Tutsak aileleri: Talepleri taleplerimizdir

Tutsak aileleri: Talepleri taleplerimizdir

Açlık grevleri eylemi ikinci ayını doldururken; tutsak ailelerinin endişeleri de artıyor. Aileler AKP Hükümeti'ne tepkililer. ANF'ye konuşan aileler, talepler içinse "bizim de taleplerimiz" diyorlar.

PKK ve PAJK'lı tutsakların 12 Eylül'den bu yana sürdürdükleri açlık grevleri eylemi, ikinci ayına ulaştı.

Mizgin Arı, hapishanelerdeki eylemin ilk grubunda yer alıyor. Mizgin Arı, Diyarbakır E Tipi Kadın Cezaevi'nde ve 12 Eylül'den beri açlık grevinde.

MÝZGÝN ARI: AKP OYALAMAK ÝSTÝYOR!

Mizgin Arı'nın ANF'ye konuşan babası Mehmet Arı, kızıyla son olarak dün görüştü. Kızı ve arkadaşlarının saðlık durumları konusunda Arı şunları söylüyor: "...Telefonda konuşabildik. Durumları hiç ama hiç iyi deðil. Mizgin konuşmakta zorluk çekiyordu. Sese, yüksek sese tepkili hale gelmişler. Tansiyonları yükselip-düşüyor. Işıktan da rahatsız oluyor; gözleri zarar görmüş. Telefonda her zamanki gibi sesimle konuşmama raðmen 'baðırma' dedi. Yanındaki arkadaşlarının durumu daha ciddiymiş. Özellikle birkaç arkadaşının saðlık durumu en ciddi evreye ulaşmış. Bunları söyledi."

Mehmet Arı, kızıyla eylemlerine dair yaptıkları konuşmayı da, şöyle anlattı: "Çok kararlılar. Sonuç almadan bırakacaklarını sanmıyorum. Çünkü konuştuðumuzda, 'ne pahasına olursa olsun biz devam edeceðiz' dedi. Kimsenin eylemlerini bitirmelerine dönük çaðrı yapmaması gerektiðini söyledi. Hükümet somut bir adım atmadan açlık grevini bitirmelerinin mümkün olmadıðını açıkladı."

'TÜRKÝYE'DE YAŞAMAK ÝSTEMÝYORUM...'

Mehmet Arı, aile olarak hükümete tepkili olduklarına dikkat çekti: "AKP Hükümeti'nin açlık grevlerine yaklaşımını 'oyalama' olarak görüyoruz. AKP, tahminimce 2005'den beri Kürtleri oyalıyor. Sürekli bu halkı oyalamaya çalışıyor. Ben hükümete güvenmiyorum; yaptıðı hep oyalamadır. Demokrasiden hiç bahsetmesinler. Demokrasiyle hiçbir alakaları yok. Artık bu halkı kandıramazlar. Açlık grevindekiler çocuk deðil; siyaseti yürüten kimselerdir. Eylemdekilerden birine zarar gelmeden AKP'nin sorunu çözeceðine, sorun için adım atacaðına inanmıyorum. Artık Türkiye'de yaşamak istemiyorum."

Kamuoyuna da çaðrıda bulunan Mehmet Arı, "Sadece Kürtlere seslenmiyorum; vicdan sahibi, zerre kadar insanlıðı olan herkese sesleniyorum: Çocuklarımıza sahip çıksınlar. Onların haklı taleplerini desteklesinler. Eðer bir zayiat meydana gelirse, inanın ki bu kanın önünde kimse duramaz. Sonucu çok kötü olur" dedi.

LEYLA BARAN: DEVLETE DÝLENMÝYOR; GÖREVÝNÝ HATIRLATIYORUZ

Nihat Baran da, Kandıra 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde açlık grevinde. O da, ikinci ayını dolduruyor; eyleme başlayan ilk gruptan. Nihat Baran evli. 5, 10 ve 12 yaşlarında üç çocuðu var; Abdullah, Yasemin, Eren...

Nihat Baran'ın ANF'ye konuşan eşi Leyla Baran; eşinin göz kararması yaşadıðını, burnundan kan geldiðini açıkladı. "Eşimin, açlık grevindekilerin taleplerini destekliyorum" diyen Leyla Baran, ekledi: "Bütün kamuoyunun desteklemesi gereken şeyleri istiyorlar. Ýnsani talep ne ise, onlar onu istiyor. Devlet artık haksızlık yapmaktan vazgeçmeli ve talepler için adım atmalı."

"Eðer sorun çözülse ve eylem bitse bile bundan sonra nasıl yaşayacaklar" diye soruyor: "Eşim açlık grevine başlayalı 60. gün oldu. Sadece eşim için demiyorum; hepsinin durumu çok ciddi. Hepsinde hastalıklar başladı. Bunların çoðu kalıcı olacak."

'BABAMIZ AÇ MI?'

Leyla Baran, çocuklarından bahsetti: "Çocuklarımın psikolojileri bozuldu. Geçenlerde eski açlık grevindekilerin fotoðraflarını gazete ve internet sitelerinde görmüşler. Çok korkmuşlar. Fotoðrafları gösterip, 'babamız da mı bu hale gelecek' diye soruyorlar. Bir yanıt veremiyorum. Biri daha 5 yaşında. Diðerleri 10 ve 12 yaşlarındalar. Ama gizleyemiyoruz. Televizyonlardan, çevrelerinden öðreniyorlar. 'Açlık grevi'nin ne olduðunu nasıl bilsinler? Ama ne kadar da saklasam, anlıyorlar. 'Babamız ölecek mi' diye soruyorlar. 'Babamız bu fotoðraftaki amcalar gibi mi olacak' diye soruyorlar. 'Hayır, onlar eskidendi' diyorum ama ne eskisi! Bugün yaşananlar da farklı deðil. Her gece 'babamız aç mı' diye sormalarına verecek yanıt bulamıyorum. Ama asla kimseye yalvarıyor deðiliz. Acılarımızı çekeriz ama eşimin onurlu çabasına sonuna kadar destek veriyoruz. Hükümetten dilenmiyoruz; hükümete görevini hatırlatıyoruz."