümünde kendisinin isminin olmasının doðru olmadıðını söyleyerek, “Hakkımda hiçbir somut delil yok. Burada olmadıðım bir tarihte yapılan toplantıya nasıl katılırım? Ayrıca sanıkları da gözaltındayken tanıdım. Öncesinde tanımıyordum” ifadelerinde bulundu.

Mahkeme başkanı tekrar Morsümbül’e anadilde savunma yapıp yapmayacaðını sordu. Morsümbül, anadilde savunma yapacaðını söyledi. Morsümbül’ün avukatı Selçuk Kozaðaçlı, da anadilde savunma hakkının yasal düzenlemelerle yapılabilmesinin önünün açılması konusunda kimi tasarıların Meclis’te bu ay içinde netleşeceðini söyledi. Kozaðaçlı, “Anadilde savunma hakkının kanunlaşarak gerçekleşmesi de ilginçtir. Çünkü aydınlar, demokratlar bu talebi halkına karşı sorumluluðu gereði yerine getirmek amacıyla çaba harcadı. Bunun için savunma vermemeyi, tutuklu kalmayı dahi göze aldılar. Mahkemeden tercüman talebinde bulunuyoruz” dedi.

ANADÝLDE SAVUNMA TALEBÝNE RET

Bunun üzerine mahkeme başkanı savcıya söz hakkı verdi. Savcı, “sanıkların meramını anlatacak düzeyde Türkçe konuşabildiði” gerekçesiyle talebin reddedilmesini istedi. Mahkeme başkanı da “Avrupa Ýnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AÝHS) adil yargılamayı düzenleyen maddesinde sanıðın duruşmada kullanılan dili anlamadıðı ya da konuşamadıðı taktirde, CMK’nun 202/1 maddesi gereði sanık veya maðdurun meramını anlatacak kadar Türkçe bilmediði taktirde tercüman hakkı verilir hükmü, Avrupa Ýnsan Hakları Mahkemesi’nin (AÝHM) içtihatlarına göre tercümandan yararlanma hakkı sanıðın yargılamada kullanılan dili anlamadıðında veya konuşamadıðında yargılamada eşitliði saðlamayı güttüðü hükmü göz önünde bulundurulursa, sanık Morsümbül’ün sorgu ve savcılık tutanaklarını okuyup imzaladıðı, mesleði, eðitim öðretim durumu, duruşma dilini bildiði” gerekçeleriyle anadilde savunma talebinin oy birliðiyle reddedildiðini ifade etti.

Morsümbül, Zazaca konuşarak, savunmasını anadilde yapmakta ısrarlı olduðunu belirterek, kabul edilmediði için savunma yapmayacaðını söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı tutanaklara “Sanık mahkeme dili olmayan bir dille savunmasını yaptı” ibaresini yazdırdı. Yine Bedriye Yorgun ve Güler Elveren de savunmalarını Kürtçe yapmak istediklerini Kürtçe ifade ettiler.

Güler Elveren’in avukatı Murat Yılmaz da yaptıðı savunmada şu hususlara dikkat çekti: “Müvekkilim Tüm Bel-Sen’in Kadın Sekreteridir. Katıldıðı hiçbir etkinliði inkar etmemektedir. Hepsi de yasal sendikal haklarından ötürü yer aldıðı etkinliklerdir. Berçelan Yaylası’na KESK’in düzenlediði barış etkinliðine katılmakla yasadışı bir suç işlememiştir. Yapılan tamamen yasal, meşru etkinliktir. Ki konuyla alakalı olarak Hakkari’de etkinliði izleyen polisler de bir tutanak tutmamıştır. Haliyle müvekkilim aynı gerekçelerle yargılandıðı ve önceki duruşmada tahliye edilen 6 kişiyle aynı durumu yaşamaktadır. Bundan ötürü tahliyesini talep ediyoruz” dedi.

Yine Yorgun’un avukatı Öztürk Türkdoðan da benzer yönde bir savunma yaparak, “Roj TV’ye konuşmak propaganda. Urfa’da yürüyüş yapmak propaganda. Bu nasıl oluyor? Urfa’da emniyetin dahi yazısı yok bu yürüyüşle ilgili. Ancak burada dava açılıyor. Bunun zorlama bir soruşturma olduðunu düşünüyorum. O nedenle müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum” diye konuştu.

Mahkeme başkanı savunmaların ardından duruşmaya 15 dakika ara verdi. Aranın ardından karanını açıklayan mahkeme başkanı, tutuklu 3 sanık Yorgun, Elveren ve Erdoðan’ın tahliyelerine karar verirken, duruşmayı da 18 Nisan 2013 tarihine erteledi.